Moderator
- Mesajlar
- 419
- Tepkime puanı
- 28
- Puanları
- 18
– 1 => ACİL DURUM VE AFET YÖNETİMİNE GİRİŞ
Afet yönetimi, bir kalkınma ve yoksullukla mücadele problemidir.
AFET YÖNETİMİ SÜRECİNİN BİLEŞENLERİ:
ð Ekonomik etkenler –
ð Ekolojik etkenler
ð Sosyal etkenler
ð Kültürel etkenler
ð Afet riski
ð Afet tehlikesi
NOT: Afetlerden etkilenen insanların %98’i gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde afetlerde zarar görebilirlik, gelişmiş ülkelere göre çok daha fazladır.
SEBEP VE SONUÇ İLİŞKİSİ
Afetlerin Etkileri:
ð Göç artar.
ð Ticaret azalır.
ð Ekonomi daralır.
ð İşçi çıkartmalar başlar.
ð İş bulma imkanı azalır.
AFETLERLE KALKINMA ARASINDAKİ İLİŞKİLER
OLUMLU İLİŞKİLER:
Bölge: Afet tehlike ve risklerini dikkate alan yerleşme ve yapılaşma kararları; altyapı, ekonomik ve
sosyal gelişme planlaması var olan toplumların zarar görebilirlikleri önemli ölçüde azalacaktır.
Bölge: Afet sonrasında, gelecekteki tehlike ve riskleri azaltmayı amaçlayan planlı, kapsamlı ve
bütüncül iyileştirme ve yeniden inşa programları gelecekteki afet tehlike ve risklerini önemli ölçüde
azaltacak şekilde oluşturulabilir.
OLUMSUZ İLİŞKİLER:
Bölge: Afetler neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıp ve zararlarla yerel,
bölgesel ve ülke ölçeğindeki kalkınma ve gelişmeyi uzun süre engelleyebilir.
Bölge: Afet tehlike ve risklerini dikkate almadan uygulanan kalkınma ve gelişme programları riskli
bölgelerdeki değerleri (nüfus, altyapı, sanayi vb.) artıracağı için gelecekteki afet risklerini de
artıracaktır.
DÖRT EVRELİ AFET YÖNETİMİ YAKLAŞIMI
Risk yönetimi: Modern Afet Yönetimi Sistemi’nde, Risk ve Zarar Azaltma; hazırlık, tahmin ve erken
uyarı, afetler konusunda bilgi ve bilinç sahibi olmak gibi afet öncesi önleme ve korumaya yönelik olan
çalışmalardır.
Kriz yönetimi: Etki analizi, müdahale, iyileştirme, yeniden yapılanma gibi afet sonrası hayatı ve işleyişi
düzeltmeye yönelik olarak yapılan çalışmalardır.
Risk azaltma: Tehlikelerin oluşturacağı riskleri ve afetlerin ortaya çıkacak zararları azaltma veya
yok etmek için atılan stratejik adımlardır.
Hazırlık: Planlama, standart talimatnamelerin (prosedürler) oluşturulması, eğitim, tatbikat,
koordinasyon çalışmaları.
Müdahale: Can ve mal kurtarma çalışmaları.
İyileştirme: Afet öncesinden daha iyi bir duruma dönmek için atılan adımlar.
Afet risk yönetimi: Risk ve zarar azaltma, hazırlık ve tahmin ve erken uyarı gibi afet öncesi korumaya
yönelik olan çalışmalardır.
Afet kriz yönetimi: Etki ve ihtiyaç analizi, müdahale, iyileştirme ve yeniden inşa gibi afet sonrası
düzeltmeye yönelik olarak yapılan çalışmalardır.
Amaç, hedef ve kapsam doğrultusunda uygulanması gereken afet yönetim sisteminin;
Modern: Hazırlık, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme evrelerinin tümünü içeren kapsamlı ve
bütünleşik.
Kapsamlı: Tüm tehlike ve riskleri öngören.
Bütünleşik: Dört evrede tüm sorumluları ve kaynakları bir güç altında toplayan, toplam kalite
yönetimi anlayışında ve afet yönetimini bir bütün olarak gören.
Toplum Tabanlı: Dört evrede de halkın, özel sektörü, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin
katılımını sağlayan bir anlayışa kavuşturulması hedeflenmelidir.
Afet Yönetim Sistemi afet öncesinde;
ð Meydana gelebilecek olaylardan toplumun en az zarar ve fiziksel kayıplarla kurtulabilmesi için
gereken teknik, idari ve yasal tüm önlemleri olaylar olmadan önce almak,
ð Mümkün olan hallerde olayları önlemek, mümkün olmayan hallerde ise arama, kurtarma, ilk
yardım ve iyileştirme çalışmalarının en hızlı, verimli ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlamak,
ð Afet zararlarının azaltılması çalışmalarını kalkınma ve planlamanın her aşamasına dâhil
etmek ve böylelikle mevcut riskin artmasını önlemek ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamak,
ð Toplumun her kesiminin olayların etkilerinden en az zararla kurtulabilmesi için gerekli
bilgilerle donatılmasını sağlayacak eğitim programları uygulamak,
Afet sırası ve sonrasında;
ð Mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak ve sağlıklarına kavuşmalarını sağlamak,
ð Afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklerden insan canını ve malını korumak,
ð Afetten etkilenen toplulukların hayati ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa zamanda karşılamak
ve hayatın bir an önce normal hale gelmesini sağlamak,
ð Afetin yol açtığı fiziksel, ekonomik, sosyal, psikolojik ve çevresel kayıpların en düşük düzeyde
kalmasını veya yaraların bir an önce sarılmasını sağlamak,
ð Afetten etkilenen topluluklar için daha güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturmak,
gibi temel esasları içermektedir.
Doğa koşulları ve genel korunmasızlık ortamı dışında kentlerin yüksek riskler göstermesinin başlıca
nedenleri şunlardır:
ð Yerleşim alanları, tarihsel süreç içinde seçilmiş konumları ile sorunlu bir mirastır.
ð Son 50-60 yıllık hızlı kentleşme süreci, denetimden uzak biçimlerde ve güvensiz alanlarda
gerçekleşmiştir.
ð Yapılaşma süreçlerinde başvurulan betonarme teknolojisinin aldatıcı kolaylığı ve
denetimsizlik ehliyetsiz üretimi körüklemiştir.
ð Kentsel yönetimler ve toplum, farklı tehlikelere karşı önlem alma konusunda bilgi, kültür ve
uygulama alışkanlıklarından yoksundur.
ð Hızlı kentleşme ve kentsel büyümeye odaklanmış imar düzenlemeleri, risk azaltma
yöntemlerini içeren planlama yaklaşımı ve pratiğinden uzak kalmıştır.
ð Afetlerle ilgili mevzuat güvenli ve afete duyarlı yerleşmelerin sağlanabilmesi için gerekli olan,
afet tehlike ve risklerinin belirlenmesi ile afetlerin önlenmesi ve olası zararlarının
azaltılmasına yönelik etkin önlem ve eylemleri düzenlemelidir.
Böylece bütünleşik afet yönetiminin temel hedef ve amaçları:
ð Can ve mal kaybına yol açabilecek riskleri minimum seviyeye indirerek, olası kayıp ve riskleri
önlenmek.
ð Afetlerden birinci derecede zarar görenleri kurtarmak.
ð Mal-mülk, doğal çevre, kültür ve tabiat varlıklarını korumak.
ð Afet sonrasında hayatı normalinden daha iyi bir şekle dönüştürmek.
ð İş sürekliliğini, hizmetlerin devamını ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak.
“Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi” oluşturmak için;
ð Tüm tehlike ve riskleri göz önüne almak
ð Tüm evreleri uygulamak
ð Tüm kaynakları kullanmak
ð Tüm birey ve özel sektör de dâhil tüm kurumların bu çalışmalara katılmasını sağlamak
gerekir.
AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİNDE UZMANLIK
Türkiye’de Sivil Savunma Hizmetleri, ilk olarak 1928 yılında yürürlüğe konulan “Cephe Gerisinin
Havaya Karşı Müdafaa Ve Muhafazası Talimnamesi” ile düzenlenmiştir. 1938 yılında 3502 sayılı
“Pasif Korunma Kanunu” yürürlüğe konulmuş, illerde seferberlik müdürlükleri kurularak, hizmetler
yürütülmüştür. Özellikle, II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan uçakların ve silah menzillerinin cephe
gerisine kadar uzanması nedeniyle, bu savaşta sivil halkın büyük can kaybına uğraması ve ekonomik
tesislerin uğradığı hasarlar dikkate alınarak, Türkiye'nin 1952 yılında NATO üyeliğine kabulünden
sonra, 1959 yılında bugünkü Sivil Savunma teşkilat ve faaliyetlerini düzenleyen ''Sivil Savunma
Kanunu'' yürürlüğe konularak Sivil Savunma Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Türkiye’de 25/05/2009 tarihinde 5902 sayılı “Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” yürürlüğe konulmuş olup, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile
il/ilçe sivil savunma müdürlükleri kaldırılmıştır. Bu kanun ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri kurulmuştur. Sivil savunma hizmetleri
Başkanlık bünyesinde bulunan Sivil Savunma Dairesi Başkanlığı ve İl Afet ve Acil Durum
Müdürlükleri’nce yürütülmeye başlanmıştır.
ÜNİTE – 2 => AFET YÖNETİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
AFET YÖNETİMİNİN TARİHÇESİ
ABD Federal Afet Yönetim Kurumu (FEMA) tarafından hediyelik olarak satılan tişörtün üzerinde
Nuh’un Gemisi ve “İlk Afet Yöneticisi” olarak Nuh Peygamber yer almaktadır.
Roma İmparatorluğu döneminde yangınlar ile sıkça karşılaşan Roma halkının taleplerine uyan
İmparator Augustus, “The Vigiles” adı verilen kölelerden kurulmuş olan itfaiye gruplarını M.S. 6
yılında oluşturmuştur.
Tarihin kayıtlı en büyük depremlerinden biri olan 9.0 büyüklüğündeki bu deprem ve sonrasında
yaşananlar, aynı zamanda tarihteki ilk “koordineli afet müdahalesi”nin de başarılı bir şekilde
uygulandığı bir afettir.
Afet yönetiminin ilk adımları, “pasif korunma” kavramı altında I. Dünya Savaşı sonrası
dönemde atılmaya başlamıştır. Bugün ifade edilen modern ve bütünleşik afet yönetimini doğuran
kavram ise, II. Dünya Savaşı sonrasında geniş ve sistematik bir biçimde uygulama alanı bulan “sivil
savunma”dır.
Afet Yönetiminin Tarihsel Gelişimi:
Sivil savunma planları => Sel sigortası => Olaylara yönelik müdahale planları =>
Ulusal müdahale planları => Kurumsal işbirliği ile müdahale planları =>
Ulusal müdahale destek planları => Afet yönetimi çerçeve kanunlar
ULUSLARARASI AFET YÖNETİMİ POLİTİKALARI
Birleşmiş Milletler 90’ları, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki afet zararlarının azaltılabilmesi
için uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi amacını taşıyan “Uluslararası Doğal Afet Zararlarının
Azaltılması On Yılı (ISDR)” olarak ilan etmiştir.
ISDR, afetlere duyarlı toplumların oluşturulmasını amaçlamaktadır. Bu amacını yerine
getirirken;
ð Afet risklerinin azaltılmasının; sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir bileşeni olduğunu teşvik
etmekte,
ð Doğal afetler ve bunlarla ilişkili teknolojik ve çevresel afetlerin neden olduğu can, mal,
sosyal, ekonomik ve çevresel kayıpları en aza indirgemeyi hedeflemektedir.
Bu nedenle ISDR’ın her zaman geçerli olan önerileri şunlardır:
ð Ulusal afet zarar azaltma politikasını oluştur, bunu kalkınma planına entegre et.
ð Bir ulusal komite kur, bunun yardımıyla uluslararası toplumla ilişkiye geçer.
ð Yerel yönetimleri ve özel sektörü devreye sokarak, bunların 10 yıl (1990-2000) hedefine
uygun çalışmaları teşvik edilmeli.
ð BM Genel Sekreteri’ni bilgilendir, bu yolla BM’i bilgi değişimi, koordinasyon, deneyim
paylaşım yeri olarak kullanılmalı.
ð Önlem al, risk olasılıkları konusunda kamuoyunu bilgilendir, hazırlanmak için eğitim yap,
bunun için kitle iletişim araçlarından yararlanılmalı.
ð Sağlık kuruluşlarına özel önem ver, bunların zarar görebilirliğini azalt, aynı özeni gıda
kuruluşları, sığınaklar, sosyal tesisler için de göster, afete maruz bölgelerde acil durum
gereçlerini depola.
ð Bilimsel ve teknik kuruluşlar, finans kuruluşları, sanayi tesisleri, STK’lar 10 yıl hedeflerine
uygun işler yapılmalıdır.
Bu misyona yönelik olarak yürütülen faaliyetlerin değerlendirildiği 1994 Doğal Afet
Zararlarının Azaltılması Konferansı’nda ise, üye ülkeler “Daha Güvenli Bir Dünya için Yokohama
Stratejisi ve Eylem Planı”nı oluşturmuşlardır.
2005 yılında Japonya’nın Kobe kentinde düzenlenen 2. Afetlerin Azaltılması Dünya
Konferansı’nda 2005-2015 yılları arasında afetlerin neden olduğu zararların azaltılmasını amaçlayan
Hyogo Çerçeve Eylem Planı (HÇEP) hazırlanmış ve Birleşmiş Milletlere üye 168 ülke tarafından
benimsenmiştir.
HÇEP, 3 stratejik hedef ve 5 öncelikli eylem planından oluşmaktadır.
Stratejik hedefleri;
ð Afet risklerinin azaltılmasının; sürdürülebilir kalkınma plan ve politikalarına bütünleştirilmesi,
ð Afetlere karşı bilincin ve duyarlılığın oluşturulması için kurumların, mekanizmaların ve
kapasitelerin geliştirilmesi ve mevcutların güçlendirilmesi ve
ð Afet risklerinin azaltılması yaklaşımlarının acil duruma hazırlık, müdahale ve iyileştirme
programlarına sistematik olarak katılımı şeklindedir.
Afet yönetiminde paradigma değişimi ve kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş şeması:
Hyogo Çerçeve Eylem Planının Stratejik Hedefleri:
ð Risk azaltma stratejilerinin sürdürülebilir kalkınma politikalarına ve planlarına entegrasyonu
ð Afetlere karşı duyarlılığı arttırmak için kurumların, mekanizmaların ve kapasitelerin
oluşturulması ve güçlendirilmesi
ð Risk azaltma yaklaşımlarının acil duruma hazırlık, müdahale ve iyileştirme programlarına
sistematik bir şekilde entegrasyonu
Hyogo Çerçeve Eylem Planı (HÇEP) Öncelikli Eylem Planları:
Kurumsal Yönetişim: Yürürlüğe koyulan güçlü kurumsal bir temel ile Afet Riski Azaltılmasının (ARA)
ulusal ve yerel önceliğini sağlamak için;
ð Risk azaltılması ve diğer tüm afet yönetimiyle ilgili çalışmaları eşgüdüm içinde sağlamak ve
politikaları yönlendirmek için güçlü ve çok paydaşlı Ulusal Platform kurulmalı
ð Güçlü yasal çerçeve oluşturulmalı
ð Afet azaltma stratejilerinin kalkınma politikalarına ve her seviyede planlama politikalarının
gelişimine entegre edilmeli, yoksulluğun azaltılması için stratejiler geliştirilmeli
ð Risk azaltma çalışmaları için yeterli kaynak tahsis edilmeli
ð Afet risklerinin azaltılması konularında yerel kaynaklar güçlendirilmeli
ð Risk azaltma planlaması ve faaliyetlerine toplumun ve gönüllülerin katılımının sağlanmalı ve
güçlendirilmeli
Risk Tanımlaması: Afet risklerini tanımlamak, değerlendirmek, izlemek ve erken uyarı sistemlerini
geliştirmek için;
ð Afetler ve etkileriyle ilgili istatistiksel bilgiler derlenmeli
ð Çoklu risk haritaları ve risk değerlendirmeleri yapılmalı
ð Afetlerin etkilerini ve zarar görebilirlikleri belirlemeye yönelik bilgiler ve değerlendirmeler
yapılmalı
ð Tehlikeler izlenmeli ve modellenmeli
ð Erken uyarı sistemleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalı (Ulusal-bölgesel ve uluslararası fayda)
ve risk iletişimi toplum tabanlı-afet yönetimi süreçleri ile entegre edilmesi sağlanmalı
ð Risk değerlendirmesi ve izlenmesi için genel metodolojilerin geliştirilmesi konusunda destek
verilmeli
ð Bölgesel ve sınırlar ötesi afetlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi, bilgi paylaşımı ve erken
uyarı sistemleri konularında bölgesel ve uluslararası işbirliğine gidilmeli.
Bilgi: Her seviyede güvenliği geliştirme ve afetlere duyarlı bir toplum oluşturulması için bilginin,
yeniliklerin ve eğitimin kullanılması için;
ð Başarı örnekleri ve deneyimlerin paylaşılmalı
ð Risklerle ilgili bilgilere herkes tarafından ulaşılır olması sağlanmalı
ð Risk azaltma konusunda uluslar arası standartlar ve terminoloji kullanılmalı
ð Bilimsel topluluklar arasında işbirliğinin arttırılması, risk değerlendirmesi ve bunların
sonuçları konularında sosyoekonomik fayda-zarar analizlerinin geliştirilmesine yönelik
araştırmalar arttırılmalı
ð İlk orta ve yüksek öğrenimde risk azaltmayla ilgili konuların müfredata ilave edilmeli
ð Toplumun duyarlılığını arttırıcı eğitim faaliyetleri, eğitim aktivitelerinden, cinsiyet farkı
gözetmeden özellikle kadınların da kaynaklardan eşit faydalanmasının ve afet yönetimi
süreçlerine katılımının sağlanması, afet risklerinin azaltılması için eğitim ve öğrenim
bileşenleri için cinsiyet ve kültürel duyarlılığın göz önüne alınması ve medya ile işbirliği
geliştirilmeli
ð Özel ilgili alanları ve özel kitleler için eğitim ve öğrenim faaliyetleri yapılmalı
ð Bölgesel ve sınırlar ötesi afetlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi, bilgi paylaşımı ve erken
uyarı sistemleri konularında bölgesel ve uluslararası işbirliğine gidilmeli.
Risk Azaltma: Afet risklerinin temelinde yatan nedenleri azaltılmak için;
ð Risk azaltma konularının çevre koruma politikalarına entegrasyonu (İklim değişikliği,
Ekosistem korunması, vb.) gerçekleştirilmeli
ð Yapısal güçlendirme (kamu yapıları öncelikli olmak üzere) çalışmaları gerçekleştirilmeli
ð Afet risk azaltma planlamasının sağlık sektörüne entegre edilmeli. “Afetlere karşı güvenli
hastaneler” hedefinin teşvik edilmeli
ð Tehlikelerin izlenmesi, modellenmesi çalışmaları yapılmalı
ð Kamu-özel sektör işbirliği geliştirilmeli
ð Finansal risk paylaşım mekanizmalarının, özellikle de afetlere karşı sigorta ve reasürans
mekanizmalarının geliştirilmesinin teşvik edilmeli
ð Risk azaltmanın kentsel ve kırsal kalkınma planlarına entegrasyonu, arazi kullanımı ve teknik
ölçütleri geliştirilmeli
ð Ulusal ve bölgesel ölçekte yeni deprem yönetmelikleri, standartlarının, iyileştirme ve
yapılaşma pratiklerinin oluşturulması ve mevcutların revizyonunun desteklenmeli. Böylece
afetlere karşı koyabilecek yapılanmanın teşvik edilmeli.
