AÖF DERS NOTLARINA HOŞ GELDİN!

Ders notlarına erişmek için lütfen ücretsiz kayıt olunuz.

Ücretsiz Kayıt ol!

VİZE-FİNAL Ticaret Hukuku Ders Özeti

Moderator
Mesajlar
419
Tepkime puanı
28
Puanları
18
ÜNİTE 1- TİCARET HUKUKU VE TİCARİ İŞLETME KAVRAMI



1- Öznel Sistem;
Ticari faaliyetlerin öznesi olan taciri esas almışlardır. Bu sistemi bulan ülkelerde, ticaret Hukuku bir Tacirler Hukuku şu demek oluyor ki derslik hukuku niteliğindedir.
2- Objektif Sistem; 1789 Devrimi ile Fransa’da her türlü derslik ve ayrıcalık reddedilip kaldırılınca, bir derslik hukuku niteliğindeki ticaret hukukunun reddedilmesi gerekti. Bu sistemde tecim Hukukunun uygulama alanı, belirli niteliklere sahip olan kişilere gore değil, belirli nitelikleri olan işlemlere göre saptandığı için buna objektif sistem denir.
3- Karma Sistem; Hem ticari işlemler hem de tacir esasına bakılırsa yürütülen tecim hukukudur. 1926 Eski ticaret kanunumuz karma sisteme örnektir.
4- Ticari işletme Esası; 20.Yy’da oluşan bu modern sisteme bakılırsa, tecim hukukunun esasını ticari işletme (ticari girişim) oluşturur. 1957 tecim Kanunu’muz Ticari İşletme esasına dayalıdır.


Esnaflık faaliyetleri ticari işletme olarak kabul edilmez.


Ekonomik Anlamda İşletme; iktisat bilimi yönünden kendi başına mal ve hizmet üreten her birim bir işletmedir. Bu anlamda bir ayakkabı boyacısı, bir berber de işletme kabul edilir.


Tüzük; Bir kanunun uygulanmasını göstermek yada emrettiği işleri belirtmek üzere kanuna aykırı olmamak şartıyla ve Danıştay incelemesinden geçirilerek Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır.


Ticari İşletme Olabilmenin Şartları;
• Gelir Sağlamayı Hedef Tutmak.
• devamlılık; Başlangıcı ve bitimi belli bir süre süreci içinde etkinlikte bulunmak bile, devamlılığı sağlamaya yeterlidir.
• Belli Bir Çapı Aşmak; Ticari işletme olunabilmesi için esnaflığı aşmak gereklidir.


Bir Ticari İşletmenin, esnaf işletmesi veya ticaret işletmesi olduğuna kim karar verir? Cevap: Bölge tecim Müdürü başkanlığında, oda temsilcisi ve esnaf derneği temsilcisinden oluşacak komisyon karar verir. Karara karşı mahkemeye başvurulur ve mahkeme kesin kararı verir.
Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre esnafın özellikleri;
• Esnaf ve minik sanatkarlar kollarına dahil olup, gelir vergisinden muaf olanlar,
• İşletme hesabına göre defter tutanlardan, kazançları, ancak geçimlerine yeten ve bedeni çalışmalarına dayananlar.


