AÖF DERS NOTLARINA HOŞ GELDİN!

Ders notlarına erişmek için lütfen ücretsiz kayıt olunuz.

Ücretsiz Kayıt ol!
Moderator
Mesajlar
419
Tepkime puanı
28
Puanları
18
ÇOCUK BESLENMESİ

8. ÜNİTE
KONU SONU ÖZETİ


•OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARIN BESLENMESİ (3-6 YAŞ)

•Beslenme alışkanlıklarının temeli çocuklukta atılır. Çocukluk dönemindeki beslenme alışkanlıkları yetişkinlik dönemi alışkanlıkları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

•OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİ

•Çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması sağlıklı bir birey olmalarında temel koşuldur. Bu yaşlarda, yetersiz ve dengesiz beslenme durumunda, fiziksel gelişimin yanı sıra zekâ gelişimi ve öğrenme yetenekleri de olumsuz yönde etkilenmektedir.

•Büyüme, gelişme ve değişme döneminde olan bu çocukların yeme alışkanlıkları da doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir.

•OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ENERJİ VE BESİN ÖGESİ GEREKSİNİMLERİ

•Yetersiz ve dengesiz beslenen çocuklarda: protein-enerji malnütrisyonu (büyüme ve gelişme geriliği), demir yetersizliği anemisi (kansızlık), iyot yetersizliği hastalıkları (guatr, cücelik, zekâ geriliği, hipotiroidi vb.), şişmanlık, zayıflık, kemik ve diş sağlığı bozuklukları ortaya çıkmaktadır.

•Vücudun düzenli çalışması, sıcaklığının korunması, hareketlerin düzenlenmesi ancak uygun miktarda alınan enerji ile sağlanır. Harcanan ile alınan enerji arasında denge olması gerekir.

•Günlük tüketilen besinlerle alınan enerjinin % 50-60’ının karbonhidratlardan, %25-35’inin yağlardan ve %10-20’sinin ise proteinlerden gelmesi önerilir.

•Çocuğun aldığı enerjinin yeterli olup olmadığı büyümenin izlenmesi ile anlaşılır. Çocukluk döneminde büyüme ve gelişmenin izlenmesi vücut ağırlığı ve boy uzunluğunun ölçülmesiyle yapılır. Çocuğun normal boy ve ağırlık değerlerin altında veya üstünde olması durumunda beslenme durumunun gözden geçirilmesi gerekir.

•Besinler, içerdikleri besin ögelerinin türleri, kalitesi ve miktarları yönünden farklıdır. Besin çeşitliliği ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması için besinler, besleyici değerleri yönünden dört grup altında toplanmaktadır. Bu gruplar; süt ve ürünleri, et, yumurta ve kuru baklagiller, taze sebze ve meyveler, ekmek ve tahıllardır. Bir grup içinde yer alan besinler, birbirinin yerine tüketilebilmektedir. Yeterli ve dengeli beslenebilmek için her gruptan belirli miktarlarda alınması gerekir.

•OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUĞU İÇİN GÜNLÜK MENÜ PLANLAMA

•Okul öncesi çocuklara önerilen porsiyon miktarları: süt ve ürünlerinden 3-4 porsiyon, et, yumurta ve kuru baklagiller grubundan 1,5 porsiyon, taze sebze ve meyvelerden 3,5 porsiyon, ekmek ve tahıl grubundan 3 porsiyondur. 1 porsiyona karşılık gelen süt miktarı 1 su bardağı yani 200 ml’dir. 1 porsiyon et ya da tavuk 100 g’dır. Yeşil yapraklı sebzelerin 200 g’ı, diğer sebzelerin ise 150 g’ı 1 porsiyondur. Taze meyvelerin 150 g’ı, kuru meyvelerin ise 30 g’ı 1 porsiyon kabul edilir.

•Çocuklar, yetişkinlerle aynı besinlere gereksinim duyar, ancak gereksinim duyulan miktarlar daha azdır. Okul öncesi çocukların porsiyonları, yetişkin porsiyonlarının 1/4’ü ile 1/3’ü arasında olmalıdır.

•Besinlerden alınan enerjinin ve besin ögelerinin yani protein, vitamin ve minerallerin vücutta elverişli olarak kullanılabilmesi için besin gruplarında yer alan besinlerin öğünlere dengeli dağıtılması gerekir. Her öğünde her gruptan besin önerilen miktarlarda tüketildiğinde, yeterli ve dengeli beslenme sağlanmış olur.

•Bu dönemde çocuğun yeterli beslenip beslenemediği belli aralıklarla yapılan boy ve ağırlık ölçümleri ile kontrol edilmelidir.

•Çocuğun günlük gereksinmesinin karşılanması kadar, olumlu ve düzenli beslenme alışkanlıklarının da kazandırılması gerekmektedir. Bunun için öğünlerin düzenli olması ve öğün atlamama alışkanlığının çocukluk çağında kazandırılması gereklidir. Özellikle bu yaş grubu çocuklarda sabahları düzenli kahvaltı alışkanlığının kazandırılması son derecede önemlidir. Günlük tüketilecek besinlerin 3 ana, 2 ara öğünde alınması önerilebilir.

•Çocuklara süt içme alışkanlığı kazandırılması, bol sebze ve meyve tüketmeleri, yeterli su içmeleri, yağ, şeker, tuz içeriği yüksek besinlerin tüketimini azaltmaları konusunda desteklenmeleri sağlıklı birer yetişkin olmalarına katkı sağlayacaktır.



DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Beslenme bozukluğu (malnütrisyon) riskinin en yüksek olduğu dönem aşağıdakilerden hangisidir?

a) Okul öncesi dönem

b) Okul çağı dönemi

c) Gençlik dönemi

d) Gebelik dönemi

e) Yaşlılık dönemi



2. Hem akut hem de kronik yetersiz beslenmenin göstergesi aşağıdakilerden hangisidir?

a) Zayıflık

b) Bodurluk

c) Yaşa göre ağırlığın az olması

d) Yaşa göre boy kısalığı

e) Boya göre ağırlığın fazla olması



3. Yetersiz ve dengesiz beslenen okul öncesi çocuklarda kemik ve diş sağlığı bozukluklarına yol açan ve sıklıkla yetersizliği görülen mineral aşağıdakilerden hangisidir?

a) Demir

b) Çinko

c) Bakır

d) Kalsiyum

e) Magnezyum



4. Okul öncesi dönem çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme gösterebilmeleri için proteinler başta gelen besin ögesidir. Günlük enerji tüketiminin yaklaşık yüzde kaçı proteinlerden sağlanmaktadır?

a) %10-20

b) %12-15

c) %20-30

d) %25-35

e) %50-60



5. Aşağıdaki makro minerallerden hangisinin alımının az olması büyüme geriliğine neden olabilir?

a) Potasyum

b) Kalsiyum

c) Magnezyum

d) Klor e) Sodyum



6. Okul öncesi çocuklara günlük önerilen besin grupları ve porsiyon miktarları ile ilgili seçeneklerden hangisi doğrudur?

a) Süt ve ürünlerinden 2 porsiyon

b) Et, yumurta ve kuru baklagiller grubundan 4 porsiyon

c) Yağ, şeker grubundan 3 porsiyon

d) Taze sebze ve meyvelerden 5 porsiyon

e) Ekmek ve tahıl grubundan 3 porsiyon



7. Okul öncesi çocuklarda düzenli öğün alışkanlığının sağlanmasında günlük tüketilecek besinlerin …..…… ana, ………… ara öğünde alınması önerilir. Boşluklara gelmesi gereken doğru seçeneği işaretleyiniz?

a) 2 / 3

b) 2 / 2

c) 3 / 2

d) 3 / 4

e) 4 / 1



8. Okul öncesi dönem çocuklara yönelik sağlıklı beslenme önerilerinden hangisi yanlıştır?

a) Süt içme alışkanlığı kazanmalıdır.

b) Günde en az 2 litre su içmelidir.

c) Bol sebze ve meyve tüketmelidir.

d) Yağ, şeker, tuz içeriği yüksek besinlerin tüketimini azaltmalıdır.

e) Düzenli kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalıdır.



