Moderator
- Mesajlar
- 419
- Tepkime puanı
- 28
- Puanları
- 18
TÜRK İDARE TEŞKİLATINA HAKİM OLAN GENEL İLKELER
*Teşkilat soyut bir unsurdur, idarenin hukuki ve siyasi dokusudur, idarenin iskeletidir.
*Türk idare teşkilatına hakim ilkeler başlıca 5 tanedir. Bunlar:
1)İdarenin kanuniliği ilkesi: İdarenin kuruluş, görev ve yetkilerinde yasanın egemen olması, idarenin yasaya saygılı olması, yönetilenlerin idare keyfi işlerine karşı korunması demektir. Bu ilke 4 boyutludur: Birinci boyut idarenin işlevi, ikinci boyut kuruluşu, üçüncü boyut üstlendiği görev ve dördüncü boyut idarenin yapmış olduğu işlerle ilgilidir.
2)Merkezden Yönetim (İdari merkeziyet) ve Yetki Genişliği: Bu ilkeye göre, ülke idaresi tek elden yönetilir. Merkezden yönetim ilkesi katı biçimde uygulanınca bütün kamu hizmetleri devlet adına yürütülür. Merkezi idarenin devletten ayrı tüzel kişiliği yoktur. Merkezden yönetim ilkesine göre idari teşkilat başkent ve taşra teşkilatı diye ikiye ayrılır.
→Merkezden yönetimin faydaları:
Devlet yönetiminde birlik, silahlı güç üzerindeki sivil idare gücü olması, kamu hizmetlerinin verimi için gerekli kaynak ve mali destek, kamu hizmetlerinin ülkeye eşit dağıtılması, kamu görevlilerinin yerel etkiden uzak tutulması.
→ Merkezden yönetimin Sakıncaları:
Bürokrasiye neden olma, kamu hizmetlerinin yavaşlığı, demokrasiyle bağdaşmayan aşırı mer-
kezicilik, güçlü parlementerlerin kamusal kaynaklarını kendi seçim bölgesine kaydırması, merkez adına görevli olanlar merkezin görüşlerinin gerekliliğini yerine getirir.
Yetki genişliği: Merkezi yönetimin sakıncalarına karşı alınan önlemdir. Merkez adına karar kılmaya yetkili şef ya da şeflerin, kendi hiyerarşik denetimleri altında kullanılmak üzere, yetkilerini başkent ya da taşradaki yüksek görevlilere aktarmasıdır. Başkentte müsteşar, taşrada vali, yurt dışında büyükelçilikler örnek olarak gösterilebilir.
3)Yerinden yönetim ilkesi: Ademi merkeziyet te denilir. Topluma sunulan bazı hizmetlerin devlet kamu tüzel kişiliği dışında kurulan kamu tüzel kişiliklerince yerine getirilmesidir. Yerinden yönetim ilkesi iki türlü uygulanır: Yer ve hizmet açısından. Yer açısından uygula-
nan yerinden yönetim ilkesine belediye, hizmet açısından olana üniversiteler örnek verilebilir.
Faydaları: Halkın yönetime katılması ve kendine güveni artar. Kamusal ihtiyaçların belirlen-mesinde, hızlı verimli işlenmesinde en etkili ilkedir. Merkezden yönetimin sakıncalarını azaltır.
Sakıncaları: Bu ilkeye göre kurulan birçok idare maddi sıkıntı çeker. Bu ilkeye göre kurulan tüzel kişiliklere tanınan maddi özerklik kötü idari geleneklerin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu ilkenin aşırı uygulanması üniter devletlerde ülke birliğini zedeler.
4)İdarenin kamu tüzel kişiliklerinden oluşması ilkesi:
Tüzel kişilik: Bireylerin amaçlarına daha iyi hizmet etmek ve bireyin bazen ömrünün
yetmediği uzun vadeli amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak için bireyler arası birleşmedir.
Kamu Tüzel Kişiliği ve İdare Tüzel Kişiliği: İkisi de aynı kavramı ifade eder. Ayrıca kamu hukuku tüzel kişileri de denilir. Anlamı şudur: Kanun veya kanunun açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak bir idarî işlemle kurulan, üstün ve ayrıcalıklı yetkilerle donatılmış, Devlet tüzel kişiliğinden ayrı tüzel kişiliklerdir. Kamu tüzel kişiliğinin kurulması ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak idari işlemle kurulur. Kanunda açık bir hüküm yoksa, aksine işlem ya da yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca ancak kanunla veya kanunun verdiği bir yetkiyle kaldırılabilir.
Yetkide paralellik ilkesi, kural olarak idari işleri yapmaya yetkili makamın o işi kaldırmaya ve değiştirmeye de yetkili olmasıdır. Usulde paralellik, idari işlemin yapılması sırasında izlenen usül ve şekil kurallarının o işin kaldırılması sırasında da izlenmesi ilkesidir.
5)İdarenin bütünlüğü ilkesi: İdarenin kuruluş ve görevleriyle bütünlük göstermesidir. (anayasaya göre sistem bütünlüğü) İdareyi bütün halede getiren idare işlevidir/faaliyetidir. Bu işlevin amacı da kamu yararıdır. Türk idare sisteminde bütünlüğün oluşması ise hiyerarşi, idari vesayet ve özerklikle olur. Bu hukuki araçlara kamusal ilişkiler denilir.
Hiyerarşi ve kanunsuz emir
Hiyerarşi: İdare teşkilatındaki makam ve görevlilerin aşağıdan yukarıya doğru birbirine derece derece bağlanarak tepedeki yetkiliye bağlı olması demektir. Hiyerarşi gücü ceza, ödül, emir ve yönlendirme gibi durumların hepsini kapsar.
Kanunsuz emir: Üstün verdiği emri astın kanun, tüzük, yönetmelik ve anayasaya aykırı görüp uygulamamasıdır. Bu aykırılığı emri verene bildirir. Emri veren bunu yazı ile tekrar ederse ast yerine getirir tüm sorumluluk emri verende olur. Ancak konusu suç olan hiçbir emir yerine getirilemez yerine getiren de emreden de bundan sorumludur.
İdari vesayet: Merkez konumundaki idarenin, yerinden yönetim idarelerinin yürütülebilir
kararlarını ve işlemlerini denetlemek ve bu kararları bozabilmek yetkisidir.
İdari Vesayet ile Hiyerarşi Karşılaştırılması
*İdari vesayet merkezden yönetim ve yerinden yönetim arasında var.
Hiyerarşi tüm kamu tüzel kişiliklerin bünyesinde vardır.
* İdari vesayet denetimi ise, yasa ile düzenlenmesi gereken bir denetimdir.
Hiyerarşik denetim ayrıca yasalarda gösterilmesine gerek yok.
*İdari vesayet hukuka uygunluk olarak kullanılırken, hiyerarşi hukuka uygunluk
ve yerindelik açısından kullanılır.
*Hiyerarşik amir astına emir ve direktifle mevzuatın nasıl uygulandığını gösterirken, vesayet makamının böyle bir yetkisi yok.
*Hiyerarşik üst, işlem yapıldıktan sonra bile bunu değiştirip düzenleyebilir, yerine yenisini getirir. Vesayet makamında bu yetki sınırlıdır.
*Hiyerarşik üstler astın yerine geçip işini yapamadığı gibi, vesayet makamı da yerinde yönetim idaresinin yerine geçemez. (tek ortak özellik)
Özerklik: muhtariyet(autonomy) sözcüğünün Türkçe karşılığıdır. Kamu tüzel kişilerinin, kamu hizmetini uygularken kendi organları aracılığıyla karar alıp, uygulama aşamasında da kendi mali kaynağını kullanmasına özerklik denir. İdari hukuk alanında kullanılan özerklik 3 çeşittir: bilimsel, idari ve mali özerkliktir. Kamu tüzel kişiliği bunların hepsini kendinde toplaması şart değildir. Özerklik, merkezden yönetim ve bürokrasinin getirdiği hantallıktan kurtulma çabasıdır.
***Kamu tüzel kişiliklerinde uygulanan özerklik ve idari vesayet yetkisi ters orantılıdır.
İDARENİN TEŞKİLATLANMA BİÇİMLERİ
(KAMU TÜZEL KİŞİLİKLERİNİN TÜRLERİ)
Türk idare örgütünün türleri 4 tanedir:
* Devlet idaresi (genel idare/merkezî idare),
* Yerel yönetimler,
* Kamu kurumları,
* Kamu kurumu niteliğinde meslek teşekkülleri
DEVLET İdaresi (GENEL İdare / MERKEZİ İdare)
Devlet idaresi denilince, sadece yürütme organı kast edilir. Devlet idaresine merkezi idare/genel idare de denilir. Devlet idaresi 2 büyük bölüme ayrılır: Başkent ve taşra teşkilatı.