Ticari İşletme tarifı; Gelir Sağlamak ve devam niteliği ile, esnaf işletmesi sınırlarını aşan ölçüdeki işletmeler, ticari işletmedir.
Ticari İşletmenin Hukuki Niteliği; İçerik açısından Ticari İşletme 2 unsurdan oluşur: Maddi Unsur ve Maddi Olmayan Unsur.
A- Maddi Unsur; Yatırım Malvarlığı ve basar Malvarlığı olarak iki grupta ele alınabilir. Yatırım Malvarlığı; kasa, masa, demirbaşlar vb benzer biçimde. Rotatif Malvarlığı; işletmenin aynen veya işleyip piyasaya arz edeceği mallardan kaynaklanır. Hammaddeler, yarı mamüller, ürünler vb gibi.
B- Maddi Olmayan Unsur; Good Will diye anılan bizim peştemaliye (havaparası) diye tabir ettiğimiz unsurdur.
Peştemaliye ( Havaparası ) ; Bir işletmenin devri söz mevzusu olduğunda, maddi değerinin yanında, işletmenin yeri, deneyimi, edinmiş olduğu itibar ve alan kişi çevresi şeklinde değerleri için ödenen paradır.
TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ VE REHNİ;
Ticari işletmenin devrinde maddi ve maddi olmayan unsurlar birlikte devredilmelidir. Ticari işletmeyi devralan, işletmenin devirden önceki borç ve yükümlülüklerinden de mesuldür.
Müeccel Borç: Vadeye bağlanmış borçtur.
Muaccel Borç: Vadeye bağlanmamış ve hemen ödenmesi gereken borçtur.
Rehin: Bir borcun ödeneceğine teminat olarak, ödenince geri almak şartıyla borçlu tarafından alacaklıya, bir malın verilmesidir.
Ticari İşletmenin rehninde işletme varlığı içinde taşınmazlar bulunuyorsa, bu tarz şeylerin rehni tapu siciline ipotek ile gerçekleşir.
Ticari İşletme Rehni Kanunu’na göre Rehin Sözleşmesi, ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki bir noter tarafınca düzenlenir. Sözleşmenin yapılmasından itibaren 10 Gün içinde tecim Sicili’ne tescili gerekir.
Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi’nde mutlak bulunması gereken unsurlar:
• tecim Ünvanı
• İşletme Adı
• göç eder işletme tesisatı
Ticari olarak vasıflandırılan işler özel bir alan oluşturur, bunlara ticari hükümler uygulanır.
Medeni Kanun ve Borçlar kanunu adi olarak düzenlenmiş bir çok işi, ticari alanda bulundukları takdirde ticari iş olarak kabul etmiş ve bunları özel ticari kurallara bağlamıştır.
TİCARİ İŞLER VE TABİ OLDUĞU HÜKÜMLER
Bir işin Ticari İş olup olmadığı şu ölçütler uyarmanca saptanır:
• Türk tecim Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan işler ticaridir.
• Ticari İşletme ile ilgili öteki bütün iş, fiil ve fiiller ticari iş kapsamındadır.
Ticari İş Karinesi; Bir tacirin borçlarını ticari olması asıldır. Tacirin borçları ticari değilse iş adi sayılır.
Not: Bono, TTK’da düzenlenmiş olduğu için ticari iştir.
Bir taraf için ticari sayılan hususlar; Bir iş bir taraf için ticari, bir taraf için adi ise ne olur? Cevap: Bir taraf için ticari nitelikteki iş, karşılıklı irade uygunluğundan (sözleşmeden) doğuyorsa, kural olarak diğer taraf için de ticari sayılacaktır. Ancak bu tür anlaşmazlıklara Asliye Hukuk Mahkemesi bakacaktır.
