AÖF DERS NOTLARINA HOŞ GELDİN!

Ders notlarına erişmek için lütfen ücretsiz kayıt olunuz.

Ücretsiz Kayıt ol!
Moderator
Mesajlar
419
Tepkime puanı
28
Puanları
18
ÜNİTE – 8 => ARAMA VE KURTARMADA TEKNOLOJİK
GELİŞMELER
RADYO FREKANSLI TANIMA TEKNOLOJİSİ (RFID),
Radyo Frekanslı Tanıma (Radio Frequency Identification-RFID) teknolojisi
, Canlı ve cansız her türlü
nesnenin dokunmadan belirli bir mesafeden tanınmasında ve izlenmesinde kullanılır.
RFID teknolojisi 4 temel bileşenden oluşur:
ð RFID Etiket (çip ve anten’den oluşur)
ð RFID Yazıcı
ð RFID Okuyucu
ð Programlama Aracı
1)- RFID Etiketler: RFID etiketin içindeki çipe kaydedilmiş bilgileri okumak için gerekli iletişim,
okuyucu ile etiket içinde bulunan anten aracılığıyla radyo frekans (RF) sinyalleriyle sağlanır.
2)- RFID Okuyucular: RFID okuyucular elle taşınabilir, araca monteli ve sabit olmak üzere 3
çeşittir. Etiketlerin kodlarının ve içinde kayıtlı bilgilerin okunup sisteme iletilmesi görevini görürler.
3)- RFID Yazıcılar: RFID yazıcılar, etiketlerin içindeki çiplere bilgi kaydedilmesinde, bilgilerin
okunmasında ve güncellenmesinde kullanılırlar.
COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ
Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS);
konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik-olmayan
bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini bütünlük içerisinde
gerçekleştiren bir bilgi sistemidir.
CBS’ in 5 temel bileşeni vardır. Bunlar;
ð Yazılım
ð Veri
ð Donanım
ð Yöntem
ð İnsan
CBS’in temel çalışma prensibi; Belli bir coğrafi bölge için grafik ve öznitelik verilerin ilişkilendirilerek
farklı katmanlar hâlinde saklanması ve bu katmanları kullanarak istenilen analizlerin yapılmasına
dayanmaktadır.
CBS’nin yararları:
ð Daha etkin planlama ve yönetim uygulamalarının geliştirilmesi
ð Kararların hızlı ve yerinde alınabilmesi
ð Kısa ve uzun vadede güncel ve zamana bağlı değişimi gözlenebilen veri yönetiminin
oluşturulması
ð Maliyetlerin azalması
ð Daha iyi hizmetlerin sunulması
ð Hizmetlerin, kararların ve çözümlerin ilgili paydaşlar ile kolay paylaşımı
ð Görsel ve analitik yöntemlerle anlatılması zor olguların daha kolay şekilde anlatılabilmesi
Afet sırasında: Yıkılan ya da tahrip olan yapılar, caddeler, yollar, köprüler, havaalanları, demir yolları,
limanlar, sanayi tesisleri vs. gibi altyapı ve üstyapı tesisleri CBS üzerinde kayıtlı olacağından, bu
kayıtlar üzerinden arama ve kurtarma çalışmaları hızlandırılabilecektir.
Afet sonrasında: Konumu, niteliği ve niceliği belli ve CBS üzerinde kayıtlı olan altyapı ve üstyapı
tesislerinin, yapıların hasar oranı belirlenerek, CBS veri girişi yapılarak ihtiyaçların karşılanması, geçici
ve kalıcı barınakların yapılması, altyapı ve üstyapı tesislerinin planlanması ve inşası
hızlandırılabilecektir.
ARAMA VE KURTARMADA ROBOT KULLANIMI
1)- Yılan Robotlar

ð Yılan robotlar 3 metre uzunluğunda olabilir.
ð Ağaç ve merdivenlere tırmanabilirler.
2)- Robotik Hayvanlar
Vücutlarına eklenen parçalar sayesinde daha gelişmiş kabiliyetlere sahip olan bu yapılar sibernetik
organizma “cyborg” olarak bilinir.
3)- Robot arılar
Birer böcek kadar küçük olan ve uçabilen robot olan robot arılar; kanat genişliği 3 cm, ağırlığı ise 80
mg olan, saniyede 120 defa kanat çırpabilen ve uzaktan kontrol edilebilen dünyanın en küçük uçan
robotlarıdır.
4)- Schaft Kurtarma Robotu
Schaft’ın başlıca özellikleri arasında; Girişi engelleyen enkazı kaldırma, betondan oluşan bir yapıyı alet
kullanarak kırma, kapıyı açıp binaya giriş yapma, enkaz alanında araç kullanma, merdivene tırmanma,
yangın hortumunu bağlayarak vanayı açma, tespit edilen sızıntıyı kesmek için vanayı kapatma, engelli
arazide ilerleyebilme gibi kabiliyetleri bulunmaktadır
5)- Thermite Yangın Söndürme Robotu
Robot yangın söndürme uçaklarının giremediği çok riskli bölgelerde; petrol rafinerileri, kimyasal
tesisler veya nükleer reaktör patlamalarında kullanılabilecektir.
6)- Drone’ların Arama ve Kurtarmada Kullanımı
Drone, uzaktan kontrol edilebilen bir tür uçak teknolojisi olup Türkçede insansız hava aracı anlamına
gelmektedir
Drone’ların kullanıldığı/kullanılabileceği alanlar aşağıda özetlenmiştir:
ð Felaket bölgelerine ilaç teslimatı
ð Arama-kurtarma çalışmaları

ÜNİTE – 9 => ARAMA VE KURTARMADA ACİL DURUM
PLANLARI
ACİL DURUM
Acil Durumların Özellikleri:

ð Yaşam kaynaklarına, altyapıya zarar verir.
ð Oluştuğunda şok etkisi yaratır.
ð Acil durumların bir kısmının ne zaman olabileceği tahmin edilebilirken bir kısmının tahmin
edilebilme şansı bulunmamaktadır.
ð Bazıları ani ve hızlı olur, bazıları yavaş gelişir.
ð İlk anlarda organize müdahale etme imkânı olmayabilir.
Acil Durumların Çeşitleri
Doğal afetler/acil durumlar:
Büyük oranda ya da tümüyle insanların etkisi olmadan ortaya çıkan, can
ve mal kayıplarına sebep olabilen tehlikeli ve çoğunlukla büyük çaplı olaylara verilen addır.
Doğal afetlerin etkileri aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir:
ð Arama kurtarma hizmetleri herkese aynı zamanda ulaşmaz.
ð Altyapıda bozukluklar oluşur.
ð Şok etkisi oluşturur.
ð Yaralanmalara ve can kayıplarına sebep olur.
ð Bulaşıcı ve salgın hastalıklar ortaya çıkar.
ð Eğitim ve öğretimin sekteye uğramasına sebep olur.
ð Emniyet ve asayiş organizasyonlarında problemler ortaya çıkar.
ð İkincil afetlerin oluşumuna etki edebilir.
ð Afetten etkilenen insanların barınma ve beslenme problemleri oluşur.
ð İş yerlerinin etkilenmesi sebebiyle işsizlik ortaya çıkar.
ð Psikolojik hastalıklar oluşmaya başlar.
ð Ekonomik yapıda sorunlar çıkar.
ð Devletin veya özel sektörün yatırımlarında ertelemeler meydana gelir.
ð Enflasyon ve vergiler artar.
İnsan kaynaklı ve teknolojik afetler/acil durumlar: İnsanların etkili olduğu büyük çaplı olaylarla
beraber, yanlış ve eksik planlama ve operasyonların sebep olduğu yerel ve bölgesel yapıdaki olaylar
ile bunların oluşturduğu afet nitelikli olguların tamamını kapsamaktadır.
Acil duruma müdahale durumunda yapılan işler aşağıda belirtildiği şekilde
sıralanabilmektedir:

ð Haber alma ve ulaşım problemlerinin çözümü
ð Afetin etkisinin ve ihtiyaçların tespit edilmesi
ð Arama ve kurtarma çalışmalarının başlatılması
ð İlk yardım çalışmaları
ð Altyapı sorunlarının tespiti ve çözümü
ð Tahliye
ð Geçici konutların veya barınakların temini
ð Yiyecek, içecek, giyecek ve yakacak temin edilmesi
ð Güvenlik, çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik hizmetlerinin sürdürülmesi
ð Basın ve halkla ilişkiler konusunun düzenlenmesi
ð Hasar tespiti, tehlikeli atıkların ve enkazın ortadan kaldırılması
ACİL DURUM PLANI
ð Tüm iş yerleri için kurulum ve tasarım aşamasından başlamak üzere acil durumların
belirlenmesi
ð Önleyici ve sınırlandırıcı tedbirlerin alınması
ð Görevlilerin belirlenmesi
ð Acil durum müdahale ve tahliye yöntemlerinin oluşturulması
ð Dokümantasyon
ð Tatbikat ve acil durum planının yenilenmesi aşamaları izlenerek hazırlanır.
ð Acil durum planları; tehlike sınıfına göre çok tehlikeli iş yerlerinde iki, tehlikeli iş yerlerinde
dört ve az tehlikeli iş yerlerinde altı yılda bir yenilenmek zorundadır.
ð Acil durum planının uygulama adımlarının düzenli olarak takip edilebilmesi ve
uygulanabilirliğinden emin olabilmek için yılda en az bir defa olmak üzere tatbikat yapılır
Acil Durum Çalışmalarının Yürütülmesi
Acil durum çalışmaları genel olarak bir bütün gibi görülse de 4 aşamada sürdürülmektedir. Bunlar;