A-Başkent Teşkilatı
Devlet idaresinin, yürütülmesini üzerine aldığı kamu hizmetlerinin nasıl yürütüleceğinin planlanıp kararlaştırıldığı bölümdür. 2 ye ayrılır: İcracı birimler ve yardımcı kuruluşlar.
1-İcracı birimler, devlet idaresi adına yürütülebilir nitelikte kararlar alan idarî birimlerdir. Başkentteki icracı birimler şunlardır:
*Cumhurbaşkanlığı
*Başbakan ve Bakanlar Kurulu
***Cumhurbaşkanlığı, devletin yürütme organının sorumsuz kanadını oluşturur. Görev süresi 5 yıldır. Bir kişi en fazla 2 defa cumhurbaşkanı olabilir. Cumhurbaşkanlığına TBMM veya meclis dışından aday gösterilmesi için 20 milletvekilinin yazılı teklifi ile olur. En son yapılan milletvekili seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde 10 u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilir, milletvekilliği sona erer.
Cumhurbaşkanı seçilmek için, 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, TBMM üyeleri veya bu niteliklere sahip milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak gerekir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, cumhurbaşkanının görev süresinin bitiminden önceki 60 gün veya herhangi bir sebeple boşalması halinde boşalmayı takip eden 60 gün içinde yapılır. (120. Md.)
Cumhurbaşkanlığı seçimi genel oyla yapılır. Salt çoğunluk oyu alan seçilir. İlk oylamada çoğunluk sağlanmasa bu oylamayı takip eden ikinci Pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya ise, ilk oylamada en çok oy alan iki kişi katılır ve en çok oyu alan seçilir. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usül ve esaslar 6271 sayılı cumhurbaşkanı seçimi kanunudur.
Not: 5678 sayılı anayasa değişikliği kanunundan önce seçilen cumhurbaşkanları ikinci kez seçilemezler.
Cumhurbaşkanı görevine başlarken meclis önünde anayasanın 103. Mad. Yemini eder. Gerekirse meclis başkanı ona vekillik eder.
Tarafsızlık ilkesi dolayısıyla cumhurbaşkanı olanın siyasal sorumsuzluğu olmak zorundadır.
Cumhurbaşkanının görevleri ile ilgili eylemlerinde cezai sorumluluğu da yoktur. 105. Maddeye göre sadece vatana ihanet ten dolayı cezai sorumluluğu vardır. Ama cumhurbaşkanına bu suçtan dolayı da hangi cezanın verileceği anayasa da tam olarak net değildir. Bu da yasal bir boşluktur. Bu boşluğu da ancak yasama organı kanunla doldurabilir.
Eğer bu boşluğu kanun koyucu doldurur, TBMM de vatana ihanetten suçlama da bulunursa o zaman cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesin de yüce divan sıfatıyla yargılanır.
Anayasa Mahkemesi: Kanunların, KHK ve TBMM içtüzüğünün şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılık iddialarıyla açılan davaları karara bağlayan yüksek yargı yeridir.
Ayrıca kişisel suçlarından dolayı cumhurbaşkanı da herkes gibi her yönden, açıdan sorumludur. Yine görev ve sorumluluğu ile ilgili eylemlerinde hukuksal sorumluluğu da yoktur.
***Başbakan ve Bakanlar Kurulu, devletin yürütme organının sorumlu kanadını oluşturur.
>>>Başbakanlık,
*Cumhurbaşkanı TBMM üyeleri arasından başbakan atamasını yapar. Başbakanı ise TBMM de en fazla üye ile temsil edilen siyasi partinin başkanını başbakan olarak seçer. Başkan olacak kişi ayrıca meclis üyesi olmak zorunda.
*Başbakan bakanlar kurulunun başkanıdır. Hükümetin genel siyasetini yürütmekle sorumludur. Bu görevinde bakanlar kurulu üyeleri ile beraber sorumludur. Başbakanlık siyasal bir organdır. Yine hizmet bakanlığı durumundadır.
*Başbakanının görevleri, bakanlar arası işbirliğini sağlamak, bakanların görevini anayasaya uygun yerine getirmesini gözetmek, ters düştüğü bakanı görevine son vermek için cumhurbaşkanına öneride bulunmaktır.
>>>Bakan ve Bakanlıklar,
Bakanlıklar, merkezi idarenin üstlendiği kamu hizmetlerinin örgütlenme biçimidir. Bakanlıkların tüzel kişiliği yok ama devlet kamu tüzel kişiliğini temsil eder. Bakanlıklar, 1984 tarihli 3046 sayılı kanunla düzenlenmiş, her bakanlığın başına bir bakan olur. Bakanlıkların görev alanına giren faaliyetlerini yürüten birimlere ana hizmet birimi denir. Bakana ve bakanlığa yardımcı olmak üzere bakan yardımcıları atanabilir. Hiyerarşiye göre bakan yardımcısı, bakan ile müsteşar arasındadır. Bakan siyasi bir kişidir.
Müsteşar, bakanlığın en yetenekli ve sürekli unsurudur. Müsteşarlık siyasi değil mesleki bir makamdır, merkezi idare içinde devlet memurluğu kademesinin en üstüdür. İşlemler müsteşar gözetiminden geçip bakanın onayına sunulur. Bakandan sonra en yetkili kişidir.
Bakanlıkların yurt dışı teşkilatı şunlardan oluşur:
*Dış temsilcilik niteliğindeki diplomatik temsilciler ve konsolosluklar,
*Dış temsilcilikler içerisinde yer alan ihtisas birimleri
*Dış temsilcilik niteliğinde olmayan yurt dışı teşkilatı
Bakanlığa bağlı ve ilgili kuruluşlar:
Bağlı kuruluşlar, özel kanunla kurulan kuruluşlardır. Bakanlığın ana hizmet ve görev alanına giren kamu hizmetlerini yürütür.
İlgili kuruluşlar, hizmet yerinden yönetim ilkesine göre kurulan örgütlerdir. Örnek, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları…
Bakanların bazı görevleri şunlardır: Bakanlığını yönetmek, bakanlığını temsil etmek, bakanlık görevlilerine emir ve yön vermek, onları denetlemek, bakanlık adına yapılan harcamaları imzalamak, yönetmelik çıkarmak, bakanlığın hükümet ve parlamento ile olan ilişkilerini sağlamak.
Bakanlar Kurulu,
Başbakanın başkanlığındaki bakanlardan oluşur. Yürütme organının sorumlu kanadıdır. Bakanlar kurulunun diğer adı, hükümet ya da kabinedir. Bakanlar kurulu kurulduğu anda göreve başlar, fakat görevine devam edebilmesi için meclisten güvenoyu alması gerekir. Devletin önemli işleri bu kurulda karara bağlanır. Gerekli hallerde cumhurbaşkanı da kurula başkanlık edebilir. Kurul kararlarını oybirliğiyle alır. Bakanlar Kurulunun düzenli çalışması için bir Bakanlar Kurulu İçtüzüğüne ihtiyaç vardır.
2-Yardımcı kuruluşlar ise görüş ve düşünceleriyle, icracı birimler yürütülebilir kararlar alırken yardımcı olan kuruluşlardır. Varlık nedenleri ve amaçları, devlet faaliyetlerinin topluca göz önünde tutularak tutarlı ve uyumlu bir uygulama sağlamak, idarenin bütünlüğünü gerçekleştirmektir. Yardımcı kuruluşlar, siyasilerle tecrübeli uzman kamu görevlilerinin (bürokratların/teknokratların) birlikte çalışıp yetkili organ ve makamlara görüş ve düşüncelerini bildirdikleri heyetlerdir.
Yardımcı kuruluşlar şunlardır:
*Milli Güvenlik Kurulu
*Danıştay
*Sayıştay
*Devlet Denetleme Kurulu (DDK)
*Ekonomik ve Sosyal Konsey
*Kamu Denetçiliği
Milli Güvenlik Kurulu,
Asker ve siyasilerin birlikte karar aldığı kuruldur. Kararlarından hükümet/kabine sorumludur. MGK’nın gündemini cumhurbaşkanı belirler, 2 ayda bir toplanır.
MGK’nın görevi şunlardır:
“...Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili konularda tavsiye kararları alır ve gerekli koordinasyonun sağlanması için görüş tespit eder; bu tavsiye kararlarını ve görüşlerini Bakanlar Kurulu’na bildirir ve kanunlarla verilen görevleri yerine getirir.”