Bir anlaşmazlığın ticaret Mahkemesi’ne gönderilebilmesi, sadece iki taraf için de ticari iş niteliği taşıması gereklidir.
Müteselsil Borçluluk: İki yada daha fazla kimsenin bir borcun hepsindan, borçluya karşı aslolan borçlu ödatıyla sorumlu tutuldukları borçluluk türüdür.
Kefalet: Bir kimsenin, borçlunun borcunu ödememesi halinde, bu borçtan şahsen görevli olmayı alacaklıya karşı yükümlendiği sözleşmedir.
Adi Kefalette alacaklı, önce aslolan borçluya, borçlu borcunu ödeyemediği takdirde kefile başvurulacaktır. Müteselsil, kefalette alacağını sıra gözetmeksizin borçludan, kefilden ya da ikisinden de isteyebilir. (Not: Müteselsil ticari borçlar için, adi kefalet adi borçlar içindir.)
Ticari İşlerde faizFaizin miktarı sözleşme ile tespit edilmemiş durumlarda, ticari işlerde yıllık %12 oranında faiz uygulanır. Bakanlar Kurulu bunu aylığa çevirmeye, %10’a kadar düşürebilmeye vebir kat arttırabilmeye yetkilidir.
Ticari İşlerde Faiz Uygulaması’nın Koşulları
• Ticari işlerdeöncesinden kararlaştırılmamış olsa dahi faiz yürütülür.
• Ticari işlerde faiz oranı sözleşmelerde serbestçe belirlenir.
• Ödünç sözleşmelerinde faiz, 3 aylık devreler halinde ana paraya eklenmiş olur.
• Ticari işlerde taraflar, borçlunun temerrüde düşmesi halinde istenecek, temerrüt faizi oranını serbestçe kararlaştırabileceklerdir.
Reeskont; Bir bankanın elinde bulundurduğu vadesi gelmemiş senetleri bir başka bankaya iskonto ettirmesidir.
İskonto; Vadesi gelmemiş bir senedin faiz ve komisyonu düşülerek karşılığından eksiğine alınmasıdır.
Ticari Hükümlerin Uygulanma Sırası;
1- Emredici Hükümler
2- Sözleşme Hükümleri
3- Ticari Hükümler
4- Ticari Örf ve tane
5- Genel Hükümler
Ticari Yargılar, Asliye ticaret Mahkemeleri’nde karara bağlanır. Tek hakimlidir.
Tecim Mahkemeleri’nde karar bağlanan davalar (Ticari Davalar) ;
• Her iki taraf için Ticari İş niteliğindeki anlaşmazlıklardan dünyaya gelen davalar.
• Bir taraf için ticari iş sayılan, havale, vedia ve telif hakkı’na ilişkin mevzuatla düzenlenen işlerden doğmuş davalar.
• TTK’da bir işletmenin satılması yada diğeri ile birleştirilmesi, rekabet yasağı, gösterim sözleşmesi, itibar emri ve itibar mektubu, komisyon, ticari mümessil, marka ve patente ilişkin mevzuatlar, borsa, sergi, panayır bölgeleri ve ticarete mahsus yerler, bankalar ve ödünç verme işleri ile ilgili kanuni davalar.
TTK, tacirler arasındaki ticari davalarda, ticari defterleri özel kanıt olarak kabul etmiştir. Satmaca ve Teyid Mektubu’nun özel kanıt kuvveti vardır.
Telif Hakkı; Bir düşünce veya sanat eserini yaratan bireyin, bu eserden doğmuş haklarının tümüdür.
Vedia; Korunması için birine verilen veya bir yerde bırakılan eşyadır.
NOTLAR
çağıl görüşe bakılırsa tecim Hukuku’nun esası, Ticari İşletme’dir.
Bir taraf için Ticari sayılan iş, sözleşmeden doğmuyor ise adi sayılır.
Ticari işlerde faiz oranı sözleşme de serbestçe belirlenir.