ð Afet öncesi potansiyel tehlikeleri tahmin ve analiz etmeyi içeren hazırlık aşaması
ð Tahmin ve analiz edilen potansiyel tehlikeleri azaltmak için geliştirilen aksiyon planlarını
içeren zarar azaltma aşaması
ð Afet sonrası çalışmalar olan arama-kurtarma aşaması
ð İyileştirme aşaması şeklinde sıralanabilmektedir.
Acil durum öncesi planlama
ð Yapıların türü
ð Bölgede bulunan binalardaki kat sayısı
ð Bodrum katı ya da zemin katı olan binalar
ð Tehlikeli maddelerin kullanıldığı ve/veya depolandığı binalar
ð Kişi sayısının fazla olduğu binalar; örneğin okullar, hastaneler, apartmanlar, dinlenme
tesisleri
ð Çökmeye daha eğimli olduğu bilinen yapılar; örneğin üstgeçitler, viyadük, köprüler, çok katlı
garajlar
Acil durum planının geliştirilmesi
Yapısal çökme olayları başlamadan önce arama-kurtarma ekiplerinin aşağıda belirtilen adımları
uygulaması gerekmektedir:

ð İlk olarak yüksek potansiyelde insanın kurtarılabileceği binalar tespit edilir.
ð İkinci olarak binalarda bulunan tehlikeler belirlenir ve arama-kurtarma operasyonlarında
öncelik tanınacak binalar belirlenir.
ð Son adımda ise incelenen binalar arama-kurtarma işaretleme sistemiyle işaretlenir.
Triaj=> Afetin etki ettiği bölgelerde mümkün olduğunca çok sayıda insanın kurtarılması için
arama-kurtarma çalışmalarının diğer aşamalarında toplanan bilgilerin analiz edilmesi, bölgedeki
binaların değerlendirilmesi, hasar durumlarının sınıflandırılması ve müdahale önceliklerinin
belirlenmesi için çalışmalar yapılır.
NOT => Büyük Endüstriyel Kazalar için Acil Durum Planı Genelgesi’ne göre planın uygulanmasından
valiler sorumludur.

ÜNİTE – 10 => ARAMA VE KURTARMAYA YÖNELİK BAZI
MÜHENDİSLİK UYGULAMALARI
KAPALI ALANLARDA TEMİZ HAVA İHTİYACI
Oksijen düşüklüğünün insan fizyolojisi üzerindeki etkileri:

ð Kolay nefes alışverişi. 21 – 19
ð Solunum sıklaşır, nabız artar. 18 – 15
ð Nefes alma zorlaşır. Baş dönmesi ve kulak uğultusu başlar. 14 – 10
ð Baygınlık ve kısa zamanda koma hâli görülür. 9 – 6
ð İnsanların yaşaması mümkün değildir. 5 – 0
NOT =>
Solunum sırasında oluşan karbondioksit hacminin, solunmuş olan oksijen hacmine oranına
(CO2/O2) solunum katsayısı denir ve bu oran normal şartlarda 0,8 - 0,9 arasında değişir.
KAPALI ALANLARDA ZARARLI GAZLARA KARŞI GEREKLİ TEMİZ HAVA
İHTİYACI
Zararlı gazlar:
Boğucu, zehirleyici, radyoaktif ve patlayıcı gazlar
Zararlı buharlar: Cıva ve arsenik buharları gibi
Tozlar
Kapalı alanlarda, atmosferdeki gazlar, atmosferik hava, aktif gazlar ve artık gazlar olmak üzere 3 ayrı
grupta incelenebilir:
ð Aktif gaz terimi zehirli veya patlayıcı özelliğe sahip olan herhangi bir gaz için kullanılabilir.
Örneğin, CH
4
, CO ve H
2
S aktif gazlardır.
ð Artık gazlar (veya ölü hava) ise oksijene eşdeğer olması gerekenden fazla miktarda bulunan
CO
2
ve N
2
karışımıdır.
YIKINTI İKSALAMA TEKNİKLERİ
Yıkıntılar altında arama kazısı yapılacağı zaman, yer altı suyu çıkmayan kuru zeminlerin, kendini
tutamayıp kayma yapmasına karşı, kazı yüzlerini desteklemek amacıyla inşa edilmiş kâgir veya
betonarme sisteme iksa denir.
Yıkığa müdahale 2 şekilde gerçekleştirilebilir:
ð Düşey müdahale (kuyu açılması),
ð Yatay müdahale (çöken binanın kenar açıklıklarından galeri ile girilmesi)
Kuyu yöntemi; Genelde toptan göçmüş yüksekliği az ya da orta binalarda kazazedeye hızlı bir biçimde
ulaşmak için uygulanabilir.
Kuyunun yer seçiminde aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
ð Kazazedeye hızla ulaşabilecek konumda olmalıdır
ð Kuyu açılımı boyunca meydana gelebilecek artçı depremlerin etkilerini emniyetle
karşılayabilmek için kuyu, iksa elemanının yüksekliği kadar ( 0.15-0.20m) derinleştirildiğinde,
kuyunun tüm cidarları ahşap çerçeve ile desteklenmelidir.
ð Kuyuda bir kişi delici ile döşemeleri özenli bir şekilde kırarken diğerleri kırılan parçaları hızlı
bir şekilde çalışma alanından uzaklaştırmalıdır.
Galeri açma yönteminde; Tamamen yıkılmış binalarının kenarlarından açılacak bir galeri ile
kazazedeye ulaşılma amaçlanmaktadır.
Galeri kesiti genellikle üçgen olup genişliği iki kurtarıcının birlikte çalışabilecekleri kadar (90 - 100 cm),
yüksekliği ise 90 cm alınabilir.
ÜNİTE – 11 => ARAMA VE KURTARMA FAALİYETLERİNDE
KARŞILAŞILAN SAĞLIK SORUNLARI VE KORUNMA YÖNTEMLERİ
ARAMA VE KURTARMA FAALİYETLERİ
Acil Durumlar ve Felaketler
Tanımlar
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Acil Durum
(2011); normal prosedürlerin askıya alındığı ve
toplumun etkilenmemesi için olağanüstü önlemlerin devreye sokulduğu durum(lar) olarak tanımlanır.
DSÖ tarafından Afet; normal yaşam koşullarının bozulduğu ve yaşanan acının boyutunun, etkilenen
toplumun müdahale kapasitesini aştığı olaylar olarak tanımlanmıştır.
Sık karşılaşılan acil durum ve afetler
ð Her gün yaşanan acil durumlar
ð Doğal afetler
ð Endüstriyel kazalar
ð Nakliye kazaları
ð Terörist saldırılar ve adli olaylar
ð Kitlesel insan hareketleri
Acil durum ve afetlerde karşılaşılabilecek tehlikeler
ð Yapıların stabil olmaması
ð Faaliyet alanında kontrol altına alınmamış tehlikeler
ð Kopmuş, hasarlı elektrik hatları ve diğer alt yapı tehlikelerine temas (gaz, kanalizasyon vb.)
ð Elektrikli testereler
ð Yabani hayvanların saldırıları, ısırmaları, sokmaları
ð Kan ve diğer vücut sıvıları ile temas
ð Enerjili ve ağır ekipman ve el aletleri kullanımı
ð Yüksekten veya zemindeki açıklıklardan düşme
ð Kaynak, kesme ve yanıklar
ð Giriş çıkışı kısıtlı kapalı alanlar
ð Asbest
ð Uygunsuz helikopter kullanımı
KARŞILAŞILABİLECEK SAĞLIK SORUNLARI
ð Ölümler
ð Şiddete Maruz Kalma
ð Kazalar Ve Yaralanmalar
ð Kas ve İskelet Sorunları (KİS)
ð Ruh Sağlığı Sorunları (RSS)
ð Biyolojik Tehlike Maruziyetlerine Bağlı Sağlık Sorunları
ð Radyoaktif Madde Maruziyetlerine Bağlı Sağlık Sorunları
ð Kimyasal Madde Maruziyetlerine Bağlı Sağlık Sorunları:
Ölümü de içeren ciddi sonuçları olabilecek asfiksi (havasız kalma) ve kimyasal zatürre gibi akut
etkilere neden olabilen karbon monoksit, amonyak, fosgen, kükürt dioksit maruziyeti
Gözlerde tahriş, baş ağrısı, uyku hali, bulantı
Ölümle sonuçlanabilen solunum tahrişi, nefes darlığı, astım, amfizem, inatçı öksürük ve
bronşiyal aşırı duyarlılık, kronik solunum yetmezliği, kötü huylu olmayan hastalıklar
Asbestoz
PCB’ler, TCDD dâhil PCDF’ler ve PCDD’lere maruz kalmakla oluşan klorakne ve benzeri
semptomlar ile asitler gibi korozif maddelere temas ile gelişen cilt hastalıkları
• İnsan üreme sistemi üzerine tehlikeli maddelere maruz kalmakla gelişen üreme sorunları
• Biyokimyasal ve kan değerlerindeki değişiklikler
• İyi huylu tümörler
KORUNMA YÖNTEMLERİ
Acil Durum Politikaları