9. Okul öncesi dönem çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi için önerilen süt ve süt ürünleri miktarı kaç porsiyondur?

a) 0-1

b) 1-2

c) 2-3

d) 3-4

e) 4-5



10. Aşağıdakilerden hangisi okul öncesi çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları üzerinde etkili olan nedenlerden biri değildir?

a) Bu dönemde çocuğun beslenme alışkanlıkları aile bireylerinin alışkanlıklarından etkilenir.

b) Çocukların yemek hazırlamaya katılması ve bu sayede çocuğun, katkı verdiği yemeğe daha yakın ve istekli olması sağlanabilir.

c) Çocukların çoğu oyun oynarken ve televizyon seyrederken yemek yemesinin sağlanması beslenme alışkanlıklarını geliştirir.

d) Çocukların yemeklerini kendilerinin yiyebilmesi için olanak sağlanması beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesine katkı sağlar.

e) Aile çocuğun doğru beslenme alışkanlığı geliştirmesinde en etkili ortamdır.



Cevap Anahtarı: 1.a, 2.c, 3.d, 4.a, 5.b, 6.e, 7.c, 8.b, 9.d, 10.c






























9. ÜNİTE

KONU SONU ÖZETİ


•OKUL ÇAĞI DÖNEMİNDE BESLENME

•Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme gerekli iken, büyüme ve gelişmenin devam ettiği, öğrenme ve kavrama işlevlerinin önem kazandığı okul çağında beslenmenin önemi daha da artmaktadır. Okul çağı çocuklarında enerji ve besin ögelerinin yetersiz ve dengesiz alımı, büyüme ve gelişme ile okul başarısını olumsuz yönde etkiler.

•Okul çocuklarının yetersiz, dengesiz ve aşırı beslenmesi; malnütrisyon, şişmanlık, zayıflık, diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları gibi birçok kronik hastalığa ve anemi, iyot yetersizliği hastalıkları, raşitizm gibi beslenmeye bağlı vitamin ve mineral yetersizlikleri ile diş çürüklerine neden olmaktadır. •OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARININ BESLENME ÖZELLİKLERİ

•Okul çağı döneminde çocukların beslenme alışkanlıkları ailesel, çevresel ve bireysel faktörlerden etkilenmektedir. Okul çağı çocuklarının besin tercihlerinde ailenin etkisi yavaş yavaş azalırken, bireysel ve çevresel faktörlerin etkisi artarak önem kazanmaktadır.

•Okul çağı çocuklarında öğretmen rehberliği önemini artırmaktadır.

•OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARININ BÜYÜME VE GELİŞİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

•Çocuğun büyümesinin normal olduğu, çocuğun ağırlık, boy ve baş çevresi ölçümlerinin o toplumda elde edilen büyüme standartlarına uygun bir büyüme gösterip göstermediğinin değerlendirilmesiyle anlaşılır.

•OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARININ ENERJİ VE BESİN ÖGESİ GEREKSİNİMLERİ

•Okul çağı çocuklarının beslenmesi; çocuğun cinsiyetine, yaşına, vücut ağırlığına ve fiziksel aktivitesine göre düzenlenmelidir.

•Okul çağı çocukları açısından özellikle üzerinde durulması gereken bazı besin ögeleri vardır. Bunlar proteinler, posa, A, D ve C vitaminleri ile kalsiyum, demir, çinko ve iyot mineralleridir.

•Besinlerden günlük alınan enerji, protein, vitamin ve minerallerin vücutta en elverişli şekilde kullanılabilmesi için dört besin grubunun her öğünde olacak şekilde dengeli dağıtılması gerekir.

•OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARINDA KARŞILAŞILAN BESLENME SORUNLARI

•Okul çağı çocuklarının beslenmesinde amaç; sağlıklı büyüme ve gelişme ile doğru beslenme alışkanlığının kazandırılmasını sağlamaktır.

•Bu çağ çocuklarında görülen başlıca beslenme sorunları zayıflık veya şişmanlık, anemi (kansızlık), vitamin yetersizlikleri, iyot yetersizliği ve diş çürükleridir. Bunların yanında, bu çağ çocuklarında son yıllarda görülen şişmanlığın artması ile metabolik sendrom riski de ilişkilendirilmektedir.

•Beslenme sorunları sonucunda çocuklarda hastalıklar sık ve ağır seyreder ve okula devamsızlık nedeniyle okul başarısı düşer.

•OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMESİ İÇİN ÖNERİLER

•Her sabah mutlaka kahvaltı yapılmalıdır

•Çocuk için en iyisi düzenli bir program ile beslenmesidir.

•Çocukların düzenli olarak egzersiz yapmasına ve günlük yaşamda da hareketli olmasına özen gösterilmelidir.

•Yemek zamanı iyi bir aile zamanı olmalıdır.

•Çocuklar okul çevresinde satılan besleyici değeri düşük ve sağlıksız besinleri tüketmemelidir.

•Okul beslenme saatlerine göre çocukların yanlarında beslenme çantası bulunmalıdır.

•Televizyon ve bilgisayar başında daha az vakit harcanmalıdır.

•Öğün aralarında şekerli besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.

•Çocukların boy uzunlukları ve ağırlıklarına dikkat edilmeli ve büyüme ve gelişimleri izlenmelidir.

•Okulda sağlıklı beslenmesi ve fiziksel aktiviteyi destekleyecek etkinliklerin düzenlenmesi sağlanmalıdır.



DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi okul çağı döneminin özelliklerinden değildir?

a) 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsar.

b) Fiziksel büyüme diğer dönemlere göre yavaşlamakla birlikte devam eder.

c) Çocukların bilişsel ve sosyal büyümesi ile gelişimleri hızlanır.

d) Çocukların sorumlulukları artar.

e) Çocuklar ev dışında yemek yemeye başlar.



2. Aşağıdakilerden hangisi okul çağı çocuklarının beslenme alışkanlıklarını etkileyen çevresel faktörlerden değildir?

a) Öğretmen

b) Reklamlar

c) Televizyon izleme süresi

d) Ev dışında daha önce elde edemediği yiyeceklere daha kolay ulaşma

e) Evin dışında daha fazla sayıda öğün tüketme



3. Aşağıdakilerden hangisi yeterli ve dengeli bir kahvaltı için önerilen besinlerden değildir?

a) Süt

b) Hazır meyve suyu

c) Tahin pekmez

d) Ekmek

e) Meyve



4. Aşağıdakilerden hangisi okul çağı çocukları için önemli besin ögelerindendir?

a) Yağlar

b) Su

c) Kalsiyum

d) Fosfor

e) K vitamini



5. Aşağıdakilerden hangisi zayıf çocuğun beslenmesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan biri değildir?

a) İçeceklerin ara öğünde tüketilmesi

b) Yağlı tohumların tüketiminin artırılması

c) Öğün atlamama

d) Az az, sık sık beslenme

e) Protein alımının azaltılması



6. Çocuklarda raşitizm hangi besin ögesi yetersizliğinde görülür?

a) Demir

b) K vitamini

c) Potasyum

d) Fosfor

e) D vitamini



7. Aşağıdakilerden hangisi demirden zengin besinlerden değildir?

a) Kırmızı et

b) Süt

c) Yeşil yapraklı sebzeler

d) Kuru meyveler

e) Pekmez



8. Et-yumurta-kuru baklagil-yağlı tohumlar hangi besin ögesini içermez?

a) Kalsiyum

b) Posa

c) Çinko

d) A vitamini

e) B12 vitamini



9. Kırmızı et hangi besin ögesini içerir?

a) Kalsiyum

b) Demir

c) C vitamini

d) D vitamini

e) Nişasta



10. Büyüme gelişmenin değerlendirilmesinde hangisi kullanılmaz?

a) Vücut ağırlığı

b) Boy uzunluğu

c) Baş çevresi

d) Baldır çevresi

e) Deri kıvrım kalınlıkları



Cevap Anahtarı 1.a, 2.c, 3.b, 4.c, 5.e, 6.e, 7.b, 8.a, 9.b,10.d







10. ÜNİTE

KONU SONU ÖZETİ

•GİRİŞ


•Dünya sağlık örgütü 10-19 yaşları adölesan, 15-24 yaşları genç olarak tanımlamaktadır. Yetişkin dönemdeki boyun %15-25’i, ağırlığın ise %50’si adölesan dönemde oluşur. Adölesan beslenmesi; uygun büyüme gelişmenin sağlanması, potansiyel tam büyümeye ulaşılması ve kronik hastalıkların (obezite, osteoporoz, diyabet, kalp hastalıkları, kanser) önlenmesi için önemlidir. Adölesanların yeni davranış arayışları nedeniyle; adölesan dönem, sağlığı geliştirici beslenme eğitimi için en uygun zaman dilimidir.

ADÖLESANLARDA YEME DAVRANIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

•Adölesan beslenmesi kişisel, çevresel ve makrosistemlerden etkilenmektedir.

