AÖF DERS NOTLARINA HOŞ GELDİN!

Ders notlarına erişmek için lütfen ücretsiz kayıt olunuz.

Ücretsiz Kayıt ol!
Moderator
Mesajlar
419
Tepkime puanı
28
Puanları
18
8.ÜNİTE DERS ÖZETİ

Pandomim çalışmaları uygulanırken, çocukların gözlemlerinden ve
yaşadıkları tecrübelerden yararlanılmalı ve bu tecrübeler göz önünde
bulundurulmalıdır.

Örneğin, deniz görmemiş bir çocuğa, sandala binme ve kürek çekme taklidi yaptırılamayacağı gibi, hiç kar görmemiş bir çocuğa da karda yürüme ya da kardan adam yapma taklidi yaptırılmamalıdır.

PANDOMİMDE LİDER
Pandomimi uygularken öğretmen;
• Çocukların gözlemlerinden, deneyimlerinden yola çıkmalıdır.
• Basit hareket, durum ve olaylarla başlamalıdır.
• Gerektiğinde ipucu verse de, kendi hareketleriyle örnek vererek etkinliği taklide dönüştürmemelidir.
• Yönergeleri basitten zora doğru aşamalandırarak sıralamalıdır
(Örneğin, öğretmen, çocuklardan ormanda zıplayan bir tavşanı;
ormanda zıplayan yorgun bir tavşanı; ormanda zıplayan yorgun ve
üzgün bir tavşanı, aşamalı olarak canlandırmalarını isteyebilir.).
• Pandomimi daha heyecanlı hâle getirmek için kostüm, aksesuar, maske
gibi araçlar, fonda uygun müzik kullanabilir.

• Kullanılacak araçların seçiminde çocukların inisiyatifine başvurmalıdır.
PANDOMİMİN SÜRESİ
Pandomimin uygulanma süresi ve sıklığı çocukların yaşlarına bağlıdır. Okul
öncesi dönemde 10-15 dakikalık çalışmalar öğrenciler için uygun
olacaktır

PANDOMİMİN SÜRESİ
Pandomimin uygulanma süresi ve sıklığı çocukların yaşlarına bağlıdır. Okul
öncesi dönemde 10-15 dakikalık çalışmalar öğrenciler için uygun
olacaktır(Woolland, 1993).

Pandomim bir eğitim aracı olarak diğer etkinliklerle bağlantılı olarak derslerde kullanılabilir. Böylece öğrencilere yaratıcı deneyimler kazandırılacaktır(Heining ve Stillwell, 1981)

PANDOMİMDE GRUBUN BÜYÜKLÜĞÜ
Pandomim bireysel dikkati gerektirdiğinden her çocuğun katılım şansının olmasına özen gösterilmelidir. Bu, her yaş için geçerlidir.
Bu açıdan bakıldığında en fazla 15-20 kişilik öğrenci sayısıyla yapılmalıdır. Eğer öğrenci sayısı daha fazla ise grup bölünebilir.

PANDOMİMDE OYUN ALANI
Çocuklar için yaratıcı drama etkinliklerine yönelik özel bir oda veya sınıf
ayrılması çok önemlidir.

Pandomim Çalışması Yapılabilecek Konular
Duyularla ilgili olarak;
Tatma:
• Çok lezzetli bir çikolata parçası yemek
• Ekşi bir üzüm yemek
Koku alma:
• Bahçede yakılan odun ateşinin kokusu
• Kozmetik dükkânında parfüm kokusu
• Lokantadan geçerken döner kokusu
İşitme:
• Balon patlamasını duyma
• Bir hışırtıyı duyup ne olduğuna karar verme
• Uzaktan gelen satıcının sesine kulak verme
Görme:
• Karanlık dolapta giysi arama

• Çamaşır sepetinden çorap arama
• Kaybolan iğneyi arama
Dokunma:
• Buz parçasına dokunmak
• Tarağın dişlerine dokunmak
• Peluşa dokunmak



9. ÜNİTE

ROL OYNAMA ETKİNLİĞİ


Rol Oynama Nedir? Çocukların oyun oynama isteğinden faydalanarak öğrenmeyi sağlamak için kullanılabilecek en iyi yol rol oynamadır. Burada çıkış noktası, oyun oynamadır. Çünkü oyun oynama, çocukların öğrenme kaynakları ve yaşam biçimleridir.

Rol oynama, değişik amaçlarla kullanılabilir. Bunların en önemlileri aşağıdaki gibi sınırlanabilir:

• Tutum ve kavram geliştirme

• Tutum ve kavramları gösterme

• Sosyal durumları derinlemesine anlama

• Toplumsal problemleri çözme

• Problemlerle ilgili denenceleri test etme

• Liderlik ve diğer sosyal becerileri uygulama

Öğretim yöntemi olarak kullanılan rol oynama çalışmalarında, öğrencilerin yaratıcılıklarını ortaya koymalarını sağlayan eğlenceli bir ortam oluşur. Fakat bazen aktiviteler öğretmen tarafından tanıtılabilir; roller, öğretmen tarafından tanımlanabilir, rollerin dağıtımının öğretmen tarafından yapıldığı görülebilir. Bu hâliyle rol oynama öğretim yöntemleri, daha çok öğretmen yönetimindedir. Öğrenciler, rollerin ortaya konulması basamağına kadar pasif kalmakta, rolleri ortaya koyarken ise öğretmenin istediği rolü oynamaya çalışmaktadır. Dolayısıyla bazı rol oynama aktivitelerinde öğrenciler, öğretmenin direktiflerine uymak zorunda kaldıkları için sıkılmakta, aktiviteye katılmak istememektedir.

Rol Oynama Yöntemi ve Teknikleri

Rol oynama yöntemi; düşünce, durum, problem ya da bir olayın bir grup veya gruptan seçilen üyelerce dramatize edilmesine dayanan bir öğretim yöntemi olarak tanımlanmaktadır. Rol oynama, ön hazırlık ve temel özellikler açısından informal drama ile formal drama arasında yer alır. Rol oynamada öğrenciler, informal dramada olduğu gibi, verilen rolü kendi yorumlarıyla istedikleri gibi oynarlar. Ancak formal dramaya göre öğretmen tarafından planlı bir biçimde düzenlenirler

Öğrenciler bu öğretim yöntemi sayesinde başkalarının kimliğine bürünerek, onların nasıl hissettiğini, neler düşündüğünü ve hangi etkinlikte bulunduğunu yaşama fırsatı bulurlar. Rol oynama, değişik amaçlarla kullanılabilir. Bunların en önemlileri aşağıdaki gibi sınırlanabilir:

• Tutum ve kavram geliştirme

• Tutum ve kavramları gösterme

• Sosyal durumları derinlemesine anlama

• Toplumsal problemleri çözme

• Problemlerle ilgili denenceleri test etme

• Liderlik ve diğer sosyal becerileri uygulama (Erden, 1996, s.141). Öğretimde önemli bir fonksiyon üstlenen rol oynama yöntemi, uygulamada birbirinden farklılık gösteren belli türlere ayrılmaktadır



Sözsüz rol oyunu

Duygu, düşünce, olay veya olguların konuşmadan, jest ve mimik hareketleriyle anlatılmasıdır. Pandomim olarak da adlandırılır. Çocuklar genelde bedenlerinin bazı bölümlerini ya da tümünü kullanmaktan hoşlanırlar. Pandomim; gözlem, dikkat yoğunlaştırma ve bedensel becerilerin gücüne dayanan bir ifade biçimidir. Okul öncesinde uygulanabildiği gibi ilköğretimin ilk ve ikinci kademesinde de uygulanabilecek bir yöntemdir.

Parmak oyunu

Oldukça basit bir rol oynama yöntemidir. Kimi şiir ve öykücüklerin parmak hareketleriyle canlandırılması şeklinde kendini gösterir. Sınıfta parmak oyunu yönteminin uygulanmasında öğretmen, metni öncede yorumlar ve metinde geçen duruma uygun olarak yapılacak hareketleri parmaklarla gösterir ve çocuklardan da yapmalarını ister.

Modellerle rol oyunu

Modellerle rol oynama, bir konu ya da durumun kukla vb. çeşitli modellerden yararlanarak oyunlaştırılması eylemidir. Sınıfın uygun olan bir köşesine bir masa yerleştirilerek üzerine konulan basit bir perde, oyunun modellerle canlandırılmasının ilk şartıdır. Oyunu sunacak olan öğrenciler, hazırlanan perdenin arkasına geçer ve ilgili figürleri oynatarak konuyu ya da durumu seslendirip canlandırırlar. Oyunun etkili olabilmesi, figürleri oynatan öğrencilerin verdikleri seslerin, figürlerin sembolize ettiği karakterlerin özelliklerine göre uyarlamalarıyla mümkündür.

Bağımsız rol oyunu

Bir grup öğrenci yazılı bir metin olmaksızın hayal güçlerine dayanarak bir olayı, olgu ya da durumu oyunlaştırır. Bu yöntem “yaratıcı drama” diye bilinmektedir. Bağımsız rol oyununda konuşmalar ezberlenmez ve hareketler belli kalıplara dökülmez; aynı olgu, olay ya da durum başka bir grup tarafından canlandırıldığında konuşma ve hareketler de değişir.

Bağımlı rol oyunu

Bağımsız rol oynamada yazılı bir metin yokken, bağımlı rol oynama yazılı bir metinle birlikte olay, olgu ve durumların oyunlaştırılmasıdır. Burada öğrencilerin konuşma ve hareketleri hâkimdir. Bu yöntem, diğer rol oynama yöntemlerine göre daha planlı ve zaman alıcıdır.

Rol Oynama Etkinliğinin Faydaları ve Sınırlılıkları

Rol oynama, öğrencilerin derse her yönüyle aktif katılımını, zor olarak düşündükleri soyut ve karmaşık kavramları eğlenceli bir ortamda daha kolay öğrenmelerini sağlar. Soyut kavramlar somutlaştırılarak kavramlar hakkında imaj oluşturulur. Soyut kavramların somutlaştırılması öğrencilerin kavramları daha iyi öğrenmelerini ve hatırlamalarını sağlar.

Bireylere birbirlerini dinleme, konuşma sırasını bekleme, arkadaşının sözünü kesmeme gibi iletişim becerileri kazandırır. Bireyler başkalarının bakış açısıyla olaylara bakabilir, olayları anlar ve çevresinde algıladıklarını anlamlandırır. Rol oynamayla sadece liderin belirlediği problem durumunun çözümü değil aynı zamanda öğrencinin sosyal ve kültürel alandaki durumları algılayabilmesi, insan ilişkilerini kavrayabilmesi de amaçlanır(Kara, 2010). Rol oynama etkinliklerinde;

• Çocuk başka kişilerin rolüne girerek dünyayı o kişilerin perspektifinden (görüş açısından) değerlendirir, böylece çevresindeki olayları ve ilişkileri daha iyi anlar.

• Gözlem yapma yeteneği gelişir.

• Akıl yürütme ve problem çözme yeteneği gelişir ve böylece yeni durumlara uyum sağlaması kolaylaşır.

• Sözel ve beden dilini etkili şekilde kullanır.

• Yaratıcılığını geliştirmek için ortam bulur.

• Grup çalışmalarında sosyal becerileri gelişir(Arıkan,2013). Rol oynama yönteminin de diğer dramatik etkinlikler gibi çeşitli sınırlılıkları bulunmaktadır.



10. ünite

ROL OYNAMA ETKİNLİKLERİNİ PLANLAMA


Rol oynama tekniğinde ilk önce hedef grubun özellikleri belirlenmeli, grubun özelliklerine göre hedef ve kazanımlar tespit edilmeli ve bu hedefler doğrultusunda rol oynama etkinlikleri planlanmalıdır. Örneğin hedef grup okul öncesi düzey ise grubun bilişsel, duyuşsal, psikomotor ve fiziksel özellikleri etkinliklerin belirlenmesinde temel alınmalıdır.

Bir etkinliğin de sadece tek bir kazanım içermemesi eğitsel açıdan uygun olacaktır. Seçilen etkinlikler öğrenci seviyesine uygun, eğitsel açıdan sakıncası olmayan, çocuğun çok yönlü gelişimine imkân veren, sınıf ortamında uygulanabilecek özellikte olmalıdır. Etkinlikler seçildikten sonra rol oynama aşamaları etkili bir şekilde planlanmalıdır. Bu planlamalar yapılırken bazı noktalara dikkat edilmelidir:

• Canlandırılacak durum veya olayın seçiminde öğrencilere de söz hakkı verilmelidir.

• Sınıf, oyun için düzenlenmelidir.

• Oyuna öğrenciler arasından özellikle gönüllü olanlar seçilmeli, rol almak istemeyenler zorlanmamalıdır.

• Rol alan öğrenciler cesaretlendirilmelidir.

• Öğrencilere roller hakkında gerekli bilgiler oyun öncesinde verilmelidir.

