AÖF DERS NOTLARINA HOŞ GELDİN!

Ders notlarına erişmek için lütfen ücretsiz kayıt olunuz.

Ücretsiz Kayıt ol!

ingilizce 2 Dersi 3. Ünite İpuçları

Moderator
Mesajlar
419
Tepkime puanı
28
Puanları
18
3.ÜNİTE

3.ÜNİTE ile İLGİLİ KELİMELER
healty food: sağlıklı yiyecek
löse weight: kilo vermek
cope: başa çıkmak
usually: genellikle
pool: havuz
every day: her gün
summer: yaz
these days: bugğnlerde
look great: iyi görünmek
stay in shapre: formda kalmak
give up: bırakmak
try to lose weight: kilo vermeyi denemek
junk food: abur cubur yiyecek
fever: ateş
the flu: grip
bad cough: kötü öksürük
stomachache: karın ağrısı
toothache: diş ağrısı



GENİŞ ZAMANIN KULLANIM ALANI

söre throat: boğaz ağrısı
sick: mide ağrısı
shellfish: midye
sneeze: hapşırmak
when: ne zaman
if: eğer
job: meslek
kidding: şaka yapmak
a couple of: bir çift
early: erken
need: ihtiyaç duymak
sleep: uyumak
tired: yorgun
nightmare: kabus
snore: horlamak
sleepwalker: uyurgezer
fall asleep: uyuyakalmak
dream: hayal kurmak
headhache: baş ağrısı
have a cold: üşütmek


1-TEKRARLANAN EYLEMLER
Simple Present Tense bir eylemin sürekli tekrarlandığı veya alışılagelmiş olduğu fikrini verir. Bu eylem bir alışkanlık, hobi, günlük bir olay, planlanmış bir olay veya sık sık tekrar eden bir olay olabilir. Bu tür cümlelerde genellikle: always, rarely, often, never, everyday, once a year, once a month, twice a monthgibi zaman zarfları (adverbs of time) kullanılır.

ÖRNEKLER

I play tennis.
Tennis oynarım.

She does not play tennis.
O tenis oynamaz.
The train leaves every morning at 8 am.
Tren her sabah 8’de kalkar.
The train does not leave at 9am.
Tren saat 9’da kalkmaz.

She always forgets her purse.
Cüzdanını her zaman unutur.
He never forgets his wallet.
Cüzdanını asla unutmaz.
Every twelve months, the Earth circles the sun.
12 ayda bir dünya güneşin etrafını dönmüş olur.
The sun does not circle the Earth.
Güneş dünyanın etrafında dönmez.

Sıklık zarfları ile ilgili ayrıntılı konu istiyorsanız bunun için googleden araştırıp öğrenin. Geniş konudur.

Örnek sıklık zarfları ve anlamları

always = her zaman, daima
every = her anlamına gelir. Örneğin: her pazar, her ay, her gece…
often = sık sık
normally = normalde, genelde
usually = genellikle, çoğunlukla
sometimes = bazen, ara sıra once in a while (arada sırada)
seldom = nadiren, pek az, seyrek once a fortnight (iki haftada bir)
never = asla, hiç every other day (iki günde bir)

ÖRNEKLER
► A- Does he always go to work by car?
B- No, not always. He sometimes goes to work by bus.
► X- Where do you usually study?
Y- I usually study at the library.
► K- How often does she visit her parents?
L- She visits her parents twice a month.

2-GERÇEKLER ve GENELLEMELER
Geçmişte, bugün ve gelecekte konuşan kişinin açısından doğruluğunu hiç kaybetmeyen şeyler için kullanılır. Aynı zamanda insanlar veya diğer şeylerle ilgili genelleme yaparken bu zaman kullanılır.


ÖRNEKLER
Cats like milk.
Kediler süt sever.
Birds do not like milk.
Kuşla süt sevmez.
California is in America.
Kaliforniya Amerika’dadır.

California is not in the United Kingdom.
Kaliforniya İngiltere’de değildir.
Windows are made of glass.
Pencereler camdan yapılır.
Windows are not made of wood.
Pencereler tahtadan yapılmaz.


3-ŞİMDİ YAPILAN/ŞİMDİ YAPILMAYAN:
Geniş zaman, bir eylemin şu anda yapıldığını ya da şu anda yapılmadığını ifade etmek için de kullanılabilir.