Hazırlık: Her seviyede etkin bir müdahale ve afetlere hazırlığın güçlendirilmesi için;
ð Bölgesel yaklaşımlar geliştirilmeli ve kuvvetlendirilmeli
ð Afete hazırlık ve sakınım planları hazırlanmalı, periyodik olarak gözden geçirilmeli, düzenli
olarak test edilmeli
ð Müdahale konusunda çalışan kurumlar, plancılar, politika yapıcılar arasında sürekli diyalog
ortamı oluşturulmalı
ð Afet sonrası müdahale, yeniden yapılanma ve hazırlık tedbirlerinde kullanılmak üzere afet
yöneticileri ve gelişme sektörleri arasında işbirliği, bilgi alışverişi ve diyalog geliştirilmeli
ð Gönüllü katılımın geliştirilmeli ve teşvik edilmeli.
HÇEP Uygulanmasında Ülkelerin Sorumlulukları:
ð Her ülke sosyoekonomik kalkınmasını sağlamak ve vatandaşlarını korumak için afet risklerini
azaltma konusunda birincil sorumluluk sahibidir.
ð Hyogo Konferansı sonuçlarının stratejik hedeflerini ve eylem önceliklerinin takip edilmesi ve
yerine getirilmesinde çok paydaşlı ve çok katılımlı işbirliği ve destek gerekmektedir
ð Kalkınmakta olan ülkelerin birçoğu için risk azaltma stratejilerini geliştirmede bölgesel
birimler, uluslararası finans kuruluşları, BM, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör destek
sağlayıcı unsurlar olarak önem kazanmaktadır.
Türkiye’de önemli eksik konulardan biri olan afetlerde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için de
Birleşmiş Milletlerin önerileri şunlardır:
ð Kadın için afet sonrası güvenliğin ve huzur ortamının oluşturulması sağlanmalı,
ð Toplumsal cinsiyet eşitliği adaleti geliştirilmeli,
ð Toplumsal cinsiyete dayalı afet yönetimi sisteminin geliştirilmesi, yerleştirilmesi ve
uygulanması,
ð Kadının vatandaşlık hakları, katılımı ve liderliği geliştirilmeli,
ð Kadınla ve kadın için huzur ortamı oluşturulmalı,
ð Afet riski azaltmada cinsiyet eşitliği teşvik edilmeli,
ð Cinsiyet farkını dikkate alan ihtiyaç tespiti ve iyileştirme sağlanmalı,
ð İyileştirme ve yeniden yapılandırma safhasında toplumun sosyal değişim için kapasite
geliştirilmeli.
AFET YÖNETİMİ MEVZUATIMIZ
Ülkemizde afetlere de müdahale edebilmek için 1868 yılında Hilal-i Ahmer Cemiyeti
kurulmuştur. Bu kuruluş, Cumhuriyet döneminde Kızılay Derneği adını alarak faaliyetlerini
sürdürmeye başlamıştır.
Türkiye’de sadece depremleri kapsamakla beraber, afetlerle ilgili ilk kanun 1944’de yürürlüğe
konulmuştur. Bu kanun, yıkıcı 1939 Erzurum depremine ve birçok benzer artçı depreme karşılık
çıkarılmıştır ve bu; kurtarma planlarına, maddi desteğe ve geçici sığınağa olan ihtiyacı depremler
sırasında birinci öncelik haline getirmek gerekliliğini vurgulayan ilk kanundur.
1959’da depremleri ve yangınları, selleri, toprak kaymalarını ve benzeri diğer afetleri de içeren
yeni ve kapsamlı bir kanun olan 7259 sayılı kanun, 1944 kanunuyla yer değiştirmiştir. Bu kanunla
bağlantılı olarak afet zamanlarında mali desteği kolaylaştırabilmek için bir “Afet Fonu” kurulmuştur.
Böylece 1958 yılında 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu ve her afetten sonra bir kanun çıkarma yerine
genel bir çerçeve çizen 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirler ile
Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, bugünkü afet yönetiminin de temelini oluşturmaktadır.
Afetlere ilişkin bazı düzenlemeler içeren 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu 1983'te hayata
geçirilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu, 1985 yılında yürürlüğe girmiştir.
Afetlerden etkilenen yörelere hizmetlerin götürülmesini temin etmek amacıyla, 1995'te 4123
sayılı Tabii Afet Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine
Dair Kanun çıkartılmıştır.
Marmara Depremi’nden hemen sonra Bakanlar Kurulu “Yapı Denetimi”, “Yapı Denetimi
Uygulama Yönetmeliği”, “Yapı Malzemeleri”, “Büyükşehir Belediye Sınırları Dışında Kalan
Bölgelerde Yapı Denetimi ve Kalkınma” konularını kapsayan yönetmelikler yayımlamıştır. Bu
yönetmelikler “önlem”, “risk azaltma” ve “zarar azaltma”yı amaçlamıştı.
Ancak çıkarılan bütün bu yasaların uygulanmasında yerelde zaman zaman problemler çıkmaktadır:
ð Yasalardaki ifadelerin açık ve kolay anlaşılır şekilde düzenlenmemiş olması,
ð Afet yönetimi ile ilgili kurumsal yapılanma ve deneyimli teknik elemanlarının bulunmayışı,
ð Gerekli kaynakların bulunamaması,
ð Afet yönetimi terminolojisinin ve ortak dil birliğinin oluşturulmamış olması,
ð Halkın bilinç düzeyinin yeteri kadar yüksek olmayışı,
ð İdari sınır bazlı her ile ait afet senaryolarının hazırlanmaması,
ð Kaçak yapılaşmanın önlenememesi,
ð Sivil savunma örgütleri ile yerel yönetimlerin ortaklaşa çalışma süreçlerinin bulunmayışı,
ð Erken Uyarı ve Alarm Sistemlerinin geliştirilmemiş olması gibi zorluklarla karşı karşıyadır.
TÜRKİYE'DE AFET YÖNETİMİ ORGANİZASYONU
Türkiye’de artık afet yönetiminin başlıca amacı; can ve mal kaybını azaltmak ve ulusu doğal,
teknolojik ve insan kaynaklı afetlerden korumaktır. Bunu yaparken hazırlıklı olma, koruma, müdahale,
iyileştirme ve zarar azaltma gibi etmenleri içeren riske dayalı, kapsamlı bir afet ve acil durum yönetim
sistemi öngörülmektedir.
AFAD’a bağlı daire başkanlıkları ve kurullar vardır. Bunların bazıları, Planlama ve Zarar Azaltma
Dairesi Başkanlığı, Deprem Dairesi Başkanlığı, İyileştirme Dairesi Başkanlığı, Sivil Savunma Dairesi
Başkanlığı, Müdahale Dairesi Başkanlığı, Yönetim Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’dır. üç yüksek düzey
merci bulunmaktadır: Afet ve Acil Durum Yönetimi Yüksek Kurulu, Afet ve Acil Durum Koordinasyon
Kurulu, Deprem Danışma Kurulu.
5902 sayılı kanun gereğince şehrin afet ve acil yardım riskine karar vermek, iller için müdahale
planları geliştirmek ve uygulamak ve lojistik servisleri idare etmek İl Afet ve Acil Durum Merkezinin
görevidir. Kayıp ve hasar değerlendirmesi, hazırlık ve sivil savunma planlarının uygulanması da bu
müdürlüğün sorumlulukları arasındadır. Müdürlük ayrıca afet ve acil yardım yönetimi merkezini idare
etmektedir.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi’nin bazı daire başkanlığı ve bunların bazı özellikleri şeması:
ÜNİTE – 3 => TEMEL KAVRAMLAR
Bir afetin meydana gelmesinde her zaman 3 temel faktör rol oynar:
ð Tehlikenin var olması
ð Tehlikeye maruz kalabilecek insan, yapı, mal varlıkları, çevre ve kültürel, vb. doğal
kaynakların bulunması
ð Toplumun zarar görebilir bir durumda olması
RİSK
Tehlike: Bir tehdit ve aynı zamanda gelecekte olabilecek bir acil durum veya afetin kaynağıdır.
Tehlikelerin birer riske dönüşmesinin en büyük nedeni, insan davranışıdır. Afet yönetim sistemi, çoklu
tehlike yaklaşımı ile çalışır.
Mini Sözlük
Acil Durum: İnsan, mal ve çevreyi korumak için acil müdahaleyi gerektiren ve yerel imkânlar ile baş
edilebilen olayların sonuçlarıdır.
Afet: İnsanlar için can, fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan, normal yaşamı durdurarak
veya kesintiye uğratarak toplumları etkileyen ve yerel imkânlar ile baş edilemeyen her türlü doğal,
teknolojik veya insan kaynaklı olaylardır.
Afet Yönetimi: Afet risk ve kriz yönetimi çalışmalarıdır.
Direnç: Bir sistem ve onun bileşenlerini, olası tehlikelerin kötü etkilerinden koruma, onları zamanında
ve en verimli bir şekilde tahmin etme ve bu etkilere önceden uyum sağlama ile birlikte tehlike ortaya
çıktıktan sonra onlara karşı koyma, sistemin temel yapı ve fonksiyonlarını iyileştirme ve yeninden inşa
etme yeteneğidir.
Dönüşüm: Mevzuat ve/veya bürokratik yapı, mali kurumlar, teknolojik ve biyolojik sistemler, değer
yargıları dahil olmak üzere sistemin temel özniteliklerini değiştirecek çalışmalar.
İklim Değişimi: hem aşırı hava olayları, hem de aşırı iklim olaylarının tümüne birden “iklim aşırılıkları”
denilir.
Kıymet: Korunması gereken unsurlar, varlıklar, bileşenler. Örneğin, insan, mal, doğal ve kültürel
değerler, veri, kaynak, zaman, saygınlık, pazar, vb. gibi varlıklar.
Maruziyet: Belirli bir tehlikenin etkisine alabileceği veya etkilediği insan ve kıymetlerin miktarı ve
sayısıdır.
Risk: Bir tehlikenin belli bir zaman ve mekânda gerçekleşmesi durumunda tehdit altında olan
unsurların alacağı hasarın düzeyine bağlı olarak oluşacak potansiyel kayıplardır.
Savunmasızlık: Potansiyel afetin meydana gelmesiyle toplumun maruziyet ve direnç durumuna göre
uğrayabileceği olası ölüm, yaralanma, hasar, yıkım, kayıp ve zararlarının bir derecesidir.
Tehdit: Bir kıymetteki zayıflıkları kullanarak, kıymete kısmen ya da tamamen zarar verebilecek olan
etkenlerdir.
Tehlike: Can ve mal kayıplarına neden olmak ile birlikte toplumun sosyo-ekonomik düzey ve
etkinliklerine, doğal çevreye, doğal, tarihi ve kültürel kaynaklara zarar verme potansiyeli olan doğal,
insan ve teknolojik kökenli oluşum, olay veya olaylar zinciridir.
Uyum: İnsan sistemlerinde, güncel veya beklenen iklim şartlarının zararlarını ılımlı hale getirmek ve
onları fırsata çevirmek için yapılan çalışmalar.
Yönetebilirlik: Olası risklere karşı mevcut kurumsal sistemler, hazırlık seviyesi, planlama, mevcut
zarar azaltma tedbirleri, kanunlar ve yönetmelikler, erken uyarı ve tahmin, kamu bilinci, bilgi
sistemleri, kaynaklar, eğitim seviyeleri, katılım gibi değişkenlere bağlı olarak bir afet durumunda
etkilenen toplumun, zarar ve kayıpları en aza indirgeme ve onunla baş edebilme seviyesi ve
kapasitesidir.
Zarar görebilirlik: fiziksel, ekonomik, sosyal, politik, teknik, ideolojik, kültürel, eğitim, ekolojik durum
ile birlikte yasal mevzuat ve kurumsal kapasite gibi birçok faktörün bir fonksiyonudur.
Emniyet: Kasıtlı ve planlı olarak insanlar tarafından yapılan olaylara karşı koruma, emin olma, güvenli
olma halidir.
Güvenlik: İnsan kastı olmayan, rastgele, kaza yoluyla ya da tehlikelerin sonucu oluşan olaylara karşı
koruma ve alınan önlemlerdir.
Afet riskinin en önemli iki bileşeni şunlardır:
ð En azından bir tehlikenin ortaya çıkma olasılığı
ð Tehlikenin tehdidine maruz olan bir veya birden fazla kıymet ve bunların zarar görebilir
olması
Bir toplum, belli başlı 5 bileşenden oluşur. Bu öğelerin her biri için belirli tehlikelere özgü
savunmasızlıkları vardır. Bunlar:
ð İnsanlar
ð İnsanların mal ve mülkleri
ð İnsanlara verilen hizmetler (hükümet, yerel yönetim, özel sektör, ticari etkinlikler ve STK
hizmetleri)
ð İnsanların gündelik hayatı ve yaşamlarını kazanma imkânı (kırsal alan ve kent, resmi ve gayri
resmi)
ð İnsanların yaşadığı çevre
Afet sonucu ortaya çıkan krizi yönetebilmek için gerekli olan faaliyetler için planlama yapılmalıdır;
ð Afetzedeleri bulma ve kurtarma
ð Enkaz kaldırma, yangın söndürme, vb.
ð Afetzedeleri güvenli bir yere tahliye etme
ð İlkyardım yapabilme ve yaralıları sağlık kurumlarına ulaştırma
ð Yaralıları tedavi etme
ð Geçici barınma, gıda, su ve sağlıklı yaşam koşulları sağlama
ð Güvenliği sağlama
ð Alt yapının yeniden devreye sokulması (su, gaz, elektrik, telefon, vb.)
ð Hizmetleri, tarım, tarım ve sanayi üretimlerini başlatma
ð İyileştirme, normale dönüş ve yeniden inşa için plan ve kaynak oluşturma
AFET
Afet: Tehlike ve zarar görebilirlik afet riskini ortaya çıkartmaktadır. Beklenen olası kayıplar ortaya
çıkardığı zaman afet riski artık sadece “afet” olarak adlandırılır.
Olay: Yerel ve çok sınırlı etkisi olan hadiselerdir.
Acil Durum: Toplumun belli kesimlerinin normal hayat ve faaliyetlerini kesintiye uğratan olaylar ve bu
olayların oluşturduğu durumlardır.
Afetzedeleri tespit etme, enkaz kaldırma, enkaz altından kurtarma, acil ve ilkyardım yapma,
tahliye etme, geçici bakım ve temel ihtiyaç malzemelerinin yardım ve takviyesinde bulunma, kargaşa
ve düzensizliğe karşı güvenliğin sağlanmasına yardımcı olma, idari ve teknik hizmet desteği sağlama
gibi görevlerin yerine getirilmesine yönelik faaliyetler “acil durum hizmetleri”,
Bu sorumlulukları yerine getirmek te, yetkili acil durum araçları olarak adlandırılır.
Tüm afetlerin ortak özellikleri şunlardır:
ð İnsanları ve diğer canlıları etkiler
ð Genellikle bir tehlike tarafından tetiklenir
ð Doğrudan zarar görebilirlik ile ilişkilidir
ð Toplumun onunla baş edebilme kapasitesini aşar
ð Sosyal süreçler önemli bir rol oynar.
ð Doğa veya teknoloji ile ilgili bir olay olmasından daha çok toplum ile ilişkilidir.
NOT: Bazen savaş gibi insan ve teknolojik afetlerin bir arada kullanıldığı zamanlar ortaya çıkan
afetlere, “karmaşık afetler” de denilir.
Doğa Kaynaklı Afetler: Dünyada süre gelen doğa olayları, insanların yaşamını önemli ölçüde
etkilediğinde “doğal afet” ya da “doğal kıran” veya “doğal tehlike kaynaklı afet” olarak nitelendirilir.
Sel ve fırtınalar, hortum, orman yangınları, sıcak hava dalgaları, hava kirliliği, kimyasal ve nükleer
serpintiler, asit yağışları, çığlar, deniz ve göl su seviye yükselmeleri, yıldırım, kuraklık, dolu ve don
olayı gibi “meteorolojik” veya “meteoroloji karakterli doğa kaynaklı afetler” olarak da adlandırılır.
Sanayileşme, çarpık kentleşme, doğanın tahrip edilmesi ve küresel iklim değişimi gibi insan
aktiviteleri; bu tür afetlerin etkilerini arttırmasına veya yenilerinin ortaya çıkmasına neden
olabilmektedir.
NOT: Seller, Tip II bir hidro-meteorolojik tehlikedir.
İnsan Kaynaklı Afetler: İnsani faktörlerin etkin olduğu savaşlar, iç çatışmalar, terör olayları, büyük
göçler gibi küresel olaylar yanı sıra yanlış ve eksik planlama ve uygulamaların neden olduğu yerel ve
bölgesel karakterli olgu ve olaylar ile bunların doğurduğu afet nitelikli sonuçların tümüdür.
Oluşumu insana bağlı, çoğunlukla dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle meydana gelen ve afet
boyutu kazanan teknolojik olayların bazıları şunlardır:
ð Asit yağışları
ð Ateşli silahlar ile taciz, silahlanma
ð Ayaklanma, işgal, rehin alma, sabotaj, boykot, grev vb. toplumsal olaylar
ð Baraj yıkılmaları
ð Bina, yol, tünel inşaat faaliyetleri
ð Açık ve kapalı madencilik ile taş ocağı işletme faaliyetleri ile maden çökmeleri, gaz
patlamaları
ð Biyolojik saldırı, bomba tehdidi
ð ___________Cephane, maden, bina boru hattı, tesis patlamaları
ð Çöplerin toplanamaması, duman
ð Katı atık depoları patlaması
ð Elektrik, su ve gaz kesintileri,
ð Dikkatsizlik sonucu endüstriyel kazalar, ev ve bina yangınları
ð Gaz ve kimyasal kaçaklar
ð Geniş kapsamlı bilgisayar sistemleri veya iletişim sistemlerinin çökmesi veya devre dışı
kalması, sibernetik saldırılar (IT Kaynaklı virüs saldırıları)
ð Gıda zehirlenmesi, göçmen istilası, hava kirliliği, hayvan ve bitkilerde salgın hastalıklar;
savaşlar
ð Hava, su ve çevre kirlenmesi
ð İş kazaları, işgal; pilotajdan kaynaklanan kara, deniz , hava ve demiryolu kazaları
ð Keskin nişancı tacizi, kış seyahatleri, ekonomik kriz, kıtlık ve açlık
ð Küresel iklim değişimi, ormansızlaşma, erozyon
ð Kimyasal, biyolojik, radyasyon ve nükleer kazalar ile birlikte serpintiler
ð Salgın hastalıklar
ð Şüpheli paket ve mektuplar; terör
ð Tehlikeli madde taşıyan gemi, tren ve karayolu araçlarında meydana gelen kazalar ile uçak
kazaları
ð Toksin, patlayıcı, yanıcı ve tehlikeli kimyasal maddeler ile birlikte bunları üreten fabrika ve
depolarda meydana gelen yangın ve kazalar
ve benzerleridir.
YÖNETİM
Olay Yönetimi: Olaylarda Afet Acil Yardım Planı’nın her servisi çalıştırılmaz ve olaya bir kişi ya da
küçük bir ekip müdahale edebilir.
Acil Durum Yönetimi: Olayın meydana gelmesinden hemen sonra başlayarak, etkilenen toplulukların
tüm ihtiyaçlarını (ulaştırma, enkaz kaldırma, arama ve kurtarma, ilk yardım, tahliye, temel ihtiyaç
malzemelerinin temini, geçici barınma, kargaşa ve düzensizliğe karşı güvenliğin sağlanmasına
yardımcı olma, idari ve teknik hizmet desteği sağlama, vb.) zamanında, hızlı ve etkili olarak Afet Acil
Yardım Planlarının öngördüğü bazı acil durum servisleri tarafından yerine getirilmesini sağlayan bir
yönetim sürecidir.