Günümüzde ‘‘Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi’’ olarak adlandırılan model, afet ve acil durumların
sebep olduğu zararların önlenmesi için tehlike ve risklerin önceden tespitini, afet olmadan önce
meydana gelebilecek zararları önleyecek veya en aza indirecek önlemlerin alınmasını, etkin müdahale
ve koordinasyonun sağlanmasını ve afet sonrasında iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içerisinde
yürütülmesini öngörmektedir.
BEKÖEA Yönetmeliği’ne göre büyük endüstriyel kaza; herhangi bir kuruluşun işletilmesi esnasında,
kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan ve kuruluş içinde veya dışında çevre ve/veya insan sağlığı için
anında veya daha sonra ciddi tehlikeye yol açabilen bir veya birden fazla tehlikeli maddenin sebep
olduğu büyük bir yayılım, yangın veya patlama olayı olarak tanımlanmıştır.
ð Organizasyonel Önlemlerle Sağlığın Korunması
Acil müdahalenin yönetimi

ð Bilgi toplama
ð Karar verme ve harekete geçmek için alternatif yolların analizi
ð Harekete geçmek
ð Risk değerlendirme
ð Eğitim
ð Aşılama ve bulaşıcı hastalıklardan korunma:
Tetanoz
: Son on yıl içinde tetanoz aşısı yapılmış olması gereklidir. Aşının Td (Tetanoz ve Difteri)
şeklinde yapılması önerilir.
Polio (çocuk felci) : Ülkemizde çocukluk çağında yapılmaktadır.
Hepatit A: Hijyen sorunları olan bölgelerde çalışacak ve bağışıklığı oluşmamış personele koruyucu
antikorların oluşması için iki veya üç hafta önce yapılması önerilir.
Hepatit B: Kan ve vücut sıvıları ile temas riski olan personele uygulanmalıdır. Koruyucu antikor
oluşması için üç doz aşının hızlandırılmış aşı takvimine göre uygulanması gerekir.
Meningokoksik Menenjit: Müdahale edilen afet veya acil durum koşullarına ve görev yapacak
sağlık çalışanlarına risk düzeyine göre uygulanabilir.
Kuduz: Muhtemel kuduz olduğu düşünülen hayvanların saldırısına maruz kalmış arama kurtarma
personeline uygulanır.
Tifo: Salgın olan veya olabilecek koşulların oluştuğu bölgelerde faaliyetlere katılan personele
uygulanır.
Rotavirüs: Hijyen koşullarının bozuk olduğu alanlarda görev alacak personele önerilir.
ð Ergonomik ekipmanlar ve kişisel koruyucu donanımlar (KKD)
ð Ruhsal Sağlık Sorunlarından Korunma
ð Uzun Dönemli Sağlık Gözetimi
ÜNİTE – 12 => ARAMA VE KURTARMADA KARŞILAŞILAN TIBBİ
ACİLLERDE İLK YARDIM
TIBBİ ACİLLER
KALP KRİZİ
Semptom ve belirtileri

ð Sebebi bilinmeyen ani halsizlik, bulantı hissi, soğuk terleme
ð Sıkışma veya ezilme şeklinde hissedilen göğüs ağrısı
ð Bayılma
ð Kalp ritim bozukluğu
ð Akciğerde sıvı toplanması
ð Ani ölüm
Ani kalp krizinde acil tıbbi bakım
ð Hastayı sakinleştirmek
ð Hasta hakkında bilgi almak
ð Hastanın konforunun sağlanması
ð Oksijen verilmesi
ð Hastaneye nakledilmesi
FELÇ
Beyne giden kan akımı beyin dokusunu hasara uğratacak kadar kesildiğinde yaşanan tıbbi duruma,
felç denir.
ð Beyin damarlarında pıhtılaşma (tromboz)
ð Beyin atardamarlarında yırtılma (rüptür)
ð Başka bir damarda oluşan pıhtının beyin atardamarını tıkaması (embolizm)
Semptom ve belirtileri
ð Baş ağrısı
ð Bedenin bir tarafındaki ekstremitelerden biri ya da her ikisinde, nadiren de her iki
tarafındakilerde paralizi
ð Sersemleşme, bilinç bulanıklığı veya koma
ð Konuşma ve görme bozukluğu
ð Yutma veya solunum zorluğu
ð Kasılmalar ve nöbetler
ð Yüzde mimik ve hareket kaybı
Felçte acil tıbbi bakım
ð Solunum ve yutma kaslarının etkilendiği durumlarda solunum zorluğu yaşanır, düzensiz ve
yavaş solunum varlığında oksijen verilmelidir.
ð Boğaz kaslarının paralizi olabileceği akılda tutularak felçli hastalara ağız yoluyla hiçbir şey
verilmemelidir.
ð Dil kontrolünün ve yutma becerisinin kaybı hâlinde hastanın kendi dilinin veya
tükürüğünün hava yolunu tıkamasına engel olunmalıdır.
NEFES DARLIĞI
ð Alveollerde sıvı birikmesi veya enfeksiyon
ð Alveollerin hasara uğraması
ð Ana hava yollarının (bronşlar) spazm veya mukus ile dolması
Akciğerde bu bozulmaları yaparak nefes darlığına neden olan acil tıbbi durumlar şunlardır:
ð Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı solunum yollarında daralmalar
ð Ani gelişen akciğer ödemi (sıvı toplanması)
ð Astım veya alerjik reaksiyonlar
ð Akciğer atardamarının pıhtı ile tıkanması
ð Hiperventilasyon
Semptom ve belirtileri
ð Akciğerde ani sıvı toplanması ani kalp krizi, ani dumana, tahriş edici veya zehirli
kimyasallara maruz kalma sonucunda veya göğsü sıkıştıran yaralanmalardan sonra gelişir.
ð Astım ise hava yollarının, alerji, stres, soğuk, egzersiz gibi nedenlerle ani gelişen bir spazm
sonucu daralması ile hastanın solunum sıkıntısı yaşamasıdır.
ð Pulmoner embolide, pıhtının büyüklüğüne bağlı olarak her nefeste keskin batıcı göğüs
ağrısı, kanlı öksürük, morarma, nefesin sıklaşması veya ani ölüm görülebilir.
Nefes darlığında acil tıbbi bakım
ð Hiperventilasyonda da hasta sakinleştirilmelidir.
ð Kese kâğıdı ve benzeri bir torba içinde nefes alıp vermesi sağlanır ve acil servise
nakledilmelidir.
DİYABETİK ACİLLER
Semptom ve belirtileri

ð Hızlı ve derin iç çekişli solunumla birlikte hava açlığı
ð Aşırı sıvı kaybı bulguları (sıcak ve kuru cilt, içe çökmüş gözler)
ð Nefeste aseton kokusu
ð Hızlı ve zayıf nabız
ð Hafif düşük veya normal kan basıncı
ð • Uyaranlara cevapsızlık
Diyabetik acillerde acil tıbbi bakım
Koma mı yoksa insülin şoku mu olduğuna karar verilemediği durumlarda hastalara şeker veya şekerli
içecek verilir.
AKUT BATIN
Semptom ve belirtileri

ð Batında hassasiyet, gerginlik, şişkinlik ve ağrı temel belirtilerdir.
ð Kan basıncı düşük, nabız hızlanmıştır.
Akut batında acil tıbbi bakım
Akut batın belirtileri gösteren kişilere ağızdan besin, içecek, uyku verici ve ağrı kesici ilaçlar
verilmemelidir.
RADYASYON YARALANMALARI
Radyolojik kaza
, kapalı veya açık bir radyasyon kaynağından çevreye iyonizan radyasyonun veya
radyoaktif materyalin kontrolsüz şekilde salınması olarak tanımlanır.
Semptom ve belirtileri
ð Kızarıklık
ð Yanma, kaşınma
ð Su kabarcıkları
ð Radyasyon yanığı
ð Kıl dökülmesi
Akut radyasyona maruz kalan kişide;
ð Hâlsizlik, isteksizlik, bitkinlik
ð Şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi
ð Mide bulantısı, kusma
ð Ateş yükselmesi
ð Kanlı ishal görülür.
Radyasyona birkaç dakika ile birkaç saatlik kısa sürede, tek seferde yüksek düzeyde radyasyona maruz
kalmakla oluşan belirti ve bulguların tümüne, akut radyasyon sendromu (ARS) denir.
En çarpıcı kısa ve uzun dönemli etkileri şunlardır:
ð Beyaz kan hücrelerinde (lenfositler) azalma
ð Saç dökülmesi
ð Kısırlık
ð Mutasyon (kalıtımsal hasar)
ð Kanser
ð Kemik iliği hasarı => Göz lensinde puslanma (katarakt) => Lösemi (kan kanseri)
Radyasyon yaralanmalarında acil tıbbi bakım
ð Yapılması gereken; radyasyona maruz kalan kişilerin hızla bölgeden uzaklaştırılması,
arındırma, oluşan paniğin tıbbi yönetimi ve kamuoyunun bilgilendirilmesidir.
Arama ve kurtarma faaliyetlerinde çalışanların radyasyondan etkilenmiş alanda korunması,
etkilenen kişilerin en etkin tıbbi bakımın ve nakillerinin sağlanması, nakil sırasında ve hastanede
kontaminasyonun yayılmaması için şunlara uyulur:

ð Çalışmalarda görev alanlar maske, koruyucu giysi, başlık ve eldiven kullanmalı, bunların da
kenarları bantlanmalıdır.
ð Çalışanlar dönüşümlü olarak çalışmalıdır.
ð Tüm çalışanlara kişisel, direkt okunan radyasyon dozimetreleri temin edilmelidir.
ð Görev yapan tüm çalışanlar işlemler bittikten sonra radyasyon taramasından geçirilmelidir.
ð Hastaların nakledildiği hastanelerde radyasyon izolasyon odası olmalıdır.
ð İzolasyon odasında hava sirkülasyonu engellenmeli, drenaj sistemi olan bir küvet veya
hasta masası, atık su ve kontamine olmuş her türlü malzeme için uygun kap ve plastik
torbalar bulundurulmalıdır.
CRUSH (EZİLME) SENDROMU
Semptom ve belirtileri

ð Travma bölgesinde ağrı, ödem, kanama ve enfeksiyon görülebilir.
ð Yaralının idrar çıkarması azalmıştır ve rengi kirli kahverengidir.
Crush sendromunda acil tıbbi bakım
ð Potasyum içeren sıvılardan kesinlikle kaçınılmalıdır.
ð En kolay bulunan damar içi sıvı olduğu için izotonik NaCl (sodyumklorür) verilmeye
başlanır.
ACİL YARDIMIN PSİKOLOJİK YÖNLERİ
Semptom ve belirtileri

ð Duygusal
ð Bilişsel
ð Fiziksel
ð Davranışsal
ð Sosyal (kişiler arası)
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Diğer Sorunlar
TSSB 3 ayrı şekilde görülebilir:

ð Akut travma sonrası stres bozukluğu: Belirtiler üç aydan kısa sürer.
ð Kronik travma sonrası stres bozukluğu: Belirtiler üç aydan uzun sürer.
ð Gecikmeli başlangıçlı travma sonrası stres bozukluğu: Belirtiler en az altı ay sonra başlar.
Mağdurlarda travmatik olayların ardından TSSB’den başka şu sorunlar da görülebilir:
ð Dissosiyasyon (bölünme, ayrışma)
ð Travmayı istemeden yeniden yaşantılama
ð Kaçınma
ð Tedirginlik ve aşırı uyarılma hâli
ð Endişe (kaygı)
ð Depresyon
ð Madde kullanımı
Psikolojik İlk yardım
Psikolojik ilk yardım,
ciddi bir kriz durumunun kişiler üzerinde yarattığı olumsuz etkileri en aza
indirmek, onların güçlüklerle baş edebilmeleri, normal yaşamlarını sürdürebilmeleri, psikolojik ve
sosyal anlamda güçlendirilmeleri amacıyla yürütülen koruyucu müdahalelerdir.
Psikolojik ilk yardım temel 5 prensip üzerinden yürütülür:
ð Güven duygusu vermek
ð Sakinleştirmek
ð Öz yeterlilik ve toplumsal yeterlilik duygusunu teşvik etmek
ð Bağlantılı olma duygusunu geliştirmek
ð Umut aşılamak
Psikolojik ilk yardımın evreleri
ð Koruma
ð Yönlendirme
ð İletişim kurmak
ð Aciliyete göre sıralamak
ð Yanında olma
Psikolojik ilk yardımda etkili iletişim
ð Empati ile yaklaşılmalı, mağdurlara kendilerinin anlaşıldığı gösterilmelidir.
ð Psikolojik ilk yardımda bulunacak kişi kendini tanıtmalı, uygulama için mağdurdan izin
almalı, kendisine ismi ile hitap etmelidir. Yumuşak ve sıcak konuşulmalı, göz teması
sürdürülmelidir.
ð Önce fiziksel ihtiyaçları karşılanmalı, varsa acil tıbbi yardım gerektiren durumlara özen
gösterilmelidir.
ð Hikâyelerini ve duygularını paylaşmak isteyenler dinlenmeli, yargılamadan, dostça ve
merhametle yaklaşılmalıdır.
ð Mağdurun yakınları ve sevdikleri ile temas kurmasına yardımcı olmalı, aile bireyleri bir
arada tutulmalıdır.
ð Mağdurlar sunulan hizmetlerden haberdar edilmeli, bunlara yönlendirilmeli, daha fazla
yardım geleceği biliniyorsa, korku ve endişelerini gidermek için bilgiler mağdurla
paylaşılmalı, ümit aşılanmalıdır.
ÜNİTE – 13 => ARAMA VE KURTARMADA EĞİTİM
EĞİTİM VE TATBİKATLAR

Afet eğitimi, afet konusunda profesyonel veya yönetici seviyesinde çalışanlar için Afet Yönetimi
Eğitimi
; halk için ise Afet Bilinci Eğitimi olarak ikiye ayrılarak incelenebilir.
EĞİTİM İHTİYAÇLARININ BELİRLENMESİ
12 aylık bir periyot için;

 Kimlere hangi eğitimlerin verileceği,
 Eğitimi kimlerin vereceği,
 Hangi eğitim araçlarının kullanılacağı,
 Eğitimlerin hangi tarihlerde, nerelerde yapılacağı,
 Eğitimlerin değerlendirilmesi ve dokümantasyonun nasıl yapılacağı belirlenmelidir.
Eğitim Faaliyetleri
 Eğitim Oturumları
 Masa Başı Çalışması
 Tatbikat
 Tahliye Tatbikatı
 Gerçeğe Yakın Tatbikat
Çalışanların Eğitilmesi
Her bireyin rolü ve sorumlulukları :

 Tehlikeler, zararlar ve önleyici faaliyetler hakkında bilgi
 Uyarı ve iletişim prosedürleri hakkında bilgi
 Acil durumda aile üyelerinin yerleştirilmesi
 Acil durum müdahale prosedürleri hakkında bilgi
 Tahliye prosedürü hakkında bilgi
 Acil durum müdahale ekipmanlarının yerleri ve kullanım şekilleri hakkında bilgi
 Acil durumda üretimi durdurma prosedürleri
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE GÖNÜLLÜLERE AFET YÖNETİMİ
EĞİTİMİ

Afetlere hazırlık ve kurtarma hizmetleri konusunda halk eğitimi vermek, Sivil Savunma Genel
Müdürlüğü
’nün görevidir.
Örnek olarak İTÜ Afet Yönetim Merkezi’nin verdiği eğitimler aşağıda sıralanmıştır:
ABCD eğitimi
: Boğaziçi Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsü AHEP tarafından hazırlanan ve
afete yönelik toplumsal bilinci yükseltmeye yönelik, 3 saatlik yaygın halk eğitimi.
TAG1 eğitimi: ABCD eğitimi, triaj, yapısal hasarların tespiti, olay komuta sistemi çalışmalarını
kapsayan 2 günlük eğitim.
TAG2 eğitimi: Tüm afetler için hazırlıklı olma, yangın önleme ve müdahale, ilk yardım ve hafif
arama kurtarma, olay komuta sistemi çalışmalarını içeren 28 saatlik eğitim.
Profesyonel arama kurtarma eğitimi: Belediye arama-kurtarma eğitmenleri tarafından verilen
80 saatlik sınıf, saha, triyaj çalışmalarını kapsayan bir eğitimdir. Ağır enkaz aletlerinin kullanımı ile ilgili
eğitim ilave olarak verilmektedir.
NBC eğitimi: Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından verilen nükleer, biyolojik, kimyasal silahların
tanımı, etkileri ve korunma, temizleme, müdahale etme yöntemleri eğitimi.
Lojistik eğitimi: Kızılay tarafından verilen afet sonrası ve hazırlık aşamasında depolama ile ilgili
sevk idare yöntemleriyle ilgili eğitimler.
İlk yardım eğitimi: Kızılay tarafından verilen temel bilgilendirme ve ileri aşamada müdahale
ilkelerini kapsayan 1 haftalık eğitim.
Yangın önleme ve müdahale eğitimi: İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı
tarafından başlangıç yangınlarına müdahale, öncesi önlemler ve yangına karşı korunma ile ilgili
eğitimler.
Afet psikolojisi eğitimi: Afet öncesi hazırlık kapsamında afetten sonra doğrudan etkilenen, afeti
yaşayanlar ve bölgede hizmet veren personelin bilgilendirilmesi ile ilgili seminer ve bir tam gün teorik
uygulamalı eğitim.
Amatör telsizcilik eğitimi: Telsiz Radyo Amatörleri Cemiyeti tarafından düzenlenen eğitimlerdir.
TOPLUMSAL BİLİNÇLENDİRME KAMPANYALARI
Bilinçlendirme Kampanyası