ÖRNEKLER
I am here now.
Şu anda buradayım.
She is not here now.
Şu anda burada değil.

He needs help right now.
Şu anda yardıma ihtiyacı var.
He does not need help now.
Şu anda yardıma ihtiyacı yok.



Simple Present Tense(Geniş Zamanın) 3. tekil şahıslarında (he, she, it) fiilin durumu



1- Fiil -y harfi ile bitiyorsa ve -y harfinden önce de herhangi bir sessiz harf varsa fiilin sonundaki -y harfi düşürülerek fiile -ies eki eklenir.
Örnekler;
- study >>> studies
- cry >>> cries
- try >>> tries
-
copy>>> copies
Dikkat ederseniz -ies eki alan bu fiilerin -y harfi ile bitmesi dışında -y harfinden önce de bir sessiz harfi var. Yani son harfi -y olan her fiil -ies eki almaz.

2- Fiilin son harfi -y'den önce bir ünlü harf varsa fiil -s eki alır.Örnekler;
- play >>> plays
- obey >>> obeys
- say >>> says

3- Fiil -o, -ch
, -s, -sh, -x, -z harflerinden birisiyle bitiyorsa -es eki alır. Örnekler;
- do >>> does
- watch >>> watches
- pass >>> passes
- wash >>> washes
- fix >>> fixes
- buzz >>> buzzes
Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman)

Present Continuous Tense Türkçe’deki şimdiki zamanın ifadesidir. Genellikle konuşma anında yaptığımız eylemlerden bahsederken kullanılır. Diğer kullanımlar da aşağıda detaylı olarak belirtilmiştir.

OLUMLU CÜMLELER OLUMSUZ CÜMLELER SORU CÜMLELERİ

Özne + am/is/are + V(ing) Özne + am/is/are (not)+ V(ing) am/is/are + Özne + V(ing)
Formüllerin açıklaması:
Olumlu cümle yapısı:İngilizcede şimdiki zamanda olumlu cümleler kurmak için I öznesinden sonra am, he, she, it öznelerinden sonra is ve we, you , they öznelerinden sonra are yardımcı fiilini kullanılır ve bu yardımcı fiillerden sonra gelen fiilin sonuna ing ekleriz.

Olumsuz cümle yapısı: Olumsuz cümleler oluşturmak için yapmamız gereken tekşey özneden sonra kullanılan (am, is are)’dan sonra not kullanmaktır.

Soru cümle yapısı: Soru cümlesi oluşturmak yine oldukça basittir. Yapmamız gereken tek şey ( am, is are )yardımcı fiillerini öznenin başına getirmek olacaktır.

Özne
Yardımcı Fiil
Fiil + ing takısı

I
Am
Ving

You
are
He /She /It
Is
We
are
You
They
OLUMLU CÜMLE YAPISI
(+)
OLUMSUZ CÜMLE YAPISI
(-)



Özne
Yardımcı Fiil + not
Fiil + ing takısı

I
Am not (‘m not)
Ving

You
Are not (aren’t)
He /She /It
Is not ( isn’t)
We
Are not (aren’t)
You
They
SORU CÜMLE YAPISI
(?)



Yardımcı Fiil
Özne
Fiil + ing takısı
Am

I
Ving
Are

You
Is
He /She /It
Are
We
You
They
ÖRNEKLER:

(+) AFFIRMATIVE (OLUMLU)
(-) NEGATIVE (OLUMSUZ)
(?) QUESTION (SORU)

I am playing (Oynuyorum)I am not playing (Oynamıyorum)Am I playing?(Oynuyor muyum?)You are playing (Oynuyorsun)You aren’t playing (Oynamıyorsun)Are you playing? (Oynuyor musun?)He is playing (O -erkek- oynuyor)He isn’t playing (Oynamıyor)Is he playing? (Oynuyor mu?)She is playing (O -kadın- oynuyor)She isn’t playing (Oynamıyor)Is she playing? (Oynuyor mu?)It is playing (O -cansız, hayvan- oynuyor)It isn’t playing(Oynamıyor)Is it playing? (Oynuyor mu?)We are playing(Oynuyoruz)We aren’t playing (Oynamıyoruz)Are we playing? (Oynuyor muyuz?)They are playing (Oynuyorlar)They aren’t playing (Oynamıyorlar)Are they playing? (Oynuyorlar mı?)
Fiile “-ing “ takısını getirirken uymamız gereken kural ise aşağıdaki tabloda detaylı olarak verilmiştir.