Kriz: Normal düzeni bozan, toplum için olumsuz sonuçlar doğurma olasılığı bulunan fiziksel, sosyal,
ekonomik ve politik olayların ortaya çıkması halidir.
Kriz Yönetimi: Kriz hali şartları süresince uygulanan ve düzene dönmeyi amaçlayan geçici yönetim
biçimidir.
Bu tanımlara ilave olarak İçişleri Bakanlığınca afet ve acil durum yönetimini gerektiren haller
“olağan üstü haller”:
ð Tehlikeli salgın hastalıklar
ð Ağır ekonomik bunalımlar
ð Anayasa ile kurulmuş hür demokrasi düzenini ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet
hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması
ð Şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hali
ð İltica ve büyük nüfus hareketleri
ð Kanunsuz grev, lokavt ve işi bırakma eylemleri
ð Etnik yapı, din ve mezhep farklılıklarından kaynaklanan olaylar.
“Afet Yönetimi”,
ð Afet risklerinin azaltılması
ð Afetlerin şiddetinin ve oluşturacağı kötü sonuçlarının zararlarının önlenmesi ve azaltılması
ð Senaryo ve olası hasar ve ihtiyaçların tahmin edilmesi
ð Acil durumlara müdahaleye planlama ve hazırlık
ð Eğitim ve tatbikatlar
ð Erken uyarı, tahmin, izleme
ð Afet sonrası hızlı etki ve ihtiyaç analizi
ð Afet anında hızlı ve etkili müdahale ve iyileştirme
ð Afet sonrası iyileştirme ve rehabilitasyon, vb.
için sürekli, bütünleşik, kapsamlı, çok sektörlü, çok disiplinli sosyo-ekonomik yöntem, planlama ve
önlemlerin uygulanması faaliyetlerinin tümüdür.
ÜNİTE – 4 => TEHLİKE DEĞERLENDİRMESİ
TEHLİKE ANALİZİ
Tehlike Analizi: Can kaybı, yaralanma, mal kaybı, sosyal ve ekonomik kayıplar veya çevrenin tahrip
olması gibi fiziksel veya insan kaynaklı olayların yıkım potansiyelini belirlemedir.
Tehlike analizi;
ð Tehlike kaynaklarını belirlemek
ð Tarihsel veriye göre tehlikelere açık olan alanları belirlenmek
ð Tehlikenin karakteristik özelliklerini belirlemek
ð Tehlike olasılık ve şiddet haritalarını hazırlamak
ð Tehlike sonu ve bölgeleri haritalarını hazırlamak
Burada;
ð Anahtar Sorular: Ne kadar sık? Ne kadar büyük? Nerede?
ð Çıktı: Olayın yersel şiddet dağılımı önemlidir.
Tehlikelerin özellikleri:
Yersel Analiz: Potansiyel tehlikenin
ð Yeri
ð Yayılma alanı
ð Kaynak parametrelerinin analiz edilmesi.
Boyutsal Analiz: Potansiyel tehlike
ð Ne kadar kötü olabilir?
ð Boyutları nelerdir?
ð Tehlikenin yerel özelliklerinin analiz edilmesi
Zamansal analiz: Gelecekte olabilecek olan tehlikenin, ne zaman ve ne kadar sıkılıkta olması
beklenmekte?
ð Sıklık => Trendler
ð Süre
ð Tekrarlanma aralığı
ð Oluşum ihtimali
Tehlike oluşturan olayların;
ð Etkileme şiddeti
ð Oluşum sıklığı, olasılığı
ð En çok etkilenecek alan ve mekânlar ile birlikte muhtemel yayılma alanları
ð Etkileyebileceği toplam insan sayısı
ð Etkili olabileceği süre ve dönemler/mevsimler
ð Tahmini oluşma veya ortaya çıkma hızı
ð Varsa oluşumuna dair işaretler veya erken uyarı (ikaz) sistemi/yöntemi
ð Mümkünse tahliye için gerekli olan zaman
ð Mevcut ve önerilen risk ve zarar-azaltma önlemlerini belirleme vb. gibi özelliklerinin
saptanması ile elde edilen bilgilere, “tehlike profili” denilir.
NOT: "100-yıllık afet", bir yılda sel oluşma ihtimali %1 veya daha büyük olan afet demektir.
Tehlike analizi için atılması gereken adımlar:
ð Bilgi toplama
ð Veri toplama
ð Bilgi ve verileri sınıflandırma
ð Tarihsel olayları inceleme
ð Tehlikelere yönelik zarar görebilirliği analiz etme
ð Yönetmelikler hazırlama
TEHLİKE VERİ KAYNAKLARI
Geçmişe ait bilgi toplamak için en çok kullanılan aşağıdaki kaynaklardan yararlanılmıştır:
ð Veri tabanları
ð Arşivler
ð Gazete haberleri
ð Yıllıklar
ð Bültenler
ð Bilimsel Kaynaklar
ð Makaleler
ð Bildiriler
ð Kitaplar
ð Teknik Raporlar/Kataloglar
ð İnternet sayfaları
ð Videolar
ð Haberler
ð Yaşlılarla yapılacak yüz yüze görüşmeler
Türkiye’de kullanılabilecek bazı afet tehlike veri tabanları şunlardır:
ð T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Planlama ve Zarar Azaltma
Dairesi Başkanlığınca yürütülen Türkiye Ulusal Afet Arşivi (TUAA),
ð Kandilli Rasathanesi kayıtları arşivi (KOERİ)
ð Jeolojik tehlike verisi ve haritalar için Maden Tetkik Arama (MTA)
ð Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) Türkiye Meteorolojik Arşiv Sistemi’ndeki (TÜMAS)
Klimatolojik Gözlemler ve Fevk Rasatları,
ð Devlet Su İşleri (DSİ) Taşkın Yıllıkları,
ð Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) kayıtları,
ð Web tabanlı gazete arşivleri
ð Uluslararası tehlike verisi Amerikan Jeoloji Kurumu (USGS)
ð Ekonomik göstergeleri sunan afet veri bankaları
TEHLİKE HARİTALARI
Karar vericilerin olayı daha iyi algılaması ve arazi kullanımı gibi birçok nedenle bu tehlikelerin
haritalanmasında büyük yararlar var.
Tehlike haritalarında belirli bir afet olasılığı içeren ana tehlikenin ana özelliklerine yer verilir.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğünce (SYGM) hazırlanan taşkın tehlike haritalarında 50, 100 ve 500
yıl yinelemeli taşkın hidrografına ait senaryolar kullanılarak taşkın tehlikesi simülasyonları
gerçekleştirilir
NOT: Havzaya yapılacak her dolgu, taşkın tehlike sınırını ve dolayısı ile taşkın tehlike haritasını
değiştirir.
Bu senaryo simülasyonları sonucunda değişik yinelemeli debilere (T50, T100 ve T500) karşılık gelen
aşağıdaki unsurlar gösterilmiştir:
ð Taşkının yayılım alanı
ð Uygun bulunan yerlerde pik debinin neden olduğu su derinliği/ su seviyesi
ð Uygun bulunan yerlerde su akış hızı.
TEHLİKE PROFİLİ
Her bir tehlike için yerleşimler bazında yapılacak gözlemleri aynı formatta toplayabilmek üzere
yardımcı olması açısından “Tehlike Profili Formu” kullanılabilir.
Tehlike Profili Formunda bulunan başlıkların doldurulması sırasında aşağıdaki bilgi ve
yönlendirmelere dikkat edilmelidir:
ð Etkileyebileceği yerler
ð Etkileyebileceği toplam insan, konut ve tesis sayısı
ð Etkili olabileceği süre ve dönemler
ð Süre
ð Oluşma/ ortaya çıkma hızı
ð Mevsimsel etkiler
ð Meydana Gelme Sıklığı/olasılığı
ð Hazırlıklarınız ve/veya öneriler
ð Varsa tehlikenin oluşumuna dair işaretler veya erken uyarı (ikaz) sistemi
Oluşma süreleri bakımından taşkınlar şu şekilde 3’e ayrılır:
Yavaş Gelişen Seller: Bir hafta veya daha uzun bir süre içinde oluşabilir,
Hızlı Gelişen Seller: Bir-iki günde içinde oluşabilir,
Ani Seller: 6 saat içinde oluşabilir. Ani seller, çöller dâhil dünyanın her yerinde görülür
Yıllık Taşkın Olasılığı (YTO) ,herhangi bir yılda taşkın meydana gelme olasılığını ifade etmektedir.
Etkileme şiddeti, olayın insanlar ve mekan üzerindeki etkisinin yanı sıra, ekonomi, çevre ve
kültürel miras üzerindeki etkisi ile de değerlendirilmelidir.
Tehlikenin etkileyebileceği mekanlar/alanlar, bu riskten etkilenebilecek alanın büyüklüğü,
kaplayacağı alan olarak anlaşılmalıdır.
Etkilenebilecek toplam insan sayısı, incelenen tehlikenin gerçekleşebileceği en çok
etkileyebileceği zaman dikkate alınarak düşünülmeli, tahmin edilmelidir.
Tehlike profilleri her bir tehlikenin:
ð Büyüklük
ð Meydana gelme sıklığı
ð Başlangıç hızı
ð Topluma etkileri
ð Özel karakteristikleri gibi özelliklerini belirler.
Aşağıdaki aktiviteler, afetlere karşı ne tür bir hazırlık yapmanızı ve neleri göz önünde
bulundurmanızı gerektiğine karar vermede yardımcı olabilir:
ð Personelin ilk yardımı bilmesi.
ð Afet Çantasının hazırlanması (personelin tek başına 72 saat hayatta kalması).
ð İlk Yardım Çantasının hazırlanması
ð İtfaiye, ambulans ve polisin yardım çağrılarına hızlı bir şekilde müdahale edebilmesi için bina adı
ve varsa sokak numaraların mevcut ve okunabilir olması
ð Personele acil durum telefon numaralarının öğretilmesi
ð Afet durumlarında içme suyu elde edilmesi
ð Arama ve kurtarma ekibinin varlığı
ð Yerleşiminizin bir Afet Müdahale Planı var mı?
ð Elektrik ve gaz gibi ünitelerin kapatılacağının halk tarafından bilinmesi
ð Ana giriş-çıkışlar kullanılamaz durumda olduğunda, binalardan dışarıya kaçabilmenin alternatif
yollarının belirlenmesi ve bilinmesi
ð Başladığımız veya eskiden yapılan hazırlık çalışmaları
ÜNİTE – 5 => RİSK DEĞERLENDİRME
Riskleri belirlemek;
ð Belirli bir tehlike karşısında potansiyel risk altında olan unsurları belirlemeyi,
ð Müdahale önceliklerini geliştirmeyi,
ð Şiddet oranlarını belirlemeyi,
ð Risk verilerini toplumun risk profilleriyle derlemeyi içerir.
Risk değerlendirme:
ð Kabul edilebilir risk düzeylerinin belirlenmesi
ð Risk senaryosu ve önlemlerinin detaylandırılması
ð Sosyo-ekonomik maliyet etkinliği analizi
ð Önceliklerin belirlenmesi şeklindedir. Bunun için de öncelikle;
Tehlike: Afetin oluştuğu coğrafik konum, boyut, şiddet, olasılık;
Maruziyet: Afet riski altındaki değerlerin envanteri;
Zarar görebilirlik: Afetlere karşı hassasiyet, direnç, dayanma kapasitesi ayrı ayrı belirlenmelidir.
RİSK ANALİZİ
ð Riske maruz kalacak unsurları belirle ve sınıflandır.
ð Grid, vb. yöntemler ile Maruziyet Haritaları hazırlanmalıdır.
Her bir risk için;
ð Olası maksimum kayıpları hesaplanır.
ð Riski, insan kaybı ve finansal etki ifade edilir.
ð İlçe veya il seviyesinde riskleri bir araya getirip kümelenir.
ð Tekrarlanma aralığı, tehlike, ilçe, vb. için risk profilleri hazırlanır.
ð Çoklu tehlike yaklaşımı ile her bir tekrarlanma aralığı için bütünleşik risk profilini hazırlanır.
Literatür ve uygulamada 2 temel risk analizi yöntemi mevcuttur. Bunlar; kantitatif ve kalitatif
yöntemlerdir.
Kantitatif risk analizi, riski hesaplarken sayısal yöntemlere başvurur.
Kalitatif risk analizinde; tehdidin olma ihtimali, tehdidin etkisi gibi değerlere sayısal değerler verilir ve
bu değerler matematiksel ve mantıksal metotlar ile işlenip risk değeri bulunur.
RİSK GÖSTERGELERİ
Afet risk analizinde riskler; sağlık, çevre, kültürel miras ve ekonomi şeklinde sınıflandırılabilir.
Sağlık: Afetler, stres, güvensizlik duygusu ve başka bir takım psikolojik rahatsızlıkların yaşanmasına
neden olurlar.
Afetler insan sağlığını genel olarak doğrudan etkiler ve dolaylı etkiler olmak üzere 2 şekilde
etkilemektedir. Direkt etkiler; örneğin taşkınlar ile birlikte oluşan sel suyundan kaynaklanan
boğulmalar, yaralanmalar ve diğer etkilerdir.
Dolaylı etkiler ise; taşkın suyundan zarar gören diğer yaşamsal sistemlerin neden olduğu etkilerdir.
psikolojik etkiler afet zararlarının önemli bir sonucu olarak görülmektedir. Afetler, insanlarda fizik,
sosyal ve psikolojik dengelerin hepsini birden bozabilmektedir.
Çevre: Habitat kaybı, yabancı ot türlerinin yayılması, kirleticilerin serbest kalması ve suya karışması,
balık üretiminin düşmesi, sulak alanlarda fonksiyon kaybı ve rekreasyon alanlarının kaybı da taşkın
gibi afetlerin olumsuz etkileri arasındadır.
Alt yapı: Afetler kanalizasyona ve fosseptik çukurlar, vb. gibi altyapıya verdiği zararlar sonucu açığa
akan atık su ile çevre ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkiler yapar.
Kentsel Tehlike Kaynakları ve Maddelerinin IDMP, (2003)’de sınıflandırılıp tehlikeli maddeler
şöyle tanımlanmıştır: Patlayıcı maddeler, yanıcı maddeler, toksin maddeler, radyoaktif maddeler,
endüstriyel atıklar, vb.
Kültürel Miras: Kültürel miras veya kültür varlıklar daha önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş ve
evrensel değerlere sahip olduğuna inanılan eserlerdir.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi kültür mirasını şu 3 sınıfta
gruplandırmaktadır:
Anıtlar: Bu gruba mimari yapılar, heykeller, resimler, arkeolojik eserler, kitabeler, mağaralar ve
eleman birleşimleri girmektedir.
Yapı toplulukları: Bu gruba giren yapı toplulukları bulundukları konum nedeniyle tarihi veya sanatsal
veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahip olmalıdır.
Sitler: Bu gruba giren sit alanları ya insan ürünüdür ya da doğal bir şekilde oluşmuştur.
NOT: Doğanın tahrip edilmemesi, kendine özgü kaynak değerlerini yitirmemesi için yürürlüğe konan
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu.
Ekonomi: Afetler, ekonomik gelişmeye zarar verecek ve toplumun ekonomik gelişmesinin
zayıflamasına neden olabilecek direkt etkiler ve dolaylı etkilere sahiptir.
Afetler aynı zamanda karayolu, demiryolu, hava alanı, elektrik hatları, suyolları ve kanalizasyon
sisteminde, bozulma gibi alt yapı zararlarına neden olmakta, bu da ekonomiyi olumsuz yönde
etkilemektedir.
Tarım alanlarının büyük ölçüde afetlerden etkilenmesi ile tarım ve hayvancılık sektörleri de zarar
görmektedir.
Yurdumuzda yakın geçmişte yaşanan; afetlerin çoğunun nedenini kontrolsüz kentleşme faaliyetleri
oluşturmakta
Hükümet tarafından afetten etkilenen insanların ve tesislerin rehabilitasyonu için ayrılan fon ve
işgücü ekonomiye ulusal boyutta zarar vermektedir.
Özetle afet hasarları plan dahilinde şu 4 grupta incelenebilir:
ð Kentsel alanlar; can kaybı, binaların ve içindekilerin hasar görmesi, ağaçlar, araziler vb.
ð Ekonomik hasarlar; sanayide, iş ilişkilerinde olumsuz etkiler vb.
ð Kamu mülkiyeti hasarı; devlet binaları, okullar, camiler, parklar, otoyollar, tren yolları,
köprüler, nehirler, su temini ve dağıtım sistemleri, atık su ve arıtma sistemleri, barajlar,
hidroelektrik santraller, sulama kanalları vb.
ð Tarımsal hasar; çiftlik evleri, ahırlar, çiftlik hayvanlarının, ekinlerin, tarımsal ürünlerin,
depolanmış ürünlerin kaybı, yeniden ekim masrafları, tarım toprağı erozyonu vb.
MARUZİYET ANALİZİ
Risk; nicel (miktar) ve nitel (kalite) olarak bir yaklaşımla değerlendirilir.
Niceliğe ait değerlendirmede gerçekleşen veya olası finansal kayıplarının hesaplanan miktarı
kullanılır.
Niteliğe ait değerlendirme ise çalışanları, uzman ve danışmanların bilgi ve deneyine bağlı olarak
risklere puan verme şeklinde olur.
SAVUNMASIZLIK ANALİZİ
Savunmasızlıkla ilişkili olarak afetin büyüklüğüne etki eden ana faktörleri ise aşağıdaki gibi
özetlemek mümkündür:
ð Olayın fiziksel büyüklüğü.
ð Olayın yerleşme alanlarına olan uzaklığı.
ð Fakirlik ve az gelişmişlik.
ð Hızlı nüfus artışı.
ð Tehlikeli bölgelerdeki hızlı ve denetimsiz yerleşme ve sanayileşme.
ð Ormanların ve çevrenin tahribi veya yanlış kullanımı.
ð Bilgisizlik ve eğitim eksikliği.
ð Afete dirençli birey/kurum/toplum düzeyi
ð Toplumda afet olaylarına karşı önceden alabildiği koruyucu ve önleyici önlemlerin ulaşabildiği
düzey.
Bu sorularla ana faktörler hakkında elde edilen bilgiler ile afetlere karşı savunmasızlığın
değerlendirilebilmesi için takip edilmesi gereken yol özetle şöyledir:
ð Her bir unsura ait grupların savunmasızlıklarını (tarihsel hasar kayıtlarına göre) derle ve
listele.
ð Riskte olan her gruptaki unsur için kapsamlı hasar-kayıp algoritmaları geliştir.
Savunmasızlığın 4 temel etmeni şeması:
Özetle afetlere hazırlık, afete müdahale ve afet sonrası iyileştirme çalışmaları için sosyal,
fiziksel, kültürel, ekonomik unsurların yerel dağılımı bilinmelidir. Çünkü;
ð Afetin olduğu bölgedeki nüfus ve yapılaşma yoğunluğuna bağlı olarak kayıpların artmaktadır.
ð Afetler endüstrileşme arttıkça daha iç içe geçmektedir.
ð Ülkemizde afetlerin neden olduğu risklerin tahmini için alt yapı yeterli değildir, amaca
yönelik uygun mekanizmalar geliştirilmemiştir.
ð Benzer biçimde afet sonuçlarının toplumun ekonomik, sosyal yaşamını nasıl etkileyeceği
analiz edilmemektedir.
ð Afet anında ilgili birimleri yönlendirecek entegre bilgilere ulaşmayı sağlayacak araçlar yoktur.
KAPASİTE ANALİZİ
Afetlerde afetzede olabilecek bireyler, afetten etkilenebilecek ve olumsuz etkilerine maruz
kalabilecek bireylerin, kurumların ve bölgenin çevre şartlarının afetler ile baş edebilme kapasitesine
sahip olması gerekir.