ÜNİTE 2- TACİR VE TACİR SIFATININ KAZANILMASI
Kanunumuz, tacir kazanılmasını gerçek kişilerde, tüzel kişilerde ve donatma iştiraki’nde olmak üzere üç grupta düzenlemiş bulunmaktadır.
Gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması için bunların bir ticari işletmeyi kendi adlarına işletmeleri şarttır.
Adi ortaklık; İki veya daha çok kimsenin ortak amaca ulaşmak için emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri ortaklık tipidir.
Minik ve kısıtlıya ait bir ticari işletme, bunlar adına veli veya vasileri tarafınca işletiliyorsa, tacir sıfatı küçük yada kısıtlıya ait olur. Ancak ceza hükmü açısından veli yahut vasileri mesuldür.
Vasi; Kanunun öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık nedeniyle, bu tür kişilerin çıkarlarını korumak üzere, barış hakimi tarafından atanan yasal temsilcidir.
Ticari işletme olmaksızın tacir ödatı’nın kazanılması; Bir ticari işletmeyi kurup açtığını sirküler, gazete, radyo ve başkaca duyuru vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini tecim sicili’ne kayıt ettirerek durumu ilan etmiş kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
Ticaret yapması kanunlarla yasaklanmış kişiler bir ticari işletme halinde tacir sıfatı kazanırlar.
Ticaret ortaklıkları; tacir sıfatını, tüzel kişilik kazandığında alır.
Küçüğün yahut kısıtlının veli ya da vasisi, tacir ödatı ile 3. Kişilere karşı mesuldür. Ancak tacir ödatını kazanamazlar.
Tüzel kişilerde tacir sıfatının kazanılması;
Tüzel kişiler tacir ödatının kazanılması açısından üç gruba ayrılırlar: ticaret Ortaklıkları, dernekler ve kamu iktisadi teşebbüsleri.
Tecim Ortaklıkları; Kollektif, Adi ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit, Anonim ve Limited Ortaklıkları’ndan ibarettir.
Dernekler, ticari işletme sayılmazlar. Ancak iki koşulun gerçekleşmesi ile dernekler tacir ödatı kazanır.
1- Derneğin bir ticari işletme işletmesi.
2- Kamu yararına bir dernek olmamasıdır. Örn./ Kızılay tacir olması imkansız.
Devlet, il, belediye, köy benzer biçimde kamu tüzel kişilerinin özel hukuk kuralları ile yönetilmek ve ticari bir şekilde işletilmek suretiyle kurduğu teşekkül ve müesseseler tacir ödatı alır. Örn./K.İ.T.
Donatma İştiraki; birden çok bireyin, elbirliği mülkiyeti halinde haiz oldukları bir gemiyi aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, hepsi nam ve hesabına deniz ticaretinde kullanılmalarıdır.
TACİR SIFATININI SONUÇLARI (SAĞLADIĞI FAYDALAR)
• tecim ünvanı seçmek ve kullanmak: Tacir bir tecim ünvanı seçip kullanır.
• İflasa tabi olmak: Tacirler her türlü borç ve yükümlülüklerinden dolayı iflasa tabidirler. Tacir, işletmesini kapatsa, tecim sicilinden kendisini sildirse dahi, durumun tescilinden itibaren 1yıl süre ile iflasa tabidir.
• Ticari Defterleri tutmak: Her tacir işletmesinin gerektirdiği ticari defterleri kurmakla yükümlüdür.
• tecim Sicili’ne kayıt olmak: Her tacir ticari işletmesini ve işletmesi ile ilgili hususları tecim siciline kayıt ettirmek zorundadır.
• Basiretli iş adamı şeklinde hareket etmek: Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı şeklinde hareket etmesi gereklidir.
• Ticari İş Karinesi: Tacirin yaptığı işlerin ticari olması esastır.
• Ücret ve faiz isteme hakkı: Her tacirin ücret ve faiz isteme hakkı vardır.
• fatura ve Teyit Mektubu: satmaca; faturayı alan kimse 8 gün içinde herhangi bir itirazda bulunmaz ise, satmaca kanıt niteliği taşır. Teyit Mektubu; sözlü olarak yada telefon, telgrafla yapılan sözleşme ve beyanlarda söz mevzusu olur. Taraflardan birinin diğerine yolladığı veya aldığı beyanın ana koşullarını içeren bir yazı gönderilir. Karşı taraf bu yazıyı okuyup inceledikten sonra kabul eder. Yahut teyit mektubundabir uyumsuzluk söz mevzusu ise 8 gün içinde yazılı olarak itiraz eder. İtiraz edilmeyen hususlar yazılı kanıt niteliği kazanır.
• Ücret ve Cezai şartların indirilmesi: Borçlunun temerrüde düşmesi halinde, temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ödenir. Tacir bu durumda ödenecek ücretin ve cezai şartların indirime gidilmesini isteme hakkına sahiptir.
Temerrüt: Borçlunun borcunu ödemekte veya alacaklının alacağını almakta gecikmesidir.
Temerrüt Faizi: Borçlunun, borcunu yerine getirmekte gecikmesi durumunda ödenmesi ihtiyaç duyulan faizdir.
• Ticari örf ve adetlerin tacirlere mutlak olarak sağlanması
HER İKİ TARAFIN TACİR OLMASI HALİNDE UYGULANACAK ÖZEL HÜKÜMLER
İhtar ve İhbarda Yazılı Şekil: Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek , yada sözleşmeyi fesih yahut sözleşmeden vazgeçmek amacı ile yapılacak ihbar (haber verme) ve ihtarların (uyarıların) geçerli olması için noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapılması şarttır. Yoksa aslabir hüküm doğurmaz.
Trampa: Malın para karşılığında değil de başka bir mal karşılığında devrini fakatçlayan bir borçlanma sözleşmesidir.
Hapis Hakkı; kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde, alacaklıya, zilyetliğinde bulunan borçluya ilişkin taşınır mallar ile kıymetli evrakı iade etmeyerek paraya çevirme yetkisi veren bir ayni haktır.