Öğretim ve Hazırlık

1-Çalışma grubunu ısındırma -Hedefleri belirleme -Rol oynamayı açıklama

2-Katılımcı öğrencilerin belirlenmesi -Rollerin özelliklerini belirleme -Rol yapacak öğrencileri seçme

3- Rol için sınıfı düzenleme -Güvenli ve rahat bir sınıf ortamı oluşturma -Gerekliyse rol için sınıfı düzenleme

4-İzleyicileri motive etme -Öğrencileri hedeften haberdar etme -Öğrencilerin gözlem yaparken dikkat etmeleri gereken noktaları açıklama

Rol Oynama

1-Rol yapma -Etkinlikte planlanan rolleri canlandırma -Gerekliyse rolleri değiştirme -Rol oynamaya devam etme -Rol oynamayı sonlandırma

Değerlendirme

1-Tartışma ve Değerlendirme -Süreci gözden geçirme -Konuyu tartışma ve eklemeler yapma 2-Tekrarlama -Rollerin geliştirilmesi ve eklemeler yapılması -Genellemeler yapılması -Hedeflere ulaşma düzeyinin kontrol edilmesi.

Çocuklar gelecekte sahip olmak istedikleri özellikleri arkadaşlarına söylerler. Dersin sonunda yaptıkları reklamın resmini çizerler. Dersin sonunda çocukların rahatlamasını sağlamak amacıyla hep birlikte şarkılar söylenir. Öğretmen rol oynama etkinliğini uygularken aşağıda verilen noktalara dikkat etmelidir (Van Ments, 1989):

• Rol oynama öncesi ve sonrasında kaygı ve gerginliği azaltıcı önlemler alınmalıdır.

• Çocukların gözlem yapma becerilerini geliştirici bir sınıf ortamı oluşturulmalıdır.

• Çocukların kendi performanslarını gözlemleyebilmeleri için fırsat tanınmalıdır.

• Hedef davranışlar ve rol oynama etkinliği sonuçları ilişkilendirilmelidir.

• Etkinlik bir süreç olarak düşünülmeli ve bütün bir süreç analiz edilmelidir.

• Rol oynama sırasında ortaya çıkabilecek yanlış anlamalar düzeltilmelidir.

• Öğrenmeler pekiştirilmeli ve etkinliklerden sonuçlar çıkarılmalıdır.

• Gerekirse süreç esnasında uygun olmayan davranışlar düzeltilmelidir.

• Yeni öğrenmeler, ön öğrenmeler üzerine şekillendirilmelidir.

• Çocuklar roller için teşvik edilmeli ve çekingen davrananlar rol oynamaları için zorlanmamalıdır.

• Rol oynayan öğrencilere karşı sabırlı olunmalıdır.



11. ÜNİTE



DOĞAÇLAMA

Doğaçlama Nedir?


Yaratıcı drama uygulamaları içinde geniş yer tutan doğaçlama tekniği, drama çalışmalarındaki en önemli tekniklerden biri olarak kabul edilir. Doğaçlama kelimesi, Latince improvisus kelimesinden türetilmiş olup önceden bilinmeyen, sürprizli, planlanmamış anlamlarına gelmektedir (Adıgüzel, 2012). Doğaçlama ya önceden tasarlanmamıştır ya da çok az tasarlanmıştır. Katılımcıların hareketleri ve sözleri anlık bir şekilde gerçekleşir ve doğaçlaması yapılan her konu her seferinde farklı bir şekilde canlandırılır. Doğaçlama, sonunun belirlenmemiş olması, katılımcıları yaratıcı sürece katması, katılımcıların tümünün duyarlılığını taşıması, kişileştirmeyi eylemde var etmesi itibarıyla yaratıcılığı geliştiren ve katılımcıları bu bağlamda zorlayan (teşvik eden) bir konumdadır ve dramanın en temel tekniklerinden biridir.

Doğaçlamanın Tarihçesi

Eğitim, terapi, kişisel gelişim gibi bir çok alanda sıklıkla kullanılan doğaçlamanın tarihsel süreci incelendiğinde onun Antik Yunan felsefesinde kullanılan bir yöntem olduğu görülmektedir. Ksenafon, Platon ve Sokrates, bilgiyi doğurtmak amaçlı olarak doğaçlamadan faydalanmışladır.

Commedia dell’Arte başlangıç itibarıyla oyuncunun doğrudan doğaçlamayı kullandığı bir tiyatro formudur. Zaman içinde başlangıçtaki doğaçlama özelliği giderek azalsa da, bu tiyatral form kendiliğindenliğe dayanarak varlığını sürdürmüştür. Oscar G Brockett, Tiyatro Tarihi adlı eserinde Commedia dell’Arte için şöyle yazmaktadır (Çevik, 2006, s.910): Commedia dell’Arte’nin iki temel özelliği, doğaçlama ve kalıp karakterlerdir.

Doğaçlama Tekniğinin Özellikleri

Drama, dram sanatından doğaçlama unsurlarını ve soyut durumları somut olaylara dönüştürmesi ile ayrılarak kendine özgü bir çizgide ilerler (Maden, 2010a). Doğaçlama çalışmaları, koklama ve tatma duyusunun sıklıkla kullanılabileceği ortamların yaratılmasına yardımcı olur. Hoş kokulu bir çiçeğin, fırından çıkmış taze bir ekmeğin, denizin, ıslak toprağın, ekşimiş bir yemeğin ya da yanmış bir lastiğin kokusunu ya da tatlarını bu kokulardan ve tatlardan çok uzaktayken duymak bu çalışmaların temelini oluşturur (Debre, 2008). Spolin (1999). doğaçlamanın tek başına bir eğitim sistemi olmadığını, eğitimin sonuçlarından biri olduğunu; doğal, provasız konuşma ve dramatik durumlara duyarlılığın sadece, eğitimin bir parçası olduğunu ifade eder. Katılımcıların kendilerini ve birbirlerini tanımaları üzerinde durarak, sağlıklı bir grup ilişkisi yaratmaya odaklanır.



Doğaçlamanın özelliklerini genel olarak şöyle sıralayabiliriz:

• Doğaldır.

• Yazılı bir metni yoktur.

• Sunuşsal değildir yani sahnelenmesi gerekmez.

• Olay merkezlidir.

• Lider tarafından rehberlik edilen katılımcılar, yaşadıkları ve hayal ettikleri durumlar, yaratıcı drama içinde yansıtılırlar.

• Lider grubun keşfetmesini, gelişmesini, fikirlerini, duygularını dramada oyunlar yoluyla ifade etmesi için rehber olur.

• Hazırlıksız, içten geldiği gibi yapılır.



