Moderator
- Mesajlar
- 419
- Tepkime puanı
- 28
- Puanları
- 18
AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE İLİŞKİLERİ 5.ÜNİTE KISA NOTLAR
Derinleşme, AB’nin yetkili olduğu konular kapsamına yeni konuların dahil edilmesi ve bu konuların giderek nitelikli çoğunlukla karar alma esasının hakim olmasıdır.
Genişleme ise, AB’ne yeni devletlerin üye olarak katılmasıdır.
AB aday ülkelere uyguladığı üyelik kriterleri
*Uluslar arası sistemin yapısal değişimi,
*AB’nin değişen koşulları ve katılma sürecine giren devletlerin farklı nitelikleri taşımasıdır.
Türkiye Avrupa Topluluğu ilişkilerini başlatan Ankara Antlaşmasıdır
Türkiye 14 Nisan 1987 yılında tam üyelik başvurusu yapmıştır
Roma Antlaşması: AKÇT’dan, Avrupa Topluluklarına geçiş 1957’ de
imzalanarak 1958 de yürürlüğe giren Roma Antlaşmaları ile gerçekleştirilmiştir
Maastricht Antlaşması: Avrupa topluluklarından AB’ne geçiş, 1993 yılında
yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması ile gerçekleşmiştir.
Lizbon Antlaşması: 2009 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu Antlaşma ile Avrupa Birliği ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu hukuken birbirinden ayrılmış ve Avrupa Topluluğu da Avrupa Birliği içinde eriyerek hukuki varlığını sona erdirmiştir.
Ankara Antlaşması AET ile Türkiye Cumhuriyeti arasında,
25 Haziranb1963’te Brüksel’de paraf edilmiş,
12 Eylül 1963’te Ankara’da imzalanmış /1 Aralık 1964’te yürürlüğe girmiştir.
Antlasmanın nihai hedefi Türkiye’nin topluluga tam üyeligidir.
Hazırlık döneminde Türkiye, Geçis ve Son dönemlerde kendisinin üzerine
düsecek yükümlülükleri üstlenebilmek için Toplulugun yardımıyla ekonomisini
güçlendirecektir. Bu dönem 5 yıl için öngörülmüştür
Geçis döneminde Türkiye’de yasanan Petrol krizi ile tırmanan ekonomik sorunlarla ortaya çıkmıs ve Türkiye Katma Protokol’ün malların serbest dolasımı ile ilgili getirdigi Geçis Dönemi yükümlülüklerini neredeyse hiç uygulayamamıstır.
AVİS: Üyelik başvurusunda bulunan bir devlet hakkında komisyonun hazırladığı rapordur.
Komisyon Türkiyenin tam üyelik başvurusu ile ilgili görüşünü (Avis) 18 Aralık 1989 da açıklamıştır.(Türkiyenin hukuken tam üye olma hakkı teyit edilmiştir.)
Türkiye’nin önüne” hazmetme kriteri” 2000’li yıllarda çıkartılmaya başlanmıştır
ÇERÇEVE TÜZÜK :Genel kullanımda katılım ortaklıgının mali konuları düzenleyen belgeye denir
KATILIM ORTAKLIGI BELGESİ: Aday ülkenin yerine getirmesi gereken siyasi, ekonomik ve mevzuat uyumu kosullarını saptayan İLKELER, ÖNCELİKLER VE ORTA VADELİ HEDEFLER BELGESİ”ne denir
2000’Ii yılların ortalarından itibaren Avrupa Birliği Komisyonu hazmetme kriterini Kopenhag Kriterleri kararlarına dayanarak ileri sürmeye başlamıştır
Türkiye’nin AB’nin Kopenhag Kriterleri çerçevesinde oluşturduğu katılım sürecine girmesi Helsinki Zirvesi sonrasında olmuştur
AB tarihinde, Birlik üyeliğinden çekilme ilk kez Lizbon Anlaşması ile gündeme gelmiştir
Helsinki Zirvesi’nin Türkiye açısından önemi
*Katılım çerçevesinin, araçlarının ve üyelik kriterlerinin Türkiye’ye de uygulanmasına imkân sağlamış
*Ankara Anlaşması’yla çizilen ve Ortaklık sürecini esas alan bir katılım anlayışından Türkiye’yi uzaklaştırmıştı
*Türkiye için Katılım Ortaklığı Belgesi ve Çerçeve Tüzük hazırlanmasının önünü açmış
*Türkiye’nin siyasi olarak üyeliğe hazırlanmasını hedef alan bir süreç Helsinki Zirvesi sonrasında başlatılmıştır.
AB vatandaşlığının kapsamı Amsterdam Antlaşması ile genişletilmiştir
Hazmetme Kriteri: Türkiye’nin üyeliğinin sadece Türkiye’nin gereken koşullan yerine getirmesine bağlı olmayacağını, Avrupa Birliği’nin kendine özgü şartlarının da dikkate alınması gerektiği hususudur
Ortaklık kapsamına giren konularda düzenleme yapma yetkisine sahip olan ortaklık organı Ortaklık Konseyi dir
Ankara Anlaşmasının temel hedefi anlaşmanın . Preambul kısmında yer alır
Ankara Anlaşması’na göre Türkiye’nin tam üyeliği için gerekli ön koşul Ekonomik, hukuki ve siyasi koşulları yerine getirmek koşuludur
Helsinki Zirvesi kararlarına göre tam üyeliğe aday ülke sayısı 13 DÜR
Ankara anlaşmasının hukuki niteliği Ortaklık anlaşması dır.
AKÇT’den Avrupa Topluluklarına geçiş Roma anlaşmasıyla olmuştur.
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri 6.ünite KISA NOTLAR
AET 1 Ocak 1958 tarihinde Roma Antlaşması ile kurulmuştur.
Serbest dolaşım AB hukukuna göre dört temel haktan oluşmaktadır. Bunlar;
1-Açık işlere başvuru hakkı
2-iş bulabilmek için topluluk içinde seyahat hakkı
3-işin yapıldığı ülkede oturma(ikamet) hakkı
4-işin sona ermesinden sonra veya emeklilik durumunda o ülkede oturma hakkıdır.
Serbest dolaşım hakkı 3 temel unsuru içermektedir.
1-İstihdam imkanı
2-İkamet hakkı
3-Eşit muamele
AB’de işçilerin serbest dolaşım hakkına ilişkin hükümleri, 15 Ekim 1968 tarih ve 1612/68 sayılı Konsey tüzüğü ayrıntılı olarak belirlemiştir
ABAD, 1989 yılında verdiği Gnoener davası ile her türlü dil şartının ayırımcı olmaması ve orantılı olmasına hükmetmiştir.
Daek Davası:ABAD’ın verdiği diğer önemli bir karar ise, işçilere objektif işçi statüleri sebebiyle veya ikamet haklarının doğası uyarınca verilen ve diğer üye devlet işçilerine genişletilmesinin bu işçilerin topluluk içinde dolaşımına imkan sağlayan bütün avantajlardan, göçmen işçilerin ve ailelerinin de yararlanma hakkı olduğuna 1997 yılında karar vermiştir.
Levin Davası : haftada sadece 20 saat çalışan ve ücreti bulunduğu üye devletin asgari ücret olarak belirlediği miktardan düşük olan bir oda hizmetçisinin işçi tanımına girdiğine ve dolayısıyla anlaşmanın 48.maddesinden yararlanması gerektiğine hükmetmiştir.
Bettray Davası : Hayatını kazanmak için çalışanların dışındakiler topluluk hukuku anlamında işçi değildir.
Asscher Davası : Tek sahip konumunda oldukları şirkette yönetici olan kişilerde AB hukuku anlamında işçi değildir.
Awoyemi Davası : AB hukuku kapsamında sadece AB vatandaşlarına birlik içinde serbestçe dolaşım hakkı vermiştir.
AB vatandaşlığı üye ülke vatandaşlarına
-Serbest dolaşım hakkı
-Yerel seçimlerde olduğu gibi Avrupa Parlamentosuna seçilme ve oy kullanma hakkı
-Kendi ülkesinin temsil edilmediği üçüncü ülkelerde bulunan diğer AB üyesi ülkenin temsilciliğinden yararlanma hakkı
-Avrupa Komisyonuna şikâyet hakkı, Avrupa Parlamentosu ve ombudsman’a dilekçe hakkını sağlar.
Türk işçilerinin serbest dolaşım hakkından yararlanabilmelerinin temel şartı,
1-İşçi statüsüdür.
2-işçinin ev sahibi ülke de düzenli iş gücü pazarına dahil olmasıdır.