MGK’nın üyeleri şunlardır:
Cumhurbaşkanı,
Başbakan,
Genelkurmay başkanı,
Başbakan yardımcıları
Millî savunma, adalet, içişleri ve dışişleri bakanları,
Dört kuvvet komutanı,
Kurulun sekreterliği
Danıştay,
Bir yandan en yüksek sivil idari mahkeme, diğer yandan da devlet genel idaresinin en yüksek danışma ve inceleme kuruluşudur. Danıştay’ın idari görevleri 3 kısma ayrılır: danışma-inceleme-diğer idari görevler.
Sayıştay,
Mali denetim organı olan Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleriyle mallarını TBMM adına denetleyen, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlayan bir kuruluştur. 6085 sayılı kanun Sayıştay kanunudur. İdare üzerindeki denetimi dış denetimdir. Bu kapsamdaki görevleri: Rapor sunumu, genel uygunluk bildirimi, görüş bildirme ve diğer idari görevler.
DDK,
Devlet Denetleme Kurulu özerk değil, doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlıdır. DDK, bir inceleme, araştırma ve denetleme kuruludur. Cumhurbaşkanının Anayasada öngörülen yetkilerini kullanma ve görevlerini yerine getirme konusundaki en önemli aracıdır. Kurul, dokuz üyeden oluşur. Kurul üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanır. İki yılda bir, kurul üyelerinin üçte biri yenilenir. Kurul başkanı, üyeler arasından iki yıl için Cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Kurulun idarî görevleri, kurul sekreterliğince yürütülür. Görev süresi dolan başkan ve üyeler yeniden seçilebilir veya görev süresi bitmeden görevden alınabilir.
Ekonomik ve Sosyal Konsey,
Ekonomik ve Sosyal Konseyin amacı, 4641 Sayılı Kanunun 1. maddesinde, “ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında, toplumsal uzlaşma ve işbirliğini sağlayacak, sürekli ve kalıcı bir ortam yaratarak, istişari mahiyette ortak görüş belirlemek için oluşturulan Ekonomik ve Sosyal Konsey’in kuruluşunu, çalışma esas ve yöntemlerini düzenlemek” olarak belirlenmiştir. Üyeleri arasında Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile çeşitli sivil toplum kuruluşları yer alır.
Kamu Denetçiliği,
Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri inceler. Kamu baş denetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir.
B-Genel (Merkezî) İdarenin Taşra Teşkilatı
Genel idarenin başkent dışındaki tüm ülkeye yayılmış örgütüne, taşra teşkilatı denir. Türleri: İl genel idaresi, İlçe idaresi, Merkez ilçe, Bucak idaresi.
1-İl genel idaresi, Merkezi idarenin taşrada örgütlenmesinin ilk basamağını oluşturur. İller yasayla kurulur kaldırılır adları değiştirilirler. İl genel idaresi 3 bölümden oluşur: Vali, il idare başkanları ve il idare kurulu. Ayrıca il insan hakları kuruluda dördüncüsü sayılabilir.
İl idaresinin başı validir. İlde devlet, bakanlık ve hükümetin temsilcisidir. Vali birçok kararı alırken başkentin onayını almak zorundadır. (yetkili yetkisiz)
İldeki merkezî idare kuruluşlarının, yani bakanlıkların il içerisindeki örgütlerinin başında bulunan yüksek memurlara il idare başkanları denir. Bunlara, “il şube başkanları” ya da “il müdürleri” de denmektedir. Bunlar, valinin emri ve hiyerarşik denetimi altındadır. Bunların başlıcaları, hukuk işleri müdürü, defterdar, jandarma komutanı, il emniyet müdürü, il kültür müdürü, il millî eğitim müdürü, il turizm müdürü, il bayındırlık ve iskan müdürü vs.dir.
Valinin başkanlığında, hukuk işleri müdürü, defterdar, millî eğitim müdürü, bayındırlık ve iskan müdürü ve sağlık müdüründen oluşan bir kurula, il idare kurulu denir. Bu kurula vali yardımcısı da başkanlık edebilir.
2-İlçe idaresi,
İlçelerde kanunla kurulur, kaldırılır adı değiştirilir. İlçedeki hiyerarşik sıralama: kaymakam, ilçe müdürlüğü, şayet ihtiyaç varsa şube müdürlüğü, şeflik ve memurluk biçimindedir. İlçe idaresi de 3 kısımdan oluşur: Kaymakam, ilçe idare başkanları ve ilçe idare kurulu. Ayrıca il insan hakları kuruluda dördüncüsü sayılabilir.
İlçe idaresinin başı kaymakamdır. Görevlerini valinin gözetim denetimi altında yapar. İlçe sınırları içinde yasaların uygulanmasından sorumludur. İlçedeki askeri ve adi makamlar kaymakamın denetimi dışındadırlar. Kaymakam sadece hükümeti temsil eder sebebi yetki genişliğine göre yönetilmediği için.
İlçe idaresinde yer alan bakanlık taşra kuruluşlarının başında bulunan memurlara “ilçe yönetim başkanları” veya “ilçe şube başkanları” denmektedir. Örnek, yazı işleri müdürü, mal müdürü, hükümet tabibi, tarım teknisyeni, veteriner ve nüfus memuru gibi memurlardır.
3-İlçe idare kurulu, kaymakamın başkanlığı altında, ilçede bulunan yazı işleri müdürü, hükümet tabibi, ilköğretim müdürü, mal müdürü, tarım teknisyeni ve veteriner gibi ilçe idare başkanlarından oluşur. İlçe idare kurulunun görevleri, il idare kurulunun görevlerine benzer.
4-Merkez İlçe
İl merkezi ile o il içerisinde hiçbir ilçeye bağlı olmayan bucak ve köylerin oluşturduğu alana merkez ilçe denmektedir.
5-Bucak İdaresi
İl idaresi Kanununa göre bucak, “coğrafya, ekonomi, güvenlik ve mahallî hizmetler bakımından aralarında münasebet bulunan kasaba ve köylerden meydana gelen” bir idare birimidir. Bucakların kuruluş amacı, bir taraftan idarenin bütünlüğünü gerçekleştirmek, diğer yandan da toplumsal kalkınmaya öncülük etmektir. Bucakların kurulabilmesi için içişleri Bakanlığının kararı ve Cumhurbaşkanının onayı gerekir. Bucak müdürü, bucakta bulunan en büyük hükümet memurudur. Uçak meclisi, biri seçimlik, diğeri doğal olmak üzere iki tip üyeden oluşur. Bucak komisyonu dört üyeden oluşur ve bucak müdürü başkanlık eder.
Merkezî İdarenin Bölge Teşkilatları
Bazı kuruluşların, taşra teşkilatını il sınırlarını aşacak biçimde kurmasına bölge teşkilatı/bölge kuruluşları denir. Merkezi idarenin taşrada bölge teşkilatı 2 türlüdür: olağanüstü hal bölge valilikleri ve bölge müdürlükleri
***285 sayılı KHK ile doğu-güneydoğu Anadolu bölgelerinde kurulan valilikler olağanüstü hal bölge valilikleridir. Bu valilik içişleri bakanlığına bağlıdır.
***Birden çok ili içine alan ve yetki genişliği esasına dayanan teşkilat bölge müdürlükleridir. Bölge müdürlükleri 3046 sayılı kanuna gör kurulur.
YEREL YÖNETİMLER
Yerel Yönetimlerin Türleri
İl özel idareleri, belediyeler ve köyler. Yeni bir tür yerel yönetim türü oluşturabilmek için, Anayasa’nın 127. maddesinde değişiklik yapılması gerekir.
İl özel idareleri,
İl idaresinin yasal temelleri Vilayet Nizamnamesi ile atılmıştır. 5302 sayılı kanun il özel idareleri ile ilgilidir. İl kaldırılırsa, il özel idaresinin tüzel kişiliği de kalkar. İl özel idaresi, belediyeler gibi sadece kentsel alanlarda kamu hizmeti yürütmekle yetinmez. İl özel idaresi, il sınırları içinde yer alan kırsal yerleşim yerlerinde bayındırlık, ulaşım, tarım, eğitim, kültür, sağlık, çevre gibi hizmetleri sağlamakla da görevlidir.
İl Özel idaresi: İl halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir. İl özel idareleri, hem eskiden hem de şimdi, kolluk görev ve yetkisine, personel ve araçlarına da sahip değildir.
İl özel idaresinin 3 organı vardır: il genel meclisi, il encümeni ve validir.
İl genel meclisi,
Üyeleri 5 yıllığına seçilir. Üye seçimi tek dereceli ve nispi temsil usulüne göre yapılır. İki tür toplantısı yapılır. Olağan ve olağanüstü toplantıdır. Olağan toplantı her ayın ilk haftası içinde gerçekleşir.