Doğaçlamanın Türleri

Drama çalışmalarının her aşamasında doğaçlama tekniğinin çeşitli türlerinden yararlanılabilir. Bunların başlıca bilinenleri, kişilerin ve onların özgün kimliklerini konu alan karakter doğaçlamaları; objelerin kullanılmasından ya da düşlenmesinden yararlanılarak geliştirilen doğaçlamalar; kendi bedenini ya da gruptakilerin bedenini kullanarak bir nesne, eşya, yapı, organizma, araç oluşturma amacıyla yapılan doğaçlamalar; sonu veya tam ortası verilen bir şiir, öykü, masal ya da filmin sonunu tamamlama ya da bir kısmı gösterilen portre, resim ya da fotoğrafın bütününü düşleme ile ilgili doğaçlamalar; bir kentin pazar yerini, okulunu canlandırma gibi insanlar arası etkileşimin kolaylıkla gözlenebileceği ortamlara yönelik olan, durumdan kaynaklanan doğaçlamalardır.

Eş zamanlı doğaçlama

Bu doğaçlama türünde grup üyeleri ikili olarak küçük gruplar oluşturur. Canlandırmalar tüm ikili gruplar tarafından eş zamanlı olarak yapılır. Bu teknikle seyredilme kaygısı ortadan kalkar ve tüm grup aynı anda aktif olur. Bu teknik çalışma, mekânının uygun olmadığı çok kalabalık gruplarda etkin olarak kullanılabilir.

Küçük gruplarla yapılan doğaçlama

Bu doğaçlama türünde doğaçlamaların küçük gruplar biçiminde hazırlanması ve canlandırılması söz konusudur. Bu gruplar yaratıcı drama lideri ya da eğitmeni tarafından belirlenir. Grup üyeleri kendilerine verilen konu çevresinde hazırlık yaparlar. Konunun çatışma, gerilim noktalarının belirlenmesi için toplu olarak karar verilmesi ve daha sonra sunulması bu yaklaşımda mümkündür. Doğaçlamalardaki bu yaklaşım, en çok kullanılan tekniklerden biridir.

Tüm grupla birlikte yapılan doğaçlama

Bu doğaçlama biçimi, grubu oluşturan tüm katılımcılarla birlikte öğretmen veya liderin de aynı anda doğaçlamanın içinde olması biçiminde yürütülür. Sürecin başlaması ve geliştirilmesinde çok etkili olan bu teknikte tüm oyuncular aynı anda aktiftir ve bu sayede izlenme korkusu ya da kaygısı yaşanmamasını kolaylaştırır.

Doğaçlama Tekniğinin Fayda ve Sınırlılıkları

Günümüz çocuklarından yaşadıkları zamanın güçlükleri ile bireysel olarak başa çıkmaları, hem de içinde bulundukları toplumun dinamiklerini harekete geçirmeleri isteniyorsa, aldıkları eğitimin de onlarda bu özellikleri oluşturacak bir nitelikte olması gerekmektedir. Bu amaca uygun olarak eğitimin çocuklarda; yaratıcılık, kendine güven, sorumluluk alma, bağımsız düşünme, sorun çözme potansiyellerini oluşturması ve geliştirmesi gerekmektedir.

Öğrenciler bu uygun ortamlarda karşılaştıkları deneyimlerle bu özellikleri benimseyebilir ve geliştirebilirler. Eğitimde drama etkinliklerin kullanılması, bu ortamların oluşturulması açısından önemlidir. Bir çocuk için vazgeçilmez bir unsur olan “oyun”, dramanın çıkış noktasıdır. Oyunun altı ana aktivitesi vardır. Bunlar(Adıgüzel, 2012):

• Özgürlük

• İçsel sonsuzluk

• Öyleymiş gibi yapma

• İkili değer

• Kapalı bütünlük

• Şimdiki zaman

Dramanın ya da oyunun çocuğun yaşama hazırlanmasındaki en büyük faydası onlara iletişimde sağladığı kolaylıktır. Çocuk, dil edinimini ne kadar başarılı gerçekleştirirse kişisel ve sosyal ortamlarda da o kadar başarılı olabilir. Çünkü çocuğun doğru düşünüp yerinde ve zamanında karar verebilmesi dilin kavramlarını doğru tanımlamasına bağlıdır. Son yıllarda yapılan akademik incelemeler ve toplumsal kurumların çalışmaları dramanın ana dili öğretimindeki yerini belirginleştirmiştir. Yapılan çalışmalarda dramanın öğrencide bilişsel, psiko-motor ve duygusal gelişim ile birlikte dil becerilerinin de gelişimini desteklediği ayrıca benlik kavramı, kendini gerçekleştirme, empati kurma, yardımseverlik, iş birliği, hata yapma korkusu olmaksızın karar verme gibi alışkanlık ve becerilerin kazanılmasında etkili olduğu ortaya konulmuştur (Farris ve Parke 1993). Bir çocuğun tüm hareketleri, davranışları ve dil gücünü kullanarak oyun oynaması da tipik bir doğaçlamadır. Çocuklar yetişkin oluncaya kadar geçirdikleri zaman diliminde oyun oynarlar ve bu oyunlarda önceden belirlenmiş rollere, görevlere, olaylara ve senaryolara bağlılık yoktur. Bu sebeple yaşantılarında da sürekli bir doğaçlama vardır. Drama insanın tasarımlarını eyleme dönüştürebildiği bir yoldur. Doğaçlama anında yaratmaktır.

Doğaçlama yapan kişi çalışmasını nasıl planlaması gerektiğini, yaratıcı olmayı ve olayları geliştirmeyi, durumlar yaratmayı öğrenir. Bağımsız düşünebilme, karar alabilme, sorumluluk alma, iş birliğine girebilme, sosyal duyarlılık yaratma, sözel ve eylem olarak daha iyi anlatım kazandırmada yardımcı olur (Erdoğan,2008). Doğaçlama tekniği grup birlikteliğini sağlar, eğlendirerek enerji kazandırır, araştırma yapmaya ve denemeye yöneltir, çalışmaya zenginlik getirir. Doğaçlama etkinliklerinde;

• Çocuk başka kişilerin rolüne girerek, dünyayı o kişilerin bakış açıyla değerlendirir, böylece çevresindeki olayları ve ilişkileri daha iyi anlar.

• Gözlem yapma yeteneği gelişir.

• Akıl yürütme ve problem çözme yeteneği gelişir ve böylece yeni durumlara uyum sağlaması kolaylaşır.

• Sözel ve beden dilini etkili şekilde kullanır.

• Yaratıcılığını geliştirmek için ortam bulur.

• Grup çalışmalarında sosyal becerileri gelişir (Öztürk, 2010).