BESLENME AÇISINDAN RİSKLİ OLAN ADÖLESANLAR

•Besin seçen, sağlıksız yeme davranışları olan, besin kaynaklarına ulaşamayan, vücut görüntüsünde kaygı taşıyan, büyüme ve gelişmesi geride olan, herhangi bir kronik hastalığa sahip olan, sporla uğraşan, sigara ve alkol gibi olumsuz yaşam şekli olan adölesanlar beslenme açısından risk taşımaktadır.

•ADÖLESANLARDA GÖRÜLEN BESLENME SORUNLARI

•Adölesanlarda öğün atlama, yetersiz besin hijyeni, vejetaryan beslenme, yeme davranış bozuklukları, obezite, fast food tarzı beslenme gibi beslenme sorunlarına sık rastlanmaktadır.

•Adölesanların sık tükettiği fast foodların toplam ve doymuş yağ içerikleri yüksek, posa, vitamin ve mineral içerikleri düşüktür. Fast food beslenme şekli; adölesanda obeziteye, hipertansiyona, kan yağlarının yükselmesine, kalp hastalıklarına ve şeker hastalığına yol açmaktadır. Yüksek enerjili besinler, teknolojik ilerlemeler, ekonomik durumun iyileşmesi ile besine hızlı ulaşma, hareketsiz yaşam, iştah artışı, kahvaltı atlama, kısa uyku süresi adölesanlarda obeziteye neden olmaktadır. Tipik adölesan diyetinde; toplam yağ, doymuş yağ, kolesterol, tuz, şeker tüketimi yüksektir. Folik asit, A, B6, C, E vitaminlerinin; demir, çinko, magnezyum, fosfor, kalsiyum minerallerinin tüketimi yetersizdir.

•ADÖLESANLARDA YEME DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

•Fiziksel olarak ilgi çekmek, spor performansını artırmak, akran davranışları, zayıf olma yönündeki sosyal baskı, şişmanlıkla ilgili damgalanmalar, adölesanlarda yeme davranış bozukluklarına neden olmaktadır. Vücut algısında bozulma, kilo almaktan korkma, düşük enerjili beslenme, yağlı besinlerden kaçma, aç kalma, öğün atlama, uzun süreli diyet uygulamaları, kendini zorlayarak kusma, idrar söktürücü ve ishal yapıcı ilaçları kullanma, depresyon, düzensiz adet görme veya adet görememe, aşırı zayıflık, kilo dalgalanmaları adölesandaki yeme davranış bozukluklarının belirtileridir. Adölesan, zayıf olsa bile kilo alma korkusuyla yemek yemeyi reddediyorsa anoreksiya nervoza; sık tekrarlanan, kontrolsüz, aşırı yemek yeme nöbetleri ile kusma, ishal yapıcı ilaç kullanımı, idrar çıkışını artıran ilaç kullanımı, kalın bağırsaktaki dışkıyı hızlı boşaltan ilaç kullanımları, açlık periyodu, aşırı egzersiz gibi telafi edici davranışlarsergiliyorsa bulimiya nervoza varlığından söz edilebilir.

ADÖLESANLARIN BESİN ÖGESİ GEREKSİNİMLERİ

•Hızlı büyüme döneminde oldukları için adölesanların enerji, protein, kalsiyum, demir gereksinimleri fazladır. Adölesanlar besin ögesi gereksinimlerini karşılamak için farklı besin grublarından yeterli porsiyonlarda tüketmelidir. Bir adölesan, günlük olarak en az 5 porsiyon sebze-meyve, 3 porsiyon süt ve ürünleri, 3 porsiyon et, 6 porsiyon tahıl grubundan tüketmelidir.

•ADÖLESANLARIN SAĞLIKLI BESLENME ALIŞKANLIKLARI KAZANMASI İÇİN SUNULABİLECEK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

•Adolesanlarda sağlıklı beslenmenin sağlanması için adölesan yemeklerinde kullanılan yağ miktarı azaltılmalı, kızartma türü pişirme uygulamalarından kaçınılmalı, atıştırmalıkların besin değeri artırılmalı, daha düşük maliyetleri besin alternatifleri sunulmalı, okullarda sağlıklı beslenme ile ilgili programlar uygulanmalı, okullarda yemek verilmeli, okullarda sağlıksız yiyecek veren otomatlar kaldırılmalı, sağlıklı besin satan kantinler oluşturulmalı, ders müfredatlarına sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, vücut imajı, sağlıklı yemek hazırlama ve pişirme, bilinçli gıda tüketicisi gibi konular eklenmelidir. Adölesanlara kendi öğrenme özelliklerine uygun beslenme eğitimi verilmelidir. Adölesan fiziksel aktiviteye yönlendirilmelidir. Ayrıca devlet yöneticileri; ulusal düzeyde adölesanlara yönelik sağlıklı beslenme politikaları oluşturmalıdır.



DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi adölesanların sağlıklı besin seçimleri yapması için en etkili yöntemdir?

a) Daha iyi görünmek, spor performansı için sağlıklı beslenmenin faydalarını anlatmak

b) Diyetle, kronik (uzun süren) hastalıklar arasındaki ilişkiyi anlatmak c) Adölesanın ailesi onun yerine sağlıklı besinleri seçmesi d) Yemesi yasak olan yiyecekleri sıralamak e) Zararlı yiyecekleri yediğinde eleştirmek



2. Adölesanın sağlıklı beslenmesi, aşağıdaki durumlardan hangisine yol açmaz? a) Gelecek nesillerin daha sağlıklı olması

b) Spor performansında artış

c) Okul başarısında artış

d) Obezite

e) Kadın sağlığının artırılması



3. Fast food yiyecekler aşağıdaki besin ögelerinden hangisini yüksek oranda içerir?

a) Toplam yağ

b) Mineraller

c) Protein

d) Vitamin

e) Posa



4. Bir adölesanın aşırı miktarda yemek yedikten telafi edici davranışlarla (kusma, ilaç kullanma vb. ) zayıflamaya çalıştığı yeme davranış bozukluğu aşağıdakilerden hangisidir?

a) Fast food beslenme

b) Depresyon

c) Bulimiya nervoza

d) Anoreksiya nervoza

e) Tıkanırcasına yeme hastalığı



5. Aşağıdakilerden hangisi anoreksiya nervozanın bir özelliğidir?

a) Besin reddi

b) Aşırı yeme

c) Fiziksel olarak obez görünüm

d) Adet görmeye devam etmek

e) İdrar söktürücü, ishal yapıcı ilaç kullanımı



6. Aşağıdakilerden hangisi adölesanların sağlıklı beslenmesi için aile çevresinin düzenlenmesine yönelik bir yöntemdir?

a) Ulusal düzeyde adölesanlara yönelik durum analizlerinin yapılması

b) Bilinçli gıda tüketicisi eğitimlerinin ders müfredatlarına eklenmesi

c) Adölesanların yeterli ve dengeli beslenmesi ile ilgili cep telefonu uygulamaları geliştirmek

d) Tüm okulların zorunlu olarak uyması gereken standartların geliştirilmesi

e) Okulda öğrenilenlerin evde günlük uygulamalara geçirilmesi



7. Aşağıdakilerden hangisi adölesanda yeme davranış bozukluğunun varlığını göstermez?

a) Vücut şeklinden ve ölçülerinden aşırı memnuniyetsizlik

b) Düşük enerjili beslenme, yağlı besinlerden kaçma

c) Besinlere ve ağırlığına yönelik aşırı odaklanma

d) Kaslı görünüm

e) Diş çürükleri



8. Aşağıdakilerden hangisi adölesanın günlük olarak tüketmesi gereken sütün en az porsiyon miktarıdır?

a) 1 porsiyon

b) 2 porsiyon

c) 3 porsiyon

d) 5 porsiyon

e) 6 porsiyon



9. Aşağıdakilerden hangisi adölesanlar için uygun bir atıştırmalık değildir?

a) Leblebi

b) Patates kızartması

c) Badem

d) Smoti

e) Kuru kayısı



10. Aşağıdakilerden hangisi adölesanlarda görülen beslenme sorunlarından değildir?

a) Öğün atlama

b) Kansızlık

c) Ebeveyn yeme davranışlarını taklit etme

d) Vejetaryen beslenme

e) Yeme davranış bozuklukları



Cevap Anahtarı 1.a, 2.d, 3.a, 4.c, 5.a, 6.e, 7.d, 8.c, 9.b, 10.c











11. ÜNİTE
KONU SONU ÖZETİ


•ÇOCUKLARDA YETERSİZ VE DENGESİZ BESLENMEYE BAĞLI SORUNLAR VE NEDENLERİ

•YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİ

•Beslenme; büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin vücuda alınması ve kullanılmasıdır. Vücuda gerekli olan enerji ve besin ögelerinin düzenli ve yeterli miktarda alınması ise “yeterli ve dengeli beslenme” olarak tanımlanmaktadır.