 Toplumu bilgilendirmek ve eğitmek
 Hazırlığı artırmak
 Problemi gündemde tutmak
 Cesaretlendirmek, motivasyonu ve iyi niyeti artırmak olmalıdır.
Bilinçlendirme kampanyalarının bileşenleri ise:
 Yaratıcılık
 İlgi çekmek
 Tekrarlamak
 Mesajı kuvvetlendirmektir.
Bilinçlendirme kampanyalarının yürütülmesi 4 adımda gerçekleştirilmektedir.
1. Adım: Araştırma
2. Adım: Kitle Analizi
3. Adım: Geliştirme/Uygulama
4. Adım: Değerlendirme
ARAMA KURTARMA.14- ÜNİTE
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE ARAMA KURTARMANIN TARİHSEL GELİŞİMİ
Dünyadaki Tarihsel Gelişim
Bilindiği üzere dünya tarihi boyunca yeniliklerin, icatların ve gelişmenin büyük bir kısmı, bir ihtiyaç
nedeniyle ortaya çıkmıştır.
Bu noktada, 1755 Lizbon Depremi’ne ve yaşananlara değinmek, bugünü anlayabilmek adına önemli ipuçları
sunmaktadır. Tarihin de kayıtlı en büyük depremlerinden biri olan 9.0 büyüklüğündeki bu deprem ve sonrasında
yaşananlar, aynı zamanda tarihteki ilk “koordinatif afet müdahalesi”nin de başarılı bir şekilde uygulandığı
depremdir. Dönemin yetkilileri, afet sonrasında silahlı kuvvetler dâhil tüm unsurları başarılı bir şekilde organize
etmiş, şehri güvenlik altına almış, kent dışından yiyecek teminini sağlamış, yiyecek fiyatlarının kontrolden
çıkarak yiyeceklerin karaborsaya düşmesinin önüne geçmiştir.
Arama ve kurtarmada “Afet Yönetiminin” ilk adımları “pasif korunma” kavramı altında I. Dünya Savaşı sonrası
dönemde atılmaya başlamıştır. Bugün ifade edilen modern ve bütünleşik afet yönetimini doğuran kavram ise II.
Dünya Savaşı sonrasında geniş ve sistematik bir biçimde uygulama alanı bulan “sivil savunma” dır.
Nihayetinde Birleşmiş Milletler 90’ları, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki afet zararlarının azaltılabilmesi için
uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi amacını taşıyan “Uluslararası Doğal Afet Zararlarının Azaltılması On Yılı”
olarak ilan etmiştir.
Bu misyona yönelik olarak yürütülen faaliyetlerin değerlendirildiği 1994 Doğal Afet Zararlarının Azaltılması
Konferansı’nda (Yokohama, Japonya) ise üye ülkeler “Daha Güvenli Bir Dünya için Yokohama Stratejisi ve Eylem
Planı”nı oluşturmuşlardır.
Stratejik hedefleri; afet risklerinin azaltılmasının sürdürülebilir kalkınma plan ve politikalarına bütünleştirilmesi,
afetlere karşı bilincin ve duyarlılığın oluşturulması için kurumların, mekanizmaların ve kapasitelerin geliştirilmesi
ve mevcutların güçlendirilmesi ve afet risklerinin azaltılması yaklaşımlarının acil duruma hazırlık, müdahale ve
iyileştirme programlarına sistematik olarak katılımı şeklindedir.
TÜRKİYE’DEKİ TARİHSEL GELİŞİM
1944 Öncesi dönem
Doğal afetler ve özellikle depremlerden etkilenen insanlara yardım etmek yani “arama ve kurtarma geleneği”
çok eski tarihlere kadar uzanmaktadır. Bu konudaki ilk yazılı örnek 14 Eylül 1509 yılında meydana gelen İstanbul
depremi görülmektedir.
Cumhuriyet Dönemi’nde yerleşme ve yapılaşmalara yeni esaslar getirilmesi 1923 yılında Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk Hükûmetinde Mübadele, İmar ve İskân Bakanlığı’nın kurulusu ile başlamış, ancak ilk kuruluş
yılında göçmen mübadelesi ve İskân görevlerini üstlenen bu bakanlık bir yıl sonra kaldırılmıştır.
1930 yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı “Belediye Yapı ve Yolları” kanunu ile Belediyelere, yerleşme ve
yapılaşmalarla ilgili denetim görevi ile ihtiyaç sahipleri için konut inşa ettirmek görevi de verilmiştir.
1933 yılında yürürlüğe giren 2290 sayılı “Belediye Yapı ve Yolları” kanunu ile de Osmanlı İmparatorluğu
döneminden beri uygulanmakta olan Ebniye Kanunu 4–5 maddesi dışında tamamen değiştirilmiş ve şehirlerin
imar planlarının hazırlanması, yeni yapılacak yapılar, yollar, ruhsat alınması, fenni mesuliyet, yapı
1944-1958 Arası dönemde özellikle büyük depremlerin meydana gelmesiyle birlikte afet bilinci
gelişmiş ve buna bağlı olarak arama kurtarma ile ilgili çalışmalar artmıştır.
.
1933 yılında yürürlüğe giren “Belediye Yapı ve Yolları” kanununun altı yıllık uygulamasında görülen aksaklıkları
ortadan kaldırmak, meydana gelen doğal afetlerle ilgili Kızılay, İçişleri Bakanlığı vb. gibi teknik olmayan
kuruluşlar eliyle yürütülen yardım çalışmalarını bir esasa bağlamak üzere 1939 yılında 3611 sayılı kanunla
Bayındırlık Bakanlığı Kuruluş Kanunu değiştirilmiş ve yukarıda sayılan işlerle ilgili görevler Yapı ve İmar İşleri
Reisliği adı altında yeniden düzenlenen birime verilmiştir.
26 Aralık 1939 yılında ülkemizde son yüzyılın en büyük depremi olan Erzincan depreminin meydana gelmesi ve
bu depremde 32962 kişinin hayatını kaybetmesi ve 116720 yapının yıkılması veya ağır hasar görmesi üzerine o
günkü Cumhuriyet Hükûmeti bazı yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı duymuş ve ilk kez 17 Ocak 1940 tarihinde
3773 sayılı “Erzincan’da ve Erzincan Depreminden Müteessir Olan Mıntıkalarda Zarar Görenlere Yapılacak
Yapılar Hakkında Kanun” çıkarılmıştır.
1941–1942 ve 1943 yılları içerisinde ülkemizin birçok yöresinde yoğun su baskınlarının yaşanması üzerine 14
Ocak 1943 yılında 4373 sayılı “Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karsı Korunma” adı altında yeni bir kanun
çıkarılmıştır. Bu kanunla Cumhuriyet Dönemi’nde ilk kez, su baskınları afetine karsı, afetler olmadan önce
alınacak tedbirler belirlenmiş ve afet sırasında yapılacak çalışmalara yeni esaslar getirilmiştir.
1944–1958 Arası Dönem
18 Temmuz 1944 tarihinde 4623 sayılı “Yer Sarsıntılarından Evvel ve Sonra Alınacak Tedbirler Hakkında” kanun
çıkarılmıştır.
1953 yılında Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İsleri Reisliği bünyesinde deprem bürosu kurulmuştur. Daha
sonra 1955 yılında bu büro DE-SE-YA (Deprem, Seylap, Yangın) şubesi hâline getirilmiş ve doğal afet zararlarının
azaltılması çalışmaları bu şube tarafından yürütülmeye başlanmıştır.
1950’li yılların ortalarından itibaren gittikçe yoğunlaşan sanayileşme, göç ve şehirleşme hareketleri,
şehirlerimizde olumsuz gelişmelere yol açmış 1956 yılında zamanına göre hayli ileri sayılan 6785 sayılı “İmar
Kanunu” çıkarılmıştır.
1958 yılı ve sonrası ülkemizde doğal afet zararlarının azaltılması çalışmaları açısından önemli politika
değişikliklerinin yaşandığı ve uluslararası alandaki yeni gelişmelere paralel olarak önemli gelişmelerin sağlandığı
yıllar olmuştur.
Özellikle ana görevi; Afetlerden önce ve sonra gerekli tedbirleri almak, ülkenin bölge, şehir ve köylerinin
planlamasını yapmak, konut ve iskân sorununu çözmek, ülkedeki yapı malzemelerinin geliştirilmesi ve
standartlarını hazırlamak olan İmar ve İskân Bakanlığı’nın Mayıs 1958 yılında 7116 sayılı kanunla kurulması ve
bu kanunlarla ilgili görevleri Bayındırlık Bakanlığı’nın devir alması çok olumlu bir gelişme olmuştur.
Yine aynı yıl 7126 sayılı “Sivil Müdafaa” kanununun çıkarılması ve bu kanun kapsamında doğal afetler sırasında
gereken kurtarma ve ilkyardım çalışmalarının da dâhil edilmesi, bu konuda önemli bir boşluğu doldurmuştur.
En önemli gelişme ise, 15.05.1956 tarihinde, çeşitli değişikliklerle bu gün hâlâ yürürlükte olan, 7269 sayılı
“Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun” çıkarılması
olmuştur.
Doğal afet zararlarının azaltılması amacıyla Cumhuriyet Dönemi’nde çıkarılmış bulunan tüm kanunları tek bir
kanun halinde toplayan ve afet zararlarının azaltılabilmesi için afet öncesi, afet sırası ve afet sonrasında
yapılması gereken çalışmaları açıklayan bu kanunun en önemli özelliği, o güne kadar afet sonrasında yapılması
gereken Genel Bütçe’den fevkalade tahsisat adı altında kanunlarla ek ödenekler ve her afet olayı için ayrı bir
yardım kanununun çıkarılmasını önlemiş ve bu amaç için Genel Bütçe dışında bir “Afetler Fonu” oluşturulmasını