12. ÜNİTE

DOĞAÇLAMA TEKNİĞİNİN UYGULANMASI


Doğaçlama, yaratıcı dramanın en önemli çalışma tekniklerindendir ve doğaçlama ile serbest drama teknikleri kastedilmektedir. Çocuklar, sözel ya da sözel olmayan, basit, kendiliğinden ifade tarzları ile bir durumu ya da olayın akışını, gelişimini canlandırırlar. Doğaçlama çalışmalarında çocuklar yetişkinlere göre daha fazla zorlanırlar. Yapılacak doğaçlama basit olmalı ve çoğu kez olay, konu ya da roller öğretmen tarafından iyi tanımlanmalıdır.



Doğaçlama Etkinlikleri ve Uygulama Örnekleri

Doğaçlama, somuttan soyuta rahatlıkla kullanılabilecek bir tekniktir. Bu teknik birçok farklı uygulamaya müsaittir. Beden, konu, olay, tip doğaçlamaları, bu yöntemin alt başlıklarını oluşturur.



Beden doğaçlamaları

Beden doğaçlamaları, pandomim ağırlıklı uygulamalardır. Vücudun tamamı ya da bazı bölümleri bu etkinliler sırasında doğaçlanacak duruma göre şekillendirilir.

Konu doğaçlamaları

Konu doğaçlamalarında öğrenciler kendilerine sunulan belirli bir konu üzerinden bireysel olarak ya da grupla doğaçlama yapabilirler. Konu doğaçlamaları grup doğaçlamalarına uygundur.

Okul öncesi öğrenciler için konular belirlenirken yakından uzağa ve somuttan soyuta ilkesi göz önünde bulundurulmalıdır. Bu dönem için soyut konuların kavratılmasında da somut yaşantılardan yola çıkılmalıdır. Örneğin demokrasi kavramı, soyut bir kavramdır. Ancak bu konu, öğretmenin belirleyeceği başka bir konu içinde verilerek somut yaşantıya dönüştürülebilir.

Olay doğaçlamaları

Olay doğaçlamaları yaşamın içinden bir kesiti konu edinir. Öğrencilerden kendilerini o olay anında hissetmeleri ve bu duruma uygun söz, beden ya da her ikisini kullanarak doğaçlama yapmaları istenir.

Genel bir temadan yola çıkılarak yapılan serbest doğaçlama

Bu doğaçlama türünde doğaçlama yapacak kişilere genel bir tema önerisi yapılır. Bu temaya bağlı olarak öğrencilerin kendi bağımsız hikâyelerini oluşturmaları istenir. Öğrencilerin hazırladığı öneriler üzerinden tartışma, izleyici ve eğitmenin önerileri üzerinden de değişiklikler yapılır. Bu tarz bir uygulama okul öncesi seviyesi için zor olmakla birlikte basit örnekleri yapılabilir.

Bir kurgudan yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere kısa bir kurgu, bir öykü haritası verilir. Öğrencilerden bu kurgu üzerinden kendi bağımsız hikâyelerini oluşturmaları istenir. Öğrencilerin hazırladığı öneriler üzerinden tartışma, izleyici ve eğitmenin önerileri üzerinden de değişiklikler yapılır.

Geriye dönüş tekniği kullanılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere öyküyü başlatacak bir cümle verilir. Öğrencilerden bu cümleden yola çıkarak, geriye dönüş tekniğini kullanarak (flashback tekniğini) kendi bağımsız hikâyelerini oluşturmaları istenir. Öğrencilerin hazırladığı öneriler üzerinden tartışma, izleyici ve eğitmenin önerileri üzerinden de değişiklikler yapılır.

Başı ve sonu bilinen bir fotoğrafın ara öyküsünü çıkarma ve doğaçlama

Sınıf, gruplara bölünür. Her gruptan bir öykü başlatabilecek ilk ve son fotoğraf bulmaları istenir. Gruplar fotoğraflarını jest ve mimiklerini kullanarak sergilerler. Her fotoğraf sınıftaki farklı gruplara verilir. Gruplar başını ve sonunu bildikleri bir olayın ara öyküsünü oluşturarak bir kurgu yaparlar ve bunu doğaçlarlar. Kural olarak ilk ve son fotoğrafın net bir şekilde icra edilmesi istenir.

Bir öyküden yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere Türk ve dünya edebiyatındaki yazarlardan bazı öyküler verilir. Öğrenciler bu öyküyü merkeze alarak, ama bir yandan da kendi bakışlarını katarak doğaçlamalar yaparlar. Bu çalışma, uzun süreli olarak tasarlanmalıdır. Öykünün çocuklara dağıtılması, öykünün üzerine konuşulması ve doğaçlama gibi üç aşama kurgulanabilir.

Bir şiirden yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere Türk ve dünya edebiyatındaki yazarlardan bazı şiirler verilir. Öğrenciler bu şiiri merkeze alarak hikâye oluştururlar veya şiirdeki imgeleri doğaçlarlar. İkinci yöntem olarak öğrencilerden kâğıtlara üçer tane sözcük yazmaları istenir. Tüm sözcükler toplandıktan sonra grup olarak şiir yazma çalışması yapılır.

Bir masaldan yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere Türk ve dünya edebiyatındaki yazarlardan bazı masallar verilir. Öğrenciler bu masalı merkeze alarak bir hikâye oluştururlar ve doğaçlarlar. Ancak masalın aynısı oynanmamalı, masal çocuk bakışıyla veya eğitmeninin yönlendirmesiyle yeniden yazılmalıdır. Önemli olan, masaldaki gidişatı değiştirecek sorunun ortaya atılmasıdır. Böylece masalın sonu değiştirilebilir, tamamlanmamış bir masalın eksik parçaları kurgulanabilir ya da masal yeniden yazılabilir.

Bir anıdan veya bireysel tanıklıktan yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere başlarından geçen veya başka birisinden duydukları bir anıyı veya tanık oldukları bir olayı anlatmaları istenir. Bu anlatımlar başka kişiler tarafından canlandırılır. Öğrenciler bu anıları merkeze alarak hikâye oluşturur veya doğaçlarlar.

Zincirleme doğaçlama ve olasılıkçı doğaçlama tekniği

Doğaçlamayı başlatmak için bir kişi sahneye çıkarılır ve ondan bir öykü başlatacak bir eylem yapması istenir. Diğer kişiler de, sırayla zincire katılırlar ve bir öncekilerin başlattığı doğaçlamaya katılırlar. Zincirleme doğaçlama esnasında her türlü değişiklik yapılabilir.