•Yeterli ve dengeli beslenme için gerekli besin ögesi miktarları yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite düzeyi ve hastalık durumu gibi etkenlere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.

•Yeterli ve Dengeli Beslenme İçin Besinler ve Besin Grupları

•Besinlerin içerisinde bulunan besin ögeleri makro ve mikro olarak ikiye ayrılır. Makro besin ögeleri; karbonhidrat, protein ve yağ, mikro besin ögeleri ise vitamin ve minerallerdir.

•Besinler içerdikleri besin ögesi miktarlarının benzerliklerine göre 4 ana gruba ayrılmıştır:

•Süt ve Süt Ürünleri

•Et, Yumurta ve Kuru Baklagiller

•Sebze ve Meyveler

•Ekmek ve Tahıllar

•Süt ve Süt Ürünleri: Bu grup süt, yoğurt, peynir, kefir ve diğer sütten yapılan besinleri içerir. İyi bir protein ve vitaminlerden özellikle riboflavin (B2) ve kobalamin (B12) kaynağıdır. Ayrıca kemik, diş ve kasların güçlü olması için gerekli kalsiyum ve fosforun temel kaynağıdır.

•Et, Yumurta ve Kuru baklagiller: Tüm kırmızı et ve et ürünleri bu gruba girer. Ayrıca yumurta, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar besin ögesi içeriği benzer olduğu için bu grupta yer almaktadır. Bu grup kaliteli protein kaynağıdır. Ayrıca B vitaminleri ve demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi bazı minerallerden de zengindir. Yumurta içeriği, anne sütünden sonra vücutta biyoyararlanımı en yüksek olan besindir.

•Sebze ve Meyveler: Sebze ve meyvelerin bileşimlerinin büyük bir kısmı sudur, vitamin, mineral ve posadan zengindir. Meyve ve sebzelerin içerdikleri besin ögesi miktarları renk, tür ve mevsimine göre çok çeşitlilik göstermektedir. Mevsiminde tüketilmelerine dikkat edilmelidir.

•Ekmek ve Tahıllar: Buğday, pirinç, yulaf gibi tahıllar, bunların unları, bulgur,makarna, şehriye bu gruptadır. Özellikle rafine edilmemiş ekmek ve tahıllar B grubu vitaminleri, çeşitli mineraller ve posanın zengin kaynaklarıdır. Günlük beslenmede alınması gereken enerjinin büyük bir kısmı bu grup tarafından karşılanmaktadır.

•Yağlar ve Şekerler: Saf şekerler boş enerji kaynaklarıdır, başka besin ögesi içermezler. Yağlar ise iyi bir enerji ve E vitamini kaynağıdır. Yağda eriyen vitaminlerin vücutta metabolize olmaları için gereklidir.

•BESLENMEYE BAĞLI SORUNLAR VE NEDENLERİ

•Büyüme ve gelişimin desteklenmesi için doğru ve yeterli besin seçimi önemlidir. Çocuklarda yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı birçok sağlık sorunu oluşmaktadır.

•Malnütrisyon (Protein Enerji Malnütrisyonu (PEM) , Şişmanlık)

•Malnütrisyon büyüme ve gelişme için gerekli olan besin ögesi veya ögelerinin vücut dengesini bozacak şekilde yetersiz ve dengesiz alınması durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır.

•PEM'in üç çeşidi vardır.Yetersiz enerji alımı ile Marasmus, protein eksikilği ile Kwashiorkor, her ikisinin eksikliği ile Marasmik-Kwashiorkor oluşur.

•Şişmanlık, aşırı yemek yemeğe bağlı fazla enerji alımı ile birlikte vücut yağ depolarının artışı sonucu oluşur. Tüm yaşamı etkileyecek kronik hastalıkları beraberinde getirir. Şişman olan çocuklar hem fiziksel hem de sosyal kısıtlılık yaşarlar.

•Kabızlık/İshal

•Bağırsakların yetersiz çalışması sonucu ortaya çıkan kabızlık, az posalı besin tüketen, az aktivite yapan ve az sıvı alan çocuklarda sıklıkla görülmektedir.

•İshal; vücuttan su ve elektrolit kaybına yol açan sık ve/veya miktarı fazla dışkılamadır. Beslenmeye bağlı gelişen ishalin en sık nedenlerinden biri besin hazırlamadaki hijyen kurallarına dikkat edilmemesi, bakteriyel yükü fazla yiyeceklerin tüketilmesi sonucu görülmektedir.

•Anemi

•Çocuklarda aneminin en sık nedeni demir eksikliğidir. Hamilelik süresince eğer anne ciddi demir eksikliğine sahip değilse yenidoğan bebekler 4-6 ay yetecek demir depoları ile doğarlar. •Rikets (Raşitizm)

•Rikets, D vitamini ve/ veya kalsiyum eksikliğine bağlı olarak gelişen bebek ve çocuklarda kemiklerde görülen ve sakat bırakan bir hastalıktır. D vitamini kalsiyum metabolizmasının düzenler.

•Basit Guatr

•İyot eksikliğine bağlı gelişen basit guatr tiroid bezinin olması gerekenden çok daha fazla büyümesi sonucu oluşur. Basit guatr olan çocukta boy kısalığı, halsizlik, uykuya meyil, çabuk yorulma, soğuğa tahammülsüzlük, anemi, kabızlık ve mental gerilik gibi belirtiler görülür.

•Diş Çürükleri

•Beslenme alışkanlıkları diş çürükleri oluşmasında önemli etkenlerden biridir. Bebeklerin uzun süre biberon kullanması, gece boyunca biberonla beslenmesi, emzik kullanıyorsa emziğe reçel, pekmez gibi yapışkan, şekerli yiyeceklerin sürülmesi ilk süt dişlerinin erken çürümesine neden olmaktadır.

•Avitaminozlar

•Bir vitaminin eksiliğine “Avitaminoz” denir.

•B12 vitamin eksikliği sonucu çocuklarda büyüme ve gelişimin yavaşlaması, anemi gibi belirtiler görülmektedir. B12 vitamini gereksinmesi sadece hayvansal kaynaklı besinlerle karşılanmaktadır.

•Anne karnındayken folik asit eksikliğine bağlı fetüsün gelişimi bozulur, yavaşlar, erken doğum, ölü doğum ve nöral tüp defekti denilen bozukluk ortaya çıkar.

•C Vitamini yetersizliğinde Skorbüt hastalığı meydana gelir.



DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Yeterli ve dengeli beslenme nedir?

a) Vücudun ihtiyacı olan enerjinin karşılanmasıdır.

b) Vücudun ihtiyacı olan besin ögelerinin karşılanmasıdır.

c) Vücudun ihtiyacı olan besin ögeleri ve enerjinin düzenli olarak yeterli miktarda alınmasıdır.

d) Vücudun ihtiyacı olan besin gruplarının yeterli olarak alınmasıdır.

e) Vücudun ihtiyacı olan protein ve enerjinin yeterli ve düzenli alınmasıdır.



2. Aşağıdakilerden hangisi marasmuslu çocukların özelliklerinden değildir?

a) Yaşlı insan görünümü vardır.

b) Şiddetli ödem vardır.

c) Ciddi kas kayıpları vardır.

d) Enerji yetersizliğine bağlı gelişir. e) Kemikleri belirgindir.



3. Yetersiz ve dengesiz beslenme ile ilgili hangisi yanlıştır?

a) Çocuğun büyüme ve gelişiminin yavaşlamasına neden olur.

b) Anemiye neden olur. c) Hastalıklara yakalanmayı kolaylaştırır.

d) Dünyada sadece gelişmekte olan ülkelerde görülen bir sağlık sorunudur.

e) Hastalıkların iyileşme sürecinin uzamasına neden olur.



4. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda kabızlık nedenlerinden değildir?

a) Çok fazla sebze tüketmek

b) Az posalı beslenmek

c) Az aktivite yapmak

d) Az sıvı tüketmek

e) Sık sık tuvaletini tutmak



5. Demir eksikliği anemisi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Çocuklarda iştahsızlığa, huzursuzluğa neden olur.

b) Yeni doğan bebeklerde 1 yaşına kadar yeterli demir deposu bulunmaktadır, yetersizlik görülmez.

c) Besin olmayan maddeleri yeme bulguları görülebilir.

d) Ülkemizde bebeklere koruyucu olarak demir takviyesi verilmektedir.

e) Erken ve fazla inek sütü tüketimi bebeklerde anemi görülme riskini artırır.