öngörmüş olmasıdır.
1972 yılında 1571 sayılı “Bazı Tekel Maddeleri Fiyatlarına Yapılan Zamlardan Elde Edilen Hâsılatın T.C. Merkez
Bankası’nda Açılacak Bir Deprem Fonu Hesabında Toplamasına Dair Kanun” çıkarılmış ve böylece münhasıran
deprem afetlerinin zararlarını karşılamak üzere ayrı bir deprem fonu oluşturulmuştur.
28.08.1992 tarihinde 3838 sayılı “Erzincan, Gümüşhane ve Tunceli İllerinde Vuku Bulan Deprem Afeti ile Şırnak
ve Çukurca’ da Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Kanun”
çıkarılmıştır.
7269 sayılı kanunun zaman içerisinde eksik kalmış olan yönlerini tamamlayan bu kanunla Erzincan Depreminin
yaraları kısa zamanda sarılmış ve deprem güvenliği arttırılmış yepyeni bir Erzincan inşa edilmiştir.
17.08.1999 tarihinde yasanmış olan deprem nedeniyle; deprem bölgesindeki hasar ve tahribatın giderilmesi,
bölgede normal hayata dönülmesi ve bölge ekonomisinin düzeltilmesi, diğer yandan da daha uzun vadeli ve
ülke çapında geçerli önlemler alınması için ihtiyaç duyulan yasal tedbirlerin alınabilmesi amacıyla 27.08.1999
tarih ve 4452 sayılı “Doğal Afetlere Karsı Alınabilecek Önlemler ve Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların
Giderilmesi İçin Yapılacak Düzenlememler Hakkında Yetki Yasası” çıkarılmış olup, 29.08.1999 tarih ve 23801
sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü 583 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile "Türkiye Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı. 600 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel
Müdürlüğü’ne dönüştürülmüş, (1) Genel Müdür, (4) Genel Müdür Yardımcısı ile (8) Daire Başkanlığı kadroları
ihdas edilmiştir.
21 Mart 2000 tarih ve 2000/9 sayılı Başbakanlık Genelgesiyle Ulusal Deprem Konseyinin kurulması
öngörülmüştür.. 8'i yer bilimci, 8'i inşaat mühendisi, 4'ü diğer alanlardan (mimarlık, kent planlaması, sosyal
bilimler, tıp, çevre mühendisliği vb) olmak üzere 20 uzmandan oluşmaktadır. Bağımsız olarak görev
yapmaktadır.
27 Aralık 1999 tarihinde yayımlanan 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile meydana gelecek deprem afeti
sonucu binaların yıkılması veya hasar görmesi nedeniyle uğrayacakları zararların karşılanmasını sağlayacak
“zorunlu deprem sigortasına” ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE ARAMA KURTARMA İLE İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR
Dünyadaki Kurum ve Kuruluşlar
Uluslar arası sivil savunma örgütü (ICDO)
Merkezi Cenevre’de bulunan örgütün, genelde Afrika, Ortadoğu ve Doğu Avrupa ülkelerinden oluşan 46 üyesi
bulunmaktadır.
Uluslararası Sivil Savunma Organizasyonu, ulusal sivil savunma yapılarını himaye eden bir organizasyondur. Bu
yapılar genellikle sivil korunma, sivil savunma ve acil vaka yönetimi olarak bilinir. ICDO bu yapıları aralarında
işbirliği ve karşılıklı sağlamak amacıyla birleştirir. ICDO, ayrıca birleştirici bir organizasyon rolüyle şunları yapar;
• Ortak amaçlara ulaşmak için bütün üyelerinin ve partnerlerinin kapasitelerini bir araya getirir.
• Ulusal Sivil Savunma yapılarını birleştirir ve onlara evrensel olarak tanınan ve kabul edilen değerler
yoluyla ortak bir kimlik vermeye çalışır.
• Üyeleri arasındaki dayanışmayı destekler ve yardım eder.
Uluslararası arama kurtarma dayanışma grubu (INSARAG)
INSARAG, Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında yer alan gayriresmi dünya çapında bir ağdır. INSARAG 1991’de
1988 Ermenistan depremine müdahale eden uluslararası arama kurtarma takımlarının ilk adımı takip edilerek
kurulmuştur.
INSARAG’ın amacı uluslararası yardım gerektirecek depreme müdahale ve yardımlardaki koordinasyon
metodolojisi ve standartlarını geliştirmek amacıyla ülkelere ve örgütlere platform sağlamaktır.
Alanda Operasyonlar Koordinasyon Merkezi (OSOCC) Felsefesi; OSOCC’un amacı, uluslararası yardım ve
müdahale sağlayanların koordinasyonunda yerel yetkililere yardımcı olmak ve bilgi yönetim ve
değerlendirmesini kolaylaştırmaktır. Bu prosedürlerin bilincinde olan INSARAG eğitimli SAR ekiplerinin,
OSOCC’daki SAR operasyonları planlanmasında yer alması beklenmektedir. OSOCC’un yürüttüğü temel
faaliyetler aşağıdaki gibidir:
• Uluslararası SAR ekiplerinin ulusal SAR operasyon planına tamamen entegre olmasını temin etmek
amacıyla, yerel yetkililer ve uluslararası SAR ekipleri arasında arabirim görevi yapmak,
• Uluslararası SAR ekiplerine SAR operasyonlarını gerçekleştirebilmeleri için gerekli altyapı ve desteği
sağlamak ve bu operasyonların yerel afet müdahale planına eş zamanlı girişini sağlamak,
• Uluslararası ve ulusal iyileştirme birimleri arasındaki bilgi alışverişini sağlamak (listelerin güncellenmesi,
raporların hazırlanması, sektör toplantılarının düzenlenmesi gibi),
• İhtiyaç duyulduğunda alt OSOCC ve kabul merkezini kurmak ve izlemek,
• Ulusal yetkilerle iş birliği içerisinde, uluslararası SAR ekipleri için lojistik destek sağlamak.
SANAL OSOOCC; Internet üzerinden www.Reliefweb.int/VirtualOSOO adresinden ulaşılabilecek bir bilgi
yönetim aracıdır. Sanal OSOOC, INSARAG’ın talebi üzerine, özelliklede büyük bir afetin ilk aşamalarında, yardım
ve müdahale edenler arasında eş zamanlı bilgi alışverişine izin veren bir platform sağlamak amacıyla INSARAG
Sekretaryası tarafından geliştirilmiştir.
Birleşmiş milletler insani yardım koordinasyon ofisi (OCHA)
Afetlere uluslararası yardım ve destek sağlanmasını koordine etmek, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım
Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) görevidir. OCHA’nın uluslararası afet yardımlarını koordinasyon görevi, 1971
yılındaki Birleşmiş Milletler Genel Temsilcisi kararı 2816 (XXVI)’na dayanmaktadır. OCHA o zamanlar Birleşmiş
Milletler Yardım Ofisi (UNDRO) idi. OCHA’nın sorumluluğu, 1991 yılında 46/128 sayılı Genel Kurul kararı ile
büyük acil durumlarda uluslararası yardımların koordinasyonunu da içerecek şekilde genişletilmiştir.
afetten etkilenen ülkenin başkentinde ülke seviyesinde ve üçüncüsü, afet bölgesinde bu koordinasyonu etkin
bir şekilde yapabilmek için, OCHA birtakım araçlar geliştirmiştir.
• Hazırlığı sağlamak için 24 saat görev sistemi
• Uluslararası tarafları bilgilendirmek için Durum Raporları
• Belirlenen ihtiyaç ve önceliklere dikkati çekmek için bağış toplantıları
• Acil ihtiyaçları karşılayabilmek için acil nakit hibesi
• Afet yönetim kapasitesini ve askeri imkânların veri tabanı
• Alandaki değerlendirme ve koordinasyon kapasitesinin acilen sağlanması için UNDAC ekibi
• Alanda yardım ve müdahale ekiplerinin koordinasyonunu, kolaylaştırmak için gerekli altyapı ve
uzmanlığı sağlamak üzere OSOCC
• Afetin yol açtığı çevresel tehditlerin olması hâlinde gerekli, önlemleri başlatmak uzmanlar
görevlendirmek
Uluslararası kızılhaç komitesi (ICRC)
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), merkezi İsviçre’nin Cenevre şehrinde bulunan özel ve bağımsız bir insani
yardım örgütüdür. 1863 yılında kurulmuş olan örgüt (ICRC, faaliyetlerini Uluslararası İnsani Yardım Kanunu
maddelerine dayandırmaktadır. Siyaset, din ve ideoloji alanlarında tarafsızdır.
Kasım 2002 itibariyle, resmi olarak tanınan 178 adet Kızılhaç ve Kızılay Derneği bulunmaktadır. Bu dernekler,
uluslararası ve ulusal seviyede, silahlı çatışmaların ve doğal afetlerin kurbanlarına acil iyileştirme sağlamakta ve
toplum gelişimi, sosyal refah ve kamu sağlığı alanlarında (sağlık eğitimi, hemşirelik ve kan bankaları)
çalışmaktadır.
Kızılhaç ve Kızılay hareketi her yıl 35-40 milyon insanı ilk yardım konusunda eğitmektedir. Hareketin üye ve
gönüllülerinin %60-70’i ilk yardım eğitimlidir ve becerilerini sürekli eğitimler ve gönüllü görev başı çalışmalar