Gemide çalışanların üye ülkenin düzenli iş gücü pazarına dahil olabilmesi için, geminin üye ülkenin bayrağını taşıması, iş ilişkisini üye devletin iç hukuk kurallarına tabi olması gerekir.
Meryem Demirel Kararı : AB Adalet Divanının Türk işçilerinin serbest dolaşımı ile ilgili aldığı ilk karardır.
Salih Sevince Kararı : Türk işçisinin ikamet izninin iptal edilmesi ile ilgili alınan karardır.
Kazım Kuş Kararı : AT üyesi bir ülkede yasal olarak 1 yıl çalışan türk işçinin aynı işveren yanında çalışma şartıyla çalışma izniyle birlikte oturma izni (ikamet) iznininde uzattırma hakkına sahip olduğunun doğrulandığı karardır.
Semra Sürül kararı : AB ülkelerinde yaşayan Türklere uygulanan ayrımcılığa son verilmesinin kararıdır.Bu kararla ilke kez muamele eşitliği ilkesi gündeme gelmiştir.
AB üyesi vatandaşlarına sağlanan hakların Türk vatandaşları içinde geçerli olduğu kabul edilmiştir. Bu haklar
1-Hastalık ve annelik sürelerine yönelik yardımlar
2-Sakatlık ve iş görmezliği kaldırmak için yapılan yardımlar
3-Yaşlılık devresinde yapılacak yardımlar
4-Dul ve yetimlere verilen sosyal yardımlar
5-İş kazaları ve meslek hastalıkları için yapılan yardımlar
6-Ölüm durumunda verilen yardımlar
7-İşsizlik durumunda yapılan yardımlar ve tanınan haklar
8-Değişik şartlarda sağlanan aile yardımları
STANDSTİL; Mevcut durumun daha kötüye götürülmemesi. (hakların “geriye doğru kötüleşmemesi ilkesi)
Divan ilk kez COSTA kararı ile mevcut haklara geriye doğru kısıtlama getirme yasağı getirmiştir.
Abdülnasir SAVAŞ: ABAD, Savaş Kararı’n da, Katma Protokolün doğrudan uygulanamayacağını savunanların savlarını geçersiz kılmıştır. Savaş Kararı’na göre Katma Protokol’ün 41/1 . Maddesi doğrudan geçerlidir ve ön koşulsuz uygulanmak zorundadır. Bu hüküm, ulusal yasaların üstünde olup, onlarla çatıştığında onları ikame etmektedir.
Eren ATABAY/Nad ŞAHİN Kararı: Eren ATABAY/Nadi ŞAHİN Kararı (21 Ekim 2003 tarih) ile Divan, daha önceki kararları hakların “geriye doğru kötüleşmemesi ilkesini” (standstill) bir defa daha onaylanmamıştır.
Veli TÜM/Mehmet DARI Kararı: İki Türk vatandaşının (Veli Tüm ve Mehmet Darı)Birleşik Krallık’a (İngiltere) sığınmacı olarak girdikten sonra Birleşik Krallık göçmen otoritelerine iş kurmak üzere yaptıkları başvuruların ilgili mercilerce reddedilmesi sonucunda açılan dava da (yerleşme hakkı) İdare mahkemesi, Tüm ve Darı’nın lehine karar vermiştir. İçişleri bakanlığının davayı temyize götürmesi üzerine konu Lordlar Kamarası’na taşınmıştır.
Mehmet SOYSAL/İbrahim SAVATLI/Cengiz SALKIM Kararı: ABAD 19 Şubat 2009 tarihinde “Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulaması davası” olarak bilinen Soysal,Salkım ve Savatlı davasına ilişkin verilen karardır.
Münih İdare Mahkemesi’nin 10 Şubat 2011 Tarihli Kararı: Dört Türk vatandaşı 29 Eylül 2009 tarihinde Amerika’dan Münih bağlantılı uçakla İstanbul’a uçmak istemiş, ancak uçakları Amerika’dan gecikmeli kalktığı için Münih’ten İstanbul’a kalkan Lufthansa havayolları uçağına yetişememişlerdir. Türk vatandaşlarının ertesi günkü uçakla İstanbul’a uçmak için havaalanında otelde gecelemek istemeleri üzerine dört Türk vatandaşına vizeleri olmadığı gerekçesiyle havaalanından dışarı çıkış için izin verilmemiştir. Bunun üzerine açılan dava sonucunda Münih İdari Mahkemesi 10 Şubat 2011 tarihinde turistik gezi amacıyla Almanya’ya gelen Türk’lerin vizeden muaf olduğunu onaylamıştır.
Cahit YILMAZ Hakkında 14 Mart 2012 Tarihli Hollanda Danıştay Kararı: Cahit YILMAZ adlı Türk vatandaşı, 3 Kasım 2009 tarihinde Hollanda’nın Schiphol Havalimanı’na vizesiz giriş yapmasının engellenmesi üzerine AB’ye hizmet sunumu amacıyla gelen Türk vatandaşlarından vize istenemeyeceği gerekçesiyle konuyu Hollanda Mahkemesine taşımıştır Hollanda bu karar kapsamında Türk hizmet vericiler, Türkiye’deki işletme sahipleri ve bu işletmelerde çalışanlar için vize muafiyetini yürürlüğe koyan ilk AB üyesi ülke olmuştur.
Alman Federal Yüksek İdare Mahkemesinin 21 Nisan 2012 Tarihli Kararı: 2000 yılında Berlin’de yaşayan bir Türk’le evlenen bir Türk kadını, aile birleşimi hakkından yararlanarak Almanya’ya gelmiş, başta sınırlı süreli oturma izni almış, bir süre sonra da kocasından boşanan kadın 2004 yılında haftada 5,5 saatlik bir iş bularak çalışmaya başlamış ve oturma izninin uzatılmasını istemiştir. Berlin Yabancılar Dairesi, geçimini devlet yardımıyla sağladığı gerekçesiyle oturma izni başvurusunu reddetmiştir.
SCHENGEN VİZESİ VE TÜRK VATANDAŞLARININ SERBEST DOLAŞIMINA GETİRİLEN HUKUK DIŞI VİZE ENGELİ
Schengen Vizesi: 14 Haziran 1985 tarihinde Lüksemburg’un Shengen Kasabasında Fransa, Batı Almanya ve Benelüks ülkeleri arasında imzalanmıştır.
Amacı taraf ülkeler arasında tüm kara, hava, deniz alanlarındaki sınır denetimlerini kaldırmak, sığınma ve vize politikalarına ortak bir yaklaşım yoluyla üye devletlerin dış sınırlarındaki vize denetimlerinin koordinasyonunu sağlamaktır.
19 Haziran 1990 da imzalanan Shengen Anlaşmasını Uygulama Konvensiyonu ile anlaşma uygulamaya konulmuştur.
İkinci Anlaşma (Shengel 2) 26 Mart 1995’te yürürlüğe girmiş ve Portekiz ile İspanya’da anlaşmaya katılmışlardır.
Norveç, İzlanda, AB’ye üye olmamakla birlikte Anlaşma’ya taraftır.
İsveç, Finlandiya, Danimarka, İzlanda ve Norveç arasında NORDİK PASAPORT BİRLİĞİ vardır.
SHENGEN DÜZENLEMELERİNE TARAF 26 ÜLKE 2012 İTİBARİ İLE ŞUNLARDIR
Almanya ,Avusturya, Belçika, Danimarka, İsviçre, Letonya, Litvanya, Estonya, Slovakya, Slovenya, ÇekCumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İtalya, İzlanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Yunanistan, Malta ve Lihtenştayn’dır.
Türkiye’ye ilk vize uygulayan Topluluk ülkesi Yunanistan’dır. Bu ülke AB’ye üye olmadan önce 24 Nisan 1965 tarihinde Türk vatandaşlarına vize uygulamaya başlamıştır.
Topluluk üye ülkelerinden Almanya ve Fransa 5 Ekim 1980 /
Benelüx ülkeleri 1 Kasım 1980 / Danimarka 1 Mayıs 1982 / İngiltere 22 Haziran 1989 İrlanda 10 Aralık 1989 / İtalya 3 Eylül 1990 / Portekiz 24 Haziran 1991,
İspanya ise 1Ekim 1991 tarihinden sonra vize talep etmeye başlamıştır.
Prof.Dr.Wolfgang VOEGELİ, Vizesiz Avrupa Raporu’nda Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin hukuksuzluğu ortaya koymuştur.