Bir afet yönetim planın hazırlanması ve uygulanmasında kullanılacak yöntem ve en sık
kullanılan yaklaşımlardan biri olan kalitatif analiz ve L risk değerlendirme matrisinin hazırlanmasıdır.
Matris diyagramları; iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmekte kullanılan bir
değerlendirme aracıdır.
5x5 Matris diyagramı (L-Tipi Matris); özellikle sebep-sonuç ilişkilerinin değerlendirilmesinde
kullanılır. Bu metot ile öncelikle bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi takdirinde
sonucunun derecelendirilmesi ve ölçümü yapılır.
Risk Skoru = İhtimal Derecesi (olasılık) x Zarar Derecesi (etki)
Risk önceliklerinin belirlenebilmesi için; bana göre-sana göre şeklindeki subjektif yaklaşımlar
yerine objektif yaklaşımlara ihtiyaç vardır.
RİSK HARİTALARI
Afetlerin neden olabileceği problemlerini önlemede ilk adım, afet bölgesinin tanınmasıdır.
Afet risk haritalarının oluşturulması aşamasında, riskli bölgeler derecelendirilir. Afet risk
alanlarında alan, arazi yapısı, insan sayısı, ekonomik aktivite düzeyi, kritik tesisler, olası ekonomik
zararlar ve afette yaşanabilecek çevresel zararın boyutu görsel bir şekilde ortaya konulur. Risk
değerlendirmesi, risk yönetimi ve risk iletişimi gibi konularda bu haritalar kullanılır.
Bu haritalar; afet riskini gösteren tüm faktörleri, bu alanlardaki olasılıklarını ve yerel halk,
varlıklar ve çevre üzerindeki olası olumsuz etkilerini göstermelidir.
ÜNİTE – 6 => RİSK AZALTMA
RİSK VE ZARAR AZALTMA
ð Afet anında uygulanacak yasal mevzuatın gözden geçirilmesi ve ihtiyaç halinde yeniden
düzenlenmesi,
ð Yapı, deprem, sel, vb. yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve
gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi,
ð Afet tehlikesi ve riskinin makro ve mikro ölçekte yeniden belirlenmesi, geliştirilmesi ve
tehlike haritalarının hazırlanması,
ð İhtiyaç duyulan bilimsel ve teknik araştırma-geliştirme faaliyetlerinin planlanması ve
uygulanması,
ð Ülke için afet gözlem şebekeleri, erken uyarı ve kontrol sistemlerinin kurulması ve
geliştirilmesi,
ð Afet zararlarının azaltılması konusunda ilgili her kesimi kapsayan geniş kapsamlı eğitim
faaliyetlerinin yürütülmesi,
ð Afet zararlarının azaltılması kavramının, kalkınmanın her aşamasında dâhil edilmesi ve
uygulanmasının sağlanması,
ð Afetlere karşı önleyici ve zarar azaltıcı mühendislik tedbirlerinin geliştirilmesi ve uygulanması
gibi,
Mümkün Olduğu Kadar Makul ve Yapılabilir (ALARP) Havuç Diyagramı”na göre üç farklı risk seviyesi:
RİSK İLETİŞİMİ
Risk iletişimi; riskin varlığı, doğası, şekli, ciddiyeti ve kabul edilebilirliğine ilişkin paydaşlar arasındaki
iki yönlü iletişimdir.
ð İletişimi planlayabilmek için öncelikle hedef kitleleri belirleyip paydaş listesi hazırlanmalı,
ð Karşı karşıya olduğumuz riskler hakkında kamuoyu ve karar vericileri eğitmek ve onları risk
yönetiminin öncelikleri arasına almaya ve kaynak ayırmaya ikna edilmeli,
ð Kabul edilebilir risk seviyeleri için kamuoyu ile iletişim kurulmalı,
ð Tüm disiplinler ve paydaşlar ile risk stratejilerini paylaşılmalı,
ð Tehlikelerin oluşturduğu tehditler ve bunlara karşı can ve mal güvenliğini koruma konusunda
halkı yönlendiren basın ve halkla ilişkiler etkinlikleri yapılmalı,
ð Afet sonrası iyileştirme, yeniden inşa, gelişme ve risk azaltma prosedürlerini gözden
geçirmeli,
RİSK VE ZARAR AZALTMA YÖNTEMLERİ
ð Kabul
ð Ret
ð Transfer
ð Azaltma
ð Önleme
ð Sakınma
ð Hazırlık
Afet risk yönetimi yaklaşımlarının şematik gösterimi:
Önleme
Örneğin selleri önlemek ve onlardan korunabilmek için de;
ð Set ve baraj inşası
ð Akarsu ıslahı
ð Drenaj sisteminin geliştirilmesi
ð Binaların sel su seviyesinin üzerine yükseltilmesi
ð Yamaçların desteklenip güçlendirilmesi
ð Sel sularına maruz kalabilecek yerleşim yerleri ve tesislerin kaldırılması/taşınması
vb. gibi çalışmalar yapılabilir.
Sakınım
İnsan, teknoloji veya doğa ile ilgili nedenlerden dolayı afete neden olabilecek olaylardan uzak durma
veya ortaya çıkma olasılığını önemli ölçüde azaltmaya, sakınma denilir.
ð Ayrıca etkin bir kentsel planlama ile
ð Potansiyel afetin riskleri azaltılabilir
ð Afetin etkisi hafifletilebilir/kontrol edilebilir
ð Müdahale/İyileştirme çalışmaları kolaylaştırılabilir
ð Afet sonrası günlük yaşama düzenine daha çabuk geçilebilir.
ð Uygun olmayan arazilerden (Jeolojik Sakıncalı Alanlar, Dere Yatakları, vb.) uzak durularak
olası afetlere maruz kalınmayabilir ve onlardan sakınabiliriz.
Zarar azaltma
ð Zarar azaltma; tipik olarak savunmasızlığın azaltılmasına odaklanır. Hedefi sosyal, ekonomik,
yasal, idari, teknik ve fiziksel kontrol yöntemleri uygulayarak savunmasızlığı azaltarak riski
önemli bir şekilde azaltarak zararı önlemektir.
ð Risk azaltma, riski (ortadan kaldırmayı değil) azaltmayı hedefler
ð Sismik tehlikeden dolayı olası yapısal riskleri azaltmak için dirençli yapılaşma ve inşaat
kalitesini sağlamak
ð Yerleşime uygun alanları belirlemek, depremselliği ortaya koymak için mikrozonlama
çalışmaları
ð Sel yatağındaki binaların başka yere taşınması ve kentsel dönüşüm
ð Sağlık ve beslenme kapasitesini geliştirmek
ð Afetlere karşı farkındalık ve kültür oluşturulması
ð Risk transferi, sigortalama
ð Sosyo-ekonomik ve kültürel gelişimin sağlamak ve sürdürmek
ð Aşı olmak, sağlık kapasitesini geliştirmek, vb. toplumun depreme karşı savunmasızlığı ile
beraber olası kayıp ve zararları azaltılabilir.
Önlem önceliklendirme
ð Tespit edilen tehlikelerin cana ve mala yönelen risklerini azaltabilmek için önleyici tedbirlere
odaklanmak,
ð Hasarı önleyici, azaltıcı veya koruyucu çalışmalar yapmak,
ð Belirlenen bir tehlikenin oluşturduğu risklerinin afete dönüştüğü anda, neden olabileceği
zararların daha az olması için acil durum servislerine yönelik önlemleri al ve gerekli etkinlikleri
yapmak.
ð Tehlikelerin etkisini belirli bir alanda azaltmak için yapısal önlemlerini almak.
ð Risk azaltmada kâr/zarar yöntemine göre değerlendirerek önceliklendirmek,
ð Ciddi bir değerlendirme sonucu sürdürülebilir çözümler ve düzeltici önlemler uygulanmak.
Risk puanın belirlediği seviyeye göre kabul edilebilirlik seviyeleri, tanım ve risk azalma stratejileri:
Risk Seviyesi Tanımı Eylem önceliği
R4 (çok iyi) Kabul edilemez Öncelikli/acil önlem
alınmalı
R3 (yüksek) Çok Önemli Kısa vadede önlem
alınmalı
R2 (orta) Önemli Orta vadede önlem
alınmalı
R1 (düşük) Kabul edilebilir/
önemsiz
Önceliği yok ama
izlenmeli ve gerekirse
uzun dönemde önlem
alınmalı
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Kentleşme politikası, afetlerin zararlarını azaltıcı bir araç olarak düşünülmelidir. Bunun için;
ð İlk önce afetler ile ilgili olarak yönetsel karmaşaya son verilerek, yetkinin tek elde toplanması
ve merkez ile taşra arasında görev paylaşımının açıklığa kavuşturulması gerekli
ð Afet riskleri göz önünde tutularak yerleşim alanlarının, yapılaşma, altyapı, sosyal ve ekonomik
varlıklarını birlikte değerlendirecek zayıf ve kusurlu yönlerini belirleyecek çalışmaların
yapılması gerekmektedir.
ð Son ve önemli bir nokta ise afetler ile ilgili bilimsel ve teknik gelişmelerin sürekli izlenmesidir.
Kentsel Dönüşüm;
ð Bir kentin tümünün veya belli kesimlerinin değişmesi, başka bir biçime girmesidir.
ð Bozulmaya ve çökmeye uğrayan kentsel alanın, ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel
koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesine yönelik olarak uygulanan
strateji ve eylemlerin tümüdür.
ð Bir kentin dokusunu bozan sorunların giderilmesidir.
Kentsel dönüşümün amacı;
ð Yerleşimi tehdit eden her türlü tehlikelerin risklerini azaltmak
ð Yerleşimlerin içindeki düzensiz ve kötü yapılaşmayı gidermek,
ð Afete/depreme dayanıksız ve sağlıksız yapılaşmaları yenilemek,
ð Fiziksel çöküşü durdurmak ve tarihi dokunun sürdürülebilirliğini sağlamak,
ð Yapı, çevre ve kentsel yaşam kalitesini arttırmak,
RİSK AZALTMA PLANI
ð Riskin büyüklüğünün belirlenmesi
ð Önceliklerin belirlenmesi
ð Çözüm yöntemlerinin seçilmesi
ð Kaynak/Bütçe ayırma
ð Uygulama projeleri
ð Çalışmaların izlenmesi ve projelerin sürdürülebilir olması.
RİSK TRANSFERİ
DASK Sisteminin Özellikleri.
ð DASK sadece belediye sınırları içindeki konutları kapsar
ð Deprem sigortası kendi başına bir sigorta ürünü olup, standart yangın ve konut sigortasından
ayrı yapılır
ð Poliçeler yangın, infilak ve heyelan gibi depremin ikincil etkilerini de kapsar
ð Teminat limitli olup, mevcut durumda konut başına 25,000 $ civarındadır.
ð Konutun içindekiler sigorta kapsamında değildir
ð Muafiyet sigorta değerinin %2‘sidir, yani mal sahibi ilk %2 oranındaki zararı üstlenmektedir.
Potansiyel sigortalıların sigorta yaptırmama nedenleri ise aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
ð Kamu hizmetlerinden faydalanmada aranan şartlardan birisi olmaması
ð Kamuya olan güvensizliğin DASK algısına da yansıması
ð Deprem olduğunda hasar tazminatını alacağına inanmama
ð Deprem algısının etkisi
ð Sigortanın pahalı olduğu düşüncesi
ð Ekonomik yetersizlik
ð ZDS’nin akla gelmemesi, ihmal, günlük yaşamın öncelikleri arasında yer almaması
ð Cezai müeyyidesinin olmaması
ð ZDS sigortasına dair bilgisinin olmaması
ð Deprem olduğunda hasar tazminatını alacağına inanmama
ð Süreçlerle ilgili bilgi yetersizliği
ð ZDS yararının anlaşılmaması, ihtiyacın hissedilmemesi, depremin kabullenilmesi
ð ZDS yaptırmayanlara da devletin aynı yardımı yapması.
ÜNİTE – 7 => OLAY KOMUTA SİSTEMİ
OLAY KOMUTA SİSTEMİ
Olay komuta sistemi; olay, acil durum ve afetleri yönetmede olayın büyüklüğünden bağımsız olarak
ve farklı disiplinlerden ve kurumlardan müdahaleye dahil olabilecek müdahalecilere karşın standart
bir yol oluşturmak amacıyla geliştirilmiştir.
OKS; bir afete karşı müdahalenin “komuta, kontrol ve koordine” edilmesi için model teşkil eder ve
olaya müdahalede sorumlu birbirinden farklı kurum ve organların, ortak bir amaç doğrultusunda
çalışarak can, mal ve çevreninin korunmasını ve olay dengesini sağlayarak girişim ve gayretlerin
koordine edilmesine olanak sağlar.
Çağdaş afet yönetimin ana bileşenlerden birisi olan OKS, afetler ile mücadelede rol olan personelin
sorumluluklarını, bu kişilerin niteliklerini, görev alanlarını ele almakta, olay komuta sisteminin diğer
organizasyonlarla ilişkisini değerlendirmektedir.
Sonuç olarak OKS adıyla geliştirilen model;
ð Ortak Terminoloji
ð Modüler Organizasyon Yapısı
ð Bütünleşik İletişim Yapısı
ð Komuta Birliği
ð Birleştirilmiş Komuta Yapısı
ð Birleştirilmiş Olay Eylem Planları
ð Yönetilebilir yetki alanı
ð Önceden belirlenmiş olay komuta tesisleri ile etkin bir kaynak yönetimi sağlanacak,
dışarıdan yardıma gelen personel, donanım ve kaynaktan maksimum düzeyde fayda
sağlanacaktır.
Bu sayede mevcut durumdaki;
ð Kavram kargaşası
ð Karmaşık organizasyon yapısı
ð Birbirinden habersiz gruplar veya personel
ð Dağınık komuta
ð Kısmi komuta yapısı
ð Görülen ve maruz kalan kısma müdahale etmek
ð Kısımlara ayrılmış olay mahalli
ð Kaynak kullanımında eksiklikler giderilebilecektir.
Olay Komuta Sistemleri - Prensipler
ð Önceden tanımlanmış amaç ve görevler
ð Modüler, esnek yapı
ð Hiyerarşik yapı – kimin kime bağlı olduğu belli
ð Kontrol: Hiyerarşideki bir yönetici en az 3, optimum 5 kişiden; en çok 7 kişiden sorumlu
ð Hesap verme – belgeleme çok önemli
Olay Komuta Sistemleri – Geçici görev dağılımı
ð Her seviyede her görevi alabilecek birden çok kişi olabilecek
ð Bu kişiler, bu geçici görevler için önceden eğitim almalı
ð Hiyerarşide belli görevlerin karşılığı, belli seviyelere karşılık gelmeli
ð Daha üst düzey kişilerin sahaya/merkeze intikal etmesi durumu için görev devir teslim
prosedürleri belirlenmiş olmalıdır.
Afet ve acil durumlar için OKS’de beş temel fonksiyonun amacı ve tanımı kısaca şöyle özetlenir:
ð Komuta: Karar verir ve Söyler. Tüm sorumluluk ona aittir.
ð Planlama : Uygulayacağını Düşünür. Gelecek (saat/gün) hangi stratejik eylemin yapılacağını,
neye ihtiyaç olabileceğini öngörür, detayları ile düşünür.
ð Operasyon: Planı uygulamaya koyar.
ð Lojistik: Destek sağlar.
ð Finans: Maliyet ve işgücünü takip eder.
Böylece beklenmedik bir acil durumda:
ð Kimin neyi yapacağı
ð Kimin kime rapor vereceği
ð Belirlenen kaynakların bir arada ne şekilde çalışacağı
ð Nasıl iletişim kurulacağı, vb. gibi sorulara da cevap verilebilir.
Türkiye Afet Müdahale Planlama yönetmeliğine göre kurulan servis grupları ve başlıca amaçları:
Komuta:
ð Liderlik ile olay müdahale mücadelesini yönetme sorumluluğuna ve otoritesine sahiptir.
diğer tüm acil durum görevlileri görev alıncaya dek tüm acil durum müdahale sorumluluğunu üstlenir.
Olay komutanı aşağıda geçen görev ve sorumluluklara sahip olacak bir ekibi hızlı bir şekilde
oluşturur;
ð Komuta Personeli
ð Güvenlik Görevlisi
ð Basın Sözcüsü
ð Kurumlar arası İlişkiler Görevlisi
Genel Personel
OKS’de yer alan 4 temel servisin amaç ve görevleri kısaca şöyledir:
Müdahale (Operasyon) Servisi:
ð Olay komutanından acil durum hakkında bilgi alır.
ð Ek görevlendirmeler için gerekli olan personeli tespit eder.
ð Saha operasyonları için görevlere gerekli personeli atar.
ð Gerektiği şekilde olay komutanına sürekli olarak bilgi verir.
ð Tüm operasyonların kayıtlarını bilgi ve planlama servisindeki ilgili birime teslim eder.
Bilgi ve Planlama Servisi:
ð Acil durum planlarının yapılması
ð Durum değerlendirilmesinin gerçekleştirilmesi
ð Kaynakların doğru bir biçimde değerlendirilmesi
ð Gerekli görülen dokümantasyonun oluşturulması
Lojistik ve bakım servisi:
ð Afette görev alan personel tarafından ihtiyaç duyulacak tüm donanım, materyal, hizmet ve
tesisleri sağlamakla sorumludur. Diğer bir deyişle bu servis daha çok kaynak yönetiminden
sorumludur.
ð Operasyonlar bölümünün kaynak taleplerini karşılamakla da sorumludur.
ð Gerektiğinde yakın ve uzak çevreden de yardım talep edilmesi, kabul ve tasnif edilmesi ile
birlikte bunların dağıtımından sorumlu servistir
Finans Birimi:
ð Tazminatlar/Hak Sahipliği: Bu birim, kaza ve hak sahipliği uzmanlarına tüm tazminatların
yönlendirilmesinin genel idaresinden sorumludur.
ð Harcamalar: Bu birim, devletin ilgili kurumlarınca geri ödeme yapabilmesi için tüm masraf
bilgilerinin toparlanması, işlem ücret efektif analizi ve tüm ücret bedellerinin sunulması ve
masrafları azaltıcı önerilerin yapılmasından sorumludur.
ð Personel Çalışma Süresi: Bu birim, personel çalışma süresi kaydını tutma ve personel çalışma
süresi kurallarına uygunluğunu sağlamakla sorumludur.
ð Kayıt ve Hukuki İşlemler: Bu birim, firmalarla olan kontratlara ait olan tüm finansal konuları
idare etme ve ekipman sürelerinin kayıtlarını tutma ile sorumludur.
AFET YÖNETİM MERKEZİ
Afet yönetim merkezleri (AYM), afet anında acil durum fonksiyonlarının yönetileceği merkezdir.
Şüphesiz bu tür bir merkezin önceden iyi tasarlanmış bir organizasyon ve yeterli personele sahip
olması şarttır.
ð Prosedürler ve gerekli belgeler
ð İyi iç ve dış haberleşme
Afet Yönetim Merkezi’nin Görevleri:
ð İkaz ve alarm haberlerini almak ve yaymak ve afet acil yardım planını devreye sokmak,
ð Acil durum servisleri arasındaki haberleşmeyi, sevk ve idareyi sağlamak,
ð Mahalli sivil savunma, afet yönetim merkezleri ve idare kademeleri ile irtibatı ve gerektiğinde
karşılıklı yardımlaşma ve işbirliğini sağlamak,
ð Komşu kurum ve kuruluşlarla haberleşmeyi ve gereken hallerde karşılıklı yardımlaşma ve
işbirliğini sağlamak,
ð NBC tehlikelerine ait haberleri değerlendirerek kurum çevresi içindekilere ve bölgesindeki
sivil savunma idare kademelerine bildirmek.