Başlatıcı bir eylemden yola çıkma: Birinci kişi balık tutan adamı canlandırır, ikinci kişi sahilde yürüyüş yapan ev kadınıdır ve balıkçının oltasına takılarak yere düşer, üçüncü kişi oradan geçmekte olan bir polis memurudur, balıkçının kadından özür dilemesini ister, balıkçı özür diler; kadın, polise teşekkür etmek için ona sarılır, dördüncü kişi olarak polis memurunun terk ettiği karısı gelir eski kocasını kıskanır, bu sırada oltaya bir balık takılır…

Kelime zincirlerinden doğaçlama oluşturma: Öğretmen bir sözcük söyler, sırası gelen kişi öğretmenin söylediği sözcükle bağlantılı ya da bağımsız bir sözcük söyler. Tüm sözcükler bir yere not edilir ve gruplandırılarak doğaçlama yapacak ekiplere dağıtılır. Amaç, sözcükler arasında nedensellikler bularak bir öykü oluşturmak ve doğaçlama yapmaktır.

Tip doğaçlamaları

Tip doğaçlamalarında çeşitli meslek grupları (polis, şoför, tezgâhtar, garson, öğretmen, doktor, çiçekçi, ressam, müzisyen, bilim adamı vb.) ya da olaylar karşısında benzer davranış örnekleri sergileyen insanlar (çalışkan, tembel, uysal, öfkeli, uykucu, sarhoş, korkak, meraklı vb.) canlandırılır.

Bir müzikten yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere bir müzik dinletilir. Öğrencilerden bu müziği merkeze alarak bir hikâye oluşturmaları ve doğaçlama yapmaları istenir. Genelde drama çalışmalarında çocuklara gözleri kapalı bir şekilde klasik müzik dinletilir. Ancak klasik müziğin yanı sıra, film müzikleri, tango, vals, oyun havası, hip-hop gibi öykü oluşturmaya elverişli müzikler de kullanılabilir.



Bir gazete haberi veya reklamdan yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere üçüncü sayfa haberlerinden, magazin sayfasından vb. bir gazete haberi verilir. Öğrenciler bu haberi merkeze alarak hikâye oluştururlar ve doğaçlama yaparlar. Amaç, haberdeki yanlış bilgilendirmeyi ortaya çıkarmak, medyada haberlerin verilişine dair bir tartışma başlatmaktır. Ayrıca reklamlar çocukların en çok izledikleri ve etkilendikleri yayınlardır. Bu çalışma ilkokul 3.sınıflar ve daha büyük yaş grupları için daha elverişlidir. Kaynak olarak gazeteler ve farklı medya araçları kullanılabilir.



Bir atasözü veya deyimden yola çıkarak doğaçlama Doğaçlama

yapacak kişilere bir atasözü veya deyim verilir. Öğrencilerden verilen söz öbeğinin anlamından yola çıkarak bir doğaçlama yapmaları istenir.

“Donuk bir imgeden”, bir resim veya fotoğraftan yola çıkılarak yapılan doğaçlama

Doğaçlama yapacak kişilere bir resim veya fotoğraf gösterilir. Öğrenciler resimde veya fotoğrafta gördükleri imgelerden yola çıkarak bir öykü oluşturur ve doğaçlarlar.

Müze doğaçlamaları

Bu çalışma için öğrencilerle birlikte arkeoloji veya oyuncak müzesine gezi düzenlenir. Öğrencilerin orada gördükleri imgeleri, heykel oyunu formunda canlandırmaları istenir. Örneğin tarihî bir heykelin, vazonun, oyuncağın vb. öyküsü oluşturulabilir.

Tekli doğaçlamalar

Tekli doğaçlamalarda her öğrenci, kendi amacının karşısında bir engel ile karşılaşacaktır. Öğrenci bu engelin üstesinden gelecek bir çözüm bulmalıdır.

Kişilik çatışmaları ile ilgili doğaçlamalar

Kişilik çatışmaları ile ilgili doğaçlamalar uygulanırken doğaçlamanın amacını bilmek uygulayıcıya güç verecektir.

Doğaçlamayı yönlendirirken uygulayıcıya yönelik olarak “kötü”, “şaşkın” gibi nitelemeler kullanılmamalı, uygulayıcının yalan söylediğinden emin olmadan soru sorulmamalı, müdahale edilmemelidir. Kişilik çatışmaları ile ilgili doğaçlamalarda çeşitli nesnelerden faydalanılabilir. Ancak doğaçlamada önemli olan canlandırmadır.

Kişiliklerdeki karşıtlıklar ile ilgili doğaçlamalar

Birbirine zıt karakterlerin ortaya koyduğu doğaçlamalardır. Aynı olay ya da durumdan etkilenen farklı kişiler birbirine zıt davranışlar sergileyebilirler. Karşıt kişiliklerin yansıtıldığı doğaçlamaları değerlendirmek için aşağıdaki sorulardan faydalanılabilir:

• Öğrencilerin duyguları, eğilimleri, tutumları ve psikolojik durumları gerçeği ne kadar yansıtmaktaydı?

• Öğrenciler kendilerine verilen kişilikleri mi, yoksa kendi inandıkları kişilikleri mi canlandırdılar?

• Öğrenciler doğaçlama süresince çok fazla konuştular mı?

• Öğrenciler mimik ve jestlerini çok fazla kullandılar mı?

• Öğrenciler yaratıcılık becerilerini kullandılar mı?

• Öğrenciler, öğretmenin süreci bitirmesine kadarki süreyi etkili kullanabildiler mi?

13. ÜNİTE

GİRİŞ


Oyun, çocukların kendilerini ifade etme yöntemidir. Çocuk; gördüklerini, bildiklerini, deneyimlerini ve neşesini oyun aracılığıyla yansıtır. Bu nedenle oyun oynamayan çocuğu tanımak zordur. Drama ile oyun iç içedir. Drama, oyunun pek çok özelliğini barındırır. Oyun; çocuk için yemek, içmek kadar önemlidir. Drama süreci içinde çeşitli oyunlar da yer alabilir. Çocuk, oyunda ben, sen ve biz kavramlarını öğrenir.

HİKÂYELERDEN OYUNA

Dramatizasyon eğitimde drama ile en çok karıştırılan terimlerden biridir. Eğitimde drama; önceden belirlenmiş eğitimsel amaçları olan, tüm çocukların kendi öğretmenleriyle birlikte daha çok büyük motor hareketlerle yaptıkları ifade etmeye, rol oynamaya, canlandırmaya ve tartışmaya dayalı grup etkinlikleridir. “Dramatize” sözcüğü drama biçimine sokulmuş, oyunlaştırılmış ya da oyun biçiminde olan anlamına gelirken; dramatize etmek, roman, öykü, şiir gibi bir yazın yapıtını radyo, TV ya da sahne oyunu biçimine sokmak, oyunlaştırmaktır. Tuluk(2004)’a göre dramatizasyon; bir konu, olay, ya da durumun roller verilmesi yoluyla hareket, mimik, jest ve seslerle canlandırılmasıdır. Günümüzde daha çok ‘”yazılı bir metne dayalı olarak bir konunun, öykünün, masalın ya da durumun canlandırılması” anlamında kullanılır.