-Türkler için Vizesiz Avrupa Düşüncesi ABAD’ın 11 Mayıs 2000 tarihli Abdülnasır SAVAŞ Kararı ile gündeme gelmiştir.
İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından 26 Nisan 2012 tarihinde İstanbul’da düzenlenen seminerde AB Uluslararası Göç, Mülteciler ve Ceza Hukuku Daimi Komitesi Başkanı Prof.Dr.Kees GROENENDİJK Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin AB Hukukuna aykırı olduğunu açıklamıştır.
AB’de işçilerin serbest dolaşım hakkına ilişkin hükümleri ayrıntılı şekilde düzenleyen Konsey tüzüğü 1612/68 sayılı Konsey Tüzüğüdür
2/76 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’mn temel ilkeleri
*Birinci kademe 4 yıl olarak belirlenmiş ve 1 Aralık 1980 tarihinde sona ermiştir.
*İşçilerin aile ve çocukları, bulundukları Topluluk ülkesindeki bölgesel eğitim imkânlarından yararlanabileceklerdir.
*Topluluk içinde 3 yıldır çalışan işçiler, üye devletler işçilerinin öncelikli hakları saklı kalmak şartıyla, aynı meslek faaliyet kolu ile bölgede kayıtlı ve normal şartlarla yapılan işlere girebileceklerdir.
*Topluluk içinde 5 yıldır çalışan işçiler, o ülkedeki tam ücretli işlere serbestçe başvurabileceklerdir
AB’de işçilerin serbest dolaşım hakkına ilişkin hükümleri ayrıntılı olarak düzenleyen 1612/68 sayılı Konsey Tüzüğü 15 Ekim 1968 de çıkarılmıştır
Divan ilk kez Semra SÜRÜL kararı ile AB ülkelerinde yaşayan Türklere uygulanan ayrımcılığa son verilmesini kararlaştırmıştır
Avrupa Toplulukları Kurucu Anlaşmasının doğrudan uygulanabilirliğini ve AB hukukunun ulusal hukuka üstünlüğünü uygulamaya koyan ilk karar VAN GEND kararıdır
Serbest dolaşım ilk olarak Göçmen işçiler ve ailelerine Avrupa iş gücü piyasalarına erişimi sağlamak amacıyla uygulamaya koyulmuştur
serbest dolaşım hakları
Topluluk içinde serbestçe yer değiştirme
İşin bitiminden sonra ülkede ikamet etmeye devam etme
İşin yapılabilmesi için ülkede kalma
Açık işlere başvurma
Malların, sermayenin, hizmetlerin ve kişilerin serbest dolaşımının mevcut olduğu Avrupa Tek Pazarı’nın temel unsuru AB ülkelerinde ikamet ve çalışma hakkıdır
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri 7.ünite KISA NOTLAR
AB bütünleşme süreci 3 temel dalga üzerinden yürütülmektedir.
1-genişleme
2-derinleşme
3-yaygınlaşma
AB ‘ ye üye ülke sayısı 27 dir. En son Hırvatistanın katılmasıyla 28 olmuştur.
Katılım müzakerelerinin yürütüldüğü aday ülkeler
İzlanda , Karadağ , Türkiye
Müzakerelere henüz başlamayan ülkeler
Makedonya, Sırbistan
Potansiyel adaylar
Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova
Birliğin ilk genişlemesi :1973
AET’yi kuran Roma Ant. 237,maddesi Her Avrupa devleti topluluğa üye olmak için başvuruda bulunabilir
AB ye yeni üyelerin katılmasıyla ilgili ilk yasal değişiklik 7 Şubat 1992 de imzalanan Avrupa Birliği ant. (MAASTRİCH ANT.) yapılmıştır.
Üyeliğin gerçekleşmesi için tüm adayların uymakla yükümlü olduğu kriterler KOPENHAG kriterleri
Siyasi kriterler
Ekonomik kriterler
Mevzuat yada müktesebat uyumu kriterleri
Bir ülkeye adaylık statüsünün verilebilmesi için ülkenin siyasi kriterleri karşılaması, ekonomik kriterler ile mevzuat uyumu konusunda ise gelişme göstermesi beklenir
Müzakerelerin başlamasından önceki son aşama Müzakere Çerçeve Belgesinin hazırlanmasıdır. Müzakereler konsey bünyesindeki Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) ile aday ülkenin belirleyeceği müzakere heyeti arasında yürütülür.
COREPER : AB üyesi ülkelerin AB nezdindeki daimi temsilcilerinden (büyükelçilerinden ) oluşur. AB bakanlar konseyinin gündeminde yer alan konuların hazırlanmasına yardımcı olur.
AB nin genişleme stratejisi 3 temel ilkeye dayanmaktadır.
Konsolidasyon (AB nin genişlemeye ilişkin taahhütlerinin pekiştirilmesi)
Koşulluluk ( birlik benimsediği kriterlerin aday ülkeler tarafından yerine
getirilmesini talep etmekte titiz davranmalı ve ilerlemeyi
ödüllendirmede de adil olmalıdır.)
İletişim ( genişleme politikasının sürdürülebilmesi için geniş halk desteği
sağlamak elzemdir.)
birlik aday ülkeleri üyeliğe hazırlarken kullandığı enstrümanlar
Genişleme strateji belgeleri (ilerleme raporuyla birlikte ekim yada kasımda
Açıklanır. Komisyonun birliğin genişlemesi hakkındaki yıllık
dönemi kapsayan görüş ve düşünceleridir )
Müzakere çerçeve belgesi,
Katılım ortaklığı belgeleri,
İlerleme raporları (her yıl ekim yada kasım ayında açıklanır)
Ulusal programlar
1994 yılında Essende yapılan toplantıda AB konseyi tam üyelik için baş vuruda bulunan Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin katılım öncesi hazırlık stratejilerini belirlemeye başlamıştır. Bu stratejinin 3 temel unsuru vardır
1-Avrupa antlaşmalarının uyarlanması
2-Finansal yardım programı olan PHARE programı
3-Üye ve aday ülkelerin ortak çıkar ve meselelerini tartışacağı yapısal diyalog platformunun tesis edilmesi
PHARE PROGRAMI : 1989 da oluşturulmuştur. Aday olmak isteyen Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinde komünist rejimlerin yıkılmasının ardından bu ülkelerin ekonomilerini yeniden yapılandırma çabalarını desteklemek amacıyla oluşturulmuştur.
AB nin tüm adaylar için uygulamaya karar verdiği katılım öncesi strateji başlıkları
AN antlaşmaları
Katılım ortaklığı belgeleri
Ulusal Programlar
Katılım öncesi finansal yardımlar (PHARE-ISPA-SAPARD)
Aday ülkelerin üyeliğe giden yolda katılım öncesi stratejilerden en önemlisi KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ dir. (KOB ) KOB üyeliğe giden süreçte ülkelerin ne yapması gerektiğini gösteren yol haritasıdır.
Türkiye için Katılım Ortaklığı belgesi 4 Aralık 2000 trh onaylanan ve 8 Mart 2001 de yayınlanmıştır.
Türkiye için 2012 yılına kadar 4 KOB hazırlanmıştır.
ULUSAL PROGRAM : Aday ülkelerin KOB a karşılık olmak üzere hazırladıkları adaylık sürecinde kısa ve orta vadede gerçekleştirecekleri tüm çalışmaları detaylı bir takvim ve mali kaynaklarla ortaya koyan programdır.
Türkiye için ilk ulusal program 19 Mart 2001 de açıklanmıştır.
2,ulusal program 24 Temmuz 2003 de açıklanmıştır.
3,ulusal program 2008 de açıklanmıştır.
İLERLEME RAPORLARI :
Daha Güçlü ve Geniş Avrupa Gündem 2000 raporu : 3 bölümden oluşur
1-AB yi 21.yy taşıyacak nitelikte geliştirilmesinin gerekliliği
2-genişlemenin beraberinde getireceği zorluklar
3-genişleme ile ilgili öncelik ve hedefler
Bu raporun genişleme açısından getirdiği en önemli yenilik aday ülkelerin müzakere süreci tamamlanıncaya kadar Kopenhag Kriterlerine ne ölçüde karşıladığını tespit etmek amacıyla komisyonun ilerleme raporları yayınlamaya başlamasıdır.
1998 yılından günümüze kadar 2012 dahil Türkiyeye ilişkin 15 adet ilerleme raporu yayınlanmıştır
Komisyon her yıl düzenli olarak yayınladığı İlerleme raporlarında Kopenhag Kriterlerini temel almaktadır.