yoluyla korumaktadırlar. İlk yardım, arama kurtarma (SAR), gönüllü ambulans ve itfaiye hizmetleri, bu insanlar
için hobi niteliğindedir
Türkiye’deki Kurum ve Kuruluşlar
Sivil savunma genel müdürlüğü
Bilinci Dünya Savaşı’ndan sonra ülkelerin birçoğunda Pasif Korunma adı altında, halkın türlü tehlikelerden
korunmasını amaçlayan önlemler geliştirilmiş, örgütler kurulmuştur.
24 Ekim 1945'de kurulan Birleşmiş Milletlerin ve 09 Nisan 1949 yılında kurulan NATO’nun temel amaçlarından
biri de sivil savunmadır.
Ülkemizde bulunan arama ve kurtarma, afet ve acil durumlarla ilgili kurum ve kuruluşlar insanlara her zaman
güven vermektedir.
Atlantik Konseyi tarafından 08 Mart 1957'de alınan kararla NATO teşkilatında, Sivil Savunma Komitesinin
kuruluş esasları saptanarak bütün üye ülkelerin, aktif bir sivil savunma teşkilatı kurmasının önemi ve gerekliliği
belirtilmiştir.
Sivil Savunma yasa tasarısı 09 Haziran 1958 yılında kabul edilerek 28 Şubat 1959'da yürürlüğe girmiştir. Sivil
Savunma teşkilatının kurulması, donatımı, eğitimi ve yönetimi için 7126 sayılı kanun gereğince Sivil Savunma
Genel Müdürlüğü teşkil edilmiştir.
Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nün görevleri, 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu ile 3152 sayılı İçişleri
Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a göre;
• Sivil Savunma hizmetlerini yurt düzeyinde teşkilatlandırmak, kamu kurum ve kuruluşları ile özel
kuruluşlarda bu hizmetlerin planlanmasını, uygulanmasını ve koordinasyonunu sağlamak ve denetimini yapmak,
iler türlü silahsız, koruyucu ve kurtarıcı tedbirleri, acil kurtarma ve ilk yardım faaliyetlerini planlamak ve
yürütmek,
• Yangından korunma ve önleme tedbirlerini, itfaiyenin standartlarını tespit etmek, personeli eğitmek,
denetlemek ve koordinasyonu sağlamak,
• Sivil Savunma personelini eğitmek ve halka sivil savunma bilgileri vermek,
• Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri ile ekiplerini hazır hâlde bulundurmak, gerektiğinde göreve
sevk etmek,
• Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile binalardaki sığınakların kontrolünü yapmak, kayıtlarını tutmak, şehir
içindeki genel sığınak olabilecek yerleri belirlemek ve buralarda gerekli düzenlemeyi yaptırmak
• Afetlerde kurtarma, ilk yardım, acil iaşe ve geçici barındırma hizmetleri vermek,
• Düşman saldırılarına karşı halkın önceden uyarılması için erken haber alma, ikaz ve alarm sistemlerini
kurmak ve işletmek,
• Barış dönemlerinde halktan seçilmiş ve eğitilmiş sivil savunma yükümlülerini göreve sevk etmek
şeklinde belirtilmiştir.
İçişleri Bakanlığına bağlı olarak kurulan Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, kamu ve özel kurum ve kuruluşlarında
Sivil Savunma Uzmanlıkları ile il ve ilçelerde Sivil Savunma Müdürlükleri vasıtasıyla bu hizmetleri 17 Aralık 2009
tarihine kadar yürütmüştür.
Kızılay genel müdürlüğü
11 Haziran 1868 tarihinde "Mecruhin ve Mardayı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti" adıyla kurulmuş, 14
Nisan 1877'de "Osmanlı Hilaliahmer Cemiyeti", 1923'de Cumhuriyet'in ilanından sonra "Türkiye Hilaliahmer
Cemiyeti", 1935'le "Türkiye Kızılay Cemiyeti" ve 1947'de "Türkiye Kızılay Derneği" adını almıştır.
Kızılay, tüzel kişiliğe sahip ve özel hukuk hükümlerine tabi bir kurumdur. Uluslararası Kızılay Kızılhaç temel
ilkeleri olan; insaniyetçilik, ayırım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik
ilkelerine bağlı olarak faaliyet göstermektedir.
İnsaniyetçilik: Savaş yaralılarına ayırım gözetmeksizin yardım isteğinden doğmuş olan Kızılay, ulusal ve
uluslararası alanda, her türlü koşullarda insanların acılarını önlemeye ve hafifletmeye çalışmaktadır. İnsan
yaşamını ve sağlığını korumayı ve aynı şekilde insan kişiliğine saygıyı sağlamayı amaçlamaktadır.
Ayırım Gözetmemek: Hiçbir milliyet, ırk, din, cinsiyet, sosyal şart veya siyasal inanç farkı gözetmemektedir.
İnsanlara yalnız ıstırapları ölçüsünde yardıma koşmaya ve öncelikle en ivedi ihtiyaçları karşılamaya
çalışmaktadır.
Tarafsızlık: Herkesin güvenini muhafaza amacıyla düşmanlıklara taraf olmamakta ve siyasal, ırksal, dinsel veya
felsefi nitelikteki tartışmalara girmemektedir.
Bağımsızlık: Kızılay bağımsız bir kurumdur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasalarına ve uluslararası ilgili mevzuat
hükümlerine tabi olarak, insancıl faaliyetlerinde kamu otoritelerinin yardımcısıdır. Uluslararası Kızılay Kızılhaç
temel ilkelerine göre hareket olanağı veren bir özerkliğe sahiptir.
Hayır Kurumu Niteliği: Kızılay, hizmetlerinde çıkar gözetmeyen gönüllü bir yardım kurumudur.
Birlik: Türkiye'de Türkiye Kızılay Derneği dışında, aynı amaçla ve herhangi bir isim altında başka bir teşkilat
kurulamaz.
Evrensellik: Kızılay, aynı amaçla hizmet veren bütün yabancı ulusal kuruluşlarla aynı haklara sahip ve onlarla
karşılıklı yardımlaşmakla görevli evrensel bir kurumdur.
Kızılay’ın görevleri; bu ilkeler çerçevesinde ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak
Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun”a istinaden hazırlanan 88/12777 sayılı Afetlere İlişkin Acil Yardım
Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik” hükümlerince belirlenmiştir. Buna göre başlıca görevleri; acil
barınma, acil beslenme, acil yardım desteği, kan ve kan ürünleri, kısmi acil sağlık ve psikososyal destek
konularında faaliyet göstermektedir.
İtfaiye teşkilatı
İtfaiye teşkilatının, yangınla mücadele çalışmalarında temel prensipler, hayat kurtarmak, mal kurtarmak ve
çevreyi korumaktır. Yangınla mücadelenin yolları; önlemek, korunmak, kurtarmak, malların korunması ve
yangının kontrolüdür. Daha sonra yangını söndürmek, ortamı havalandırmak, çevrenin bakımı ve onarımı
gelmektedir. Arama ve kurtarma önceliklidir. Bu görevleri yanında, her türlü kaza, çökme, patlama, mahsur
kalma gibi teknik kurtarma gerektiren olaylara da müdahale edilmektedir. Arazide, su üstü ve su altında arama
ve kurtarma çalışmaları yapmakta ve gerektiğinde ilk yardım hizmeti verilmektedir.
İtfaiye personeli 24 - 48 ilkesine bağlı olarak, 24 saat tam gün çalışıp 2 gün dinlenmektedirler. Bu nedenle 3
vardiya olarak çalışmaktadırlar. İtfaiye teşkilatı çalışanlarına eğitim, Afet-ve Acil Durum Eğitim Merkezi
tarafından verilmektedir.
Sağlık bakanlığı ve 112 acil sağlık hizmetleri
Afet ve acil durumlarda; ilk yardım ve tedavi hizmetlerinin hızlı, etkili ve ihtiyaca yanıt verecek şekilde
yürütülmesini sağlamak, çevre ve toplum sağlığını ilgilendiren her türlü koruyucu sağlık hizmetlerinin
yürütülmesi için gerekli tedbirleri almak, bulaşıcı hastalıklar ile mücadele ve aşılama hizmetlerini yürütmek,
tıbbi malzeme, ilaç, kan gibi ihtiyaçların zamanında karşılanmasını ve kontrollerinin yapılmasını sağlamak, afette
kimsesiz kalan, korunmaya ve bakıma muhtaç çocukların, engellilerin ve yaşlıların bakımlarını sağlamakla
görevlendirilmiştir.
Ulusal medikal kurtarma ekipleri (UMKE)
UMKE, her ilde gönüllülük esasına göre sağlık personelinin katıldığı medikal timlerden oluşmaktadır. Her
medikal timde iki doktor ve iki sağlık personeli görev almaktadır. Afet ve acil durumlarında, diğer arama ve
kurtarma ekipleri ile koordineli çalışmaktadır.
Mahalle afet gönüllüleri (MAG)
Kurul, mahalle muhtarı başkanlığında dört asil üye ve yedeklerden oluşmaktadır. Asil üyeler, gönüllü
koordinatörü, lojistik sorumluluğu ile risk ve hasar tespit sorumluluğu görevlerini almaktadırlar.
Türkiye’de son dönemlerde resmî
arama ve kurtarma
kurum ve kuruluşlarının yanı sıra “özel arama ve kurtarma” ekiplerinin sayısı oldukça artmıştır. hüküm
giymemiş, sağlık problemi bulunmayan, en az lise mezunu kişiler bu kurula seçilebilirler.
18 - 55 yaşları arasındaki sağlık problemi bulunmayan gönüllü mahalle sakinleri, 34 saatlik bir eğitim programı