6. Aşağıdakilerden hangisi avitaminozu tanımlamaktadır?

a) Birden fazla vitamin eksikliğidir.

b) Bir vitamin eksikliğidir.

c) Birden fazla mineral eksikliğidir.

d) Bir mineral eksikliğidir.

e) Protein-enerji eksikliğidir.



7. Aşağıdakilerden hangisi B12 vitamini eksikliğine neden olmaz?

a) Çocuğun çok süt tüketmesi

b) Çocuğun hayvansal besinleri az tüketmesi

c) Çocuğun vejetaryen olması

d) Anne sütü ile beslenen bebeklerin annelerinin vejetaryen olması

e) Vücutta emilim bozukluğunun olması



8. Anne karnında folik asit yetersizliği bebeklerde hangi hastalığa neden olur?

a) Beriberi

b) Skorbüt

c) Nöral tüp defekti

d) Pıhtılaşma problemi

e) Egzema



9. D vitamini ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Eksikliğinde kalsiyum metabolizması bozulur.

b) Eksikliği raşitizm hastalığına neden olur.

c) Ülkemizde yenidoğanlara 1 yaşına kadar ücretsiz D vitamini desteği verilmektedir.

d) İhtiyacımızın çoğunu sebze-meyve gibi besinlerle karşılarız. e) Anne sütünde yeterli D vitamini bulunmamaktadır.



10. Aşağıdakilerden hangisi diş çürüğü yapma etkisi fazla olan besinlerden değildir?

a) Şekerler

b) Süt

c) Kuru meyveler

d) Şekerli kurabiyeler

e) Meyve suları



Cevap Anahtarı 1.c, 2.b, 3.d, 4.a, 5.b, 6.b, 7.a, 8.c, 9.d, 10.b







12. ÜNİTE

KONU SONU ÖZETİ


•ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE OBEZİTE

•OBEZİTE TANIMI VE SIKLIĞI

•Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlığı bozacak şekilde vücut yağının artması olarak tanımlanan obezite, küresel, önlenebilir ve epidemik bir halk sağlığı sorunudur. Dünyada ve ülkemizde sıklığı gün geçtikçe artmaktadır.

•OBEZİTENİN SAPTANMASI

•Vücut yağının değerlendirilmesinde pratik, ucuz ve kolay olduğu için ağırlık, boy ve beden kitle indeksi ile birlikte bel çevresi, deri kıvrım kalınlıkları, bel/boy oranı ve boyun çevresi kullanılabilmektedir. Yoğunluk temelli yöntemler, görüntüleme yöntemleri ve biyoelektriksel impedans analizi gibi direk ölçüm yöntemleri pahalı olduğu, pratik olmadığı ve ölçümü uzmanlık gerektirdiği için çok fazla tercih edilmemektedir. Vücut ağırlığı değerlendirilirken 5 yaşın altındaki çocuklar için DSÖ'nün geliştirdiği Büyüme Standartları, 5-19 yaş arasındaki çocuklarda Büyüme Referansları kullanılmalıdır.

•OBEZİTENİN NEDENLERİ/RİSK FAKTÖRLERİ

•En basit şekliyle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olduğu zaman ortaya çıktığı bilinse de altta yatan mekanizmalar oldukça karmaşıktır ve multi-faktöriyeldir. Obezite birçok biyolojik, çevresel ve davranışsal faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkmaktadır.

•Biyolojik Faktörler

•Genetik, nöro-endokrin durum, virüsler, beyin bağırsak aksı, bağırsak bakteri profili, intrauterin ve postnatal maruziyetler, kullanılan ilaçlar, psikolojik durum, yaş ve cinsiyet obezite riskini etkileyen biyolojik faktörler arasında bulunmaktadır.

•Davranışsal Faktörler

•Beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite ve uyku süresi davranışsal faktörler içerisinde değerlendirilmektedir. Çocukluk döneminde şekerli içecekler, yağ ve şeker oranı yüksek atıştırmalıklar, fast-food tüketimi obezite riskini önemli düzeyde artırmaktadır.

•Çevresel Faktörler

•Obeziteye neden olan aşırı yeme, fazla enerji alımı ve şehirleşme ile az hareket üzerine kurulu obezojenik çevre; sosyoekonomik faktörler; kültürel değerler ve çeşitli çevresel kimyasallar obezitenin çevresel nedenleri arasındadır.

•OBEZİTENİN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK SORUNLARI

•Çocukluk döneminde obezite; kardiyovasküler, solunum, endokrin, gastrointestinal, kas-iskelet başta olmak üzere birçok sistemi olumsuz etkilemektedir.

•OBEZİTENİN NEDEN OLDUĞU SOSYAL-DUYGUSAL SORUNLAR

•Çocukluk döneminde obezite; düşük öz-saygı, depresyon, anksiyete ve sosyal izolasyona neden olmaktadır.

•ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE OBEZİTENİN ÖNLEMESİ VE TEDAVİSİ

•Çocukluk dönemindeki hafif şişmanlık ve obezitenin değerlendirme, önleme ve tedavi uygulamalarında dört basamaktan oluşan bir hizmet planı önerilmektedir. Birinci basamakta, toplumsal önleme hizmetleri; ikinci basamakta kişiye göre yapılandırılmış ağırlık yönetimi hizmetleri; üçüncü basamakta multi-disipliner destek ve son basamakta ilaç veya cerrahi tedavi yer almaktadır. •Çocukluk Dönemi Obezitenin Önlenmesi

• Çocukluk dönemi obezitesinin önlenmesi için çocuk, ev, okul ve sosyal çevresi ele alınarak değerlendirilmedir. Ebeveynler sağlık beslenme ve fiziksel aktivitenin önemi konusunda eğitilmelidir. Çünkü çocuklar rol model olarak ebeveynlerini örnek alırlar ve onların yaşam tarzını benimser. Ebeveynler hem örnek olmalı hem de çocuğu sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite konusunda teşvik etmelidir. Çocukların diğer yaşam alanı olan okullarda öğretmenlere eğitim verilmeli; okul müfredatı, yemekleri ve kantinleri sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteye yönlendirecek şekilde düzenlenmelidir. Çocuklarda fiziksel aktiviteyi artıracak oyun alanları, parklar gibi çevresel düzenlemeler yapılmalıdır. Gıda sanayi sağlıklı besin üretimine ağırlık vermelidir. Devletin plan ve politikaları da tüm bunları desteklemelidir.

•Çocukluk Dönemi Obezite Tedavisi

•Çocukluk dönemi obezite tedavisinin temelinde beslenme, egzersiz ve davranış değişikliği tedavileri yer almaktadır. Eğer şiddetli obeziteye diyabet, hipertansiyon, dislipidemi gibi diğer sağlık sorunları eşlik ediyor ve diyet ile başarıya ulaşılamıyorsa ilaç tedavisi veya adolesanlarda cerrahi tedavi uygulanabilmektedir.

•Beslenme tedavisi

•Çocuğun ve adolesanın gereksinimi kadar enerji alması sağlanmalıdır. Çocuğun yeterli ve dengeli, beslenmesi hedeflenmelidir. Boş enerji kaynağı olan yağlardan ve şekerlerden enerji alımı sınırlandırılmalıdır. Sebze ve meyve, tam tahıl, baklagil tüketimi artırılmalıdır. Şekerli içecek tüketimi azaltılmalıdır. Evde yemek yeme, kahvaltı yapma, sağlıklı besinlerden oluşan ara öğün alışkanlığı artırılmalı, fast-food tüketimi azaltılmalıdır.

•Egzersiz tedavisi

•Egzersiz tedavisinde, çocuğun ekran karşısında oturarak geçirdiği zaman azaltılmalı, aktif olarak hareket ettiği oyunlar desteklenmelidir. Beş yaşından küçük çocuklarda günde en az 180 dakika fiziksel aktif zaman, daha büyük çocuk ve adolesanlarda günde en az 60 dakika orta veya ağır düzey aktivite yapması önerilmektedir.

•Davranış değişikliği tedavisi

•Tedavinin başarıya ulaşması kesin ve geri dönüşsüz olması yaşam tarzının değiştirilmesine bağlıdır. Beslenme ve egzersiz tedavisinde öğrenilenlerin davranışa aktarılmasında ve ömür boyu devam eden bir yaşam tarzına dönüşmesinde davranışsal tedavi destek sağlamaktadır.



DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre obezitenin tanımı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Vücut suyunun artması

b) Sağlığı bozacak şekilde vücut kasının artması

c) Sağlığı bozacak şekilde vücut yağının azalması

d) Sağlığı bozacak şekilde vücut kasının azalması

e) Sağlığı bozacak şekilde vücut yağının artması



2. Üç yaşındaki erkek çocuğun boya göre ağırlığı +3 standart sapma üzerinde ise vücut ağırlığı hangi sınıfta değerlendirilmelidir?

a) Zayıf

b) Normal

c) Hafif şişman

d) Obez

e) Şiddetli obez



3. Sekiz yaşında 28 kg ağırlığında, 130 cm boyunda olan çocuğun beden kitle indeksi kaçtır?

a) 16,6 kg/m2

b) 17,5 kg/m2

c) 20,0 kg/m2

d) 20,5 kg/m2

e) 21,6 kg/m2



I. Hızlı ağırlık kaybı

II. Ağırlığın korunması ile beden kitle indeksi azalması

III. Boy uzaması

IV. Enerji kısıtlaması



4. Yukarıda verilenlerden hangisi veya hangileri beslenme tedavisinin hedefleri arasında yer almalıdır?

a) I ve IV

b) II, III ve IV

c) II ve III

d) I, II ve III

e) I ve III



5. Aşağıda verilenlerden hangisi obezitenin neden olduğu sağlık sorunlarından değildir?

a) Diyabet

b) Kardiyovasküler hastalıklar

c) Kas hastalıkları

d) İskelet sistemi hastalıkları

e) Metabolik hastalıklar



6. Aşağıdakilerden hangisi obez çocukların obezite nedeniyle sıklıkla yaşadığı psikolojik sorunlardan biridir?

a) Panik atak

b) Şizofren c) Bipolar

d) Öz-saygı eksikliği e) Psikoz



7. Obezite önleme ve tedavi protokolüne göre aşağıdaki verilen basamaklardan hangisinin hedefi toplumdur?

a) Birinci basamak

b) İkinci basamak

c) Üçüncü basamak

d) Dördüncü basamak

e) Beşinci basamak



8. Aşağıda verilenlerden hangisi obezitenin önlenmesinde alınacak önlemler arasında yer almaz?

a) Okul kantinlerinde hazır meyve suyu satışını desteklemek

b) Oyun parklarının yapılması

c) Ebeveyn eğitimi

d) Okul müfredatında beden eğitimi derslerine yer vermek

e) Okul kantinlerinin denetlenmesi



9. Aşağıdakilerden hangisi çocukluk döneminde obezite nedenleri arasında yer almaz?

a) Reklamlar

b) Tam tahıllar

c) Fast food

d) Hipotiroidi

e) Hareketsiz yaşam



10. Aşağıda verilen tedavi yöntemlerinden hangisi tedavinin yaşam tarzı haline gelmesinde etkilidir?

a) Beslenme tedavisi

b) Egzersiz tedavisi

c) Davranış değişikliği tedavisi

d) İlaç tedavisi

e) Cerrahi tedavi



Cevap Anahtarı 1.e, 2.d, 3.a, 4.c, 5.e, 6.d, 7.a, 8.a, 9.b, 10.e







13. ÜNİTE
KONU SONU ÖZETİ


ÇOCUĞUN KRONİK HASTALIKLARDA VE ÖZEL DURUMLARDA BESLENMESİ

Kronik hastalıklarda besinlerin uygun ve yeterli miktarda alımında veya sindiriminde sorunlar olabilmektedir. Bazı besin bileşenlerinin kısmen ya da tamamen kısıtlanması ya da diğerlerinin miktarının artırılması gerekebilir. Ayrıca besinlerin yardımcı beslenme teknikleri ile verilmesi gerekebilir.

ÇÖLYAK HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Çölyak hastalığının güncel tedavisi yaşam boyu glütensiz beslenmedir. Diyetin temelini glüten içeren tüm besinlerin diyetten çıkarılması oluşturmaktadır. Glütensiz beslenme buğday, arpa, çavdar ve bunların işlenmesinden elde edilen, un, ekmek, makarna, bulgur, şehriye, irmik, nişasta, bisküvi, kurabiye gibi besinlerin tüketilmemesini gerektirir. Birçok gıda maddesi çapraz bulaşma nedeni ile glüten içerebilmektedir. Çapraz bulaşma olan gıdaların da tüketilmemesi gerekir.

NÖROLOJİK SORUNU OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Nörolojik hastalığı olan çocukların yarıdan fazlasında beslenme problemi vardır. Bu hastalarda esas sorun çiğneme ve yutma kaslarının da etkilenmesi nedeni ile besinleri güvenli bir şekilde yutamamalarıdır. Yatağa bağımlı hastaların önemli bir bölümü ağız yolu ile yeterli ve güvenli beslenmeyi sağlayamazlar. Bu hastaların tüp aracılığı ile beslenmeleri uygun olur. Güvenli yutmayı gerçekleştirebilenlerin yaşlarına uygun kıvamdaki gıdaları kaşık ya da bardak ile almaları sağlanmalıdır. Öğünlerde aceleci olunmamalı hastanın yuttuğu görüldükten sonra beslemeye devam edilmelidir. Yeterli miktarda alamayanlara ise hazır beslenme solüsyonlarından ilave yapılabilir.

DİYABETİ OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Diyabet tedavisinde sağlıklı beslenme ile hem kan şekeri yükselmesi hem de kan şekeri düşüklükleri önlenir, kan şekerinin kontrolü kolaylaşır. Diyabetli hastalarda önerilen karbonhidrat kaynakları; tahıllar, baklagiller, meyve, sebze, süt ve süt ürünleridir. Basit şekerlerin günlük kalorinin %10’u kadar tüketimine izin verilmelidir. Karbonhidrat sayımı, gıdaların karbonhidrat içeriklerinin hastaya ve ailesine öğretilerek gereken miktarda insülin kullanılmasına olanak sağlayan tedavi şeklidir. Karbonhidrat değişimi besinlerin karbonhidrat içerikleri bilinerek, o öğünde tüketilmeyen bir karbonhidrat kaynağına eş değer farklı bir besinin alınmasıdır.

LAKTOZ İNTOLERANSI OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Laktoz intoleransında laktoz içeren besinlerin tüketimi sonrası kişide bulantı, kusma, şişkinlik, karın gurultusu, karın ağrısı, ishal ve fazla gaz çıkarma gibi şikâyetler ortaya çıkar. Laktoz intoleransının tedavisi sütün tüketilmesinin kısıtlanması, bunun yerine süt ürünlerinin belirli kurallar çerçevesinde tüketilmesinin sağlanmasıdır. Süt ve süt ürünlerinin tamamen diyetten çıkarılması kemik dokusunun ana bileşenlerini oluşturan kalsiyum ve fosforun yetersiz alınmasına neden olarak kemik gelişimini ve büyümeyi olumsuz etkileyeceğinden kesinlikle önerilmez. Öğünlerde alınacak yeterli miktarda yağ, midenin boşalma süresini uzatarak ince bağırsaklara daha kontrollü ve yavaş olarak besin geçişini sağlayarak sindirim için gerekli olan süreyi uzatır ve laktozun daha fazla sindirilmesine olanak sağlar. Sıvıların mideyi terk etme süresi daha kısa olduğundan süt ve süt ürünlerinin aç karına alınmasından ziyade tok karına ya da diğer gıdalarla birlikte alınması oluşacak şikâyetleri azaltacaktır.

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Kronik böbrek yetmezliği (KBY) olan hastaların büyük bir bölümünde malnütrisyon vardır. KBY olan çocukların en az sağlıklı çocuklar kadar günlük kalori almaları gerekir. Protein alımlarında kısıtlamaya gidilmemeli en az sağlıklı çocuklar kadar protein alımına izin verilmelidir. Diyalize giren hastalarda protein kaybı fazla olacağından daha fazla protein almalılardır. KBY olan çocukların tuz tüketimleri sınırlanmalıdır. İleri evre KBY olan hastaların yüksek fosfor (süt ve süt ürünleri, kuru fasulye, çerezler, çikolata, kolalı içecekler, tahıllar) ve potasyum (patates, baklagiller, muz, portakal suyu, domates, kayısı, kavun) içeren besinleri fazla tüketmeleri önerilmez.



KİSTİK FİBROZİS HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Kistik fibrozis hastalarının beslenmesinde ana ilke emilimi kolaylaştırıcı tedavilerle birlikte normal sağlıklı çocuklardan daha fazla kalori verilerek büyümenin normal referans aralıkları içerisinde seyretmesini sağlamaktır. Süt çocuklarının beslenmesinde en ideal besin anne sütüdür. Gerektiğinde formülalar ilave olarak verilebilir. Orta zincirli trigliseritten zengin özel formülaların tercih edilmesi önerilir. Kistik fibrozisli hastalara genellikle sağlıklı çocuklara verilen kalorinin %120-150’si kadar kalori verilmesi gerekir. Verilen kalorinin %15-20’si proteinlerden, %35-45’i yağlardan, kalanı ise karbonhidratlardan karşılanmalıdır.