Afet yönetimi, bir kalkınma ve yoksullukla mücadele problemidir.
AFET YÖNETİMİ SÜRECİNİN BİLEŞENLERİ:
ð Ekonomik etkenler –
ð Ekolojik etkenler
ð Sosyal etkenler
ð Kültürel etkenler
ð Afet riski
ð Afet tehlikesi
NOT: Afetlerden etkilenen insanların %98’i gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde afetlerde zarar görebilirlik, gelişmiş ülkelere göre çok daha fazladır.
SEBEP VE SONUÇ İLİŞKİSİ
Afetlerin Etkileri:
ð Göç artar.
ð Ticaret azalır.
ð Ekonomi daralır.
ð İşçi çıkartmalar başlar.
ð İş bulma imkanı azalır.
AFETLERLE KALKINMA ARASINDAKİ İLİŞKİLER
OLUMLU İLİŞKİLER:
Bölge: Afet tehlike ve risklerini dikkate alan yerleşme ve yapılaşma kararları; altyapı, ekonomik ve
sosyal gelişme planlaması var olan toplumların zarar görebilirlikleri önemli ölçüde azalacaktır.
Bölge: Afet sonrasında, gelecekteki tehlike ve riskleri azaltmayı amaçlayan planlı, kapsamlı ve
bütüncül iyileştirme ve yeniden inşa programları gelecekteki afet tehlike ve risklerini önemli ölçüde
azaltacak şekilde oluşturulabilir.
OLUMSUZ İLİŞKİLER:
Bölge: Afetler neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıp ve zararlarla yerel,
bölgesel ve ülke ölçeğindeki kalkınma ve gelişmeyi uzun süre engelleyebilir.
Bölge: Afet tehlike ve risklerini dikkate almadan uygulanan kalkınma ve gelişme programları riskli
bölgelerdeki değerleri (nüfus, altyapı, sanayi vb.) artıracağı için gelecekteki afet risklerini de
artıracaktır.
DÖRT EVRELİ AFET YÖNETİMİ YAKLAŞIMI
Risk yönetimi: Modern Afet Yönetimi Sistemi’nde, Risk ve Zarar Azaltma; hazırlık, tahmin ve erken
uyarı, afetler konusunda bilgi ve bilinç sahibi olmak gibi afet öncesi önleme ve korumaya yönelik olan
çalışmalardır.
Kriz yönetimi: Etki analizi, müdahale, iyileştirme, yeniden yapılanma gibi afet sonrası hayatı ve işleyişi
düzeltmeye yönelik olarak yapılan çalışmalardır.
Risk azaltma: Tehlikelerin oluşturacağı riskleri ve afetlerin ortaya çıkacak zararları azaltma veya
yok etmek için atılan stratejik adımlardır.
Hazırlık: Planlama, standart talimatnamelerin (prosedürler) oluşturulması, eğitim, tatbikat,
koordinasyon çalışmaları.
Müdahale: Can ve mal kurtarma çalışmaları.
İyileştirme: Afet öncesinden daha iyi bir duruma dönmek için atılan adımlar.
Afet risk yönetimi: Risk ve zarar azaltma, hazırlık ve tahmin ve erken uyarı gibi afet öncesi korumaya
yönelik olan çalışmalardır.
Afet kriz yönetimi: Etki ve ihtiyaç analizi, müdahale, iyileştirme ve yeniden inşa gibi afet sonrası
düzeltmeye yönelik olarak yapılan çalışmalardır.
Amaç, hedef ve kapsam doğrultusunda uygulanması gereken afet yönetim sisteminin;
Modern: Hazırlık, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme evrelerinin tümünü içeren kapsamlı ve
bütünleşik.
Kapsamlı: Tüm tehlike ve riskleri öngören.
Bütünleşik: Dört evrede tüm sorumluları ve kaynakları bir güç altında toplayan, toplam kalite
yönetimi anlayışında ve afet yönetimini bir bütün olarak gören.
Toplum Tabanlı: Dört evrede de halkın, özel sektörü, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin
katılımını sağlayan bir anlayışa kavuşturulması hedeflenmelidir.
Afet Yönetim Sistemi afet öncesinde;
ð Meydana gelebilecek olaylardan toplumun en az zarar ve fiziksel kayıplarla kurtulabilmesi için
gereken teknik, idari ve yasal tüm önlemleri olaylar olmadan önce almak,
ð Mümkün olan hallerde olayları önlemek, mümkün olmayan hallerde ise arama, kurtarma, ilk
yardım ve iyileştirme çalışmalarının en hızlı, verimli ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlamak,
ð Afet zararlarının azaltılması çalışmalarını kalkınma ve planlamanın her aşamasına dâhil
etmek ve böylelikle mevcut riskin artmasını önlemek ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamak,
ð Toplumun her kesiminin olayların etkilerinden en az zararla kurtulabilmesi için gerekli
bilgilerle donatılmasını sağlayacak eğitim programları uygulamak,
Afet sırası ve sonrasında;
ð Mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak ve sağlıklarına kavuşmalarını sağlamak,
ð Afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklerden insan canını ve malını korumak,
ð Afetten etkilenen toplulukların hayati ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa zamanda karşılamak
ve hayatın bir an önce normal hale gelmesini sağlamak,
ð Afetin yol açtığı fiziksel, ekonomik, sosyal, psikolojik ve çevresel kayıpların en düşük düzeyde
kalmasını veya yaraların bir an önce sarılmasını sağlamak,
ð Afetten etkilenen topluluklar için daha güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturmak,
gibi temel esasları içermektedir.
Doğa koşulları ve genel korunmasızlık ortamı dışında kentlerin yüksek riskler göstermesinin başlıca
nedenleri şunlardır:
ð Yerleşim alanları, tarihsel süreç içinde seçilmiş konumları ile sorunlu bir mirastır.
ð Son 50-60 yıllık hızlı kentleşme süreci, denetimden uzak biçimlerde ve güvensiz alanlarda
gerçekleşmiştir.
ð Yapılaşma süreçlerinde başvurulan betonarme teknolojisinin aldatıcı kolaylığı ve
denetimsizlik ehliyetsiz üretimi körüklemiştir.
ð Kentsel yönetimler ve toplum, farklı tehlikelere karşı önlem alma konusunda bilgi, kültür ve
uygulama alışkanlıklarından yoksundur.
ð Hızlı kentleşme ve kentsel büyümeye odaklanmış imar düzenlemeleri, risk azaltma
yöntemlerini içeren planlama yaklaşımı ve pratiğinden uzak kalmıştır.
ð Afetlerle ilgili mevzuat güvenli ve afete duyarlı yerleşmelerin sağlanabilmesi için gerekli olan,
afet tehlike ve risklerinin belirlenmesi ile afetlerin önlenmesi ve olası zararlarının
azaltılmasına yönelik etkin önlem ve eylemleri düzenlemelidir.
Böylece bütünleşik afet yönetiminin temel hedef ve amaçları:
ð Can ve mal kaybına yol açabilecek riskleri minimum seviyeye indirerek, olası kayıp ve riskleri
önlenmek.
ð Afetlerden birinci derecede zarar görenleri kurtarmak.
ð Mal-mülk, doğal çevre, kültür ve tabiat varlıklarını korumak.
ð Afet sonrasında hayatı normalinden daha iyi bir şekle dönüştürmek.
ð İş sürekliliğini, hizmetlerin devamını ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak.
“Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi” oluşturmak için;
ð Tüm tehlike ve riskleri göz önüne almak
ð Tüm evreleri uygulamak
ð Tüm kaynakları kullanmak
ð Tüm birey ve özel sektör de dâhil tüm kurumların bu çalışmalara katılmasını sağlamak
gerekir.
AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİNDE UZMANLIK
Türkiye’de Sivil Savunma Hizmetleri, ilk olarak 1928 yılında yürürlüğe konulan “Cephe Gerisinin
Havaya Karşı Müdafaa Ve Muhafazası Talimnamesi” ile düzenlenmiştir. 1938 yılında 3502 sayılı
“Pasif Korunma Kanunu” yürürlüğe konulmuş, illerde seferberlik müdürlükleri kurularak, hizmetler
yürütülmüştür. Özellikle, II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan uçakların ve silah menzillerinin cephe
gerisine kadar uzanması nedeniyle, bu savaşta sivil halkın büyük can kaybına uğraması ve ekonomik
tesislerin uğradığı hasarlar dikkate alınarak, Türkiye'nin 1952 yılında NATO üyeliğine kabulünden
sonra, 1959 yılında bugünkü Sivil Savunma teşkilat ve faaliyetlerini düzenleyen ''Sivil Savunma
Kanunu'' yürürlüğe konularak Sivil Savunma Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Türkiye’de 25/05/2009 tarihinde 5902 sayılı “Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” yürürlüğe konulmuş olup, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile
il/ilçe sivil savunma müdürlükleri kaldırılmıştır. Bu kanun ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri kurulmuştur. Sivil savunma hizmetleri
Başkanlık bünyesinde bulunan Sivil Savunma Dairesi Başkanlığı ve İl Afet ve Acil Durum
Müdürlükleri’nce yürütülmeye başlanmıştır.
ÜNİTE – 2 => AFET YÖNETİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
AFET YÖNETİMİNİN TARİHÇESİ
ABD Federal Afet Yönetim Kurumu (FEMA) tarafından hediyelik olarak satılan tişörtün üzerinde
Nuh’un Gemisi ve “İlk Afet Yöneticisi” olarak Nuh Peygamber yer almaktadır.
Roma İmparatorluğu döneminde yangınlar ile sıkça karşılaşan Roma halkının taleplerine uyan
İmparator Augustus, “The Vigiles” adı verilen kölelerden kurulmuş olan itfaiye gruplarını M.S. 6
yılında oluşturmuştur.
Tarihin kayıtlı en büyük depremlerinden biri olan 9.0 büyüklüğündeki bu deprem ve sonrasında
yaşananlar, aynı zamanda tarihteki ilk “koordineli afet müdahalesi”nin de başarılı bir şekilde
uygulandığı bir afettir.
Afet yönetiminin ilk adımları, “pasif korunma” kavramı altında I. Dünya Savaşı sonrası
dönemde atılmaya başlamıştır. Bugün ifade edilen modern ve bütünleşik afet yönetimini doğuran
kavram ise, II. Dünya Savaşı sonrasında geniş ve sistematik bir biçimde uygulama alanı bulan “sivil
savunma”dır.
Afet Yönetiminin Tarihsel Gelişimi:
Sivil savunma planları => Sel sigortası => Olaylara yönelik müdahale planları =>
Ulusal müdahale planları => Kurumsal işbirliği ile müdahale planları =>
Ulusal müdahale destek planları => Afet yönetimi çerçeve kanunlar
ULUSLARARASI AFET YÖNETİMİ POLİTİKALARI
Birleşmiş Milletler 90’ları, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki afet zararlarının azaltılabilmesi
için uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi amacını taşıyan “Uluslararası Doğal Afet Zararlarının
Azaltılması On Yılı (ISDR)” olarak ilan etmiştir.
ISDR, afetlere duyarlı toplumların oluşturulmasını amaçlamaktadır. Bu amacını yerine
getirirken;
ð Afet risklerinin azaltılmasının; sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir bileşeni olduğunu teşvik
etmekte,
ð Doğal afetler ve bunlarla ilişkili teknolojik ve çevresel afetlerin neden olduğu can, mal,
sosyal, ekonomik ve çevresel kayıpları en aza indirgemeyi hedeflemektedir.
Bu nedenle ISDR’ın her zaman geçerli olan önerileri şunlardır:
ð Ulusal afet zarar azaltma politikasını oluştur, bunu kalkınma planına entegre et.
ð Bir ulusal komite kur, bunun yardımıyla uluslararası toplumla ilişkiye geçer.
ð Yerel yönetimleri ve özel sektörü devreye sokarak, bunların 10 yıl (1990-2000) hedefine
uygun çalışmaları teşvik edilmeli.
ð BM Genel Sekreteri’ni bilgilendir, bu yolla BM’i bilgi değişimi, koordinasyon, deneyim
paylaşım yeri olarak kullanılmalı.
ð Önlem al, risk olasılıkları konusunda kamuoyunu bilgilendir, hazırlanmak için eğitim yap,
bunun için kitle iletişim araçlarından yararlanılmalı.
ð Sağlık kuruluşlarına özel önem ver, bunların zarar görebilirliğini azalt, aynı özeni gıda
kuruluşları, sığınaklar, sosyal tesisler için de göster, afete maruz bölgelerde acil durum
gereçlerini depola.
ð Bilimsel ve teknik kuruluşlar, finans kuruluşları, sanayi tesisleri, STK’lar 10 yıl hedeflerine
uygun işler yapılmalıdır.
Bu misyona yönelik olarak yürütülen faaliyetlerin değerlendirildiği 1994 Doğal Afet
Zararlarının Azaltılması Konferansı’nda ise, üye ülkeler “Daha Güvenli Bir Dünya için Yokohama
Stratejisi ve Eylem Planı”nı oluşturmuşlardır.
2005 yılında Japonya’nın Kobe kentinde düzenlenen 2. Afetlerin Azaltılması Dünya
Konferansı’nda 2005-2015 yılları arasında afetlerin neden olduğu zararların azaltılmasını amaçlayan
Hyogo Çerçeve Eylem Planı (HÇEP) hazırlanmış ve Birleşmiş Milletlere üye 168 ülke tarafından
benimsenmiştir.
HÇEP, 3 stratejik hedef ve 5 öncelikli eylem planından oluşmaktadır.
Stratejik hedefleri;
ð Afet risklerinin azaltılmasının; sürdürülebilir kalkınma plan ve politikalarına bütünleştirilmesi,
ð Afetlere karşı bilincin ve duyarlılığın oluşturulması için kurumların, mekanizmaların ve
kapasitelerin geliştirilmesi ve mevcutların güçlendirilmesi ve
ð Afet risklerinin azaltılması yaklaşımlarının acil duruma hazırlık, müdahale ve iyileştirme
programlarına sistematik olarak katılımı şeklindedir.
Afet yönetiminde paradigma değişimi ve kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş şeması:
Hyogo Çerçeve Eylem Planının Stratejik Hedefleri:
ð Risk azaltma stratejilerinin sürdürülebilir kalkınma politikalarına ve planlarına entegrasyonu
ð Afetlere karşı duyarlılığı arttırmak için kurumların, mekanizmaların ve kapasitelerin
oluşturulması ve güçlendirilmesi
ð Risk azaltma yaklaşımlarının acil duruma hazırlık, müdahale ve iyileştirme programlarına
sistematik bir şekilde entegrasyonu
Hyogo Çerçeve Eylem Planı (HÇEP) Öncelikli Eylem Planları:
Kurumsal Yönetişim: Yürürlüğe koyulan güçlü kurumsal bir temel ile Afet Riski Azaltılmasının (ARA)
ulusal ve yerel önceliğini sağlamak için;
ð Risk azaltılması ve diğer tüm afet yönetimiyle ilgili çalışmaları eşgüdüm içinde sağlamak ve
politikaları yönlendirmek için güçlü ve çok paydaşlı Ulusal Platform kurulmalı
ð Güçlü yasal çerçeve oluşturulmalı
ð Afet azaltma stratejilerinin kalkınma politikalarına ve her seviyede planlama politikalarının
gelişimine entegre edilmeli, yoksulluğun azaltılması için stratejiler geliştirilmeli
ð Risk azaltma çalışmaları için yeterli kaynak tahsis edilmeli
ð Afet risklerinin azaltılması konularında yerel kaynaklar güçlendirilmeli
ð Risk azaltma planlaması ve faaliyetlerine toplumun ve gönüllülerin katılımının sağlanmalı ve
güçlendirilmeli
Risk Tanımlaması: Afet risklerini tanımlamak, değerlendirmek, izlemek ve erken uyarı sistemlerini
geliştirmek için;
ð Afetler ve etkileriyle ilgili istatistiksel bilgiler derlenmeli
ð Çoklu risk haritaları ve risk değerlendirmeleri yapılmalı
ð Afetlerin etkilerini ve zarar görebilirlikleri belirlemeye yönelik bilgiler ve değerlendirmeler
yapılmalı
ð Tehlikeler izlenmeli ve modellenmeli
ð Erken uyarı sistemleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalı (Ulusal-bölgesel ve uluslararası fayda)
ve risk iletişimi toplum tabanlı-afet yönetimi süreçleri ile entegre edilmesi sağlanmalı
ð Risk değerlendirmesi ve izlenmesi için genel metodolojilerin geliştirilmesi konusunda destek
verilmeli
ð Bölgesel ve sınırlar ötesi afetlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi, bilgi paylaşımı ve erken
uyarı sistemleri konularında bölgesel ve uluslararası işbirliğine gidilmeli.
Bilgi: Her seviyede güvenliği geliştirme ve afetlere duyarlı bir toplum oluşturulması için bilginin,
yeniliklerin ve eğitimin kullanılması için;
ð Başarı örnekleri ve deneyimlerin paylaşılmalı
ð Risklerle ilgili bilgilere herkes tarafından ulaşılır olması sağlanmalı
ð Risk azaltma konusunda uluslar arası standartlar ve terminoloji kullanılmalı
ð Bilimsel topluluklar arasında işbirliğinin arttırılması, risk değerlendirmesi ve bunların
sonuçları konularında sosyoekonomik fayda-zarar analizlerinin geliştirilmesine yönelik
araştırmalar arttırılmalı
ð İlk orta ve yüksek öğrenimde risk azaltmayla ilgili konuların müfredata ilave edilmeli
ð Toplumun duyarlılığını arttırıcı eğitim faaliyetleri, eğitim aktivitelerinden, cinsiyet farkı
gözetmeden özellikle kadınların da kaynaklardan eşit faydalanmasının ve afet yönetimi
süreçlerine katılımının sağlanması, afet risklerinin azaltılması için eğitim ve öğrenim
bileşenleri için cinsiyet ve kültürel duyarlılığın göz önüne alınması ve medya ile işbirliği
geliştirilmeli
ð Özel ilgili alanları ve özel kitleler için eğitim ve öğrenim faaliyetleri yapılmalı
ð Bölgesel ve sınırlar ötesi afetlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi, bilgi paylaşımı ve erken
uyarı sistemleri konularında bölgesel ve uluslararası işbirliğine gidilmeli.
Risk Azaltma: Afet risklerinin temelinde yatan nedenleri azaltılmak için;
ð Risk azaltma konularının çevre koruma politikalarına entegrasyonu (İklim değişikliği,
Ekosistem korunması, vb.) gerçekleştirilmeli
ð Yapısal güçlendirme (kamu yapıları öncelikli olmak üzere) çalışmaları gerçekleştirilmeli
ð Afet risk azaltma planlamasının sağlık sektörüne entegre edilmeli. “Afetlere karşı güvenli
hastaneler” hedefinin teşvik edilmeli
ð Tehlikelerin izlenmesi, modellenmesi çalışmaları yapılmalı
ð Kamu-özel sektör işbirliği geliştirilmeli
ð Finansal risk paylaşım mekanizmalarının, özellikle de afetlere karşı sigorta ve reasürans
mekanizmalarının geliştirilmesinin teşvik edilmeli
ð Risk azaltmanın kentsel ve kırsal kalkınma planlarına entegrasyonu, arazi kullanımı ve teknik
ölçütleri geliştirilmeli
ð Ulusal ve bölgesel ölçekte yeni deprem yönetmelikleri, standartlarının, iyileştirme ve
yapılaşma pratiklerinin oluşturulması ve mevcutların revizyonunun desteklenmeli. Böylece
afetlere karşı koyabilecek yapılanmanın teşvik edilmeli.