Hikâye Anlatma Teknikleri

Araçsız öykü anlatma (Düz Anlatım)


Öğretmen bu teknikte herhangi bir araç kullanmadan ses tonunu, jest ve mimiklerini kullanarak öyküyü anlatır. Masalların başındaki ve sonundaki tekerlemeler, masalın içerisinde yer alan hareketli olaylar çocukların ilgilerini çeker. Anlatım sırasında görsel araç kullanılmadığı için çocukların dikkati kolaylıkla dağılabilir.

Öykü kitabıyla anlatma

Okul öncesi çocuklar için hazırlanmış olan kitaplara “resimli öykü kitapları” denir. Öğretmen için hazırlığı kolay bir teknik olması sebebiyle okul öncesi eğitimde sıkça kullanılır. Resimli kitaplar çocukların yaşlarına göre farklılık gösterir. Her yaş grubunun ilgi ve ihtiyaçları dikkate alınarak kitapların resimleri, kullanılan cümleler değişir. Resimli öykü kitaplarında yazılar az, resimler fazla olmalıdır. Renkler çocukların ilgisini çekecek şekilde kullanılmalı ve başat figür dışındaki unsurlarda gereksiz ayrıntılara yer verilmemelidir.

Öykü kartıyla anlatma

Öykü kartları ile anlatma tekniği çocukların ilgisini çektiği gibi, öğretmen için de uygulaması kolay bir yöntemdir. Kartlar üzerindeki resimlerin ilgi çekecek büyüklükte olmasına dikkat edilmelidir. Öğretmenin öykü kartlarıyla anlatım yaptıktan sonra kartları öğrencilerin ulaşabileceği bir yerde muhafaza etmesi önemlidir. Çocuklar istedikleri zaman bu kartlara ulaşmalı, öyküyü hayal güçleri ile yeniden canlandırabilmelerine fırsat oluşturulmalıdır.

Pazen tahta kartı ve figürlerle anlatma

Pazen tahta ile hikâye anlatımı çocukların ilgisini çeken bir tekniktir. 1x1,5 Metre ölçülerinde pazen ile kaplı pano kullanılır. Pazen tahtanın düz renkte ve yıpranmamış olması önemlidir, çünkü yıpranmış kumaşın üzerine kartların ve figürlerin tutturulması zor olmaktadır. Pazen tahta kartları ve figürlerde de hikâye kartlarındaki özellikler olmalıdır.

Kuklalarla anlatma

Kuklalar insan eliyle can kazanan, okul öncesi yaş çocuklarının çok hoşlandığı materyallerdir. Kukla ile öyküye bir dinamik kazandırılır, çocukların daha çok duyu organı işe katılır. Kuklalar öyküdeki karakterler için önceden hazırlanabileceği gibi, öykü sonrası parmaklara çizilebilecek yüz ifadeleri ile de kullanılabilir. Öykü canlandırma/ dramatizasyon etkinliklerinde de kuklaları çocukların oynatması olarak da kullanılabilir.

Vygotsky’e göre çocukların hayal güçlerinin desteklenmesi gerekir. Hayal güçleri ne kadar desteklenirse, yaşama hazırlıkları da o kadar güçlü olur. Oyun, dramatizasyon, bu yaş grubu için beklide yaşamsal bir öneme sahiptir. Okul öncesinde dramatizasyon, ilkokul döneminde yapılan dramatizasyon çalışmalarından yöntem bakımından farklıdır. Okul öncesi dönemde bir metnin veya bir öyküde geçen konuşmaların ve hareketlerin aynısının yapılması veya söylenmesi düşünülemez. Aynı şekilde dramatizasyonun sahnede gösteri olarak sunulması uygun değildir. Çünkü:

• Çocukların dil gelişimi için uygun değildir.

• Sahnede sunmak çocukta kaygıya yol açabilir. Bu kaygı, duygusal gelişimde bir takım sorunlara yol açabilir.

• Çocuklar bellek gelişimi olarak bir metni ezberleyecek düzeyde değillerdir.

• Bir metnin ezberletilip aynen sahnelenmesi yaratıcılığı öldürür.

Dramatizasyon çalışmalarına basit hikâyelerle başlanmalıdır. Dramatizasyon için seçilecek olan hikâyenin çocukların yaş ve gelişimlerine uygun olmasına, kısa olmasına; karşılıklı konuşmaların çocukların kendi sözcükleri ile ifade edebilecekleri, kendi düşüncelerini katabilecekleri özelliklerde olmasına aynı zamanda çocukların dil yeteneklerini geliştirebilecek düzeyde bulunmasına dikkat edilmelidir. Hikâyede;

• Mantıklı sonuçlarla biten hareketli olaylara,

• Somut, doğru; fakat düşünceyi dağıtmayan ayrıntılara,

• Çocukların seviyelerine uygun basit ruh çözümlemelerine,

• Kalabalığa kaçmamak ve yerinde olmak şartıyla güldürücü sahne ve konuşmalara,

• Küçük şeylere karşı sürekli bir ilginin uyandırılmış olmasına,

• Her durumun heyecanlı yanlarının daima belirtilmiş olmasına,

• Metinle ilgili güzel ve anlamlı resimlere yer verilmesi, dramatizasyon çalışmalarının çocuklar tarafından daha kolay ve zevkle yapılmasını sağlayacaktır.

. Tasvir ağırlıklı şiirler ise evcil hayvanlar, ağaçlar, böcekler, çiçekler, kuşlar ve doğa olayları gibi konulu şiirlerdir. Ayrıca cansız varlıkları kişileştiren, konuşturan, onlara insani özellik ve nitelikler yükleyen şiirler de çocukların ilgisini çeker. Çocuklar, şiirin kendilerine bir oyun duygusu yaşatmasından, bir masal ya da öykü anlatmasından hoşlanırlar. Dramatize edilecek şiirlerde bulunması gereken diğer özellikler ise şöyle özetlenebilir:

• Kafiyeler(eğer varsa) belirli olmalı ve birbirine yakın mısraların sonlarında bulunmalıdır.

• Cümle düzeni doğal ve seçilen sözcükler sadece olmalıdır.

• Şiirin tamamı iki ya da üç dörtlükten oluşmalıdır.

• Benzetmeler çok karmaşık olmamalıdır.