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Hastaların genel olarak kalori gereksinimleri artmıştır. Bu nedenle ağızdan alım yetersiz kalır ise beslenme tüpü ile besin alımının desteklenmesi gerekir. Bazı durumlarda parenteral beslenme gerekebilir. Cerrahi operasyon öncesi ve sonrası iyi bir beslenme operasyonun sonuçlarını doğrudan etkiler. Yoğun bakım izleminde erken dönemde sıklıkla parenteral beslenme gerekirken iyileşme süreci ile birlikte tüple ya da ağızdan beslenmeye mümkün olduğunca erken geçilmeye çalışılmalıdır. Kalp hastalığının cerrahi olarak tedavisi sonrası genellikle sağlıklı çocukların ihtiyacı kadar kalori alımı yeterli olmaktadır.

BESİN ALERJİSİ OLAN ÇOCUKLARDA BESLENME

Ülkemizde en sık alerjiye neden olan besinler sırasıyla besinler; inek sütü, yumurta, fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu kuruyemişler ve deniz ürünleridir. Besin alerjilerinin tedavisi yasak olan besinin çocuğun beslenme listesinden çıkarılmasıdır (eliminasyon diyeti). Yasaklı besinin alımı çok az miktarda dahi olsa engellenmelidir. İnek sütü proteini alerjisinde hastaya süt, peynir, yoğurt, tereyağı ve kek, bisküvi, çikolata, kurabiye, peynirli poğaça, tereyağlı börek gibi bunların içinde bulunduğu tüm gıdalar yasaklanır. Yumurta ya da farklı bir besine karşı alerji gelişmişse o besinin hiç alınmaması gerekir. Formüla ile beslenmesi gereken bebeklere alerjisi olan bebekler için üretilen özel formülalar vermek gerekir.





DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi çölyak hastalarına verilen beslenme önerileri arasında yer almaz?

a) Üzerinde glüten ibaresi bulunmayan hazır besinler risklidir.

b) Buğday, arpa ve çavdar tüketilemez.

c) Pirinç serbesttir.

d) Baklagiller serbesttir.

e) Günlük 100 g glüten tüketilebilir.



2. Aşağıdaki ifadelerden hangisi çölyak hastalarına verilen eğitim bilgilerindendir?

a) Çölyak hastalığında görülen laktoz intoleransı primer laktoz intoleransıdır.

b) Çölyak hastalarında görülen laktoz intoleransı yaşam boyu devam eder.

c) Çölyak hastalarının çapraz bulaşma nedeni ile kavrulmuş kuruyemişleri dikkatli tüketmeleri gerekir.

d) Mısır unu çölyak hastaları için her zaman güvenlidir.

e) Glütensiz beslenme büyüme geriliğine neden olur.



3. Aşağıdaki ifadelerden hangisi nörolojik sorunu olan çocuklarda yaygın olarak görülen problemler arasında yer almaz?

a) Gastroözofageal reflü

b) İshal

c) Yutamama

d) Çiğneme yetersizliği

e) Kabızlık



4. Aşağıdaki ifadelerden hangisi serebral palsili çocukların beslenme özellikleri arasında yer almaz?

a) Katı besinleri yutmada sorun yaşarlar.

b) Sıvı besinleri sorunsuz alırlar.

c) Yarı akışkan besinleri sıvılardan kolay alabilirler.

d) Beslenme solüsyonlarının ağızdan ya da tüple verilmesi gerekebilir.

e) Öğünler yarım saatten uzun sürüyorsa beslenme sorunu var demektir.



5. Aşağıdakilerden hangisi diyabet beslenme ilkelerindendir?

a) Konvansiyonel insülin rejiminde sadece üç öğün beslenme vardır.

b) İnsülin pompası ile tedavide üç ana ve üç ara öğün alınır.

c) Diyabetli çocukların glisemik indeksi yüksek besinler alması önerilir.

d) Yoğun tedavi rejiminde insülin dozu karbonhidrat sayımına göre ayarlanır.

e) Karbonhidrat değişiminde meyve suyu referans alınır.

6. Aşağıdakilerden hangisi laktoz intoleransı olan bir çocuğun ailesine verilecek bilgiler arasında yer alır?

a) Laktoz içeren besinlerin aç karına alınması şikâyetleri azaltır.

b) Yoğurt ve peynir sütten daha az şikâyete neden olur.

c) Taze peynir olgun peynirden daha az şikâyete neden olur.

d) Yağdan fakir beslenme ile daha fazla laktoz tüketilebilir.

e) Laktoz sadece süt ve süt ürünlerinde bulunur.



7. Aşağıdakilerden hangisi kronik böbrek yetmezliği tedavi ilkeleri arasında yer almaz?

a) Protein tüketiminin kısıtlanması

b) Tuz tüketiminin kısıtlanması

c) İdrar çıkışı azalmışsa sıvı tüketiminin kısıtlanması

d) İleri evre kronik böbrek yetmezliğinde potasyum ve fosfordan fakir besinlerin tüketilmesi

e) Vitamin eksikliklerinde vitamin desteği verilmesi



8. Kistik fibrozisli hastaların almaları gereken kalori miktarı sağlıklı çocuklarınkinin ne kadarı olmalıdır?

a) %75-90

b) %90-100

c) %100

d) %100-120

e) %120-150



9. Aşağıdakilerden hangisi doğumsal kalp hastalıklarında beslenmenin önemini yansıtan özellikler arasında yer almaz?

a) Ameliyat başarısını olumlu etkilemesi

b) Yara iyileşmesinin olumlu etkilemesi

c) Hastaların fazla kilolu olması

d) Hastaların malnütrisyonunun olması

e) Hastaların büyüme geriliğinin olması



10. Aşağıdakilerden hangisi besin alerjisi tedavi ilkeleri arasında yer almaz?

a) Hafif bulgular var ise ortalama altı ay eliminasyon diyeti yapılır.

b) İnek süt alerjisinde sıklıkla ömür boyu besin eliminasyonu gerekmez.

c) İnek sütü alerjisinde standart formüla verilebilir.

d) Besinler yüksek ısıya maruz kalırsa alerjen özelliği azalabilir.

e) Whey ve kazein içerikli hazır ürünler inek sütü alerjisinde tüketilmez.





Cevap Anahtarı 1.e, 2.c, 3.b, 4.b, 5.d, 6.b, 7.a, 8.e, 9.c, 10.c









14. ÜNİTE

KONU SONU ÖZETİ


•Doğumsal metabolik hastalıklar karbonhidrat, protein, yağ ve bazı maddelerin yapım, yıkım ve dönüşümünü sağlayan enzimlerden birinin eksikliği ya da fonksiyonundaki işlevsizlik sonucu ortaya çıkan genetik hastalıklardır. Doğumsal metabolik hastalıkların tedavisinde diyetin önemli bir rolü vardır. Diyette bazı besinlerin alımı sınırlanır, vitamin ya da mineral desteği gerekebilir ve bazı besin ögelerinin fazlaca verilmesi gerekebilir.

FENİLKETONÜRİDE BESLENME

Fenilketonüri fenilalanin aminoasidinin metabolize edilememesi sonucu gelişir. Hastalığın tedavisi fenilalaninin kısıtlanmasını gerektirir. Vücutta fenilalaninden üretilen tirozin amino asidi dışarıdan takviye edilir. Kan fenilalanin düzeyi belirli sınırlar içerinde tutulur. Enzim eksikliğinin derecesine göre bebekler sadece anne sütü alabileceği gibi fenilalanin miktarı düşük olan özel formül mamalar anne sütüne ek olarak da verilebilir. Çocuklarda fenilalanin içerikli besinler olan et, süt yumurta ve kuru baklagiller kısıtlanır. Sebze ve meyvelerin tüketimi serbest bırakılır.

GALAKTOZEMİDE BESLENME

Galaktozeminin esas tedavisini laktozun ve galaktozun hastanın beslenmesinden çıkarılması oluşturur. Galaktozemili bebekler anne sütü alamazlar, laktoz içermeleri nedeni ile normal bebek mamalarını da tüketemezler. Galaktozemili bebeklerin laktoz ve galaktoz içermeyen özel formül mamalar ile beslenmesi gerekir. Tamamlayıcı beslenme dönemi ve sonrasında çocukların beslenmesi laktoz içermeyen besinlerle sağlanır. Yasak veya kısıtlı tüketilmesi gereken besinler süt ve süt ürünleri, kuru baklagillerdir.