ÜNİTE 3- TİCARET ÜNVANI VE DİĞER TİCARİ
Ticaret Ünvanı; Tacirlerin ticari işletmelerine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı addır.
TİCARET ÜNVANININ DİĞER TİCARİ ADLARDAN AYRIMI
1- İşletme Adı; ticaret yeri olarak işletmeyi tanıtmaya ve benzerlerinden ayırmaya yarayan addır.
• İşletme adı seçmek mecburi değildir.
• İşletme adı seçbilimselşse ticaret Sicili’ne tescili gerekir.
• Esnaf da işletme adı seçebilir.
• İşletme ile birlikte işletme adı devredilebilir.


2- Coğrafi İşaret; Coğrafi işarete örnek olarak ürünün üzerinde Türkiye’de üretildiğini (TM) harfleri ile gösterilen Antep fıstığı, İznik Çinisi verilebilir.
3- Marka; Bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmek amacıyla kullanılan işaretlerdir. Bu işaretler, kişi adları, sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi ve ambalajları şeklinde her türlü işarettir.
Marka Türleri: Markalar; ticaret markaları, hizmet markaları, güvence markaları olarak 3 gruba ayrılabilir. Markaya örnek olarak, arçelik ,selpak gösterilebilir.
A- Hizmet Markası: Örneğin bir radyo istasyonunun yayında kullandığı müzik parçası, bir hizmet markasıdır.
B- garanti Markası: Örneğin ‘’TSE’’ işareti.
C- ticaret Markası: Ticari Markalar tanınmış marka, Bireysel Marka, Ortak Marka olarak sınıflandırılabilir.
• Tanınmış Marka, uluslar arası şöhrete ulaşmış markadır. Nike, puma vs..
• Ortak Marka, üretim veya tecim işletmelerinin kullandığı markadır.
• Bireysel Marka, bir kişi tarafından belirli bir ürün ya da ürünler için tescil ettirilmiş markadır.
Marka Seçimi ve Tescili; Seçilen marka Türk Patent Enstitüsü tarafınca tutulan Marka Sicili’ne tescil edilir. Tescil edilen marka ile ilgili bilgiler TPE’ce gösterilen resmi marka gazetesinde ilan olur. Marka tescil edilince, talep anından itibaren 10 yıl süre ile korunur.
Markanın Devri; Marka işletme ile beraber veya işletmeden ayrı devredilebilir, satılabilir, mülkiyeti korunarak lisans sözleşmesine mevzu edilebilir, miras yoluyla intikal edilebilir. Devir ve lisans işlemleri yazılı şekle tabidir ve 3. Kişilere karşı hüküm ifade edebilmesi için marka siciline tescili gereklidir.
Lisans Sözleşmesi; Marka sahibinin (lisans veren) markayı kullanma hakkını belli bir karşılık karşılığı lisans alana verdiği sözleşmedir.
Marka Üzerindeki hakkın sona ermesi; Marka sicilindeki kaydın silinmesi ile gerçekleşir. Nedenleri içinde feragat, mahkeme kararı, re’sen terk öngörülmüştür.
TİCARET UNVANINDA ÇEŞİTLİ SİSTEMLER
Özgürlük (Serbestlik) Sistemi; Özgürlük Sisteminde tacir istediği unvanı seçebilir. Bu sistemde ticaret unvanı, tacirin kimliği ve niteliği hakkında doğru data vermez.
Gerçeklik Sistemi; 3. Kişilerin yararı işletme çıkarlarına tercih edilmiş ve unvanın, tacirin tam kimliğini yansıtması esas alınmıştır. Devredilmesi ve mirasçılara devri de olanaklı değildir.
Karma Sistemler; İki sistemi de bağdaştırmaya çalışır. Bu sistemde unvan önce işletme ve işletme sahibinin nitelik ve niceliğine uygun olmalı ve ne olursa olsun işletme sahibini göstermelidir. Bu sistemde unvan, devredilebildiği gibi mirasçılara da intikal eder.
TÜRK TİCARET KANUNU’NUN SİSTEMİ
Tacir ödatına sahip gerçek ve tüzel kişilerin unvanlarının nasıl oluştuğunu ayrı ayrı ele alalım.
Gerçek fert Tacirlerin tecim Unvanı; çekirdek ve eklerden oluşur.
Çekirdek: Gerçek birey tacirin tecim unvanının çekirdeği kendi ad ve soyadıdır.
Ekler: Unvana yapılacak ekler zorunlu ve isteğe bağlı olmak üzere ikiye ayrılır. Mecburi ekler: Ad – soyad, daha önce tescil edilmiş ise kişinin ek olarak bir unvan kullanması zorunlu ektir.
İsteğe bağlı ekler: Gerçek birey isterse ticaret unvanına bir ek getirebilir. Örneğin; Vedat Kemer Unlu Mamülleri şeklinde.