USE OF PRESENT CONTINOUS TENSE (ŞİMDİKİ ZAMANIN KULLANIMI)


1-Now
(Şimdi)

Şu an (konuşma esnasında) yapılan işler için kullanılır. Bir şeyin tam şu anda olduğunu veya yapıldığını anlatmak için kullanılır.

ÖRNEKLER:

What are you doing?- Ne yapıyorsun
I am watching telev[Linkleri Sadece Kayıtlı Üyeler Görebilir. Üye Olmak için Tiklayın]sion- Televizyon izliyorum
It is raining outside- Dışarıda yağmur yağıyor
My sister is talking on the phone- Kızkardeşim telefonla konuşuyor
- You are learning English now. (Şu anda İngilizce öğreniyorsun.)
- You are not sleeping now. (Şimdi uyumuyorsun.)
- I am sitting. (Oturuyorum.)
- I am not standing. (Ayakta durmuyorum.)
- I am teaching English. (İngilizce öğretiyorum.)
- Madonna is riding a bike. (Madonna bisiklet sürüyor.)
- Joe is smoking. (Joe sigara içiyor.)
- Bill Gates is travelling by plane. (Bill Gates uçak ile seyahat ediyor.)
- Jane is taking a photograph. (Jane fotoğraf çekiyor.)
- People are waiting for bus. (İnsanlar otobüs bekliyor.)
- Why aren’t you doing your homework? (Niye ödevini yapmıyorsun?)
2-Longer Actions in Progress Now (Halen devam eden uzun süreli olaylar)
İngilizce de “now” kelimesi “şu an, bugün,bu ay, tam bu anda, bu yıl, bu yüzyıl” gibi birçok anlam verebilir. Bazen şu anda aktif olarak yapmıyor olsak bile, süreç olarak içinde bulunduğumuz eylemlerden (uzun süren bir eylemi yapma sürecinde bulunduğumuzu anlatmak için) bahsederken Present Continuous kullanırız.
ÖRNEKLER;
- I am studying to become a doctor. (Doktor olmak için çalışıyorum.)
- I am not studying to become an engineer. (Mühendis olmak için çalışmıyorum.)
- I am reading a book. (Bir kitap okuyorum.)
- I am not reading any newspapers right now. (Şu anda hiç bir gazete okumuyorum.)
- Are you working on any special projects? (Özel bir proje üzerinde çalışıyor musun?)
3-Near Future (Yakın Gelecek)
Bazen Present Continuous Tense bir şeyin o anda değil de yakın bir zamanda olacağını veya olmayacağını anlatmak için kullanılır.
ÖRNEKLER;
We are not going on holiday this summer- Bu yaz tatile çıkmıyoruz
My brother is marrying next week- Gelecek haftaya erkek kardeşim evleniyor
I and my girl friend are going to londen next month- Kız arkadaşım ve ben önümüzdeki hafta Londra’ya gidiyoruz.
When are you starting to University?- Ne zaman üniversiteye başlıyorsun?
I am meeting some friends after work. (İşten sonra arkadaşlarla buluşuyoruz.)
I am not going to the party tonight. (Bu gece partiye gitmiyorum.)
Isn’t he coming with us tonight. (O bu gece bizimle gelmiyor mu?)
4- Complaining with "Always" ("Always" kullanarak şikayette bulunma)
"Always" gibi kelimelerle kullanıldığında bir şeyin yapıldığını veya olduğunu belirtir. Anlam Simple Present Tense’e benzer ve her zaman negatiftir. Bir şeyden şikayet ederken kullanılır.) Always kelimesi dışında ayrıca "constantly" veya “ forever” kelimeleri ile kullanıldığında da, Present Continuous Tense rahatsız edici hoş olmayan bir eylemden yakınma anlamı verir. Anlam olarak, olumsuz duygu içerir. "always" “forever” veya "constantly" kelimeleri cümlede "be" ve "verb+ing." arasında bulunurlar.
ÖRNEKLER;
She is always coming to class late. (Derse hep geç kalıyor.)
He is always talking. (O sürekli konuşur.)
I don’t like them because they are always complaining. (Onları sevmem çünkü hep şikayet ederler.)
My brother is always wearing my shirts without asking me. (Kardeşim hep bana sormadan tişörtlerimi giyer.)
Mary is always late for work. Someone should warn her. (Mary hep işe geç kalıyor. Birisi onu uyarmalı.)
She is constantly speaking. I wish she would shut up. (Sürekli konuşuyor. Keşke biraz sussa.)
You are forever talking about your father-in-law. (Sürekli kayınpederin hakkında konuşuyorsun.)