İl encümeni,
İl özel idaresinin hem danışma (yardımcı) organı, hem de ikinci karar organıdır. Toplantılarına vali başkanlık eder, vali yoksa genel sekreter başkan olur.
Vali,
İl özel idaresinin başı, yürütme organı ve yasal temsilcisi olmasının yanı sıra, aynı zamanda vesayet makamıdır. Yürütme organı olarak vali, genel meclisin ve encümenin aldığı kararları yürütür. Genel meclise sunulacak bütçe ve çalışma programlarını hazırlar. Vali, genel meclisin gündeminin belirlenmesine yardımcı olur. Encümenin gündemini düzenler. Tüzel kişiliği vali temsil eder.
Belediyeler,
Belediye belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir.
Belediye ve Türleri, geleneksel belediyeler, büyükşehir belediyeler ve ilçe belediyeleri olmak üzere 3 türdür.
Geleneksel belediyeler, belediye kavramının omurgasını oluşturur. Standart ya da klasik belediye de denilir. Tanzimat’tan sonra gelişen ve 1980’li yıllara kadar başka türü olmayan belediyelerdir. Büyükşehir ve ilçe belediye dışında kalan tüm belediyelere denir. Geleneksel belediye organları belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanlarıdır.
Büyükşehir Belediyesi (5216 sayılı kanun), En az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsayan, bu belediyeler arasında koordinasyonu sağlayan; kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan; idari ve mali özerkliğe sahip ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisidir.
Büyükşehir belediyeleri, kanunla kurulmak zorundadır. (127. Md.) uygulamada il merkezlerindeki belediyeler, kanunlarla veya kanun hükmünde kararnamelerle büyükşehir belediyelerine dönüştürülmüşlerdir. Büyükşehir belediyelerinin sınırları, adını aldıkları büyükşehirlerin belde sınırlarıdır.
Büyükşehir belediyelerinin de tıpkı geleneksel belediyeler gibi üç organı bulunmaktadır. Bu organlar; büyükşehir belediye meclisi, büyükşehir belediye encümeni ve büyükşehir belediye başkanıdır.
İlçe Belediyeleri
Sadece, büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan ilçelerde kurulan ve üzerinde büyükşehir belediyesinin bir çeşit idari vesayet yetkisi bulunan belediyelere ilçe belediyesi denir. İlçe belediyelerinin sınırı, adını taşıdıkları ilçenin tümünü değil, o ilçenin merkezini kapsar. İlçe belediyelerinin bütçesini, büyükşehir belediyesi kabul etmektedir.
Köy İdaresi (5393 sayılı belediye kanunu) , (442 sayılı köy kanunu)
Nüfusu 150 ile 5000’in arasında olan, taşınır ve taşınmaz mallara sahip, kendisine verilen mahalli müşterek hizmetleri yapan kamu tüzel kişiliğidir. Yeni bir köy, İçişleri Bakanlığının kararı ile kurulur. İçişleri Bakanlığı bir yerde köy kurmadan önce o yerdeki il idare kurulu, il genel meclisi ile Bayındırlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının görüşünü alır.
442 sayılı Köy Kanunu, köy yönetiminin görevlerini zorunlu görevler ve isteğe bağlı görevler olmak üzere iki gruba ayırmıştır. Köyün üç organı vardır. Bunlar, köy derneği, köy ihtiyar heyeti ve köy muhtarı.
Kamu Kurumları
Belirli bir veya birkaç kamu hizmetini ya da faaliyetini yürütmekle görevli tüzel kişiliğe sahip idare teşkilatıdır. Kamu kurumları oluşturulurken, hizmet yönünden yerinden yönetim (işlevsel yerinden yönetim) ilkesi uygulanır. Yasama organının iradesiyle meydana gelmişlerdir, kendiliğinden değil.
Kamu Kurumlarının Türleri
3 açıdan türlere ayrılır kamu kurumları: Bunlardan birincisi faaliyet konuları (işlevleri), ikincisi faaliyet yürüttükleri coğrafi alan, üçüncüsü de yönetim biçimidir.
Kamu kurumları, faaliyet konularına göre, idari kamu kurumları, iktisadi kamu kurumları, sosyal kamu kurumları, bilimsel teknik ve kültürel kamu kurumları ile düzenleyici ve denetleyici kamu kurumları olmak üzere beş gruba ayrılılar. Faaliyet yürüttükleri coğrafi alana göre de ulusal, bölgesel ve yerel kamu kurumları olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Yönetim biçimleri açısından ise kamusal yönetim biçimleri uygulanan kamu kurumları ve özel yönetim biçimleri uygulanan kamu kurumları olmak üzere iki gruba ayrılmaktadırlar.
Faaliyet Konularına Göre Kamu Kurumları
İdari Kamu Kurumları
Klasik kamu hizmet ve faaliyetlerini kendi bünyelerinden ayırıp tüzel kişiliğe kavuşturduğu teşkilat birimlerine, idari kamu kurumları denmektedir. Örnek olarak, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü’nü gösterebiliriz.
İktisadi Kamu Kurumları
Ticaret, sanayi, maliye, bankacılık, tarım ve madencilik gibi ekonomik faaliyetlerde bulunmak üzere kamu sermayesi veya katkısıyla kanun ya da kanunun verdiği açık yetkiye dayanılarak idari işlemler uyarınca kurulup işletilen kamu kurumlarıdır. Anayasamız, iktisadi kamu kurumlarına “kamu iktisadi teşebbüsleri” demektedir.
Sosyal Kamu Kurumları
Çeşitli insan topluluklarının çalışma, sağlık, konut, dinlenme, eğlenme, işsizlik emeklilik vs. sosyal ihtiyaçlarını karşılamakla, kısaca sosyal haklarını ve güvenliğini sağlamakla görevli özerk kamu kurumlarıdır. Sosyal kamu kurumlarına örnek olarak; Sosyal Güvenlik Kurumu’nu, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünü, Ereğli Kömür Havzası Amele Birliği Biriktirme ve Yardım Sandığı Başkanlığını, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nü, Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nu sayabiliriz.
Bilimsel, Teknik ve Kültürel Kamu Kurumları
Bunların tipik örnekleri, üniversiteler, TÜBİTAK, MTA, TRT ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi’dir.
Düzenleyici ve Denetleyici Kamu Kurumları (Bağımsız İdari Otoriteler)
Sermaye piyasasının düzgün işlemesi, rekabet ortamının korunması, radyo ve televizyon yayıncılığının karmaşadan kurtarılması, bankacılık gibi kamusal hayatın hassas alanlarında düzenleme ve denetleme görevini yerine getiren, devlet adına icrai karar alma yetkisine sahip çok geniş bir özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Bu tür kamu kurumlarına, Sermaye Piyasası Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Rekabet Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Telekomünikasyon Kurumu, Şeker Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu örnek olarak gösterilebilir.
Hizmet Sundukları Yer (Coğrafi) Açısından Kamu Kurumları
Ulusal Kamu Kurumları
Ulusal kamu kurumları, ülke çapında kamu hizmeti yürütmekle görevli kamu kurumlarıdır. Ülke üzerinde yaşayan tüm insanlar yararlanır.
Bölgesel Kamu Kurumları
Bölgesel kamu kurumları sadece belli bir bölgede yaşayanlar için kamu hizmeti üstlenirler. Bir başka deyişle, üstlendikleri kamu hizmetini sadece yetkili oldukları bölgede yürütürler.
Yerel Kamu Kurumları
Bu tür kamu kurumlarına, İSKİ, EGO, İETT, BELTAŞ, BİT gibi örnekler verilebilir.
Yönetim Biçimleri Açısından Kamu Kurumları
2 ye ayrılır:
Kamu yönetim biçimleri uygulanan kurumlar
Klasik hizmet ve faaliyetlerin devlet bünyesinden ayrılması sonucu ortaya çıkmışlar. Örnek, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü gibi.
Özel yönetim biçimleri uygulanan kurumlar
Özel kesim tarafından yürütülen bazı faaliyetlerin kamu hizmeti haline sokularak bir tüzel kişilik biçiminde örgütlenmesi sonucu ortaya çıkmışlardır. Örnek, Devlet Malzeme Ofisi, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu gibi…
KAMU KURUMU NİTELİĞİNDE MESLEK TEŞEKKÜLLERİ
Meslek, sanat, zanaat erbabının ve esnafın zorunlu olarak katıldıkları ve bağlı oldukları kamusal örgütlerdir. Bu kuruluşların kökeni Türkiye’de esnaf “loncalarına” ve “ahilik” teşkilatına kadar uzanır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleri de tıpkı kamu kurumları gibi hizmet yerinden yönetim kuruluşlarındandır.