Zorunlu ve isteğe bağlı eklerdeki sınırda, tacirin kimliği, işletmenin önemi, genişliği, mali durumu 3.Kişilerde karşı yanılgıya sebep olmayacak özellikte, gerçeğe ve kamu düzenine uygun olmalıdır. Örneğin unvana ek olarak Türk, Türkiye, Cumhuriyet, milli kelimeleri ancak Bakanlar Kurulu sonucuyla konulabilir.
TÜZEL KİŞİ TACİRLERİNİN TİCARET UNVANI
ticaret Ortaklıklarının ticaret unvanı
Kollektif ve Komandit Ortaklıkların tecim unvanında olması gerekenler
• Çekirdek.
• Ortaklarından minimum birisinin adı ve soyadı.
• Ortaklığı ve türü (Kollektif yahut komandit ortaklık gibi)
Not: Komanditer olan ortağın adı ve soyadı ticaret unvanında yer almaz. Eğer bu şekilde bir vaziyet olmuşsa, komanditer ortak, komandite ortak gibi sorumlu kabul edilir.
Tüzel kişi tecim ortaklıklarına örnekler; Ali Gülen ve Ortakları Taşımacılık Kollektif Ortaklığı, Ali güven turizm ve Otelcilik Komandit Ortaklığı.
Limited ve Anonim Ortaklıklarda da, Kollektif ve Komandit’teki şeklinde bulunması gerekenler aynıdır. Ek olarak, Limited ve Anonim Ortaklıklarda, ticaretin konusunun gösterilmesi zorunludur.Tecim Unvanlarında A.O ya da LTD.ŞTİ şeklinde kısaltmalar kullanılabilir. Şayet gerçek kişinin adı ve soyadı ortaklaşa iş isminde geçiyorsa kısaltmalar yapılamaz.
Limited Ortaklıklarda, işbirliği tarafınca düzenlenen belge ve mektuplarda tecim unvanının yanı sıra, esas sermaye miktarının belirtilmesi gerekir.
Ticari İşletme işleten dernek ve diğer tüzel kişilerin unvanları; adlarının aynıdır. Bunlar mecburi ek ya da isteğe bağlı ek kullanamazlar. Örneğin Kızılay Afyonkarahisar Madensuyu İşletmesi.
Donatma İştiraki’nin tecim Unvanında Bulunması Gerekenler
• Donatan’lardan birisinin adı ve soyadı.
• Deniz Ticaretinde kullanılan geminin adı
• Ortaklığı ve türü
Şube Unvanında .Bulunması Gerekenler
• Merkez işletme unvanı
• Şube unvanı
• var ise ekler
İşletmenin Tescil ve İlanı
Her tacir, işletmenin açılış tarihinden itibaren 15 gün içinde tecim unvanını seçip, tecim Sicili’ne tescil ettirmelidir.
Şubeler ise açıldığı anda unvan ve tescil olunmalıdır.
Her tacir, tecim unvanını ve altına attığı imzayı notere onaylatıp, Sicil Memuru’na tescil ettirmelidir.
Tescil edilmemiş tecim unvanı, haksız rekabet hükümlerine nazaran korunur.
TİCARET UNVANININ SAĞLADIĞI HAKLAR VE BU HAKLARIN KORUNMASI
Tekel Hakkı; Kanuna ve usulüne uygun olarak tescil ve duyuru ettirilmiş olan unvanı kullanmak hakkı, yalnızca sahibine aittir. Bu tekel hakkının uygulanma sınırı; gerçek kişilerde tescil olunan sicil çevresi, tüzel kişilerde tüm Türkiye’dir.
Unvanı kullanma Zorunu; ticaret unvanını kullanma, tacir için bir hak olduğu kadar, bir zorundur.
Unvanı işletmeye asma zorunu; Unvanı, işletme girişine asmak zorunludur.
TİCARET UNVANININ DEVRİ
Unvanda adı bulunan bireyin adının değişmesi; İşletme sahibinin adı değişse de unvan olduğu gibi kalır.
Ortaklar arasında değişim; Ortaklardan biri işletmeden ayrılırsa; adı, yazılı rızası alınmak kaydıyla unvanda kalabilir.
Adı unvanda bulunan ferdin ölmesi halinde, mirasçıların ortaklıkta kalmaları veya yazılı rıza vermeleri halinde unvan aynen kalabilir.
Unvanın Devri; tecim unvanı tek başına devredilemez. Sadece ticari işletme ile beraber devri olanaklıdır.
Unvanın miras yolu ile devri; Unvan, sadece ticari işletme ile birlikte mirasçılara devredilebilir. Örneğin iki mirasçı var ise, birisine ticaret unvanı, diğerine işletmenin devri olanaklı değildir.
Ticaret Unvanının kullanma hakkının sona ermesi;
tecim unvanını kullanma hakkı, tacir ödatının hayata merhaba dediğu anda başlar,
Tacir ödatı ise, ticari işletmenin faaliyetini dinlence etmesi, feshetmesi yada esnaf işletmesine dönüşmesi ile son bulur. Her iki şekilde de tecim sicilindeki kayıt silinmelidir.