Hazırlık: Her seviyede etkin bir müdahale ve afetlere hazırlığın güçlendirilmesi için;
ð Bölgesel yaklaşımlar geliştirilmeli ve kuvvetlendirilmeli
ð Afete hazırlık ve sakınım planları hazırlanmalı, periyodik olarak gözden geçirilmeli, düzenli
olarak test edilmeli
ð Müdahale konusunda çalışan kurumlar, plancılar, politika yapıcılar arasında sürekli diyalog
ortamı oluşturulmalı
ð Afet sonrası müdahale, yeniden yapılanma ve hazırlık tedbirlerinde kullanılmak üzere afet
yöneticileri ve gelişme sektörleri arasında işbirliği, bilgi alışverişi ve diyalog geliştirilmeli
ð Gönüllü katılımın geliştirilmeli ve teşvik edilmeli.
HÇEP Uygulanmasında Ülkelerin Sorumlulukları:
ð Her ülke sosyoekonomik kalkınmasını sağlamak ve vatandaşlarını korumak için afet risklerini
azaltma konusunda birincil sorumluluk sahibidir.
ð Hyogo Konferansı sonuçlarının stratejik hedeflerini ve eylem önceliklerinin takip edilmesi ve
yerine getirilmesinde çok paydaşlı ve çok katılımlı işbirliği ve destek gerekmektedir
ð Kalkınmakta olan ülkelerin birçoğu için risk azaltma stratejilerini geliştirmede bölgesel
birimler, uluslararası finans kuruluşları, BM, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör destek
sağlayıcı unsurlar olarak önem kazanmaktadır.
Türkiye’de önemli eksik konulardan biri olan afetlerde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için de
Birleşmiş Milletlerin önerileri şunlardır:
ð Kadın için afet sonrası güvenliğin ve huzur ortamının oluşturulması sağlanmalı,
ð Toplumsal cinsiyet eşitliği adaleti geliştirilmeli,
ð Toplumsal cinsiyete dayalı afet yönetimi sisteminin geliştirilmesi, yerleştirilmesi ve
uygulanması,
ð Kadının vatandaşlık hakları, katılımı ve liderliği geliştirilmeli,
ð Kadınla ve kadın için huzur ortamı oluşturulmalı,
ð Afet riski azaltmada cinsiyet eşitliği teşvik edilmeli,
ð Cinsiyet farkını dikkate alan ihtiyaç tespiti ve iyileştirme sağlanmalı,
ð İyileştirme ve yeniden yapılandırma safhasında toplumun sosyal değişim için kapasite
geliştirilmeli.
AFET YÖNETİMİ MEVZUATIMIZ
Ülkemizde afetlere de müdahale edebilmek için 1868 yılında Hilal-i Ahmer Cemiyeti
kurulmuştur. Bu kuruluş, Cumhuriyet döneminde Kızılay Derneği adını alarak faaliyetlerini
sürdürmeye başlamıştır.
Türkiye’de sadece depremleri kapsamakla beraber, afetlerle ilgili ilk kanun 1944’de yürürlüğe
konulmuştur. Bu kanun, yıkıcı 1939 Erzurum depremine ve birçok benzer artçı depreme karşılık
çıkarılmıştır ve bu; kurtarma planlarına, maddi desteğe ve geçici sığınağa olan ihtiyacı depremler
sırasında birinci öncelik haline getirmek gerekliliğini vurgulayan ilk kanundur.
1959’da depremleri ve yangınları, selleri, toprak kaymalarını ve benzeri diğer afetleri de içeren
yeni ve kapsamlı bir kanun olan 7259 sayılı kanun, 1944 kanunuyla yer değiştirmiştir. Bu kanunla
bağlantılı olarak afet zamanlarında mali desteği kolaylaştırabilmek için bir “Afet Fonu” kurulmuştur.
Böylece 1958 yılında 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu ve her afetten sonra bir kanun çıkarma yerine
genel bir çerçeve çizen 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirler ile
Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, bugünkü afet yönetiminin de temelini oluşturmaktadır.
Afetlere ilişkin bazı düzenlemeler içeren 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu 1983'te hayata
geçirilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu, 1985 yılında yürürlüğe girmiştir.
Afetlerden etkilenen yörelere hizmetlerin götürülmesini temin etmek amacıyla, 1995'te 4123
sayılı Tabii Afet Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine
Dair Kanun çıkartılmıştır.
Marmara Depremi’nden hemen sonra Bakanlar Kurulu “Yapı Denetimi”, “Yapı Denetimi
Uygulama Yönetmeliği”, “Yapı Malzemeleri”, “Büyükşehir Belediye Sınırları Dışında Kalan
Bölgelerde Yapı Denetimi ve Kalkınma” konularını kapsayan yönetmelikler yayımlamıştır. Bu
yönetmelikler “önlem”, “risk azaltma” ve “zarar azaltma”yı amaçlamıştı.
Ancak çıkarılan bütün bu yasaların uygulanmasında yerelde zaman zaman problemler çıkmaktadır:
ð Yasalardaki ifadelerin açık ve kolay anlaşılır şekilde düzenlenmemiş olması,
ð Afet yönetimi ile ilgili kurumsal yapılanma ve deneyimli teknik elemanlarının bulunmayışı,
ð Gerekli kaynakların bulunamaması,
ð Afet yönetimi terminolojisinin ve ortak dil birliğinin oluşturulmamış olması,
ð Halkın bilinç düzeyinin yeteri kadar yüksek olmayışı,
ð İdari sınır bazlı her ile ait afet senaryolarının hazırlanmaması,
ð Kaçak yapılaşmanın önlenememesi,
ð Sivil savunma örgütleri ile yerel yönetimlerin ortaklaşa çalışma süreçlerinin bulunmayışı,
ð Erken Uyarı ve Alarm Sistemlerinin geliştirilmemiş olması gibi zorluklarla karşı karşıyadır.
TÜRKİYE'DE AFET YÖNETİMİ ORGANİZASYONU
Türkiye’de artık afet yönetiminin başlıca amacı; can ve mal kaybını azaltmak ve ulusu doğal,
teknolojik ve insan kaynaklı afetlerden korumaktır. Bunu yaparken hazırlıklı olma, koruma, müdahale,
iyileştirme ve zarar azaltma gibi etmenleri içeren riske dayalı, kapsamlı bir afet ve acil durum yönetim
sistemi öngörülmektedir.
AFAD’a bağlı daire başkanlıkları ve kurullar vardır. Bunların bazıları, Planlama ve Zarar Azaltma
Dairesi Başkanlığı, Deprem Dairesi Başkanlığı, İyileştirme Dairesi Başkanlığı, Sivil Savunma Dairesi
Başkanlığı, Müdahale Dairesi Başkanlığı, Yönetim Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’dır. üç yüksek düzey
merci bulunmaktadır: Afet ve Acil Durum Yönetimi Yüksek Kurulu, Afet ve Acil Durum Koordinasyon
Kurulu, Deprem Danışma Kurulu.
5902 sayılı kanun gereğince şehrin afet ve acil yardım riskine karar vermek, iller için müdahale
planları geliştirmek ve uygulamak ve lojistik servisleri idare etmek İl Afet ve Acil Durum Merkezinin
görevidir. Kayıp ve hasar değerlendirmesi, hazırlık ve sivil savunma planlarının uygulanması da bu
müdürlüğün sorumlulukları arasındadır. Müdürlük ayrıca afet ve acil yardım yönetimi merkezini idare
etmektedir.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi’nin bazı daire başkanlığı ve bunların bazı özellikleri şeması:
ÜNİTE – 3 => TEMEL KAVRAMLAR
Bir afetin meydana gelmesinde her zaman 3 temel faktör rol oynar:
ð Tehlikenin var olması
ð Tehlikeye maruz kalabilecek insan, yapı, mal varlıkları, çevre ve kültürel, vb. doğal
kaynakların bulunması
ð Toplumun zarar görebilir bir durumda olması
RİSK
Tehlike: Bir tehdit ve aynı zamanda gelecekte olabilecek bir acil durum veya afetin kaynağıdır.
Tehlikelerin birer riske dönüşmesinin en büyük nedeni, insan davranışıdır. Afet yönetim sistemi, çoklu
tehlike yaklaşımı ile çalışır.
Mini Sözlük
Acil Durum: İnsan, mal ve çevreyi korumak için acil müdahaleyi gerektiren ve yerel imkânlar ile baş
edilebilen olayların sonuçlarıdır.
Afet: İnsanlar için can, fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan, normal yaşamı durdurarak
veya kesintiye uğratarak toplumları etkileyen ve yerel imkânlar ile baş edilemeyen her türlü doğal,
teknolojik veya insan kaynaklı olaylardır.
Afet Yönetimi: Afet risk ve kriz yönetimi çalışmalarıdır.
Direnç: Bir sistem ve onun bileşenlerini, olası tehlikelerin kötü etkilerinden koruma, onları zamanında
ve en verimli bir şekilde tahmin etme ve bu etkilere önceden uyum sağlama ile birlikte tehlike ortaya
çıktıktan sonra onlara karşı koyma, sistemin temel yapı ve fonksiyonlarını iyileştirme ve yeninden inşa
etme yeteneğidir.
Dönüşüm: Mevzuat ve/veya bürokratik yapı, mali kurumlar, teknolojik ve biyolojik sistemler, değer
yargıları dahil olmak üzere sistemin temel özniteliklerini değiştirecek çalışmalar.
İklim Değişimi: hem aşırı hava olayları, hem de aşırı iklim olaylarının tümüne birden “iklim aşırılıkları”
denilir.
Kıymet: Korunması gereken unsurlar, varlıklar, bileşenler. Örneğin, insan, mal, doğal ve kültürel
değerler, veri, kaynak, zaman, saygınlık, pazar, vb. gibi varlıklar.
Maruziyet: Belirli bir tehlikenin etkisine alabileceği veya etkilediği insan ve kıymetlerin miktarı ve
sayısıdır.
Risk: Bir tehlikenin belli bir zaman ve mekânda gerçekleşmesi durumunda tehdit altında olan
unsurların alacağı hasarın düzeyine bağlı olarak oluşacak potansiyel kayıplardır.
Savunmasızlık: Potansiyel afetin meydana gelmesiyle toplumun maruziyet ve direnç durumuna göre
uğrayabileceği olası ölüm, yaralanma, hasar, yıkım, kayıp ve zararlarının bir derecesidir.
Tehdit: Bir kıymetteki zayıflıkları kullanarak, kıymete kısmen ya da tamamen zarar verebilecek olan
etkenlerdir.
Tehlike: Can ve mal kayıplarına neden olmak ile birlikte toplumun sosyo-ekonomik düzey ve
etkinliklerine, doğal çevreye, doğal, tarihi ve kültürel kaynaklara zarar verme potansiyeli olan doğal,
insan ve teknolojik kökenli oluşum, olay veya olaylar zinciridir.
Uyum: İnsan sistemlerinde, güncel veya beklenen iklim şartlarının zararlarını ılımlı hale getirmek ve
onları fırsata çevirmek için yapılan çalışmalar.
Yönetebilirlik: Olası risklere karşı mevcut kurumsal sistemler, hazırlık seviyesi, planlama, mevcut
zarar azaltma tedbirleri, kanunlar ve yönetmelikler, erken uyarı ve tahmin, kamu bilinci, bilgi
sistemleri, kaynaklar, eğitim seviyeleri, katılım gibi değişkenlere bağlı olarak bir afet durumunda
etkilenen toplumun, zarar ve kayıpları en aza indirgeme ve onunla baş edebilme seviyesi ve
kapasitesidir.
Zarar görebilirlik: fiziksel, ekonomik, sosyal, politik, teknik, ideolojik, kültürel, eğitim, ekolojik durum
ile birlikte yasal mevzuat ve kurumsal kapasite gibi birçok faktörün bir fonksiyonudur.
Emniyet: Kasıtlı ve planlı olarak insanlar tarafından yapılan olaylara karşı koruma, emin olma, güvenli
olma halidir.
Güvenlik: İnsan kastı olmayan, rastgele, kaza yoluyla ya da tehlikelerin sonucu oluşan olaylara karşı
koruma ve alınan önlemlerdir.
Afet riskinin en önemli iki bileşeni şunlardır:
ð En azından bir tehlikenin ortaya çıkma olasılığı
ð Tehlikenin tehdidine maruz olan bir veya birden fazla kıymet ve bunların zarar görebilir
olması
Bir toplum, belli başlı 5 bileşenden oluşur. Bu öğelerin her biri için belirli tehlikelere özgü
savunmasızlıkları vardır. Bunlar:
ð İnsanlar
ð İnsanların mal ve mülkleri
ð İnsanlara verilen hizmetler (hükümet, yerel yönetim, özel sektör, ticari etkinlikler ve STK
hizmetleri)
ð İnsanların gündelik hayatı ve yaşamlarını kazanma imkânı (kırsal alan ve kent, resmi ve gayri
resmi)
ð İnsanların yaşadığı çevre
Afet sonucu ortaya çıkan krizi yönetebilmek için gerekli olan faaliyetler için planlama yapılmalıdır;
ð Afetzedeleri bulma ve kurtarma
ð Enkaz kaldırma, yangın söndürme, vb.
ð Afetzedeleri güvenli bir yere tahliye etme
ð İlkyardım yapabilme ve yaralıları sağlık kurumlarına ulaştırma
ð Yaralıları tedavi etme
ð Geçici barınma, gıda, su ve sağlıklı yaşam koşulları sağlama
ð Güvenliği sağlama
ð Alt yapının yeniden devreye sokulması (su, gaz, elektrik, telefon, vb.)
ð Hizmetleri, tarım, tarım ve sanayi üretimlerini başlatma
ð İyileştirme, normale dönüş ve yeniden inşa için plan ve kaynak oluşturma
AFET
Afet: Tehlike ve zarar görebilirlik afet riskini ortaya çıkartmaktadır. Beklenen olası kayıplar ortaya
çıkardığı zaman afet riski artık sadece “afet” olarak adlandırılır.
Olay: Yerel ve çok sınırlı etkisi olan hadiselerdir.
Acil Durum: Toplumun belli kesimlerinin normal hayat ve faaliyetlerini kesintiye uğratan olaylar ve bu
olayların oluşturduğu durumlardır.
Afetzedeleri tespit etme, enkaz kaldırma, enkaz altından kurtarma, acil ve ilkyardım yapma,
tahliye etme, geçici bakım ve temel ihtiyaç malzemelerinin yardım ve takviyesinde bulunma, kargaşa
ve düzensizliğe karşı güvenliğin sağlanmasına yardımcı olma, idari ve teknik hizmet desteği sağlama
gibi görevlerin yerine getirilmesine yönelik faaliyetler “acil durum hizmetleri”,
Bu sorumlulukları yerine getirmek te, yetkili acil durum araçları olarak adlandırılır.
Tüm afetlerin ortak özellikleri şunlardır:
ð İnsanları ve diğer canlıları etkiler
ð Genellikle bir tehlike tarafından tetiklenir
ð Doğrudan zarar görebilirlik ile ilişkilidir
ð Toplumun onunla baş edebilme kapasitesini aşar
ð Sosyal süreçler önemli bir rol oynar.
ð Doğa veya teknoloji ile ilgili bir olay olmasından daha çok toplum ile ilişkilidir.
NOT: Bazen savaş gibi insan ve teknolojik afetlerin bir arada kullanıldığı zamanlar ortaya çıkan
afetlere, “karmaşık afetler” de denilir.
Doğa Kaynaklı Afetler: Dünyada süre gelen doğa olayları, insanların yaşamını önemli ölçüde
etkilediğinde “doğal afet” ya da “doğal kıran” veya “doğal tehlike kaynaklı afet” olarak nitelendirilir.
Sel ve fırtınalar, hortum, orman yangınları, sıcak hava dalgaları, hava kirliliği, kimyasal ve nükleer
serpintiler, asit yağışları, çığlar, deniz ve göl su seviye yükselmeleri, yıldırım, kuraklık, dolu ve don
olayı gibi “meteorolojik” veya “meteoroloji karakterli doğa kaynaklı afetler” olarak da adlandırılır.
Sanayileşme, çarpık kentleşme, doğanın tahrip edilmesi ve küresel iklim değişimi gibi insan
aktiviteleri; bu tür afetlerin etkilerini arttırmasına veya yenilerinin ortaya çıkmasına neden
olabilmektedir.
NOT: Seller, Tip II bir hidro-meteorolojik tehlikedir.
İnsan Kaynaklı Afetler: İnsani faktörlerin etkin olduğu savaşlar, iç çatışmalar, terör olayları, büyük
göçler gibi küresel olaylar yanı sıra yanlış ve eksik planlama ve uygulamaların neden olduğu yerel ve
bölgesel karakterli olgu ve olaylar ile bunların doğurduğu afet nitelikli sonuçların tümüdür.
Oluşumu insana bağlı, çoğunlukla dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle meydana gelen ve afet
boyutu kazanan teknolojik olayların bazıları şunlardır:
ð Asit yağışları
ð Ateşli silahlar ile taciz, silahlanma
ð Ayaklanma, işgal, rehin alma, sabotaj, boykot, grev vb. toplumsal olaylar
ð Baraj yıkılmaları
ð Bina, yol, tünel inşaat faaliyetleri
ð Açık ve kapalı madencilik ile taş ocağı işletme faaliyetleri ile maden çökmeleri, gaz
patlamaları
ð Biyolojik saldırı, bomba tehdidi
ð ___________Cephane, maden, bina boru hattı, tesis patlamaları
ð Çöplerin toplanamaması, duman
ð Katı atık depoları patlaması
ð Elektrik, su ve gaz kesintileri,
ð Dikkatsizlik sonucu endüstriyel kazalar, ev ve bina yangınları
ð Gaz ve kimyasal kaçaklar
ð Geniş kapsamlı bilgisayar sistemleri veya iletişim sistemlerinin çökmesi veya devre dışı
kalması, sibernetik saldırılar (IT Kaynaklı virüs saldırıları)
ð Gıda zehirlenmesi, göçmen istilası, hava kirliliği, hayvan ve bitkilerde salgın hastalıklar;
savaşlar
ð Hava, su ve çevre kirlenmesi
ð İş kazaları, işgal; pilotajdan kaynaklanan kara, deniz , hava ve demiryolu kazaları
ð Keskin nişancı tacizi, kış seyahatleri, ekonomik kriz, kıtlık ve açlık
ð Küresel iklim değişimi, ormansızlaşma, erozyon
ð Kimyasal, biyolojik, radyasyon ve nükleer kazalar ile birlikte serpintiler
ð Salgın hastalıklar
ð Şüpheli paket ve mektuplar; terör
ð Tehlikeli madde taşıyan gemi, tren ve karayolu araçlarında meydana gelen kazalar ile uçak
kazaları
ð Toksin, patlayıcı, yanıcı ve tehlikeli kimyasal maddeler ile birlikte bunları üreten fabrika ve
depolarda meydana gelen yangın ve kazalar
ve benzerleridir.
YÖNETİM
Olay Yönetimi: Olaylarda Afet Acil Yardım Planı’nın her servisi çalıştırılmaz ve olaya bir kişi ya da
küçük bir ekip müdahale edebilir.
Acil Durum Yönetimi: Olayın meydana gelmesinden hemen sonra başlayarak, etkilenen toplulukların
tüm ihtiyaçlarını (ulaştırma, enkaz kaldırma, arama ve kurtarma, ilk yardım, tahliye, temel ihtiyaç
malzemelerinin temini, geçici barınma, kargaşa ve düzensizliğe karşı güvenliğin sağlanmasına
yardımcı olma, idari ve teknik hizmet desteği sağlama, vb.) zamanında, hızlı ve etkili olarak Afet Acil
Yardım Planlarının öngördüğü bazı acil durum servisleri tarafından yerine getirilmesini sağlayan bir
yönetim sürecidir.