Üyelik müzakereleri aday ülkenin belirleyeceği müzakere heyeti ile konsey bünyesindeki Coreper aracılığı ile yürütür.
Türkiye ile yürütülen üyelik müzakereleri toplam 35 müzakere başlığı altında yürütülmektedir.
1998-99 ilerleme raporu: politik durum istikrarsız-Recep TAYYİP Erdoğanın ceza alması eleştirilmekte-DGM nin yapısı işleyişi eleştirilmekte-kadın erkek ayrımcılığı kaldırılsın-ölüm cezası kaldırılsın-ifade özgürlüğü-enflasyon sorun olara görülmekte-
2004 ilerleme raporu: Türkiye ile ilgili açıklanan 7.rapordur.Türkiyenin müzakerelere başlanabileceği sonucuna varılmıştır. Yargının bağımsızlığı ve etkinliği güçlendirilmiştir şeklinde olumlu bir yorum olmuştur. Doğrudan yabancı sermaye akışını kolaylaştırmada ve özelleştirmenin yasal çerçevesini geliştirmede önemli adımlar atılmıştır. Gayrimüslim dinî topluluklar tüzel kişilik, mülkiyet hakları, din adamlarının eğitimi, okullar ve iç yönetimle ilgili zorluklarla karşılaşmaya devam etmektedir. Ekonomik istikrar ve tahmin edilebilirlik 2001 ekonomik krizinden itibaren önemli ölçüde düzeltilmiştir.
2011 İlerleme Raporu’nda Ergenekon soruşturması darbe planları yargı alanında bazı ilerlemeler kaydedildiği vurgulanmış, basın özgürlüğü,ifade özgürlüğü,hukukun üstünlüğüne yer verilmiştir.seçim barajına ilişkin durumun (%10)Türkiye için sorun olacağı belirtilmiştir.
2012 İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye yönelik olumlu eleştiriler
Yakın geçmişi araştırmak için komisyonlar kurulması
Kamu görevlileri için toplu sözleşme hakkı
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi
Ombudsman kurumuna yönelik yapılan düzenlemeler
2012 İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye yönelik getirilen olumsuz eleştiri Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından daha fazla çabanın gerekli olduğudur
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri 8.ünite KISA NOTLAR
Ortak üyelik : AB ye tam üyelik statüsünün dışında AB ile ortak üye ülke arasında ileri ekonomik ve siyasi bütünleşmenin sağladığı statüdür.
Ankara anlaşması:
Türkiye ile AET arasından ortaklık yaratan anlaşmadır.
1 Aralık 1964 de yürürlüğe girdi .3 dönemden oluşur
HAZIRLIK DÖNEMİ : Geçici protokol ile düzenlenmiştir. 1 Aralık 1964 de başlayıp/ 31 Aralık 1972 de sona ermiştir.Türkiye ekonomisinin Gümrük birliğine hazırlanması öngörülmüştür.türk ihraç ürünlerine tek taraflı ticari ayrıcalıklar tanınmıştır.
GEÇİŞ DÖNEMİ : Katma protokol ile düzenlenmiştir. 1 Ocak 1973 de başlayıp 31Aralık 1995 de sona ermiştir.Tarafların gümrük birliği yükümlülüklerini üstelenecekleri dönemdir.bu dönemde birkaç istisnai mal dışında Türk ihraç ürünlerine uyguladığı tarifeleri ve önlemleri kaldırmıştır.geçiş döneminde (14 nisan 1987) Türkiyenin AB ye tam üyelik başvurusunda bulunmasıdır.
SON DÖNEM ise : 1/95 ve 2/95 sayılı ortaklık konsey kararları ile düzenlenmiştir.1 Ocak 1996 tarihinde başlamıştır.Türkiyenin bu dönemdeki beklentisi AB nin orta ve doğu Avrupa ülkeleri ile başlattığı 5.genişleme sürecine katılmaktır.
AB 5.genişleme sürecini başlatma kararını Aralık 1997 de Lüksemburg zirve toplantısında açıklamıştır. Bu toplantıdan 2 yıl sonra Aralık 1999 da Helsinki zirve toplantısında Türkiyenin tam üye aday ülkelerle eşit statüye sahip tam bir üye adayı olduğu kararı alınmıştır.
Türkiyenin tam üyelik müzakereleri 3 Ekim 2005 de başlamıştır.8Hırvazisatn ile de aynı tarihte üyelik müzakereleri başlamıştır.)
Aralık 2004 Brüksel zirve toplantısı kararları
-tam üyelik müzakereleri ucu açık müzakereler olarak tanımlanmıştır
-AB türkiyedeki reform sürecini memnuniyetle karşılamakta
-komşu ülkelerle anlaşmazlıklar uluslar arası divanda çözüm aranacaktır
Müzakerelerde müzakereye açılan ilk başlık Bilim ve Araştırmadır. Bu başlık 12 Haziran 2006 da başlamış aynı gün geçici olarak kapatılmıştır.
AB nim 3 farklı sınırlaması vardır.
1-MAASTRİCH kriterleri : Ekonomik ve Parasal birliğin (EPB) 3.ve son aşamasına geçiş için üye ülkelerin sağlaması gereken kriterlerdir.
2-EPB e katılan ülkelerin uyması gereken kriterlerdir.
3-üye ülkelerin para ve maliye otoriteleri yıllık genel ekonomi politikası ilkeleri toplantılarında bir araya gelerek uzun dönem planları yapmak ve fikir alış verişinde bulunmak
Para birliğinin sağlıklı işlemesi için gerekli bileşenler
-üye ülkeler arasında para politikalarının uyumlaştırılması
- üye ülkeler arasında döviz rezervlerinin ortak bir havuzda toplanması
- tek bir merkez bankası ve ya parasal otoritenin oluşturulması
Optimum para alaları : Mundel 1961-Mckinnon 193 ve Kenen 1969 tarafından geliştirilmiştir.
Bretton Woods Sistemi : 2.dünya savaşı sonrasından oluşturulan özünde AB dolarına bağlı sabit kur sistemi olan fakat gerektiğinde küçük kur ayarlamalarına izin veren para sistemidir.
Ekonomik Parasal Birliğinin esas ve aşamalarını içeren WERNER RAPORU (1971)
Bu raporda EPB nin oluşumu için gerekli koşullar
-Malların hizmetlerin kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımının sağlanması
-tek bir para biriminin yaratılması
-ekonomi politikasının AB düzeyinden yürütülmesi
EPB gerçekleşememiş yerine Avrupa Para Sistemi (APS) gelmiştir.
EPB nin kriterleri
Fiyat istikrarı
Bütçe açığı
Kamu borcu
Faiz oranları
Döviz kuru istikrarı
EPB nin
ilk aşaması 1 Temmuz 1990 da başlayıp 31 Aralık 1993 de sona erdi.
2.aşaması 1 Ocak 1994 de başlayıp 31 Aralık 1998 de sona erdi
3,aşama 1 Ocak 1999 de başlamış 1 Ocak 2002 de sona ermiştir.
2012 yılı itibariyle 27 AB ülkesi Euro bölgesindedir.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) göre Euro geleceğine ilişkin senaryolar
1-Euro bölgesinin yapısal problemleri çözememesi ve dağılmasıdır
2-Euro bölgesinin yeniden yapılanmasıdır
3-Eoru bölgesinin yeniden şekillenmesi
LİZBON ANLAŞMASI :1 Aralık 2009 da yürürlüye girdi. Tadil anlaşmasıdır.
1-Daha demokratik ve şeffaf Avrupa
2-daha etkin Avrupa
3-haklar ve değerler özgürlük birlik ve güvenlik avrupası
4-küresel düzeyde bir aktör olarak Avrupa
AB günümüze kadar 5 genişleme süreci yaşamıştır.
1.genişleme : Birleşik krallık,İrlanda,Danimarka
2.genişleme: Yunanistan (1 Ocak 1981de tam üye olmuştur.)
3.genişleme İspanya, Portekiz (1 Ocak 1986 tam üye olmuştur.)
2.ve 3.genişlemeler Akdeniz genişlemeleri olarak adlandırılmaktadır.
4.genişleme İsveç Finlandiya ve Avusturya (1 ocak 1995de tam üye olmuştur.)
5,genişlemede Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri (eski doğu bloku ülkeleri )
5. genişleme sürecine Aralık 1999 Helsinki Zirvesi kararları gereği Türkiyede katılmıştır.
AB’nin siyasi bütünleşme sürecini güçlendiren Antlaşma Lizbon Anlaşmasıdır.