*Teşkilat soyut bir unsurdur, idarenin hukuki ve siyasi dokusudur, idarenin iskeletidir.
*Türk idare teşkilatına hakim ilkeler başlıca 5 tanedir. Bunlar:
1)İdarenin kanuniliği ilkesi: İdarenin kuruluş, görev ve yetkilerinde yasanın egemen olması, idarenin yasaya saygılı olması, yönetilenlerin idare keyfi işlerine karşı korunması demektir. Bu ilke 4 boyutludur: Birinci boyut idarenin işlevi, ikinci boyut kuruluşu, üçüncü boyut üstlendiği görev ve dördüncü boyut idarenin yapmış olduğu işlerle ilgilidir.
2)Merkezden Yönetim (İdari merkeziyet) ve Yetki Genişliği: Bu ilkeye göre, ülke idaresi tek elden yönetilir. Merkezden yönetim ilkesi katı biçimde uygulanınca bütün kamu hizmetleri devlet adına yürütülür. Merkezi idarenin devletten ayrı tüzel kişiliği yoktur. Merkezden yönetim ilkesine göre idari teşkilat başkent ve taşra teşkilatı diye ikiye ayrılır.
→Merkezden yönetimin faydaları:
Devlet yönetiminde birlik, silahlı güç üzerindeki sivil idare gücü olması, kamu hizmetlerinin verimi için gerekli kaynak ve mali destek, kamu hizmetlerinin ülkeye eşit dağıtılması, kamu görevlilerinin yerel etkiden uzak tutulması.
→ Merkezden yönetimin Sakıncaları:
Bürokrasiye neden olma, kamu hizmetlerinin yavaşlığı, demokrasiyle bağdaşmayan aşırı mer-
kezicilik, güçlü parlementerlerin kamusal kaynaklarını kendi seçim bölgesine kaydırması, merkez adına görevli olanlar merkezin görüşlerinin gerekliliğini yerine getirir.
Yetki genişliği: Merkezi yönetimin sakıncalarına karşı alınan önlemdir. Merkez adına karar kılmaya yetkili şef ya da şeflerin, kendi hiyerarşik denetimleri altında kullanılmak üzere, yetkilerini başkent ya da taşradaki yüksek görevlilere aktarmasıdır. Başkentte müsteşar, taşrada vali, yurt dışında büyükelçilikler örnek olarak gösterilebilir.
3)Yerinden yönetim ilkesi: Ademi merkeziyet te denilir. Topluma sunulan bazı hizmetlerin devlet kamu tüzel kişiliği dışında kurulan kamu tüzel kişiliklerince yerine getirilmesidir. Yerinden yönetim ilkesi iki türlü uygulanır: Yer ve hizmet açısından. Yer açısından uygula-
nan yerinden yönetim ilkesine belediye, hizmet açısından olana üniversiteler örnek verilebilir.
Faydaları: Halkın yönetime katılması ve kendine güveni artar. Kamusal ihtiyaçların belirlen-mesinde, hızlı verimli işlenmesinde en etkili ilkedir. Merkezden yönetimin sakıncalarını azaltır.
Sakıncaları: Bu ilkeye göre kurulan birçok idare maddi sıkıntı çeker. Bu ilkeye göre kurulan tüzel kişiliklere tanınan maddi özerklik kötü idari geleneklerin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu ilkenin aşırı uygulanması üniter devletlerde ülke birliğini zedeler.
4)İdarenin kamu tüzel kişiliklerinden oluşması ilkesi:
Tüzel kişilik: Bireylerin amaçlarına daha iyi hizmet etmek ve bireyin bazen ömrünün
yetmediği uzun vadeli amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak için bireyler arası birleşmedir.
Kamu Tüzel Kişiliği ve İdare Tüzel Kişiliği: İkisi de aynı kavramı ifade eder. Ayrıca kamu hukuku tüzel kişileri de denilir. Anlamı şudur: Kanun veya kanunun açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak bir idarî işlemle kurulan, üstün ve ayrıcalıklı yetkilerle donatılmış, Devlet tüzel kişiliğinden ayrı tüzel kişiliklerdir. Kamu tüzel kişiliğinin kurulması ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak idari işlemle kurulur. Kanunda açık bir hüküm yoksa, aksine işlem ya da yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca ancak kanunla veya kanunun verdiği bir yetkiyle kaldırılabilir.
Yetkide paralellik ilkesi, kural olarak idari işleri yapmaya yetkili makamın o işi kaldırmaya ve değiştirmeye de yetkili olmasıdır. Usulde paralellik, idari işlemin yapılması sırasında izlenen usül ve şekil kurallarının o işin kaldırılması sırasında da izlenmesi ilkesidir.
5)İdarenin bütünlüğü ilkesi: İdarenin kuruluş ve görevleriyle bütünlük göstermesidir. (anayasaya göre sistem bütünlüğü) İdareyi bütün halede getiren idare işlevidir/faaliyetidir. Bu işlevin amacı da kamu yararıdır. Türk idare sisteminde bütünlüğün oluşması ise hiyerarşi, idari vesayet ve özerklikle olur. Bu hukuki araçlara kamusal ilişkiler denilir.
Hiyerarşi ve kanunsuz emir
Hiyerarşi: İdare teşkilatındaki makam ve görevlilerin aşağıdan yukarıya doğru birbirine derece derece bağlanarak tepedeki yetkiliye bağlı olması demektir. Hiyerarşi gücü ceza, ödül, emir ve yönlendirme gibi durumların hepsini kapsar.
Kanunsuz emir: Üstün verdiği emri astın kanun, tüzük, yönetmelik ve anayasaya aykırı görüp uygulamamasıdır. Bu aykırılığı emri verene bildirir. Emri veren bunu yazı ile tekrar ederse ast yerine getirir tüm sorumluluk emri verende olur. Ancak konusu suç olan hiçbir emir yerine getirilemez yerine getiren de emreden de bundan sorumludur.
İdari vesayet: Merkez konumundaki idarenin, yerinden yönetim idarelerinin yürütülebilir
kararlarını ve işlemlerini denetlemek ve bu kararları bozabilmek yetkisidir.
İdari Vesayet ile Hiyerarşi Karşılaştırılması
*İdari vesayet merkezden yönetim ve yerinden yönetim arasında var.
Hiyerarşi tüm kamu tüzel kişiliklerin bünyesinde vardır.
* İdari vesayet denetimi ise, yasa ile düzenlenmesi gereken bir denetimdir.
Hiyerarşik denetim ayrıca yasalarda gösterilmesine gerek yok.
*İdari vesayet hukuka uygunluk olarak kullanılırken, hiyerarşi hukuka uygunluk
ve yerindelik açısından kullanılır.
*Hiyerarşik amir astına emir ve direktifle mevzuatın nasıl uygulandığını gösterirken, vesayet makamının böyle bir yetkisi yok.
*Hiyerarşik üst, işlem yapıldıktan sonra bile bunu değiştirip düzenleyebilir, yerine yenisini getirir. Vesayet makamında bu yetki sınırlıdır.
*Hiyerarşik üstler astın yerine geçip işini yapamadığı gibi, vesayet makamı da yerinde yönetim idaresinin yerine geçemez. (tek ortak özellik)
Özerklik: muhtariyet(autonomy) sözcüğünün Türkçe karşılığıdır. Kamu tüzel kişilerinin, kamu hizmetini uygularken kendi organları aracılığıyla karar alıp, uygulama aşamasında da kendi mali kaynağını kullanmasına özerklik denir. İdari hukuk alanında kullanılan özerklik 3 çeşittir: bilimsel, idari ve mali özerkliktir. Kamu tüzel kişiliği bunların hepsini kendinde toplaması şart değildir. Özerklik, merkezden yönetim ve bürokrasinin getirdiği hantallıktan kurtulma çabasıdır.
***Kamu tüzel kişiliklerinde uygulanan özerklik ve idari vesayet yetkisi ters orantılıdır.
İDARENİN TEŞKİLATLANMA BİÇİMLERİ
(KAMU TÜZEL KİŞİLİKLERİNİN TÜRLERİ)
Türk idare örgütünün türleri 4 tanedir:
* Devlet idaresi (genel idare/merkezî idare),
* Yerel yönetimler,
* Kamu kurumları,
* Kamu kurumu niteliğinde meslek teşekkülleri
DEVLET İdaresi (GENEL İdare / MERKEZİ İdare)
Devlet idaresi denilince, sadece yürütme organı kast edilir. Devlet idaresine merkezi idare/genel idare de denilir. Devlet idaresi 2 büyük bölüme ayrılır: Başkent ve taşra teşkilatı.