HEREDİTER FRUKTOZ İNTOLERANSINDA BESLENME

Herediter fruktoz intoleransı meyve şekeri olarak da adlandırılan sükrozun yapısında bulunan fruktozun kalıtsal bir enzim eksikliğinden dolayı metabolize edilememesi sonucu ortaya çıkan bir doğumsal metabolizma hastalığıdır. Herediter fruktoz intoleransı altıncı aydan sonra (fruktozlu besinlerin diyete girmesinden sonra) gelişir. Fruktoz, meyve ve meyve suları, bazı sebzeler ve içerisine bunların eklendiği gıda maddelerinde bulunur. Tam tahılların kepek ve öz kısımları fruktozdan zengin olduğu için bunun yerine işlenmiş beyaz un tüketimi önerilir.

GLİKOJEN DEPO HASTALIKLARINDA BESLENME

Glikojen depo hastalarının beslenme rejiminde amaç kan şekerinin normal sınırlar içerisinde idamesini sağlamak, kan şekeri düşüklüğünü önlemek, laktik asit artışını önlemek ve yeterli büyümeyi sağlamaktır. Glikojen depo hastalarının beslenmesinde en önemli yaklaşım sık aralıklarla beslenmedir. Bebeklerde 1-2 saat aralarla küçük çocuklarda 2-4 saat aralarla, büyük çocuk ve ergenlerde 4 saat aralarla beslenme sağlanır. Anne sütü alan altı aydan küçük bebekler için en uygun beslenme anne sütü ile sık olarak emzirmedir.

•Yeterince anne sütü verilemediği durumlarda formüla verilmesi gerekir. Formüla seçiminde bebeğin ayına uygun olan formüla seçilebileceği gibi laktozsuz formülaların (kompleks karbonhidrat içerir) tercih edilmesi önerilir. Tamamlayıcı beslenmeye geçildiğinde meyve suyu gibi basit karbonhidratların verilmemesi gerekir. Glikojen depo hastalığında basit karbonhidratlar (sofra şekeri, meyve suları ve tatlandırılmış gıdalar) kısıtlanarak bunların yerine kompleks karbonhidratlar (mısır unu, pirinç, pirinç unu ve baklagiller) tercih edilir. Pirinçli besinlerle tamamlayıcı beslenmeye başlamak uygun olur. Hipoglisemiyi önlemek için anne sütü ve ek besinlerin yanında kompleks karbonhidratlarında verilmesi gerekir. En iyi tercih çiğ mısır nişastasıdır. Çocuk ve ergenlerin beslenmesinde de sık beslenme önemlidir. Basit karbonhidratlardan kaçınılmalıdır. Çiğ mısır nişastası hipoglisemiyi önlemek için kullanılır. Hiperlipidemi nedeniyle fazla yağlı ve doymuş yağlardan zengin gıdalardan uzak durulmalıdır.

AİLESEL HİPERKOLESTEROLEMİDE BESLENME

Ailesel hiperkolesterolemi kalıtsal olarak kolesterol yüksekliği ile seyreden bir metabolik hastalıktır. Kanda LDL kolesterolün yükselmesi ile kalp ve damar hastalıkları için artmış risk vardır. Uygun bir hiperkolesterolemi diyetinde günlük alınan enerjinin %30’dan azı yağlardan sağlanmalı. Doymuş yağ (hayvansal yağlar ve margarin) tüketimi sınırlanmalı bunun yerine tekli doymamış yağ asitleri (zeytinyağı, susam yağı ve fındık yağı) ve çoklu doymamış yağ asitlerinin (ayçiçek yağı ve soya yağı) tüketimi önerilir. Liften zengin meyve ve sebze tüketiminin kolesterol düşürücü etkisi vardır.

DİĞER METABOLİK HASTALIKLARDA BESLENME

Tirozinemide diyetle alınan fenilalanin ve tirozin kısıtlanır. Akçaağaç şurubu idrarı hastalığında diyette lösin, izolösin, valin amino asitleri, homosistinüride metiyonin kısıtlanır, sistin takviyesi yapılır. Organik asidemilerde düşük proteinli ürünler tercih edilirken, eksik olan amino asitleri yerine koymak için özel formül mamalar kullanılır. Üre döngüsü bozukluklarında protein alımı kısıtlanırken bazı tiplerinde arjinin amino asidinin ilavesi gerekir.

Metabolik hastalıkların her biri özel bir beslenme rejimi gerektirir. Uygun bir beslenme değişikliği ile hem geriye dönüşümsüz hasarların gelişmesi önlenecek hem de normal bir büyüme sağlanacaktır.







DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi fenilketonüriye ait özellikler arasında yer almaz?

a) Eksik olan enzim fenilalanin hidroksilaz enzimidir.

b) Fenilalanin esansiyel bir amino asittir.

c) Tirozin amino asidinin metabolizması bozuktur.

d) Kanda fenilalanin amino asit düzeyi yükselir.

e) Tedavi edilmediği takdirde kanda tirozin amino asit düzeyi düşer.



2. Aşağıdakilerden hangisi fenilketonürili çocuk hastalarda uyulması gereken beslenme stratejilerindendir?

a) Et, süt yumurta ve kuru baklagillerin tüketimi serbest bırakılır.

b) Sebze ve meyvelerin tüketimi sınırlanır.

c) Yüksek proteinli besinler tercih edilir.

d) Anne sütü yasaklanır.

e) Çikolatalar yüksek miktarda fenilalanin içerdiği için yasaklanır.



3. Aşağıdakilerden hangisi galaktozemi tedavisinde uyulması gereken kurallardan biridir?

a) Laktoz içeren besinler yasaklanır.

b) Yüksek protein içerikli besinler yasaklanır.

c) Yüksek yağ içeren besinler yasaklanır.

d) Tüm karbonhidratlar yasaklanır.

e) Tüm tahıllar yasaklanır.



4. Galaktozemili hastalar aşağıdaki besinlerden hangisini tüketebilir?

a) Çikolata

b) Dondurma

c) Tarhana çorbası

d) Whey ve kazein içerikli gıdalar

e) Soya içerikli mamalar



5. Aşağıdaki ifadelerden hangisi herediter fruktoz intoleransı beslenmesinde uyulması gereken esaslar arasında yer almaz?

a) Süt ve süt ürünleri tüketilebilir.

b) Meyve tüketilemez.

c) Sorbitollü besinler tüketilemez.

d) Tüm sebzeler tüketilebilir.

e) Yağların tüketiminde sınırlama yoktur.



6. Aşağıdaki belirtilerden hangisinin herediter fruktoz intoleransı ile ilgili olma olasılığı düşüktür?

a) Reçel tüketimi sonrası kusma görülmesi

b) Kabak ve domates tüketimi sonrası bulantı görülmesi

c) Beyaz ekmek tüketimi sonrası ishal gelişmesi

d) Bal tüketimi sonrası bulantı ve kusma gelişmesi

e) Meyve suyu tüketimi sonrası baş ağrısı olması

7. Aşağıdakilerden hangisi glikojen depo hastalığına ait bulgular arasında yer almaz?

a) Laktik asit yüksekliği

b) Katarakt

c) Hipoglisemi

d) Kan yağlarının yüksekliği

e) Obezite



8. Aşağıdakilerden hangisi glikojen depo hastalığı beslenme önerileri arasında yer almaz?

a) Basit şekerlerin tüketimi önerilmez.

b) Kuru baklagillerin tüketimi önerilmez.

c) Yağsız et tüketimi önerilir.

d) Az yağlı yoğurt tüketimi önerilir.

e) Sık beslenme önerilir.



9. Aşağıdakilerden hangisinin tüketimi ailesel hiperkolesterolemide önerilmez?

a) Doymuş yağlar

b) Zeytinyağı

c) Fındık yağı

d) Lifli sebze ve meyve tüketimi

e) Ayçiçek yağı



10. Aşağıdakilerden hangisinde doğumsal metabolik hastalık ve beslenme eşleştirmesi doğru olarak verilmemiştir?

a) Tirozinemi-fenilalanin ve tirozin alımı kısıtlanır.

b) Akçaağaç şurubu idrarı hastalığı-dallı zincirli amino asitlerin tüketimi kısıtlanır.

c) Homosistinüri-metiyonin kısıtlanır.

d) Üre döngüsü bozuklukları- protein alımı artırılır.

e) Organik asidemiler-protein alımı kısıtlanır.



Cevap Anahtarı 1.c, 2.e, 3.a, 4.e, 5.d, 6.c, 7.b, 8.b, 9.a, 10.d
 
Üst