AB’ne tam üyelik müzakerelerine başlamanın ön koşulu Kopenhag Siyasi kriterlerinin sağlanmasıdır.
Derinleşme, AB’nin yetkili olduğu konular kapsamına yeni konuların dahil edilmesi ve bu konuların giderek nitelikli çoğunlukla karar alma esasının hakim olmasıdır.
Genişleme ise, AB’ne yeni devletlerin üye olarak katılmasıdır.
AB aday ülkelere uyguladığı üyelik kriterleri
*Uluslar arası sistemin yapısal değişimi,
*AB’nin değişen koşulları ve katılma sürecine giren devletlerin farklı nitelikleri taşımasıdır.
Türkiye Avrupa Topluluğu ilişkilerini başlatan Ankara Antlaşmasıdır
Türkiye 14 Nisan 1987 yılında tam üyelik başvurusu yapmıştır
Roma Antlaşması: AKÇT’dan, Avrupa Topluluklarına geçiş 1957’ de
imzalanarak 1958 de yürürlüğe giren Roma Antlaşmaları ile gerçekleştirilmiştir
Maastricht Antlaşması: Avrupa topluluklarından AB’ne geçiş, 1993 yılında
yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması ile gerçekleşmiştir.
Lizbon Antlaşması: 2009 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu Antlaşma ile Avrupa Birliği ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu hukuken birbirinden ayrılmış ve Avrupa Topluluğu da Avrupa Birliği içinde eriyerek hukuki varlığını sona erdirmiştir.
Ankara Antlaşması AET ile Türkiye Cumhuriyeti arasında,
25 Haziranb1963’te Brüksel’de paraf edilmiş,
12 Eylül 1963’te Ankara’da imzalanmış /1 Aralık 1964’te yürürlüğe girmiştir.
Antlasmanın nihai hedefi Türkiye’nin topluluga tam üyeligidir.
Hazırlık döneminde Türkiye, Geçis ve Son dönemlerde kendisinin üzerine
düsecek yükümlülükleri üstlenebilmek için Toplulugun yardımıyla ekonomisini
güçlendirecektir. Bu dönem 5 yıl için öngörülmüştür
Geçis döneminde Türkiye’de yasanan Petrol krizi ile tırmanan ekonomik sorunlarla ortaya çıkmıs ve Türkiye Katma Protokol’ün malların serbest dolasımı ile ilgili getirdigi Geçis Dönemi yükümlülüklerini neredeyse hiç uygulayamamıstır.
AVİS: Üyelik başvurusunda bulunan bir devlet hakkında komisyonun hazırladığı rapordur.
Komisyon Türkiyenin tam üyelik başvurusu ile ilgili görüşünü (Avis) 18 Aralık 1989 da açıklamıştır.(Türkiyenin hukuken tam üye olma hakkı teyit edilmiştir.)
Türkiye’nin önüne” hazmetme kriteri” 2000’li yıllarda çıkartılmaya başlanmıştır
ÇERÇEVE TÜZÜK :Genel kullanımda katılım ortaklıgının mali konuları düzenleyen belgeye denir
KATILIM ORTAKLIGI BELGESİ: Aday ülkenin yerine getirmesi gereken siyasi, ekonomik ve mevzuat uyumu kosullarını saptayan İLKELER, ÖNCELİKLER VE ORTA VADELİ HEDEFLER BELGESİ”ne denir
2000’Ii yılların ortalarından itibaren Avrupa Birliği Komisyonu hazmetme kriterini Kopenhag Kriterleri kararlarına dayanarak ileri sürmeye başlamıştır
Türkiye’nin AB’nin Kopenhag Kriterleri çerçevesinde oluşturduğu katılım sürecine girmesi Helsinki Zirvesi sonrasında olmuştur
AB tarihinde, Birlik üyeliğinden çekilme ilk kez Lizbon Anlaşması ile gündeme gelmiştir
Helsinki Zirvesi’nin Türkiye açısından önemi
*Katılım çerçevesinin, araçlarının ve üyelik kriterlerinin Türkiye’ye de uygulanmasına imkân sağlamış
*Ankara Anlaşması’yla çizilen ve Ortaklık sürecini esas alan bir katılım anlayışından Türkiye’yi uzaklaştırmıştı
*Türkiye için Katılım Ortaklığı Belgesi ve Çerçeve Tüzük hazırlanmasının önünü açmış
*Türkiye’nin siyasi olarak üyeliğe hazırlanmasını hedef alan bir süreç Helsinki Zirvesi sonrasında başlatılmıştır.
AB vatandaşlığının kapsamı Amsterdam Antlaşması ile genişletilmiştir
Hazmetme Kriteri: Türkiye’nin üyeliğinin sadece Türkiye’nin gereken koşullan yerine getirmesine bağlı olmayacağını, Avrupa Birliği’nin kendine özgü şartlarının da dikkate alınması gerektiği hususudur
Ortaklık kapsamına giren konularda düzenleme yapma yetkisine sahip olan ortaklık organı Ortaklık Konseyi dir
Ankara Anlaşmasının temel hedefi anlaşmanın . Preambul kısmında yer alır
Ankara Anlaşması’na göre Türkiye’nin tam üyeliği için gerekli ön koşul Ekonomik, hukuki ve siyasi koşulları yerine getirmek koşuludur
Helsinki Zirvesi kararlarına göre tam üyeliğe aday ülke sayısı 13 DÜR
Ankara anlaşmasının hukuki niteliği Ortaklık anlaşması dır.
AKÇT’den Avrupa Topluluklarına geçiş Roma anlaşmasıyla olmuştur.
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri 6.ünite KISA NOTLAR
AET 1 Ocak 1958 tarihinde Roma Antlaşması ile kurulmuştur.
Serbest dolaşım AB hukukuna göre dört temel haktan oluşmaktadır. Bunlar;
1-Açık işlere başvuru hakkı
2-iş bulabilmek için topluluk içinde seyahat hakkı
3-işin yapıldığı ülkede oturma(ikamet) hakkı
4-işin sona ermesinden sonra veya emeklilik durumunda o ülkede oturma hakkıdır.
Serbest dolaşım hakkı 3 temel unsuru içermektedir.
1-İstihdam imkanı
2-İkamet hakkı
3-Eşit muamele
AB’de işçilerin serbest dolaşım hakkına ilişkin hükümleri, 15 Ekim 1968 tarih ve 1612/68 sayılı Konsey tüzüğü ayrıntılı olarak belirlemiştir
ABAD, 1989 yılında verdiği Gnoener davası ile her türlü dil şartının ayırımcı olmaması ve orantılı olmasına hükmetmiştir.
Daek Davası:ABAD’ın verdiği diğer önemli bir karar ise, işçilere objektif işçi statüleri sebebiyle veya ikamet haklarının doğası uyarınca verilen ve diğer üye devlet işçilerine genişletilmesinin bu işçilerin topluluk içinde dolaşımına imkan sağlayan bütün avantajlardan, göçmen işçilerin ve ailelerinin de yararlanma hakkı olduğuna 1997 yılında karar vermiştir.
Levin Davası : haftada sadece 20 saat çalışan ve ücreti bulunduğu üye devletin asgari ücret olarak belirlediği miktardan düşük olan bir oda hizmetçisinin işçi tanımına girdiğine ve dolayısıyla anlaşmanın 48.maddesinden yararlanması gerektiğine hükmetmiştir.
Bettray Davası : Hayatını kazanmak için çalışanların dışındakiler topluluk hukuku anlamında işçi değildir.
Asscher Davası : Tek sahip konumunda oldukları şirkette yönetici olan kişilerde AB hukuku anlamında işçi değildir.
Awoyemi Davası : AB hukuku kapsamında sadece AB vatandaşlarına birlik içinde serbestçe dolaşım hakkı vermiştir.
AB vatandaşlığı üye ülke vatandaşlarına
-Serbest dolaşım hakkı
-Yerel seçimlerde olduğu gibi Avrupa Parlamentosuna seçilme ve oy kullanma hakkı
-Kendi ülkesinin temsil edilmediği üçüncü ülkelerde bulunan diğer AB üyesi ülkenin temsilciliğinden yararlanma hakkı
-Avrupa Komisyonuna şikâyet hakkı, Avrupa Parlamentosu ve ombudsman’a dilekçe hakkını sağlar.
Türk işçilerinin serbest dolaşım hakkından yararlanabilmelerinin temel şartı,
1-İşçi statüsüdür.
2-işçinin ev sahibi ülke de düzenli iş gücü pazarına dahil olmasıdır.