A-Başkent Teşkilatı
Devlet idaresinin, yürütülmesini üzerine aldığı kamu hizmetlerinin nasıl yürütüleceğinin planlanıp kararlaştırıldığı bölümdür. 2 ye ayrılır: İcracı birimler ve yardımcı kuruluşlar.
1-İcracı birimler, devlet idaresi adına yürütülebilir nitelikte kararlar alan idarî birimlerdir. Başkentteki icracı birimler şunlardır:
*Cumhurbaşkanlığı
*Başbakan ve Bakanlar Kurulu
***Cumhurbaşkanlığı, devletin yürütme organının sorumsuz kanadını oluşturur. Görev süresi 5 yıldır. Bir kişi en fazla 2 defa cumhurbaşkanı olabilir. Cumhurbaşkanlığına TBMM veya meclis dışından aday gösterilmesi için 20 milletvekilinin yazılı teklifi ile olur. En son yapılan milletvekili seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde 10 u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilir, milletvekilliği sona erer.
Cumhurbaşkanı seçilmek için, 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, TBMM üyeleri veya bu niteliklere sahip milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak gerekir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, cumhurbaşkanının görev süresinin bitiminden önceki 60 gün veya herhangi bir sebeple boşalması halinde boşalmayı takip eden 60 gün içinde yapılır. (120. Md.)
Cumhurbaşkanlığı seçimi genel oyla yapılır. Salt çoğunluk oyu alan seçilir. İlk oylamada çoğunluk sağlanmasa bu oylamayı takip eden ikinci Pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya ise, ilk oylamada en çok oy alan iki kişi katılır ve en çok oyu alan seçilir. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usül ve esaslar 6271 sayılı cumhurbaşkanı seçimi kanunudur.
Not: 5678 sayılı anayasa değişikliği kanunundan önce seçilen cumhurbaşkanları ikinci kez seçilemezler.
Cumhurbaşkanı görevine başlarken meclis önünde anayasanın 103. Mad. Yemini eder. Gerekirse meclis başkanı ona vekillik eder.
Tarafsızlık ilkesi dolayısıyla cumhurbaşkanı olanın siyasal sorumsuzluğu olmak zorundadır.
Cumhurbaşkanının görevleri ile ilgili eylemlerinde cezai sorumluluğu da yoktur. 105. Maddeye göre sadece vatana ihanet ten dolayı cezai sorumluluğu vardır. Ama cumhurbaşkanına bu suçtan dolayı da hangi cezanın verileceği anayasa da tam olarak net değildir. Bu da yasal bir boşluktur. Bu boşluğu da ancak yasama organı kanunla doldurabilir.
Eğer bu boşluğu kanun koyucu doldurur, TBMM de vatana ihanetten suçlama da bulunursa o zaman cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesin de yüce divan sıfatıyla yargılanır.
Anayasa Mahkemesi: Kanunların, KHK ve TBMM içtüzüğünün şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılık iddialarıyla açılan davaları karara bağlayan yüksek yargı yeridir.
Ayrıca kişisel suçlarından dolayı cumhurbaşkanı da herkes gibi her yönden, açıdan sorumludur. Yine görev ve sorumluluğu ile ilgili eylemlerinde hukuksal sorumluluğu da yoktur.
***Başbakan ve Bakanlar Kurulu, devletin yürütme organının sorumlu kanadını oluşturur.
>>>Başbakanlık,
*Cumhurbaşkanı TBMM üyeleri arasından başbakan atamasını yapar. Başbakanı ise TBMM de en fazla üye ile temsil edilen siyasi partinin başkanını başbakan olarak seçer. Başkan olacak kişi ayrıca meclis üyesi olmak zorunda.
*Başbakan bakanlar kurulunun başkanıdır. Hükümetin genel siyasetini yürütmekle sorumludur. Bu görevinde bakanlar kurulu üyeleri ile beraber sorumludur. Başbakanlık siyasal bir organdır. Yine hizmet bakanlığı durumundadır.
*Başbakanının görevleri, bakanlar arası işbirliğini sağlamak, bakanların görevini anayasaya uygun yerine getirmesini gözetmek, ters düştüğü bakanı görevine son vermek için cumhurbaşkanına öneride bulunmaktır.
>>>Bakan ve Bakanlıklar,
Bakanlıklar, merkezi idarenin üstlendiği kamu hizmetlerinin örgütlenme biçimidir. Bakanlıkların tüzel kişiliği yok ama devlet kamu tüzel kişiliğini temsil eder. Bakanlıklar, 1984 tarihli 3046 sayılı kanunla düzenlenmiş, her bakanlığın başına bir bakan olur. Bakanlıkların görev alanına giren faaliyetlerini yürüten birimlere ana hizmet birimi denir. Bakana ve bakanlığa yardımcı olmak üzere bakan yardımcıları atanabilir. Hiyerarşiye göre bakan yardımcısı, bakan ile müsteşar arasındadır. Bakan siyasi bir kişidir.
Müsteşar, bakanlığın en yetenekli ve sürekli unsurudur. Müsteşarlık siyasi değil mesleki bir makamdır, merkezi idare içinde devlet memurluğu kademesinin en üstüdür. İşlemler müsteşar gözetiminden geçip bakanın onayına sunulur. Bakandan sonra en yetkili kişidir.
Bakanlıkların yurt dışı teşkilatı şunlardan oluşur:
*Dış temsilcilik niteliğindeki diplomatik temsilciler ve konsolosluklar,
*Dış temsilcilikler içerisinde yer alan ihtisas birimleri
*Dış temsilcilik niteliğinde olmayan yurt dışı teşkilatı
Bakanlığa bağlı ve ilgili kuruluşlar:
Bağlı kuruluşlar, özel kanunla kurulan kuruluşlardır. Bakanlığın ana hizmet ve görev alanına giren kamu hizmetlerini yürütür.
İlgili kuruluşlar, hizmet yerinden yönetim ilkesine göre kurulan örgütlerdir. Örnek, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları…
Bakanların bazı görevleri şunlardır: Bakanlığını yönetmek, bakanlığını temsil etmek, bakanlık görevlilerine emir ve yön vermek, onları denetlemek, bakanlık adına yapılan harcamaları imzalamak, yönetmelik çıkarmak, bakanlığın hükümet ve parlamento ile olan ilişkilerini sağlamak.
Bakanlar Kurulu,
Başbakanın başkanlığındaki bakanlardan oluşur. Yürütme organının sorumlu kanadıdır. Bakanlar kurulunun diğer adı, hükümet ya da kabinedir. Bakanlar kurulu kurulduğu anda göreve başlar, fakat görevine devam edebilmesi için meclisten güvenoyu alması gerekir. Devletin önemli işleri bu kurulda karara bağlanır. Gerekli hallerde cumhurbaşkanı da kurula başkanlık edebilir. Kurul kararlarını oybirliğiyle alır. Bakanlar Kurulunun düzenli çalışması için bir Bakanlar Kurulu İçtüzüğüne ihtiyaç vardır.
2-Yardımcı kuruluşlar ise görüş ve düşünceleriyle, icracı birimler yürütülebilir kararlar alırken yardımcı olan kuruluşlardır. Varlık nedenleri ve amaçları, devlet faaliyetlerinin topluca göz önünde tutularak tutarlı ve uyumlu bir uygulama sağlamak, idarenin bütünlüğünü gerçekleştirmektir. Yardımcı kuruluşlar, siyasilerle tecrübeli uzman kamu görevlilerinin (bürokratların/teknokratların) birlikte çalışıp yetkili organ ve makamlara görüş ve düşüncelerini bildirdikleri heyetlerdir.
Yardımcı kuruluşlar şunlardır:
*Milli Güvenlik Kurulu
*Danıştay
*Sayıştay
*Devlet Denetleme Kurulu (DDK)
*Ekonomik ve Sosyal Konsey
*Kamu Denetçiliği
Milli Güvenlik Kurulu,
Asker ve siyasilerin birlikte karar aldığı kuruldur. Kararlarından hükümet/kabine sorumludur. MGK’nın gündemini cumhurbaşkanı belirler, 2 ayda bir toplanır.
MGK’nın görevi şunlardır:
“...Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili konularda tavsiye kararları alır ve gerekli koordinasyonun sağlanması için görüş tespit eder; bu tavsiye kararlarını ve görüşlerini Bakanlar Kurulu’na bildirir ve kanunlarla verilen görevleri yerine getirir.”