Present Continuous tense örnek cümleler
Olumlu cümle örnekleri


I am learning to swim- Yüzmeyi öğreniyorum
You are talking too much-Çok konuşuyorsun
He / Murat is eating h[Linkleri Sadece Kayıtlı Üyeler Görebilir. Üye Olmak için Tiklayın]s lunch- O / Murat öğle yemeğini yiyor
She / Belma is reading a book- O / Belma kitap okuyor
It / my dog is barkingO / köpeğim havlıyor
We are baking a cake – Biz pasta yapıyoruz
They are singing a song -Onlar şarkı söylüyorlar
Children are playing football- Çocuklar futbol oynuyorlar

Olumsuz cümle örnekleri

I am not going to school tomorrow – Yarın okula gitmiyorum
You are not helping me- Bana yardımcı olmuyorsun
He is not sleeping at the moment- O şu anda uyumuyor
Erdem is not living w[Linkleri Sadece Kayıtlı Üyeler Görebilir. Üye Olmak için Tiklayın]th his parents- Erdem ailesi ile yaşamıyor
She is not listening music- O müzik dinlemiyor
Yesemin is not going to school next week- Yasemin gelecek hafta okula gitmiyor
We are not going out today, because it is snowingBugün dışarı çıkmıyoruz, çünkü kar yağıyor
They are not coming to us this evening- Onlar bu akşam biz gelmiyorlar
Soru cümle örnekleri

Am
I going to listening music?- Ben müzik dinliyormuyum?
Are you hearing me ? Beni duyuyormusun?
Is he going to the zoo later today?-O bugün ilerleyen saatlerde hayvanat bahçesine gidiyormu?
Is she having her lunch? O öğle yemeğinimi yiyor?
Are we staying at home th[Linkleri Sadece Kayıtlı Üyeler Görebilir. Üye Olmak için Tiklayın]s evening?- Bu akşam evdemi kalıyoruz?
Are they coming with us to cinema?- Onlar bizimle sinemaya geliyorlarmı?
TIME EXPRESSIONS IN PRESENT CONTINUOUS TENSE (ŞİMDİKİ ZAMANDA ZAMAN BELİRTEN İFADELER)


Time expressions zaman belirten ifadelerdir ve İngilizce’de her zaman için farklı ifadeler kullanılır. Özellikle sınavlardacümlenin hangi tense olduğunu anlamak için time expression’ların bilinmesi çok önemlidir.

1- At the moment / now (şu anda / şimdi)

The students are studying in the classroom at the moment / now. (Şu anda öğrenciler sınıfta ders çalışıyorlar.)

2- At present (Şu anda)At present all the farmers in the village are harvesting their crops. (Köydeki çiftçiler şu anda mahsüllerin topluyorlar.)

3- For the time being (Şu esnada)
My father will buy a new car soon. For the time being he is using mine. (Babam yeni bir araba alacak. Şu esnada benimkini kullanıyor.)

Ayrıca "Look! , Listen! Be Careful!" gibi ünlemler de, arkasından gelecek cümlenin şimdiki zaman olacağını gösterir. Özellikle sınavlarda bu ipuçlarını yakalamak çok önemlidir.
- Listen! Somebody is following us. (Dinle! Birisi bizi takip ediyor.)
- Look ! A car is coming. (Baksana! Bir araba geliyor.)
HASTALIK SORULARI ve CEVAPLARI

Hastalık sorularında ve cevaplarında kullanılan terimler!

What’s the matter? (Neyin var?) I have a fever. (Ateşim var.)
I’m getting the flu. (Grip oluyorum.) I have a bad cough. (Kötü öksürüyorum.)
I have a stomachache (Karın ağrım var.) I have a toothache (Diş ağrım var.)
I have a headache (Baş ağrım var.) I have a cold (Üşüttüm.)
I have a sore throat (Boğaz ağrım var.) I feel a sick (Midem bulanıyor.)
A have allergies (Alerjim var.)