Gemide çalışanların üye ülkenin düzenli iş gücü pazarına dahil olabilmesi için, geminin üye ülkenin bayrağını taşıması, iş ilişkisini üye devletin iç hukuk kurallarına tabi olması gerekir.
Meryem Demirel Kararı : AB Adalet Divanının Türk işçilerinin serbest dolaşımı ile ilgili aldığı ilk karardır.
Salih Sevince Kararı : Türk işçisinin ikamet izninin iptal edilmesi ile ilgili alınan karardır.
Kazım Kuş Kararı : AT üyesi bir ülkede yasal olarak 1 yıl çalışan türk işçinin aynı işveren yanında çalışma şartıyla çalışma izniyle birlikte oturma izni (ikamet) iznininde uzattırma hakkına sahip olduğunun doğrulandığı karardır.
Semra Sürül kararı : AB ülkelerinde yaşayan Türklere uygulanan ayrımcılığa son verilmesinin kararıdır.Bu kararla ilke kez muamele eşitliği ilkesi gündeme gelmiştir.
AB üyesi vatandaşlarına sağlanan hakların Türk vatandaşları içinde geçerli olduğu kabul edilmiştir. Bu haklar
1-Hastalık ve annelik sürelerine yönelik yardımlar
2-Sakatlık ve iş görmezliği kaldırmak için yapılan yardımlar
3-Yaşlılık devresinde yapılacak yardımlar
4-Dul ve yetimlere verilen sosyal yardımlar
5-İş kazaları ve meslek hastalıkları için yapılan yardımlar
6-Ölüm durumunda verilen yardımlar
7-İşsizlik durumunda yapılan yardımlar ve tanınan haklar
8-Değişik şartlarda sağlanan aile yardımları
STANDSTİL; Mevcut durumun daha kötüye götürülmemesi. (hakların “geriye doğru kötüleşmemesi ilkesi)
Divan ilk kez COSTA kararı ile mevcut haklara geriye doğru kısıtlama getirme yasağı getirmiştir.
Abdülnasir SAVAŞ: ABAD, Savaş Kararı’n da, Katma Protokolün doğrudan uygulanamayacağını savunanların savlarını geçersiz kılmıştır. Savaş Kararı’na göre Katma Protokol’ün 41/1 . Maddesi doğrudan geçerlidir ve ön koşulsuz uygulanmak zorundadır. Bu hüküm, ulusal yasaların üstünde olup, onlarla çatıştığında onları ikame etmektedir.
Eren ATABAY/Nad ŞAHİN Kararı: Eren ATABAY/Nadi ŞAHİN Kararı (21 Ekim 2003 tarih) ile Divan, daha önceki kararları hakların “geriye doğru kötüleşmemesi ilkesini” (standstill) bir defa daha onaylanmamıştır.
Veli TÜM/Mehmet DARI Kararı: İki Türk vatandaşının (Veli Tüm ve Mehmet Darı)Birleşik Krallık’a (İngiltere) sığınmacı olarak girdikten sonra Birleşik Krallık göçmen otoritelerine iş kurmak üzere yaptıkları başvuruların ilgili mercilerce reddedilmesi sonucunda açılan dava da (yerleşme hakkı) İdare mahkemesi, Tüm ve Darı’nın lehine karar vermiştir. İçişleri bakanlığının davayı temyize götürmesi üzerine konu Lordlar Kamarası’na taşınmıştır.
Mehmet SOYSAL/İbrahim SAVATLI/Cengiz SALKIM Kararı: ABAD 19 Şubat 2009 tarihinde “Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulaması davası” olarak bilinen Soysal,Salkım ve Savatlı davasına ilişkin verilen karardır.
Münih İdare Mahkemesi’nin 10 Şubat 2011 Tarihli Kararı: Dört Türk vatandaşı 29 Eylül 2009 tarihinde Amerika’dan Münih bağlantılı uçakla İstanbul’a uçmak istemiş, ancak uçakları Amerika’dan gecikmeli kalktığı için Münih’ten İstanbul’a kalkan Lufthansa havayolları uçağına yetişememişlerdir. Türk vatandaşlarının ertesi günkü uçakla İstanbul’a uçmak için havaalanında otelde gecelemek istemeleri üzerine dört Türk vatandaşına vizeleri olmadığı gerekçesiyle havaalanından dışarı çıkış için izin verilmemiştir. Bunun üzerine açılan dava sonucunda Münih İdari Mahkemesi 10 Şubat 2011 tarihinde turistik gezi amacıyla Almanya’ya gelen Türk’lerin vizeden muaf olduğunu onaylamıştır.
Cahit YILMAZ Hakkında 14 Mart 2012 Tarihli Hollanda Danıştay Kararı: Cahit YILMAZ adlı Türk vatandaşı, 3 Kasım 2009 tarihinde Hollanda’nın Schiphol Havalimanı’na vizesiz giriş yapmasının engellenmesi üzerine AB’ye hizmet sunumu amacıyla gelen Türk vatandaşlarından vize istenemeyeceği gerekçesiyle konuyu Hollanda Mahkemesine taşımıştır Hollanda bu karar kapsamında Türk hizmet vericiler, Türkiye’deki işletme sahipleri ve bu işletmelerde çalışanlar için vize muafiyetini yürürlüğe koyan ilk AB üyesi ülke olmuştur.
Alman Federal Yüksek İdare Mahkemesinin 21 Nisan 2012 Tarihli Kararı: 2000 yılında Berlin’de yaşayan bir Türk’le evlenen bir Türk kadını, aile birleşimi hakkından yararlanarak Almanya’ya gelmiş, başta sınırlı süreli oturma izni almış, bir süre sonra da kocasından boşanan kadın 2004 yılında haftada 5,5 saatlik bir iş bularak çalışmaya başlamış ve oturma izninin uzatılmasını istemiştir. Berlin Yabancılar Dairesi, geçimini devlet yardımıyla sağladığı gerekçesiyle oturma izni başvurusunu reddetmiştir.
SCHENGEN VİZESİ VE TÜRK VATANDAŞLARININ SERBEST DOLAŞIMINA GETİRİLEN HUKUK DIŞI VİZE ENGELİ
Schengen Vizesi: 14 Haziran 1985 tarihinde Lüksemburg’un Shengen Kasabasında Fransa, Batı Almanya ve Benelüks ülkeleri arasında imzalanmıştır.
Amacı taraf ülkeler arasında tüm kara, hava, deniz alanlarındaki sınır denetimlerini kaldırmak, sığınma ve vize politikalarına ortak bir yaklaşım yoluyla üye devletlerin dış sınırlarındaki vize denetimlerinin koordinasyonunu sağlamaktır.
19 Haziran 1990 da imzalanan Shengen Anlaşmasını Uygulama Konvensiyonu ile anlaşma uygulamaya konulmuştur.
İkinci Anlaşma (Shengel 2) 26 Mart 1995’te yürürlüğe girmiş ve Portekiz ile İspanya’da anlaşmaya katılmışlardır.
Norveç, İzlanda, AB’ye üye olmamakla birlikte Anlaşma’ya taraftır.
İsveç, Finlandiya, Danimarka, İzlanda ve Norveç arasında NORDİK PASAPORT BİRLİĞİ vardır.
SHENGEN DÜZENLEMELERİNE TARAF 26 ÜLKE 2012 İTİBARİ İLE ŞUNLARDIR
Almanya ,Avusturya, Belçika, Danimarka, İsviçre, Letonya, Litvanya, Estonya, Slovakya, Slovenya, ÇekCumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İtalya, İzlanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Yunanistan, Malta ve Lihtenştayn’dır.
Türkiye’ye ilk vize uygulayan Topluluk ülkesi Yunanistan’dır. Bu ülke AB’ye üye olmadan önce 24 Nisan 1965 tarihinde Türk vatandaşlarına vize uygulamaya başlamıştır.
Topluluk üye ülkelerinden Almanya ve Fransa 5 Ekim 1980 /
Benelüx ülkeleri 1 Kasım 1980 / Danimarka 1 Mayıs 1982 / İngiltere 22 Haziran 1989 İrlanda 10 Aralık 1989 / İtalya 3 Eylül 1990 / Portekiz 24 Haziran 1991,
İspanya ise 1Ekim 1991 tarihinden sonra vize talep etmeye başlamıştır.
Prof.Dr.Wolfgang VOEGELİ, Vizesiz Avrupa Raporu’nda Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin hukuksuzluğu ortaya koymuştur.
-Türkler için Vizesiz Avrupa Düşüncesi ABAD’ın 11 Mayıs 2000 tarihli Abdülnasır SAVAŞ Kararı ile gündeme gelmiştir.
İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından 26 Nisan 2012 tarihinde İstanbul’da düzenlenen seminerde AB Uluslararası Göç, Mülteciler ve Ceza Hukuku Daimi Komitesi Başkanı Prof.Dr.Kees GROENENDİJK Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin AB Hukukuna aykırı olduğunu açıklamıştır.
AB’de işçilerin serbest dolaşım hakkına ilişkin hükümleri ayrıntılı şekilde düzenleyen Konsey tüzüğü 1612/68 sayılı Konsey Tüzüğüdür
2/76 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’mn temel ilkeleri
*Birinci kademe 4 yıl olarak belirlenmiş ve 1 Aralık 1980 tarihinde sona ermiştir.
*İşçilerin aile ve çocukları, bulundukları Topluluk ülkesindeki bölgesel eğitim imkânlarından yararlanabileceklerdir.
*Topluluk içinde 3 yıldır çalışan işçiler, üye devletler işçilerinin öncelikli hakları saklı kalmak şartıyla, aynı meslek faaliyet kolu ile bölgede kayıtlı ve normal şartlarla yapılan işlere girebileceklerdir.
*Topluluk içinde 5 yıldır çalışan işçiler, o ülkedeki tam ücretli işlere serbestçe başvurabileceklerdir
AB’de işçilerin serbest dolaşım hakkına ilişkin hükümleri ayrıntılı olarak düzenleyen 1612/68 sayılı Konsey Tüzüğü 15 Ekim 1968 de çıkarılmıştır
Divan ilk kez Semra SÜRÜL kararı ile AB ülkelerinde yaşayan Türklere uygulanan ayrımcılığa son verilmesini kararlaştırmıştır
Avrupa Toplulukları Kurucu Anlaşmasının doğrudan uygulanabilirliğini ve AB hukukunun ulusal hukuka üstünlüğünü uygulamaya koyan ilk karar VAN GEND kararıdır
Serbest dolaşım ilk olarak Göçmen işçiler ve ailelerine Avrupa iş gücü piyasalarına erişimi sağlamak amacıyla uygulamaya koyulmuştur
serbest dolaşım hakları
Topluluk içinde serbestçe yer değiştirme
İşin bitiminden sonra ülkede ikamet etmeye devam etme
İşin yapılabilmesi için ülkede kalma
Açık işlere başvurma
Malların, sermayenin, hizmetlerin ve kişilerin serbest dolaşımının mevcut olduğu Avrupa Tek Pazarı’nın temel unsuru AB ülkelerinde ikamet ve çalışma hakkıdır
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri 7.ünite KISA NOTLAR
AB bütünleşme süreci 3 temel dalga üzerinden yürütülmektedir.
1-genişleme
2-derinleşme
3-yaygınlaşma
AB ‘ ye üye ülke sayısı 27 dir. En son Hırvatistanın katılmasıyla 28 olmuştur.
Katılım müzakerelerinin yürütüldüğü aday ülkeler
İzlanda , Karadağ , Türkiye
Müzakerelere henüz başlamayan ülkeler
Makedonya, Sırbistan
Potansiyel adaylar
Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova
Birliğin ilk genişlemesi :1973
AET’yi kuran Roma Ant. 237,maddesi Her Avrupa devleti topluluğa üye olmak için başvuruda bulunabilir
AB ye yeni üyelerin katılmasıyla ilgili ilk yasal değişiklik 7 Şubat 1992 de imzalanan Avrupa Birliği ant. (MAASTRİCH ANT.) yapılmıştır.
Üyeliğin gerçekleşmesi için tüm adayların uymakla yükümlü olduğu kriterler KOPENHAG kriterleri
Siyasi kriterler
Ekonomik kriterler
Mevzuat yada müktesebat uyumu kriterleri
Bir ülkeye adaylık statüsünün verilebilmesi için ülkenin siyasi kriterleri karşılaması, ekonomik kriterler ile mevzuat uyumu konusunda ise gelişme göstermesi beklenir
Müzakerelerin başlamasından önceki son aşama Müzakere Çerçeve Belgesinin hazırlanmasıdır. Müzakereler konsey bünyesindeki Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) ile aday ülkenin belirleyeceği müzakere heyeti arasında yürütülür.
COREPER : AB üyesi ülkelerin AB nezdindeki daimi temsilcilerinden (büyükelçilerinden ) oluşur. AB bakanlar konseyinin gündeminde yer alan konuların hazırlanmasına yardımcı olur.
AB nin genişleme stratejisi 3 temel ilkeye dayanmaktadır.
Konsolidasyon (AB nin genişlemeye ilişkin taahhütlerinin pekiştirilmesi)
Koşulluluk ( birlik benimsediği kriterlerin aday ülkeler tarafından yerine
getirilmesini talep etmekte titiz davranmalı ve ilerlemeyi
ödüllendirmede de adil olmalıdır.)
İletişim ( genişleme politikasının sürdürülebilmesi için geniş halk desteği
sağlamak elzemdir.)
birlik aday ülkeleri üyeliğe hazırlarken kullandığı enstrümanlar
Genişleme strateji belgeleri (ilerleme raporuyla birlikte ekim yada kasımda
Açıklanır. Komisyonun birliğin genişlemesi hakkındaki yıllık
dönemi kapsayan görüş ve düşünceleridir )
Müzakere çerçeve belgesi,
Katılım ortaklığı belgeleri,
İlerleme raporları (her yıl ekim yada kasım ayında açıklanır)
Ulusal programlar
1994 yılında Essende yapılan toplantıda AB konseyi tam üyelik için baş vuruda bulunan Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin katılım öncesi hazırlık stratejilerini belirlemeye başlamıştır. Bu stratejinin 3 temel unsuru vardır
1-Avrupa antlaşmalarının uyarlanması
2-Finansal yardım programı olan PHARE programı
3-Üye ve aday ülkelerin ortak çıkar ve meselelerini tartışacağı yapısal diyalog platformunun tesis edilmesi
PHARE PROGRAMI : 1989 da oluşturulmuştur. Aday olmak isteyen Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinde komünist rejimlerin yıkılmasının ardından bu ülkelerin ekonomilerini yeniden yapılandırma çabalarını desteklemek amacıyla oluşturulmuştur.
AB nin tüm adaylar için uygulamaya karar verdiği katılım öncesi strateji başlıkları
AN antlaşmaları
Katılım ortaklığı belgeleri
Ulusal Programlar
Katılım öncesi finansal yardımlar (PHARE-ISPA-SAPARD)
Aday ülkelerin üyeliğe giden yolda katılım öncesi stratejilerden en önemlisi KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ dir. (KOB ) KOB üyeliğe giden süreçte ülkelerin ne yapması gerektiğini gösteren yol haritasıdır.
Türkiye için Katılım Ortaklığı belgesi 4 Aralık 2000 trh onaylanan ve 8 Mart 2001 de yayınlanmıştır.
Türkiye için 2012 yılına kadar 4 KOB hazırlanmıştır.
ULUSAL PROGRAM : Aday ülkelerin KOB a karşılık olmak üzere hazırladıkları adaylık sürecinde kısa ve orta vadede gerçekleştirecekleri tüm çalışmaları detaylı bir takvim ve mali kaynaklarla ortaya koyan programdır.
Türkiye için ilk ulusal program 19 Mart 2001 de açıklanmıştır.
2,ulusal program 24 Temmuz 2003 de açıklanmıştır.
3,ulusal program 2008 de açıklanmıştır.
İLERLEME RAPORLARI :
Daha Güçlü ve Geniş Avrupa Gündem 2000 raporu : 3 bölümden oluşur
1-AB yi 21.yy taşıyacak nitelikte geliştirilmesinin gerekliliği
2-genişlemenin beraberinde getireceği zorluklar
3-genişleme ile ilgili öncelik ve hedefler
Bu raporun genişleme açısından getirdiği en önemli yenilik aday ülkelerin müzakere süreci tamamlanıncaya kadar Kopenhag Kriterlerine ne ölçüde karşıladığını tespit etmek amacıyla komisyonun ilerleme raporları yayınlamaya başlamasıdır.
1998 yılından günümüze kadar 2012 dahil Türkiyeye ilişkin 15 adet ilerleme raporu yayınlanmıştır
Komisyon her yıl düzenli olarak yayınladığı İlerleme raporlarında Kopenhag Kriterlerini temel almaktadır.
Üyelik müzakereleri aday ülkenin belirleyeceği müzakere heyeti ile konsey bünyesindeki Coreper aracılığı ile yürütür.