MGK’nın üyeleri şunlardır:
Cumhurbaşkanı,
Başbakan,
Genelkurmay başkanı,
Başbakan yardımcıları
Millî savunma, adalet, içişleri ve dışişleri bakanları,
Dört kuvvet komutanı,
Kurulun sekreterliği
Danıştay,
Bir yandan en yüksek sivil idari mahkeme, diğer yandan da devlet genel idaresinin en yüksek danışma ve inceleme kuruluşudur. Danıştay’ın idari görevleri 3 kısma ayrılır: danışma-inceleme-diğer idari görevler.
Sayıştay,
Mali denetim organı olan Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleriyle mallarını TBMM adına denetleyen, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlayan bir kuruluştur. 6085 sayılı kanun Sayıştay kanunudur. İdare üzerindeki denetimi dış denetimdir. Bu kapsamdaki görevleri: Rapor sunumu, genel uygunluk bildirimi, görüş bildirme ve diğer idari görevler.
DDK,
Devlet Denetleme Kurulu özerk değil, doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlıdır. DDK, bir inceleme, araştırma ve denetleme kuruludur. Cumhurbaşkanının Anayasada öngörülen yetkilerini kullanma ve görevlerini yerine getirme konusundaki en önemli aracıdır. Kurul, dokuz üyeden oluşur. Kurul üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanır. İki yılda bir, kurul üyelerinin üçte biri yenilenir. Kurul başkanı, üyeler arasından iki yıl için Cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Kurulun idarî görevleri, kurul sekreterliğince yürütülür. Görev süresi dolan başkan ve üyeler yeniden seçilebilir veya görev süresi bitmeden görevden alınabilir.
Ekonomik ve Sosyal Konsey,
Ekonomik ve Sosyal Konseyin amacı, 4641 Sayılı Kanunun 1. maddesinde, “ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında, toplumsal uzlaşma ve işbirliğini sağlayacak, sürekli ve kalıcı bir ortam yaratarak, istişari mahiyette ortak görüş belirlemek için oluşturulan Ekonomik ve Sosyal Konsey’in kuruluşunu, çalışma esas ve yöntemlerini düzenlemek” olarak belirlenmiştir. Üyeleri arasında Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile çeşitli sivil toplum kuruluşları yer alır.
Kamu Denetçiliği,
Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri inceler. Kamu baş denetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir.
B-Genel (Merkezî) İdarenin Taşra Teşkilatı
Genel idarenin başkent dışındaki tüm ülkeye yayılmış örgütüne, taşra teşkilatı denir. Türleri: İl genel idaresi, İlçe idaresi, Merkez ilçe, Bucak idaresi.
1-İl genel idaresi, Merkezi idarenin taşrada örgütlenmesinin ilk basamağını oluşturur. İller yasayla kurulur kaldırılır adları değiştirilirler. İl genel idaresi 3 bölümden oluşur: Vali, il idare başkanları ve il idare kurulu. Ayrıca il insan hakları kuruluda dördüncüsü sayılabilir.
İl idaresinin başı validir. İlde devlet, bakanlık ve hükümetin temsilcisidir. Vali birçok kararı alırken başkentin onayını almak zorundadır. (yetkili yetkisiz)
İldeki merkezî idare kuruluşlarının, yani bakanlıkların il içerisindeki örgütlerinin başında bulunan yüksek memurlara il idare başkanları denir. Bunlara, “il şube başkanları” ya da “il müdürleri” de denmektedir. Bunlar, valinin emri ve hiyerarşik denetimi altındadır. Bunların başlıcaları, hukuk işleri müdürü, defterdar, jandarma komutanı, il emniyet müdürü, il kültür müdürü, il millî eğitim müdürü, il turizm müdürü, il bayındırlık ve iskan müdürü vs.dir.
Valinin başkanlığında, hukuk işleri müdürü, defterdar, millî eğitim müdürü, bayındırlık ve iskan müdürü ve sağlık müdüründen oluşan bir kurula, il idare kurulu denir. Bu kurula vali yardımcısı da başkanlık edebilir.
2-İlçe idaresi,
İlçelerde kanunla kurulur, kaldırılır adı değiştirilir. İlçedeki hiyerarşik sıralama: kaymakam, ilçe müdürlüğü, şayet ihtiyaç varsa şube müdürlüğü, şeflik ve memurluk biçimindedir. İlçe idaresi de 3 kısımdan oluşur: Kaymakam, ilçe idare başkanları ve ilçe idare kurulu. Ayrıca il insan hakları kuruluda dördüncüsü sayılabilir.
İlçe idaresinin başı kaymakamdır. Görevlerini valinin gözetim denetimi altında yapar. İlçe sınırları içinde yasaların uygulanmasından sorumludur. İlçedeki askeri ve adi makamlar kaymakamın denetimi dışındadırlar. Kaymakam sadece hükümeti temsil eder sebebi yetki genişliğine göre yönetilmediği için.
İlçe idaresinde yer alan bakanlık taşra kuruluşlarının başında bulunan memurlara “ilçe yönetim başkanları” veya “ilçe şube başkanları” denmektedir. Örnek, yazı işleri müdürü, mal müdürü, hükümet tabibi, tarım teknisyeni, veteriner ve nüfus memuru gibi memurlardır.
3-İlçe idare kurulu, kaymakamın başkanlığı altında, ilçede bulunan yazı işleri müdürü, hükümet tabibi, ilköğretim müdürü, mal müdürü, tarım teknisyeni ve veteriner gibi ilçe idare başkanlarından oluşur. İlçe idare kurulunun görevleri, il idare kurulunun görevlerine benzer.
4-Merkez İlçe
İl merkezi ile o il içerisinde hiçbir ilçeye bağlı olmayan bucak ve köylerin oluşturduğu alana merkez ilçe denmektedir.
5-Bucak İdaresi
İl idaresi Kanununa göre bucak, “coğrafya, ekonomi, güvenlik ve mahallî hizmetler bakımından aralarında münasebet bulunan kasaba ve köylerden meydana gelen” bir idare birimidir. Bucakların kuruluş amacı, bir taraftan idarenin bütünlüğünü gerçekleştirmek, diğer yandan da toplumsal kalkınmaya öncülük etmektir. Bucakların kurulabilmesi için içişleri Bakanlığının kararı ve Cumhurbaşkanının onayı gerekir. Bucak müdürü, bucakta bulunan en büyük hükümet memurudur. Uçak meclisi, biri seçimlik, diğeri doğal olmak üzere iki tip üyeden oluşur. Bucak komisyonu dört üyeden oluşur ve bucak müdürü başkanlık eder.
Merkezî İdarenin Bölge Teşkilatları
Bazı kuruluşların, taşra teşkilatını il sınırlarını aşacak biçimde kurmasına bölge teşkilatı/bölge kuruluşları denir. Merkezi idarenin taşrada bölge teşkilatı 2 türlüdür: olağanüstü hal bölge valilikleri ve bölge müdürlükleri
***285 sayılı KHK ile doğu-güneydoğu Anadolu bölgelerinde kurulan valilikler olağanüstü hal bölge valilikleridir. Bu valilik içişleri bakanlığına bağlıdır.
***Birden çok ili içine alan ve yetki genişliği esasına dayanan teşkilat bölge müdürlükleridir. Bölge müdürlükleri 3046 sayılı kanuna gör kurulur.
YEREL YÖNETİMLER
Yerel Yönetimlerin Türleri
İl özel idareleri, belediyeler ve köyler. Yeni bir tür yerel yönetim türü oluşturabilmek için, Anayasa’nın 127. maddesinde değişiklik yapılması gerekir.
İl özel idareleri,
İl idaresinin yasal temelleri Vilayet Nizamnamesi ile atılmıştır. 5302 sayılı kanun il özel idareleri ile ilgilidir. İl kaldırılırsa, il özel idaresinin tüzel kişiliği de kalkar. İl özel idaresi, belediyeler gibi sadece kentsel alanlarda kamu hizmeti yürütmekle yetinmez. İl özel idaresi, il sınırları içinde yer alan kırsal yerleşim yerlerinde bayındırlık, ulaşım, tarım, eğitim, kültür, sağlık, çevre gibi hizmetleri sağlamakla da görevlidir.
İl Özel idaresi: İl halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir. İl özel idareleri, hem eskiden hem de şimdi, kolluk görev ve yetkisine, personel ve araçlarına da sahip değildir.
İl özel idaresinin 3 organı vardır: il genel meclisi, il encümeni ve validir.
İl genel meclisi,
Üyeleri 5 yıllığına seçilir. Üye seçimi tek dereceli ve nispi temsil usulüne göre yapılır. İki tür toplantısı yapılır. Olağan ve olağanüstü toplantıdır. Olağan toplantı her ayın ilk haftası içinde gerçekleşir.