sonrasında MAG olabilmektedir. MAG’i 6 ila 10 kişilik ekiplere bölünerek, her ekibin bir lideri seçilmektedir.
Türk silahlı kuvvetleri
Türk Silahlı Kuvvetleri, mevcut hiyerarşik yapısı ve eğitimli personeli ile bütün birliklerini ihtiyaç hâlinde her
türlü arama ve kurtarma faaliyetinde etkin ve koordineli bir şekilde kullanabilecek imkan ve kabiliyete sahiptir.
Doğal Afetler Arama Kurtarma Tabur Komutanlığı (DAK) ve Jandarma Arama ve Kurtarma Timleridir (JAK).
Emniyet genel müdürlüğü
Afet ve acil durumlarda, arama ve kurtarma çalışmalarından çok bölgenin emniyete alınması, asayişin sağlanması, enkaz
alanlarında yağmanın önlenmesi, arama ve kurtarma personelinin güvenliklerinin sağlanması, afet bölgesine ulaşımı
kolaylaştıracak trafik önlemlerinin alınması, önemli devlet, dairelerinin ve arşivlerinin korunması, tarihî ve kültürel alanların
korunması gibi görevleri üstlenmektedir.
Özel arama ve kurtarma ekipleri
Türkiye’de faaliyet gösteren ve INSARAG arama ve kurtarma dizinine kayıtlı olan özel arama ve kurtarma ekipleri henüz
sertifikasyon almamıştır.
TÜRKİYE’DEKİ YASAL MEVZUAT
Kanunlar
• 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
• 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun
• 4123 sayılı Tabii Afet Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanun
• 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu
• 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu
• 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
• 4539 sayılı Doğal Afet Bölgelerinde Afetten Kaynaklanan Hukuki Uyuşmazlıkların Çözümüne ve Bazı İşlemlerin
Kolaylaştırılmasına İlişkin
Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabulü Hakkında Kanun
Yönetmelikler
• Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliği
• Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri Yönetmeliği
• Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliği
• Afet ve Acil Durum Harcamaları Yönetmeliği
• Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Tehlikelere Dair Görev Yönetmeliği
• Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Araştırma, Etüt ve Proje Yaptırma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik
• Sivil Savunma Uzmanlarının İdari Statüleri, Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları ile Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
• Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik
• Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik
• Afet Sebebiyle Yapılan ve Yapılacak Olan Binaların Borçlandırma
Bedellerinden Yapılacak İndirimler Hakkında Yönetmelik
• Afetler Sebebiyle Edinilen Bina Arsa ve Arazilerden Arta Kalanların Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik
• Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri ve Ekiplerinin Kuruluşu, Görevleri, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair
Yönetmelik
• Geçici Koruma Yönetmeliği
• İş Y erlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik
• 112 Acil Çağrı Merkezleri Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği
Bakanlar Kurulu Kararları
• Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformunun Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları
• Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Tarafından, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü Maddesinin (b)
Bendi Kapsamında Yapılacak İhalelere İlişkin Esaslar
• İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğünce Düzenlenen Hizmet içi Eğitim, Kurs ve Seminerler ile Benzeri
Eğitim Etkinliklerinde Ücretle Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi Alacakların Nitelikleri ve Diğer Hususların
Tespitine İlişkin Karar
Arama kurtarma 14 ünite DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Yokohama Stratejisi ve Eylem Planı’nın ardından 2005 yılında Japonya’nın Kobe kentinde düzenlenen 2. Afetlerin Azaltılması
Dünya Konferansı’nda 2005-2015 yılları arasında afetlerin neden olduğu zararların azaltılmasını amaçlayan bir plan hazırlanmıştır. Bu plan
aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir?
a) Avrupa Planı b) Kızılhaç Planı c) Hyogo Çerçeve Eylem Planı d) Amerika planı e) Arama ve Kurtarma Planı
2. Türkiye’deki doğal afetler ve özellikle depremlerden etkilenen insanlara yardım etmek yani “arama ve kurtarma geleneği” çok
eski tarihlere kadar uzanmaktadır. Bu konudaki ilk yazılı örnek aşağıdakilerden hangisidir?
a) 1580 sayılı “Belediye Yapı ve Yolları” kanunu
b) 14 Ocak 1943 yılında çıkarılan “Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına
Karşı Korunma” kanunu
c) 6785 sayılı “İmar Kanunu”
d) 14 Eylül 1509 yılında meydana gelen İstanbul depremi
e) Hiçbiri
3. ICDO – INSARAG – ICRC - kısaltmaları ile bilinen uluslararası kuruluşların açık şekilde yazılışları sırasıyla aşağıdakilerden
hangisinde doğru verilmiştir?
a) Uluslar Arası Sivil Savunma Örgütü - Uluslararası Arama Kurtarma Dayanışma Grubu - Uluslararası Kızılhaç Komitesi
b) Uluslararası Arama Kurtarma Dayanışma Grubu - Uluslar Arası Sivil Savunma Örgütü - Uluslararası Kızılhaç Komitesi
c) Uluslararası Kızılhaç Komitesi - Uluslar Arası Sivil Savunma Örgütü - Uluslararası Arama Kurtarma Dayanışma Grubu
d) Uluslar Arası Sivil Savunma Örgütü - Uluslararası Kızılhaç Komitesi - Uluslararası Arama Kurtarma Dayanışma Grubu
e) Uluslararası Kızılhaç Komitesi - Uluslararası Arama Kurtarma Dayanışma Grubu - Uluslar Arası Sivil Savunma Örgütü
4. Aşağıdakilerden hangisi “Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA)” görevlerinden biri değildir?
a) Hazırlığı sağlamak için 24 saat görev sistemi
b) Para yardımı yapmak
c) Uluslararası tarafları bilgilendirmek için durum raporları
d) Acil ihtiyaçları karşılayabilmek için acil nakit hibesi
e) Belirlenen ihtiyaç ve önceliklere dikkati çekmek için bağış toplantıları
5. I. İnsaniyetçilik II. Ayırım Gözetmemek
III. Tarafsızlık
IV. Bağımsızlık
Kızılay yukarıdaki ilkelerin hangilerine bağlı olarak hizmet yapmaktadır?
a) I ve II
b) II ve III
c) III ve IV
d) I, II ve III
e) I, II, III ve IV
6. 24 Ekim 1945'de kurulan ………………. ve 09 Nisan 1949 yılında kurulan ………………..’nun/in temel amaçlarından biri de sivil
savunmadır.
Cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
a) ICDO ve ICRC
b) NATO ve Birleşmiş Miletler
c) TBMM ve TC
d) Birleşmiş Miletler ve NATO
e) Hiçbiri
7. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de faaliyet gösteren özel “arama ve kurtarma” ekiplerinden biridir?
a) İtfaiye Teşkilatı
b) Türk Silahlı Kuvvetleri
c) Emniyet Genel Müdürlüğü
d) Sağlık Bakanlığı ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri
e) Arama Kurtarma Derneği
8. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de “arama ve kurtarma” ile ilgili faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlardan biridir?
a) Sivil Savunma Genel Müdürlüğü
b) Arama Kurtarma Araştırma Derneği
c) Türk Can Kurtarma Derneği
d) Ulusal Acil Durum Arama ve Kurtarma Derneği
e) Gölcük Arama ve Kurtarma Derneği
9. I. Hayat kurtarma;
II. Mal kurtarmak;
III. Çevreyi korumak
Kızılay yukarıdaki ilkelerin hangi veya hangilerine bağlı olarak hizmet yapmaktadır?
a) Yalnızca I
b) Yalnızca II
c) I ve II
d) II ve III
e) I, II ve III
10. Aşağıdakilerin hangisinde şu anda dünyada arama ve kurtarma ile ilgili olarak yürürlükte olan sözleşmeler verilmektedir?
a) Uluslararası Denizcilik Arama ve Kurtarma Sözleşmesi/Uluslararası Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi
b) Birleşmiş Milletler Sözleşmesi/NATO Sözleşmesi
c) Kızılhaç Sözleşmesi/Kızılay Sözleşmesi
d) WHA Sözleşmesi/İLO Sözleşmesi
e) Avrupa Birliği Sözleşmesi/Amerika Birleşik Devletleri Sözleşmesi
Cevap Anahtarı :1.C, 2.D, 3.A, 4.B, 5.E, 6.D, 7.E, 8.A, 9.E, 10.A
__
 
Üst