Kriz: Normal düzeni bozan, toplum için olumsuz sonuçlar doğurma olasılığı bulunan fiziksel, sosyal,
ekonomik ve politik olayların ortaya çıkması halidir.
Kriz Yönetimi: Kriz hali şartları süresince uygulanan ve düzene dönmeyi amaçlayan geçici yönetim
biçimidir.
Bu tanımlara ilave olarak İçişleri Bakanlığınca afet ve acil durum yönetimini gerektiren haller
“olağan üstü haller”:
ð Tehlikeli salgın hastalıklar
ð Ağır ekonomik bunalımlar
ð Anayasa ile kurulmuş hür demokrasi düzenini ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet
hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması
ð Şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hali
ð İltica ve büyük nüfus hareketleri
ð Kanunsuz grev, lokavt ve işi bırakma eylemleri
ð Etnik yapı, din ve mezhep farklılıklarından kaynaklanan olaylar.
“Afet Yönetimi”,
ð Afet risklerinin azaltılması
ð Afetlerin şiddetinin ve oluşturacağı kötü sonuçlarının zararlarının önlenmesi ve azaltılması
ð Senaryo ve olası hasar ve ihtiyaçların tahmin edilmesi
ð Acil durumlara müdahaleye planlama ve hazırlık
ð Eğitim ve tatbikatlar
ð Erken uyarı, tahmin, izleme
ð Afet sonrası hızlı etki ve ihtiyaç analizi
ð Afet anında hızlı ve etkili müdahale ve iyileştirme
ð Afet sonrası iyileştirme ve rehabilitasyon, vb.
için sürekli, bütünleşik, kapsamlı, çok sektörlü, çok disiplinli sosyo-ekonomik yöntem, planlama ve
önlemlerin uygulanması faaliyetlerinin tümüdür.
ÜNİTE – 4 => TEHLİKE DEĞERLENDİRMESİ
TEHLİKE ANALİZİ
Tehlike Analizi: Can kaybı, yaralanma, mal kaybı, sosyal ve ekonomik kayıplar veya çevrenin tahrip
olması gibi fiziksel veya insan kaynaklı olayların yıkım potansiyelini belirlemedir.
Tehlike analizi;
ð Tehlike kaynaklarını belirlemek
ð Tarihsel veriye göre tehlikelere açık olan alanları belirlenmek
ð Tehlikenin karakteristik özelliklerini belirlemek
ð Tehlike olasılık ve şiddet haritalarını hazırlamak
ð Tehlike sonu ve bölgeleri haritalarını hazırlamak
Burada;
ð Anahtar Sorular: Ne kadar sık? Ne kadar büyük? Nerede?
ð Çıktı: Olayın yersel şiddet dağılımı önemlidir.
Tehlikelerin özellikleri:
Yersel Analiz: Potansiyel tehlikenin
ð Yeri
ð Yayılma alanı
ð Kaynak parametrelerinin analiz edilmesi.
Boyutsal Analiz: Potansiyel tehlike
ð Ne kadar kötü olabilir?
ð Boyutları nelerdir?
ð Tehlikenin yerel özelliklerinin analiz edilmesi
Zamansal analiz: Gelecekte olabilecek olan tehlikenin, ne zaman ve ne kadar sıkılıkta olması
beklenmekte?
ð Sıklık => Trendler
ð Süre
ð Tekrarlanma aralığı
ð Oluşum ihtimali
Tehlike oluşturan olayların;
ð Etkileme şiddeti
ð Oluşum sıklığı, olasılığı
ð En çok etkilenecek alan ve mekânlar ile birlikte muhtemel yayılma alanları
ð Etkileyebileceği toplam insan sayısı
ð Etkili olabileceği süre ve dönemler/mevsimler
ð Tahmini oluşma veya ortaya çıkma hızı
ð Varsa oluşumuna dair işaretler veya erken uyarı (ikaz) sistemi/yöntemi
ð Mümkünse tahliye için gerekli olan zaman
ð Mevcut ve önerilen risk ve zarar-azaltma önlemlerini belirleme vb. gibi özelliklerinin
saptanması ile elde edilen bilgilere, “tehlike profili” denilir.
NOT: "100-yıllık afet", bir yılda sel oluşma ihtimali %1 veya daha büyük olan afet demektir.
Tehlike analizi için atılması gereken adımlar:
ð Bilgi toplama
ð Veri toplama
ð Bilgi ve verileri sınıflandırma
ð Tarihsel olayları inceleme
ð Tehlikelere yönelik zarar görebilirliği analiz etme
ð Yönetmelikler hazırlama
TEHLİKE VERİ KAYNAKLARI
Geçmişe ait bilgi toplamak için en çok kullanılan aşağıdaki kaynaklardan yararlanılmıştır:
ð Veri tabanları
ð Arşivler
ð Gazete haberleri
ð Yıllıklar
ð Bültenler
ð Bilimsel Kaynaklar
ð Makaleler
ð Bildiriler
ð Kitaplar
ð Teknik Raporlar/Kataloglar
ð İnternet sayfaları
ð Videolar
ð Haberler
ð Yaşlılarla yapılacak yüz yüze görüşmeler
Türkiye’de kullanılabilecek bazı afet tehlike veri tabanları şunlardır:
ð T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Planlama ve Zarar Azaltma
Dairesi Başkanlığınca yürütülen Türkiye Ulusal Afet Arşivi (TUAA),
ð Kandilli Rasathanesi kayıtları arşivi (KOERİ)
ð Jeolojik tehlike verisi ve haritalar için Maden Tetkik Arama (MTA)
ð Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) Türkiye Meteorolojik Arşiv Sistemi’ndeki (TÜMAS)
Klimatolojik Gözlemler ve Fevk Rasatları,
ð Devlet Su İşleri (DSİ) Taşkın Yıllıkları,
ð Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) kayıtları,
ð Web tabanlı gazete arşivleri
ð Uluslararası tehlike verisi Amerikan Jeoloji Kurumu (USGS)
ð Ekonomik göstergeleri sunan afet veri bankaları
TEHLİKE HARİTALARI
Karar vericilerin olayı daha iyi algılaması ve arazi kullanımı gibi birçok nedenle bu tehlikelerin
haritalanmasında büyük yararlar var.
Tehlike haritalarında belirli bir afet olasılığı içeren ana tehlikenin ana özelliklerine yer verilir.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğünce (SYGM) hazırlanan taşkın tehlike haritalarında 50, 100 ve 500
yıl yinelemeli taşkın hidrografına ait senaryolar kullanılarak taşkın tehlikesi simülasyonları
gerçekleştirilir
NOT: Havzaya yapılacak her dolgu, taşkın tehlike sınırını ve dolayısı ile taşkın tehlike haritasını
değiştirir.
Bu senaryo simülasyonları sonucunda değişik yinelemeli debilere (T50, T100 ve T500) karşılık gelen
aşağıdaki unsurlar gösterilmiştir:
ð Taşkının yayılım alanı
ð Uygun bulunan yerlerde pik debinin neden olduğu su derinliği/ su seviyesi
ð Uygun bulunan yerlerde su akış hızı.
TEHLİKE PROFİLİ
Her bir tehlike için yerleşimler bazında yapılacak gözlemleri aynı formatta toplayabilmek üzere
yardımcı olması açısından “Tehlike Profili Formu” kullanılabilir.
Tehlike Profili Formunda bulunan başlıkların doldurulması sırasında aşağıdaki bilgi ve
yönlendirmelere dikkat edilmelidir:
ð Etkileyebileceği yerler
ð Etkileyebileceği toplam insan, konut ve tesis sayısı
ð Etkili olabileceği süre ve dönemler
ð Süre
ð Oluşma/ ortaya çıkma hızı
ð Mevsimsel etkiler
ð Meydana Gelme Sıklığı/olasılığı
ð Hazırlıklarınız ve/veya öneriler
ð Varsa tehlikenin oluşumuna dair işaretler veya erken uyarı (ikaz) sistemi
Oluşma süreleri bakımından taşkınlar şu şekilde 3’e ayrılır:
Yavaş Gelişen Seller: Bir hafta veya daha uzun bir süre içinde oluşabilir,
Hızlı Gelişen Seller: Bir-iki günde içinde oluşabilir,
Ani Seller: 6 saat içinde oluşabilir. Ani seller, çöller dâhil dünyanın her yerinde görülür
Yıllık Taşkın Olasılığı (YTO) ,herhangi bir yılda taşkın meydana gelme olasılığını ifade etmektedir.
Etkileme şiddeti, olayın insanlar ve mekan üzerindeki etkisinin yanı sıra, ekonomi, çevre ve
kültürel miras üzerindeki etkisi ile de değerlendirilmelidir.
Tehlikenin etkileyebileceği mekanlar/alanlar, bu riskten etkilenebilecek alanın büyüklüğü,
kaplayacağı alan olarak anlaşılmalıdır.
Etkilenebilecek toplam insan sayısı, incelenen tehlikenin gerçekleşebileceği en çok
etkileyebileceği zaman dikkate alınarak düşünülmeli, tahmin edilmelidir.
Tehlike profilleri her bir tehlikenin:
ð Büyüklük
ð Meydana gelme sıklığı
ð Başlangıç hızı
ð Topluma etkileri
ð Özel karakteristikleri gibi özelliklerini belirler.
Aşağıdaki aktiviteler, afetlere karşı ne tür bir hazırlık yapmanızı ve neleri göz önünde
bulundurmanızı gerektiğine karar vermede yardımcı olabilir:
ð Personelin ilk yardımı bilmesi.
ð Afet Çantasının hazırlanması (personelin tek başına 72 saat hayatta kalması).
ð İlk Yardım Çantasının hazırlanması
ð İtfaiye, ambulans ve polisin yardım çağrılarına hızlı bir şekilde müdahale edebilmesi için bina adı
ve varsa sokak numaraların mevcut ve okunabilir olması
ð Personele acil durum telefon numaralarının öğretilmesi
ð Afet durumlarında içme suyu elde edilmesi
ð Arama ve kurtarma ekibinin varlığı
ð Yerleşiminizin bir Afet Müdahale Planı var mı?
ð Elektrik ve gaz gibi ünitelerin kapatılacağının halk tarafından bilinmesi
ð Ana giriş-çıkışlar kullanılamaz durumda olduğunda, binalardan dışarıya kaçabilmenin alternatif
yollarının belirlenmesi ve bilinmesi
ð Başladığımız veya eskiden yapılan hazırlık çalışmaları
ÜNİTE – 5 => RİSK DEĞERLENDİRME
Riskleri belirlemek;
ð Belirli bir tehlike karşısında potansiyel risk altında olan unsurları belirlemeyi,
ð Müdahale önceliklerini geliştirmeyi,
ð Şiddet oranlarını belirlemeyi,
ð Risk verilerini toplumun risk profilleriyle derlemeyi içerir.
Risk değerlendirme:
ð Kabul edilebilir risk düzeylerinin belirlenmesi
ð Risk senaryosu ve önlemlerinin detaylandırılması
ð Sosyo-ekonomik maliyet etkinliği analizi
ð Önceliklerin belirlenmesi şeklindedir. Bunun için de öncelikle;
Tehlike: Afetin oluştuğu coğrafik konum, boyut, şiddet, olasılık;
Maruziyet: Afet riski altındaki değerlerin envanteri;
Zarar görebilirlik: Afetlere karşı hassasiyet, direnç, dayanma kapasitesi ayrı ayrı belirlenmelidir.
RİSK ANALİZİ
ð Riske maruz kalacak unsurları belirle ve sınıflandır.
ð Grid, vb. yöntemler ile Maruziyet Haritaları hazırlanmalıdır.
Her bir risk için;
ð Olası maksimum kayıpları hesaplanır.
ð Riski, insan kaybı ve finansal etki ifade edilir.
ð İlçe veya il seviyesinde riskleri bir araya getirip kümelenir.
ð Tekrarlanma aralığı, tehlike, ilçe, vb. için risk profilleri hazırlanır.
ð Çoklu tehlike yaklaşımı ile her bir tekrarlanma aralığı için bütünleşik risk profilini hazırlanır.
Literatür ve uygulamada 2 temel risk analizi yöntemi mevcuttur. Bunlar; kantitatif ve kalitatif
yöntemlerdir.
Kantitatif risk analizi, riski hesaplarken sayısal yöntemlere başvurur.
Kalitatif risk analizinde; tehdidin olma ihtimali, tehdidin etkisi gibi değerlere sayısal değerler verilir ve
bu değerler matematiksel ve mantıksal metotlar ile işlenip risk değeri bulunur.
RİSK GÖSTERGELERİ
Afet risk analizinde riskler; sağlık, çevre, kültürel miras ve ekonomi şeklinde sınıflandırılabilir.
Sağlık: Afetler, stres, güvensizlik duygusu ve başka bir takım psikolojik rahatsızlıkların yaşanmasına
neden olurlar.
Afetler insan sağlığını genel olarak doğrudan etkiler ve dolaylı etkiler olmak üzere 2 şekilde
etkilemektedir. Direkt etkiler; örneğin taşkınlar ile birlikte oluşan sel suyundan kaynaklanan
boğulmalar, yaralanmalar ve diğer etkilerdir.
Dolaylı etkiler ise; taşkın suyundan zarar gören diğer yaşamsal sistemlerin neden olduğu etkilerdir.
psikolojik etkiler afet zararlarının önemli bir sonucu olarak görülmektedir. Afetler, insanlarda fizik,
sosyal ve psikolojik dengelerin hepsini birden bozabilmektedir.
Çevre: Habitat kaybı, yabancı ot türlerinin yayılması, kirleticilerin serbest kalması ve suya karışması,
balık üretiminin düşmesi, sulak alanlarda fonksiyon kaybı ve rekreasyon alanlarının kaybı da taşkın
gibi afetlerin olumsuz etkileri arasındadır.
Alt yapı: Afetler kanalizasyona ve fosseptik çukurlar, vb. gibi altyapıya verdiği zararlar sonucu açığa
akan atık su ile çevre ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkiler yapar.
Kentsel Tehlike Kaynakları ve Maddelerinin IDMP, (2003)’de sınıflandırılıp tehlikeli maddeler
şöyle tanımlanmıştır: Patlayıcı maddeler, yanıcı maddeler, toksin maddeler, radyoaktif maddeler,
endüstriyel atıklar, vb.
Kültürel Miras: Kültürel miras veya kültür varlıklar daha önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş ve
evrensel değerlere sahip olduğuna inanılan eserlerdir.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi kültür mirasını şu 3 sınıfta
gruplandırmaktadır:
Anıtlar: Bu gruba mimari yapılar, heykeller, resimler, arkeolojik eserler, kitabeler, mağaralar ve
eleman birleşimleri girmektedir.
Yapı toplulukları: Bu gruba giren yapı toplulukları bulundukları konum nedeniyle tarihi veya sanatsal
veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahip olmalıdır.
Sitler: Bu gruba giren sit alanları ya insan ürünüdür ya da doğal bir şekilde oluşmuştur.
NOT: Doğanın tahrip edilmemesi, kendine özgü kaynak değerlerini yitirmemesi için yürürlüğe konan
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu.
Ekonomi: Afetler, ekonomik gelişmeye zarar verecek ve toplumun ekonomik gelişmesinin
zayıflamasına neden olabilecek direkt etkiler ve dolaylı etkilere sahiptir.
Afetler aynı zamanda karayolu, demiryolu, hava alanı, elektrik hatları, suyolları ve kanalizasyon
sisteminde, bozulma gibi alt yapı zararlarına neden olmakta, bu da ekonomiyi olumsuz yönde
etkilemektedir.
Tarım alanlarının büyük ölçüde afetlerden etkilenmesi ile tarım ve hayvancılık sektörleri de zarar
görmektedir.
Yurdumuzda yakın geçmişte yaşanan; afetlerin çoğunun nedenini kontrolsüz kentleşme faaliyetleri
oluşturmakta
Hükümet tarafından afetten etkilenen insanların ve tesislerin rehabilitasyonu için ayrılan fon ve
işgücü ekonomiye ulusal boyutta zarar vermektedir.
Özetle afet hasarları plan dahilinde şu 4 grupta incelenebilir:
ð Kentsel alanlar; can kaybı, binaların ve içindekilerin hasar görmesi, ağaçlar, araziler vb.
ð Ekonomik hasarlar; sanayide, iş ilişkilerinde olumsuz etkiler vb.
ð Kamu mülkiyeti hasarı; devlet binaları, okullar, camiler, parklar, otoyollar, tren yolları,
köprüler, nehirler, su temini ve dağıtım sistemleri, atık su ve arıtma sistemleri, barajlar,
hidroelektrik santraller, sulama kanalları vb.
ð Tarımsal hasar; çiftlik evleri, ahırlar, çiftlik hayvanlarının, ekinlerin, tarımsal ürünlerin,
depolanmış ürünlerin kaybı, yeniden ekim masrafları, tarım toprağı erozyonu vb.
MARUZİYET ANALİZİ
Risk; nicel (miktar) ve nitel (kalite) olarak bir yaklaşımla değerlendirilir.
Niceliğe ait değerlendirmede gerçekleşen veya olası finansal kayıplarının hesaplanan miktarı
kullanılır.
Niteliğe ait değerlendirme ise çalışanları, uzman ve danışmanların bilgi ve deneyine bağlı olarak
risklere puan verme şeklinde olur.
SAVUNMASIZLIK ANALİZİ
Savunmasızlıkla ilişkili olarak afetin büyüklüğüne etki eden ana faktörleri ise aşağıdaki gibi
özetlemek mümkündür:
ð Olayın fiziksel büyüklüğü.
ð Olayın yerleşme alanlarına olan uzaklığı.
ð Fakirlik ve az gelişmişlik.
ð Hızlı nüfus artışı.
ð Tehlikeli bölgelerdeki hızlı ve denetimsiz yerleşme ve sanayileşme.
ð Ormanların ve çevrenin tahribi veya yanlış kullanımı.
ð Bilgisizlik ve eğitim eksikliği.
ð Afete dirençli birey/kurum/toplum düzeyi
ð Toplumda afet olaylarına karşı önceden alabildiği koruyucu ve önleyici önlemlerin ulaşabildiği
düzey.
Bu sorularla ana faktörler hakkında elde edilen bilgiler ile afetlere karşı savunmasızlığın
değerlendirilebilmesi için takip edilmesi gereken yol özetle şöyledir:
ð Her bir unsura ait grupların savunmasızlıklarını (tarihsel hasar kayıtlarına göre) derle ve
listele.
ð Riskte olan her gruptaki unsur için kapsamlı hasar-kayıp algoritmaları geliştir.
Savunmasızlığın 4 temel etmeni şeması:
Özetle afetlere hazırlık, afete müdahale ve afet sonrası iyileştirme çalışmaları için sosyal,
fiziksel, kültürel, ekonomik unsurların yerel dağılımı bilinmelidir. Çünkü;
ð Afetin olduğu bölgedeki nüfus ve yapılaşma yoğunluğuna bağlı olarak kayıpların artmaktadır.
ð Afetler endüstrileşme arttıkça daha iç içe geçmektedir.
ð Ülkemizde afetlerin neden olduğu risklerin tahmini için alt yapı yeterli değildir, amaca
yönelik uygun mekanizmalar geliştirilmemiştir.
ð Benzer biçimde afet sonuçlarının toplumun ekonomik, sosyal yaşamını nasıl etkileyeceği
analiz edilmemektedir.
ð Afet anında ilgili birimleri yönlendirecek entegre bilgilere ulaşmayı sağlayacak araçlar yoktur.
KAPASİTE ANALİZİ
Afetlerde afetzede olabilecek bireyler, afetten etkilenebilecek ve olumsuz etkilerine maruz
kalabilecek bireylerin, kurumların ve bölgenin çevre şartlarının afetler ile baş edebilme kapasitesine
sahip olması gerekir.