İl encümeni,
İl özel idaresinin hem danışma (yardımcı) organı, hem de ikinci karar organıdır. Toplantılarına vali başkanlık eder, vali yoksa genel sekreter başkan olur.
Vali,
İl özel idaresinin başı, yürütme organı ve yasal temsilcisi olmasının yanı sıra, aynı zamanda vesayet makamıdır. Yürütme organı olarak vali, genel meclisin ve encümenin aldığı kararları yürütür. Genel meclise sunulacak bütçe ve çalışma programlarını hazırlar. Vali, genel meclisin gündeminin belirlenmesine yardımcı olur. Encümenin gündemini düzenler. Tüzel kişiliği vali temsil eder.
Belediyeler,
Belediye belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir.
Belediye ve Türleri, geleneksel belediyeler, büyükşehir belediyeler ve ilçe belediyeleri olmak üzere 3 türdür.
Geleneksel belediyeler, belediye kavramının omurgasını oluşturur. Standart ya da klasik belediye de denilir. Tanzimat’tan sonra gelişen ve 1980’li yıllara kadar başka türü olmayan belediyelerdir. Büyükşehir ve ilçe belediye dışında kalan tüm belediyelere denir. Geleneksel belediye organları belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanlarıdır.
Büyükşehir Belediyesi (5216 sayılı kanun), En az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsayan, bu belediyeler arasında koordinasyonu sağlayan; kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan; idari ve mali özerkliğe sahip ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisidir.
Büyükşehir belediyeleri, kanunla kurulmak zorundadır. (127. Md.) uygulamada il merkezlerindeki belediyeler, kanunlarla veya kanun hükmünde kararnamelerle büyükşehir belediyelerine dönüştürülmüşlerdir. Büyükşehir belediyelerinin sınırları, adını aldıkları büyükşehirlerin belde sınırlarıdır.
Büyükşehir belediyelerinin de tıpkı geleneksel belediyeler gibi üç organı bulunmaktadır. Bu organlar; büyükşehir belediye meclisi, büyükşehir belediye encümeni ve büyükşehir belediye başkanıdır.
İlçe Belediyeleri
Sadece, büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan ilçelerde kurulan ve üzerinde büyükşehir belediyesinin bir çeşit idari vesayet yetkisi bulunan belediyelere ilçe belediyesi denir. İlçe belediyelerinin sınırı, adını taşıdıkları ilçenin tümünü değil, o ilçenin merkezini kapsar. İlçe belediyelerinin bütçesini, büyükşehir belediyesi kabul etmektedir.
Köy İdaresi (5393 sayılı belediye kanunu) , (442 sayılı köy kanunu)
Nüfusu 150 ile 5000’in arasında olan, taşınır ve taşınmaz mallara sahip, kendisine verilen mahalli müşterek hizmetleri yapan kamu tüzel kişiliğidir. Yeni bir köy, İçişleri Bakanlığının kararı ile kurulur. İçişleri Bakanlığı bir yerde köy kurmadan önce o yerdeki il idare kurulu, il genel meclisi ile Bayındırlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının görüşünü alır.
442 sayılı Köy Kanunu, köy yönetiminin görevlerini zorunlu görevler ve isteğe bağlı görevler olmak üzere iki gruba ayırmıştır. Köyün üç organı vardır. Bunlar, köy derneği, köy ihtiyar heyeti ve köy muhtarı.
Kamu Kurumları
Belirli bir veya birkaç kamu hizmetini ya da faaliyetini yürütmekle görevli tüzel kişiliğe sahip idare teşkilatıdır. Kamu kurumları oluşturulurken, hizmet yönünden yerinden yönetim (işlevsel yerinden yönetim) ilkesi uygulanır. Yasama organının iradesiyle meydana gelmişlerdir, kendiliğinden değil.
Kamu Kurumlarının Türleri
3 açıdan türlere ayrılır kamu kurumları: Bunlardan birincisi faaliyet konuları (işlevleri), ikincisi faaliyet yürüttükleri coğrafi alan, üçüncüsü de yönetim biçimidir.
Kamu kurumları, faaliyet konularına göre, idari kamu kurumları, iktisadi kamu kurumları, sosyal kamu kurumları, bilimsel teknik ve kültürel kamu kurumları ile düzenleyici ve denetleyici kamu kurumları olmak üzere beş gruba ayrılılar. Faaliyet yürüttükleri coğrafi alana göre de ulusal, bölgesel ve yerel kamu kurumları olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Yönetim biçimleri açısından ise kamusal yönetim biçimleri uygulanan kamu kurumları ve özel yönetim biçimleri uygulanan kamu kurumları olmak üzere iki gruba ayrılmaktadırlar.
Faaliyet Konularına Göre Kamu Kurumları
İdari Kamu Kurumları
Klasik kamu hizmet ve faaliyetlerini kendi bünyelerinden ayırıp tüzel kişiliğe kavuşturduğu teşkilat birimlerine, idari kamu kurumları denmektedir. Örnek olarak, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü’nü gösterebiliriz.
İktisadi Kamu Kurumları
Ticaret, sanayi, maliye, bankacılık, tarım ve madencilik gibi ekonomik faaliyetlerde bulunmak üzere kamu sermayesi veya katkısıyla kanun ya da kanunun verdiği açık yetkiye dayanılarak idari işlemler uyarınca kurulup işletilen kamu kurumlarıdır. Anayasamız, iktisadi kamu kurumlarına “kamu iktisadi teşebbüsleri” demektedir.
Sosyal Kamu Kurumları
Çeşitli insan topluluklarının çalışma, sağlık, konut, dinlenme, eğlenme, işsizlik emeklilik vs. sosyal ihtiyaçlarını karşılamakla, kısaca sosyal haklarını ve güvenliğini sağlamakla görevli özerk kamu kurumlarıdır. Sosyal kamu kurumlarına örnek olarak; Sosyal Güvenlik Kurumu’nu, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünü, Ereğli Kömür Havzası Amele Birliği Biriktirme ve Yardım Sandığı Başkanlığını, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nü, Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nu sayabiliriz.
Bilimsel, Teknik ve Kültürel Kamu Kurumları
Bunların tipik örnekleri, üniversiteler, TÜBİTAK, MTA, TRT ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi’dir.
Düzenleyici ve Denetleyici Kamu Kurumları (Bağımsız İdari Otoriteler)
Sermaye piyasasının düzgün işlemesi, rekabet ortamının korunması, radyo ve televizyon yayıncılığının karmaşadan kurtarılması, bankacılık gibi kamusal hayatın hassas alanlarında düzenleme ve denetleme görevini yerine getiren, devlet adına icrai karar alma yetkisine sahip çok geniş bir özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Bu tür kamu kurumlarına, Sermaye Piyasası Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Rekabet Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Telekomünikasyon Kurumu, Şeker Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu örnek olarak gösterilebilir.
Hizmet Sundukları Yer (Coğrafi) Açısından Kamu Kurumları
Ulusal Kamu Kurumları
Ulusal kamu kurumları, ülke çapında kamu hizmeti yürütmekle görevli kamu kurumlarıdır. Ülke üzerinde yaşayan tüm insanlar yararlanır.
Bölgesel Kamu Kurumları
Bölgesel kamu kurumları sadece belli bir bölgede yaşayanlar için kamu hizmeti üstlenirler. Bir başka deyişle, üstlendikleri kamu hizmetini sadece yetkili oldukları bölgede yürütürler.
Yerel Kamu Kurumları
Bu tür kamu kurumlarına, İSKİ, EGO, İETT, BELTAŞ, BİT gibi örnekler verilebilir.
Yönetim Biçimleri Açısından Kamu Kurumları
2 ye ayrılır:
Kamu yönetim biçimleri uygulanan kurumlar
Klasik hizmet ve faaliyetlerin devlet bünyesinden ayrılması sonucu ortaya çıkmışlar. Örnek, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü gibi.
Özel yönetim biçimleri uygulanan kurumlar
Özel kesim tarafından yürütülen bazı faaliyetlerin kamu hizmeti haline sokularak bir tüzel kişilik biçiminde örgütlenmesi sonucu ortaya çıkmışlardır. Örnek, Devlet Malzeme Ofisi, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu gibi…
KAMU KURUMU NİTELİĞİNDE MESLEK TEŞEKKÜLLERİ
Meslek, sanat, zanaat erbabının ve esnafın zorunlu olarak katıldıkları ve bağlı oldukları kamusal örgütlerdir. Bu kuruluşların kökeni Türkiye’de esnaf “loncalarına” ve “ahilik” teşkilatına kadar uzanır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleri de tıpkı kamu kurumları gibi hizmet yerinden yönetim kuruluşlarındandır.