• Şiirde işlenen duygu, düşünce ve hayaller çocuk yaşantısı ile ilişkili olmalıdır.

• Olay, durum ve düşünceler kısaca anlatılmalıdır.

• Tasvirler yalın ve anlaşılır olmalıdır.

• Doğal bir üslup tercih edilmeli; çocuğa ders veren bir yetişkin tavrından da, çocukça söylemeye özenen bir söyleyişten de uzak durmalıdır.

Şiirler, çocukların dil becerilerini geliştirmelerinde, sözcüklerin sihrini ve dilin matematiğini kavramlarında önemli bir araç olarak kullanılabilir. Çünkü sözcükler değişik biçimde bir araya getirilerek çok zengin bir dünya oluşturulabilmektedir.

Müzikli Dramatizasyon

Bir olayın, bir öykünün söz, jest ve mimiklerle birleştirilip oyun durumuna getirilmesine ve canlandırılmasına dramatizasyon; eğer bu canlandırma bir müzik eşliğinde yapılıyorsa buna da müzikli dramatizasyon denir. Müzikli dramatizasyon sözü, müziği ve hareketi birleştiren bir etkinliktir. Müzikli dramatizasyon da anlatılan hikâyeye müzik ritimleri de dâhil edilir. Hikâyede geçen sesler müzik aletleri, insan sesi yardımıyla çıkartılır

Dramatizasyonda Eğitimcinin Rolü

Okul öncesi dönemde yapılan dramatizasyon çalışmalarında eğitimci, görünmeyen bir kahraman olmalıdır. Hem dramanın içinde olmalı hem de öğrencilerin kendilerini özgürce ifade edebilmelerini sağlayacak kadar uzağında olmalıdır.

Dramatizasyonun Değerlendirilmesi

Eğitim etkinliklerinden daha iyi yararlanabilmek için değerlendirmeye tabi tutmak gerekir. Yapılan değerlendirmeler öğrenci öğretmen iş birliği ile yapılmalıdır. Dramatizasyon çalışmalarının değerlendirilmesi, çocukların oynadıkları rollerin özdeğerlendirmesini yapabilmeleri açısından önemlidir. Değerlendirme aşamasından açık uçlu sorular ile ocukların duygu ve düşüncelerini saptamak gerekir. Öğretmen değerlendirmeler eşliğinde dramatizasyonda değişiklikler yapabilir, çocuklar bir sonraki dramatizasyon için kendilerinden bekleneni algılayabilir.



14. ÜNİTE

HİKÂYELERDEN OYUNLAR OLUŞTURMA


Öğretmen hem grubun keyif alacağı hem de dramatizasyona uygun bir hikâye seçmelidir. İyi bir hikâye, o yaş grubunda anlamlandırılan ve olayı, teması kavranan hikâyedir. Öğretmen hikâyeyi seçtikten sonra hangi teknikle anlatacağına karar vermelidir. Öyküyü kitaptan, hikâye kartlarından okuyabileceği gibi, araç kullanmadan da anlatabilir. Bu tür çalışmalarda hikâye anlatılması çocukların ilgilerini kontrol edebilmek adına önemlidir. Çocukların anlayamadığı, ilgilerinin dağıldığı kısımları hemen fark etme fırsatı bulunur. Öğretmenin hikâyeyi önceden bilmesi, çocuklara anlatırken kolaylık sağlar. Bunun için öğretmen anlatacağı hikâyeyi önceden birkaç kez okumalıdır. Böylece hikâyeyi sunarken kendinden emin, çok daha renkli ve gerektiğinde kolayca değişiklikler yapabilecek güçte olabilirler. Öğretmenin hikâyeyi unutma ihtimaline karşı en iyi yöntem, kitap ile hikâyeyi okumadır. Seçilen hikâyelerde geçen diyalogların ilginç ve eğlenceli olması çocukların ilgisini daha çok çeker.

Hikâyelerden Oyunlar Oluşturma Etkinliği Uygulama Örnekleri

Hikâyenin Adı: Ormanda Bir Gün


Yaş Grubu: 4 - 6 Karakterler: Fındık Tavşan, Tombo Fil, Tırpık Ayı, Yılan, Kaplumbağa Ormanda Bir Gün O gün ormanda her şey yolunda gidiyordu. Fındık Tavşan, Tombo Fil, Tırpık Ayı, Yılan ve Kaplumbağa hep birlikte şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlardı. Fakat Fındık Tavşan’ın sesiyle ortalık aniden hareketlendi. Fındık Tavşan: (Ormanda yabancı birilerinin olduğunu fark etti ve yavaşça yabancı adamların yanına geçip onları gizlice dinledi.) Adamlar: “Bu ormandaki ağaçlar bizim işimizi halleder, buradan ağaç kesebiliriz. ”diye aralarında konuşuyorlardı. Bu konuşmaları duyup endişeye kapılan Fındık Tavşan, arkadaşlarının yanına heyecanlı bir şekilde koşarak, Fındık Tavşan: “Koşun!.. Çabuk olun!.. Ormandaki ağaçları kesecekler!” der. Sesi duyan yavru hayvanlar bir an için ne yapacaklarını şaşırırlar. Kafa kafaya vererek bir plan kurarlar. Planlarını hemen uygulamaya başlarlar.

Hikâyenin Adı: Bıtbıt Tavşan

Yaş grubu: 5 - 6 Karakterler: Bıtbıt Tavşan, Tambelina, Aslan Polis, Anne Tavşan Bıtbıt Tavşan Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok mutlu bir tavşan ailesi varmış. Bıtbıt Tavşan okulu çok seviyormuş ve okula gitmek için hep erkenden kalkıyormuş. Anne tavşan kahvaltıyı hazırlamış ve birlikte güzel bir kahvaltı yapmışlar.

Hikâyenin Adı: Geometrik Şekiller

Konuşuyor Yaş Grubu: 5 - 6 Karakterler: Üçgen, daire, dikdörtgen, kare Materyaller: Kartondan kesilmiş üçgen, kare, dikdörtgen şekilleri, ip, çocuk şapkası, kartondan kesilmiş çiçek, ağaç. Geometrik Şekiller Konuşuyor Çok çok uzak bir ülkenin yeşil mi yeşil, güzel mi güzel bir ormanında mutlu mu mutlu şekiller yaşarmış. Bir gün bu şekillerden biri olan üçgen evden çıkmış (Evden çıkar ve kapıyı kapatır.). Ormanda gezinmeye karar vermiş (Ağaçlarla konuşa konuşa, çiçekleri koklaya koklaya, şarkılar söyleye söyleye ormanın derinliklerine doğru gider.)
 
Üst