Bir afet yönetim planın hazırlanması ve uygulanmasında kullanılacak yöntem ve en sık
kullanılan yaklaşımlardan biri olan kalitatif analiz ve L risk değerlendirme matrisinin hazırlanmasıdır.
Matris diyagramları; iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmekte kullanılan bir
değerlendirme aracıdır.
5x5 Matris diyagramı (L-Tipi Matris); özellikle sebep-sonuç ilişkilerinin değerlendirilmesinde
kullanılır. Bu metot ile öncelikle bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi takdirinde
sonucunun derecelendirilmesi ve ölçümü yapılır.
Risk Skoru = İhtimal Derecesi (olasılık) x Zarar Derecesi (etki)
Risk önceliklerinin belirlenebilmesi için; bana göre-sana göre şeklindeki subjektif yaklaşımlar
yerine objektif yaklaşımlara ihtiyaç vardır.
RİSK HARİTALARI
Afetlerin neden olabileceği problemlerini önlemede ilk adım, afet bölgesinin tanınmasıdır.
Afet risk haritalarının oluşturulması aşamasında, riskli bölgeler derecelendirilir. Afet risk
alanlarında alan, arazi yapısı, insan sayısı, ekonomik aktivite düzeyi, kritik tesisler, olası ekonomik
zararlar ve afette yaşanabilecek çevresel zararın boyutu görsel bir şekilde ortaya konulur. Risk
değerlendirmesi, risk yönetimi ve risk iletişimi gibi konularda bu haritalar kullanılır.
Bu haritalar; afet riskini gösteren tüm faktörleri, bu alanlardaki olasılıklarını ve yerel halk,
varlıklar ve çevre üzerindeki olası olumsuz etkilerini göstermelidir.
ÜNİTE – 6 => RİSK AZALTMA
RİSK VE ZARAR AZALTMA
ð Afet anında uygulanacak yasal mevzuatın gözden geçirilmesi ve ihtiyaç halinde yeniden
düzenlenmesi,
ð Yapı, deprem, sel, vb. yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve
gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi,
ð Afet tehlikesi ve riskinin makro ve mikro ölçekte yeniden belirlenmesi, geliştirilmesi ve
tehlike haritalarının hazırlanması,
ð İhtiyaç duyulan bilimsel ve teknik araştırma-geliştirme faaliyetlerinin planlanması ve
uygulanması,
ð Ülke için afet gözlem şebekeleri, erken uyarı ve kontrol sistemlerinin kurulması ve
geliştirilmesi,
ð Afet zararlarının azaltılması konusunda ilgili her kesimi kapsayan geniş kapsamlı eğitim
faaliyetlerinin yürütülmesi,
ð Afet zararlarının azaltılması kavramının, kalkınmanın her aşamasında dâhil edilmesi ve
uygulanmasının sağlanması,
ð Afetlere karşı önleyici ve zarar azaltıcı mühendislik tedbirlerinin geliştirilmesi ve uygulanması
gibi,
Mümkün Olduğu Kadar Makul ve Yapılabilir (ALARP) Havuç Diyagramı”na göre üç farklı risk seviyesi:
RİSK İLETİŞİMİ
Risk iletişimi; riskin varlığı, doğası, şekli, ciddiyeti ve kabul edilebilirliğine ilişkin paydaşlar arasındaki
iki yönlü iletişimdir.
ð İletişimi planlayabilmek için öncelikle hedef kitleleri belirleyip paydaş listesi hazırlanmalı,
ð Karşı karşıya olduğumuz riskler hakkında kamuoyu ve karar vericileri eğitmek ve onları risk
yönetiminin öncelikleri arasına almaya ve kaynak ayırmaya ikna edilmeli,
ð Kabul edilebilir risk seviyeleri için kamuoyu ile iletişim kurulmalı,
ð Tüm disiplinler ve paydaşlar ile risk stratejilerini paylaşılmalı,
ð Tehlikelerin oluşturduğu tehditler ve bunlara karşı can ve mal güvenliğini koruma konusunda
halkı yönlendiren basın ve halkla ilişkiler etkinlikleri yapılmalı,
ð Afet sonrası iyileştirme, yeniden inşa, gelişme ve risk azaltma prosedürlerini gözden
geçirmeli,
RİSK VE ZARAR AZALTMA YÖNTEMLERİ
ð Kabul
ð Ret
ð Transfer
ð Azaltma
ð Önleme
ð Sakınma
ð Hazırlık
Afet risk yönetimi yaklaşımlarının şematik gösterimi:
Önleme
Örneğin selleri önlemek ve onlardan korunabilmek için de;
ð Set ve baraj inşası
ð Akarsu ıslahı
ð Drenaj sisteminin geliştirilmesi
ð Binaların sel su seviyesinin üzerine yükseltilmesi
ð Yamaçların desteklenip güçlendirilmesi
ð Sel sularına maruz kalabilecek yerleşim yerleri ve tesislerin kaldırılması/taşınması
vb. gibi çalışmalar yapılabilir.
Sakınım
İnsan, teknoloji veya doğa ile ilgili nedenlerden dolayı afete neden olabilecek olaylardan uzak durma
veya ortaya çıkma olasılığını önemli ölçüde azaltmaya, sakınma denilir.
ð Ayrıca etkin bir kentsel planlama ile
ð Potansiyel afetin riskleri azaltılabilir
ð Afetin etkisi hafifletilebilir/kontrol edilebilir
ð Müdahale/İyileştirme çalışmaları kolaylaştırılabilir
ð Afet sonrası günlük yaşama düzenine daha çabuk geçilebilir.
ð Uygun olmayan arazilerden (Jeolojik Sakıncalı Alanlar, Dere Yatakları, vb.) uzak durularak
olası afetlere maruz kalınmayabilir ve onlardan sakınabiliriz.
Zarar azaltma
ð Zarar azaltma; tipik olarak savunmasızlığın azaltılmasına odaklanır. Hedefi sosyal, ekonomik,
yasal, idari, teknik ve fiziksel kontrol yöntemleri uygulayarak savunmasızlığı azaltarak riski
önemli bir şekilde azaltarak zararı önlemektir.
ð Risk azaltma, riski (ortadan kaldırmayı değil) azaltmayı hedefler
ð Sismik tehlikeden dolayı olası yapısal riskleri azaltmak için dirençli yapılaşma ve inşaat
kalitesini sağlamak
ð Yerleşime uygun alanları belirlemek, depremselliği ortaya koymak için mikrozonlama
çalışmaları
ð Sel yatağındaki binaların başka yere taşınması ve kentsel dönüşüm
ð Sağlık ve beslenme kapasitesini geliştirmek
ð Afetlere karşı farkındalık ve kültür oluşturulması
ð Risk transferi, sigortalama
ð Sosyo-ekonomik ve kültürel gelişimin sağlamak ve sürdürmek
ð Aşı olmak, sağlık kapasitesini geliştirmek, vb. toplumun depreme karşı savunmasızlığı ile
beraber olası kayıp ve zararları azaltılabilir.
Önlem önceliklendirme
ð Tespit edilen tehlikelerin cana ve mala yönelen risklerini azaltabilmek için önleyici tedbirlere
odaklanmak,
ð Hasarı önleyici, azaltıcı veya koruyucu çalışmalar yapmak,
ð Belirlenen bir tehlikenin oluşturduğu risklerinin afete dönüştüğü anda, neden olabileceği
zararların daha az olması için acil durum servislerine yönelik önlemleri al ve gerekli etkinlikleri
yapmak.
ð Tehlikelerin etkisini belirli bir alanda azaltmak için yapısal önlemlerini almak.
ð Risk azaltmada kâr/zarar yöntemine göre değerlendirerek önceliklendirmek,
ð Ciddi bir değerlendirme sonucu sürdürülebilir çözümler ve düzeltici önlemler uygulanmak.
Risk puanın belirlediği seviyeye göre kabul edilebilirlik seviyeleri, tanım ve risk azalma stratejileri:
Risk Seviyesi Tanımı Eylem önceliği
R4 (çok iyi) Kabul edilemez Öncelikli/acil önlem
alınmalı
R3 (yüksek) Çok Önemli Kısa vadede önlem
alınmalı
R2 (orta) Önemli Orta vadede önlem
alınmalı
R1 (düşük) Kabul edilebilir/
önemsiz
Önceliği yok ama
izlenmeli ve gerekirse
uzun dönemde önlem
alınmalı
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Kentleşme politikası, afetlerin zararlarını azaltıcı bir araç olarak düşünülmelidir. Bunun için;
ð İlk önce afetler ile ilgili olarak yönetsel karmaşaya son verilerek, yetkinin tek elde toplanması
ve merkez ile taşra arasında görev paylaşımının açıklığa kavuşturulması gerekli
ð Afet riskleri göz önünde tutularak yerleşim alanlarının, yapılaşma, altyapı, sosyal ve ekonomik
varlıklarını birlikte değerlendirecek zayıf ve kusurlu yönlerini belirleyecek çalışmaların
yapılması gerekmektedir.
ð Son ve önemli bir nokta ise afetler ile ilgili bilimsel ve teknik gelişmelerin sürekli izlenmesidir.
Kentsel Dönüşüm;
ð Bir kentin tümünün veya belli kesimlerinin değişmesi, başka bir biçime girmesidir.
ð Bozulmaya ve çökmeye uğrayan kentsel alanın, ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel
koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesine yönelik olarak uygulanan
strateji ve eylemlerin tümüdür.
ð Bir kentin dokusunu bozan sorunların giderilmesidir.
Kentsel dönüşümün amacı;
ð Yerleşimi tehdit eden her türlü tehlikelerin risklerini azaltmak
ð Yerleşimlerin içindeki düzensiz ve kötü yapılaşmayı gidermek,
ð Afete/depreme dayanıksız ve sağlıksız yapılaşmaları yenilemek,
ð Fiziksel çöküşü durdurmak ve tarihi dokunun sürdürülebilirliğini sağlamak,
ð Yapı, çevre ve kentsel yaşam kalitesini arttırmak,
RİSK AZALTMA PLANI
ð Riskin büyüklüğünün belirlenmesi
ð Önceliklerin belirlenmesi
ð Çözüm yöntemlerinin seçilmesi
ð Kaynak/Bütçe ayırma
ð Uygulama projeleri
ð Çalışmaların izlenmesi ve projelerin sürdürülebilir olması.
RİSK TRANSFERİ
DASK Sisteminin Özellikleri.
ð DASK sadece belediye sınırları içindeki konutları kapsar
ð Deprem sigortası kendi başına bir sigorta ürünü olup, standart yangın ve konut sigortasından
ayrı yapılır
ð Poliçeler yangın, infilak ve heyelan gibi depremin ikincil etkilerini de kapsar
ð Teminat limitli olup, mevcut durumda konut başına 25,000 $ civarındadır.
ð Konutun içindekiler sigorta kapsamında değildir
ð Muafiyet sigorta değerinin %2‘sidir, yani mal sahibi ilk %2 oranındaki zararı üstlenmektedir.
Potansiyel sigortalıların sigorta yaptırmama nedenleri ise aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
ð Kamu hizmetlerinden faydalanmada aranan şartlardan birisi olmaması
ð Kamuya olan güvensizliğin DASK algısına da yansıması
ð Deprem olduğunda hasar tazminatını alacağına inanmama
ð Deprem algısının etkisi
ð Sigortanın pahalı olduğu düşüncesi
ð Ekonomik yetersizlik
ð ZDS’nin akla gelmemesi, ihmal, günlük yaşamın öncelikleri arasında yer almaması
ð Cezai müeyyidesinin olmaması
ð ZDS sigortasına dair bilgisinin olmaması
ð Deprem olduğunda hasar tazminatını alacağına inanmama
ð Süreçlerle ilgili bilgi yetersizliği
ð ZDS yararının anlaşılmaması, ihtiyacın hissedilmemesi, depremin kabullenilmesi
ð ZDS yaptırmayanlara da devletin aynı yardımı yapması.
ÜNİTE – 7 => OLAY KOMUTA SİSTEMİ
OLAY KOMUTA SİSTEMİ
Olay komuta sistemi; olay, acil durum ve afetleri yönetmede olayın büyüklüğünden bağımsız olarak
ve farklı disiplinlerden ve kurumlardan müdahaleye dahil olabilecek müdahalecilere karşın standart
bir yol oluşturmak amacıyla geliştirilmiştir.
OKS; bir afete karşı müdahalenin “komuta, kontrol ve koordine” edilmesi için model teşkil eder ve
olaya müdahalede sorumlu birbirinden farklı kurum ve organların, ortak bir amaç doğrultusunda
çalışarak can, mal ve çevreninin korunmasını ve olay dengesini sağlayarak girişim ve gayretlerin
koordine edilmesine olanak sağlar.
Çağdaş afet yönetimin ana bileşenlerden birisi olan OKS, afetler ile mücadelede rol olan personelin
sorumluluklarını, bu kişilerin niteliklerini, görev alanlarını ele almakta, olay komuta sisteminin diğer
organizasyonlarla ilişkisini değerlendirmektedir.
Sonuç olarak OKS adıyla geliştirilen model;
ð Ortak Terminoloji
ð Modüler Organizasyon Yapısı
ð Bütünleşik İletişim Yapısı
ð Komuta Birliği
ð Birleştirilmiş Komuta Yapısı
ð Birleştirilmiş Olay Eylem Planları
ð Yönetilebilir yetki alanı
ð Önceden belirlenmiş olay komuta tesisleri ile etkin bir kaynak yönetimi sağlanacak,
dışarıdan yardıma gelen personel, donanım ve kaynaktan maksimum düzeyde fayda
sağlanacaktır.
Bu sayede mevcut durumdaki;
ð Kavram kargaşası
ð Karmaşık organizasyon yapısı
ð Birbirinden habersiz gruplar veya personel
ð Dağınık komuta
ð Kısmi komuta yapısı
ð Görülen ve maruz kalan kısma müdahale etmek
ð Kısımlara ayrılmış olay mahalli
ð Kaynak kullanımında eksiklikler giderilebilecektir.
Olay Komuta Sistemleri - Prensipler
ð Önceden tanımlanmış amaç ve görevler
ð Modüler, esnek yapı
ð Hiyerarşik yapı – kimin kime bağlı olduğu belli
ð Kontrol: Hiyerarşideki bir yönetici en az 3, optimum 5 kişiden; en çok 7 kişiden sorumlu
ð Hesap verme – belgeleme çok önemli
Olay Komuta Sistemleri – Geçici görev dağılımı
ð Her seviyede her görevi alabilecek birden çok kişi olabilecek
ð Bu kişiler, bu geçici görevler için önceden eğitim almalı
ð Hiyerarşide belli görevlerin karşılığı, belli seviyelere karşılık gelmeli
ð Daha üst düzey kişilerin sahaya/merkeze intikal etmesi durumu için görev devir teslim
prosedürleri belirlenmiş olmalıdır.
Afet ve acil durumlar için OKS’de beş temel fonksiyonun amacı ve tanımı kısaca şöyle özetlenir:
ð Komuta: Karar verir ve Söyler. Tüm sorumluluk ona aittir.
ð Planlama : Uygulayacağını Düşünür. Gelecek (saat/gün) hangi stratejik eylemin yapılacağını,
neye ihtiyaç olabileceğini öngörür, detayları ile düşünür.
ð Operasyon: Planı uygulamaya koyar.
ð Lojistik: Destek sağlar.
ð Finans: Maliyet ve işgücünü takip eder.
Böylece beklenmedik bir acil durumda:
ð Kimin neyi yapacağı
ð Kimin kime rapor vereceği
ð Belirlenen kaynakların bir arada ne şekilde çalışacağı
ð Nasıl iletişim kurulacağı, vb. gibi sorulara da cevap verilebilir.
Türkiye Afet Müdahale Planlama yönetmeliğine göre kurulan servis grupları ve başlıca amaçları:
Komuta:
ð Liderlik ile olay müdahale mücadelesini yönetme sorumluluğuna ve otoritesine sahiptir.
diğer tüm acil durum görevlileri görev alıncaya dek tüm acil durum müdahale sorumluluğunu üstlenir.
Olay komutanı aşağıda geçen görev ve sorumluluklara sahip olacak bir ekibi hızlı bir şekilde
oluşturur;
ð Komuta Personeli
ð Güvenlik Görevlisi
ð Basın Sözcüsü
ð Kurumlar arası İlişkiler Görevlisi
Genel Personel
OKS’de yer alan 4 temel servisin amaç ve görevleri kısaca şöyledir:
Müdahale (Operasyon) Servisi:
ð Olay komutanından acil durum hakkında bilgi alır.
ð Ek görevlendirmeler için gerekli olan personeli tespit eder.
ð Saha operasyonları için görevlere gerekli personeli atar.
ð Gerektiği şekilde olay komutanına sürekli olarak bilgi verir.
ð Tüm operasyonların kayıtlarını bilgi ve planlama servisindeki ilgili birime teslim eder.
Bilgi ve Planlama Servisi:
ð Acil durum planlarının yapılması
ð Durum değerlendirilmesinin gerçekleştirilmesi
ð Kaynakların doğru bir biçimde değerlendirilmesi
ð Gerekli görülen dokümantasyonun oluşturulması
Lojistik ve bakım servisi:
ð Afette görev alan personel tarafından ihtiyaç duyulacak tüm donanım, materyal, hizmet ve
tesisleri sağlamakla sorumludur. Diğer bir deyişle bu servis daha çok kaynak yönetiminden
sorumludur.
ð Operasyonlar bölümünün kaynak taleplerini karşılamakla da sorumludur.
ð Gerektiğinde yakın ve uzak çevreden de yardım talep edilmesi, kabul ve tasnif edilmesi ile
birlikte bunların dağıtımından sorumlu servistir
Finans Birimi:
ð Tazminatlar/Hak Sahipliği: Bu birim, kaza ve hak sahipliği uzmanlarına tüm tazminatların
yönlendirilmesinin genel idaresinden sorumludur.
ð Harcamalar: Bu birim, devletin ilgili kurumlarınca geri ödeme yapabilmesi için tüm masraf
bilgilerinin toparlanması, işlem ücret efektif analizi ve tüm ücret bedellerinin sunulması ve
masrafları azaltıcı önerilerin yapılmasından sorumludur.
ð Personel Çalışma Süresi: Bu birim, personel çalışma süresi kaydını tutma ve personel çalışma
süresi kurallarına uygunluğunu sağlamakla sorumludur.
ð Kayıt ve Hukuki İşlemler: Bu birim, firmalarla olan kontratlara ait olan tüm finansal konuları
idare etme ve ekipman sürelerinin kayıtlarını tutma ile sorumludur.
AFET YÖNETİM MERKEZİ
Afet yönetim merkezleri (AYM), afet anında acil durum fonksiyonlarının yönetileceği merkezdir.
Şüphesiz bu tür bir merkezin önceden iyi tasarlanmış bir organizasyon ve yeterli personele sahip
olması şarttır.
ð Prosedürler ve gerekli belgeler
ð İyi iç ve dış haberleşme
Afet Yönetim Merkezi’nin Görevleri:
ð İkaz ve alarm haberlerini almak ve yaymak ve afet acil yardım planını devreye sokmak,
ð Acil durum servisleri arasındaki haberleşmeyi, sevk ve idareyi sağlamak,
ð Mahalli sivil savunma, afet yönetim merkezleri ve idare kademeleri ile irtibatı ve gerektiğinde
karşılıklı yardımlaşma ve işbirliğini sağlamak,
ð Komşu kurum ve kuruluşlarla haberleşmeyi ve gereken hallerde karşılıklı yardımlaşma ve
işbirliğini sağlamak,
ð NBC tehlikelerine ait haberleri değerlendirerek kurum çevresi içindekilere ve bölgesindeki
sivil savunma idare kademelerine bildirmek.