Hastalık ile ilgili Yararlı kelimeler ve ifadeler


hypotension – hipotansiyon
bleeding – kanama
pus – irin
inflammation – inflamasyon
cold – soğuk algınlığı
runny nose – burun akıntısı
hoarse voice – boğuk ses
sore throat – boğaz ağrısı
constipation – kabızlık
diarrhea – ishal
upset stomach – mide bozukluğu
heartburn – mide ekşimesi
cramp – kramp
to gain weight – kilo almak
to lose weight – kilo vermek

RESMİ OLMAYAN KONUŞMALAR, ŞAŞKINLIKBELİRTEN İFADELER

headache(s) – baş ağrısı
dizziness – baş dönmesi
ulcer – ülser
liver disease – karaciğer hastalığı
kidney disease – böbrek hastalığı
stomach disease – karın hastalığı
insomnia – uykusuzluk
pneumonia – pnömoni
heart attack – kalp krizi
heart disease – kalp hastalığı
stroke – insult
malignant tumor – kötü huylu tümör
cancer – kanser
benign tumor – iyi huylu tümör
hypertension – hipertansiyon



İngilizcede şaşkınlığı ifade etme de kullanılan terimler aşağıda verilmiştir. ***Oh,(seslenme, Ay, Ah, Oooo) Wow! (Harika, vay anasını, hayret) Oh wow!(Ooo vay anasını) No way! (Asla, katiyen) Gosh! (Hay, Allah), Oh my gosh! (Ah, hay allah)
Really? (Gerçekten mi?)
What? (Neee?)
What a surprise! (Bu ne sürpriz!)
Well I never! / Blimey! (Vay canına!)
That’s the last thing I expected. (Beklediğim en son şeydi.)
You’re kidding! (Şaka yapıyorsun.)
I don’t believe it! (İnanmıyorum!)
Are you serious? (Ciddi misin?)
I’m speechless! (Diyecek birşey bulamıyorum. / Nutkum tutuldum)
I’d never have guessed. (Hiç tahmin etmezdim.)
You don’t say! (Hadi canım sen de! / Hadi ya!)
Wow, I can’t believe it. This is great!
I had no idea. I am so excited!
Unbelievable! (İnanılmaz)
Wow, this is great!
Oh my gosh! (Aman Tanrım)
Wow, how awesome is this?!
I was completely surprised.
Fancy that! (Hayret bir olay!)
I must say it surprises me.
You must be joking. (Şaka yapıyor olmalısın!)
Good heavens! (Aman Allah’ım)
Goodness me! /My goodness. (Tanrım!)
That’s incredible! (İnanılmaz birşey!)
Amazing! (Hayret bir olay!)
How amazing! (Ne kadar şaşırtıcı!)
I can’t believe my ears. (Kulaklarıma inanamıyorum.)
I can’t believe my eyes. (Gözlerime inanamıyorum.)

Örnek Cümleler;
I’m working two jobs (2 işte çalışıyorum.) You’re kidding! (Şaka yapıyorsun.)


‘When’ bağlacı

When bağlaç olarak kullanıldığında
–de, -daanlamına gelir. Cümlenin başında da sonunda da olabilir. Cümle başında olursa ana cümle ile arasında (,) işareti konulur. Ana cümle sonrası olursa aralarında( ,) işaretine gerek yoktur.
Örnek;
When I have a fever, I take medicine. (Ateşim olduğunda ilaç alırım.)
What do you take when you have a cold? (Üşüttüğün de ne alırsın?)
I don’t take anything when I have a cold. (Üşüttüğüm de herhangi bir şey almam.)

‘If’ bağlacı

If
eğeranlamına gelir, bağlaç olarak kullanılır. Cümlenin başında da sonunda da olabilir. Cümle başında olursa ana cümle ile arasında (,) işareti konulur. Ana cümle sonrası olursa aralarında( ,) işaretine gerek yoktur.
Örnek;
If I have a fever, I take medicine. (Eğer ateşim olursa ilaç alırım.)
What do you do
ıf you get a really bas cold? (Eğer gerçekten kötü üşütürsen ne yaparsın?)
If I get a really bad cold, I drink hot vinegar with honey. Ya da I drink hot vinegar with honey ıf I get a really bad cold. (Eğer gerçekten üşütürsem, ballı sıcak sirke içerim.)
 
Üst