Türkiye ile yürütülen üyelik müzakereleri toplam 35 müzakere başlığı altında yürütülmektedir.
1998-99 ilerleme raporu: politik durum istikrarsız-Recep TAYYİP Erdoğanın ceza alması eleştirilmekte-DGM nin yapısı işleyişi eleştirilmekte-kadın erkek ayrımcılığı kaldırılsın-ölüm cezası kaldırılsın-ifade özgürlüğü-enflasyon sorun olara görülmekte-
2004 ilerleme raporu: Türkiye ile ilgili açıklanan 7.rapordur.Türkiyenin müzakerelere başlanabileceği sonucuna varılmıştır. Yargının bağımsızlığı ve etkinliği güçlendirilmiştir şeklinde olumlu bir yorum olmuştur. Doğrudan yabancı sermaye akışını kolaylaştırmada ve özelleştirmenin yasal çerçevesini geliştirmede önemli adımlar atılmıştır. Gayrimüslim dinî topluluklar tüzel kişilik, mülkiyet hakları, din adamlarının eğitimi, okullar ve iç yönetimle ilgili zorluklarla karşılaşmaya devam etmektedir. Ekonomik istikrar ve tahmin edilebilirlik 2001 ekonomik krizinden itibaren önemli ölçüde düzeltilmiştir.
2011 İlerleme Raporu’nda Ergenekon soruşturması darbe planları yargı alanında bazı ilerlemeler kaydedildiği vurgulanmış, basın özgürlüğü,ifade özgürlüğü,hukukun üstünlüğüne yer verilmiştir.seçim barajına ilişkin durumun (%10)Türkiye için sorun olacağı belirtilmiştir.
2012 İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye yönelik olumlu eleştiriler
Yakın geçmişi araştırmak için komisyonlar kurulması
Kamu görevlileri için toplu sözleşme hakkı
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi
Ombudsman kurumuna yönelik yapılan düzenlemeler
2012 İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye yönelik getirilen olumsuz eleştiri Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından daha fazla çabanın gerekli olduğudur
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri 8.ünite KISA NOTLAR
Ortak üyelik : AB ye tam üyelik statüsünün dışında AB ile ortak üye ülke arasında ileri ekonomik ve siyasi bütünleşmenin sağladığı statüdür.
Ankara anlaşması:
Türkiye ile AET arasından ortaklık yaratan anlaşmadır.
1 Aralık 1964 de yürürlüğe girdi .3 dönemden oluşur
HAZIRLIK DÖNEMİ : Geçici protokol ile düzenlenmiştir. 1 Aralık 1964 de başlayıp/ 31 Aralık 1972 de sona ermiştir.Türkiye ekonomisinin Gümrük birliğine hazırlanması öngörülmüştür.türk ihraç ürünlerine tek taraflı ticari ayrıcalıklar tanınmıştır.
GEÇİŞ DÖNEMİ : Katma protokol ile düzenlenmiştir. 1 Ocak 1973 de başlayıp 31Aralık 1995 de sona ermiştir.Tarafların gümrük birliği yükümlülüklerini üstelenecekleri dönemdir.bu dönemde birkaç istisnai mal dışında Türk ihraç ürünlerine uyguladığı tarifeleri ve önlemleri kaldırmıştır.geçiş döneminde (14 nisan 1987) Türkiyenin AB ye tam üyelik başvurusunda bulunmasıdır.
SON DÖNEM ise : 1/95 ve 2/95 sayılı ortaklık konsey kararları ile düzenlenmiştir.1 Ocak 1996 tarihinde başlamıştır.Türkiyenin bu dönemdeki beklentisi AB nin orta ve doğu Avrupa ülkeleri ile başlattığı 5.genişleme sürecine katılmaktır.
AB 5.genişleme sürecini başlatma kararını Aralık 1997 de Lüksemburg zirve toplantısında açıklamıştır. Bu toplantıdan 2 yıl sonra Aralık 1999 da Helsinki zirve toplantısında Türkiyenin tam üye aday ülkelerle eşit statüye sahip tam bir üye adayı olduğu kararı alınmıştır.
Türkiyenin tam üyelik müzakereleri 3 Ekim 2005 de başlamıştır.8Hırvazisatn ile de aynı tarihte üyelik müzakereleri başlamıştır.)
Aralık 2004 Brüksel zirve toplantısı kararları
-tam üyelik müzakereleri ucu açık müzakereler olarak tanımlanmıştır
-AB türkiyedeki reform sürecini memnuniyetle karşılamakta
-komşu ülkelerle anlaşmazlıklar uluslar arası divanda çözüm aranacaktır
Müzakerelerde müzakereye açılan ilk başlık Bilim ve Araştırmadır. Bu başlık 12 Haziran 2006 da başlamış aynı gün geçici olarak kapatılmıştır.
AB nim 3 farklı sınırlaması vardır.
1-MAASTRİCH kriterleri : Ekonomik ve Parasal birliğin (EPB) 3.ve son aşamasına geçiş için üye ülkelerin sağlaması gereken kriterlerdir.
2-EPB e katılan ülkelerin uyması gereken kriterlerdir.
3-üye ülkelerin para ve maliye otoriteleri yıllık genel ekonomi politikası ilkeleri toplantılarında bir araya gelerek uzun dönem planları yapmak ve fikir alış verişinde bulunmak
Para birliğinin sağlıklı işlemesi için gerekli bileşenler
-üye ülkeler arasında para politikalarının uyumlaştırılması
- üye ülkeler arasında döviz rezervlerinin ortak bir havuzda toplanması
- tek bir merkez bankası ve ya parasal otoritenin oluşturulması
Optimum para alaları : Mundel 1961-Mckinnon 193 ve Kenen 1969 tarafından geliştirilmiştir.
Bretton Woods Sistemi : 2.dünya savaşı sonrasından oluşturulan özünde AB dolarına bağlı sabit kur sistemi olan fakat gerektiğinde küçük kur ayarlamalarına izin veren para sistemidir.
Ekonomik Parasal Birliğinin esas ve aşamalarını içeren WERNER RAPORU (1971)
Bu raporda EPB nin oluşumu için gerekli koşullar
-Malların hizmetlerin kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımının sağlanması
-tek bir para biriminin yaratılması
-ekonomi politikasının AB düzeyinden yürütülmesi
EPB gerçekleşememiş yerine Avrupa Para Sistemi (APS) gelmiştir.
EPB nin kriterleri
Fiyat istikrarı
Bütçe açığı
Kamu borcu
Faiz oranları
Döviz kuru istikrarı
EPB nin
ilk aşaması 1 Temmuz 1990 da başlayıp 31 Aralık 1993 de sona erdi.
2.aşaması 1 Ocak 1994 de başlayıp 31 Aralık 1998 de sona erdi
3,aşama 1 Ocak 1999 de başlamış 1 Ocak 2002 de sona ermiştir.
2012 yılı itibariyle 27 AB ülkesi Euro bölgesindedir.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) göre Euro geleceğine ilişkin senaryolar
1-Euro bölgesinin yapısal problemleri çözememesi ve dağılmasıdır
2-Euro bölgesinin yeniden yapılanmasıdır
3-Eoru bölgesinin yeniden şekillenmesi
LİZBON ANLAŞMASI :1 Aralık 2009 da yürürlüye girdi. Tadil anlaşmasıdır.
1-Daha demokratik ve şeffaf Avrupa
2-daha etkin Avrupa
3-haklar ve değerler özgürlük birlik ve güvenlik avrupası
4-küresel düzeyde bir aktör olarak Avrupa
AB günümüze kadar 5 genişleme süreci yaşamıştır.
1.genişleme : Birleşik krallık,İrlanda,Danimarka
2.genişleme: Yunanistan (1 Ocak 1981de tam üye olmuştur.)
3.genişleme İspanya, Portekiz (1 Ocak 1986 tam üye olmuştur.)
2.ve 3.genişlemeler Akdeniz genişlemeleri olarak adlandırılmaktadır.
4.genişleme İsveç Finlandiya ve Avusturya (1 ocak 1995de tam üye olmuştur.)
5,genişlemede Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri (eski doğu bloku ülkeleri )
5. genişleme sürecine Aralık 1999 Helsinki Zirvesi kararları gereği Türkiyede katılmıştır.
AB’nin siyasi bütünleşme sürecini güçlendiren Antlaşma Lizbon Anlaşmasıdır.
AB’ne tam üyelik müzakerelerine başlamanın ön koşulu Kopenhag Siyasi kriterlerinin sağlanmasıdır.