ÜNİTE 4 – TİCARET SİCİLİ

ticaret Sicili; Ticari işletme ile ilgili kanunda öngörülen mevzuların, tacirin ve 3. Kişilerin çıkarları yönünden açıklanmasına hizmet eden bir kurum olup, bilgilerin yazıldığı bir kütüktür.
Kanuna bakılırsa; tecim ve sanayi Odası yada tecim Odası bulunan yerlerde bir tecim Sicili Memurluğu kurulur. Ticaret Sicili’nin yönetimi, sanayi ve ticaret Bakanlığı’nın görüşü alınarak ilgili oda meclisi tarafından atanan sicil memuruna aittir. Tecim Sicili, kamuya açık bir sicildir. Ticaret Sicilinin içeriğini ve belgelerini isteyen hepimiz inceleyebilir.
Tescil ve İlanı gerekli mevzular
Tescil: İlgili işletmenin bulunduğu yerin kaydı tecim siciline yapılır.
İlan: Tüm Türkiye’de etkin olmak üzere, Ankara’da yayımlanan Türkiye ticaret Sicil Gazetesi ile yapılır.
Tescil Yönetimi
Tescil, işlemin oluşmasından itibaren 15 gün içinde yapılmalıdır. Tescil edilmemiş mevzularda yapılacak değişikliklerde ve kayıttan silinme gibi durumlarda da bu 15 gmeşhurk süre geçerlidir.
Kaide olarak tescil, ilgili kişilerin talebi üzerine yapılır. Bu talep, yazılı dilekçe verilerek ve istekçeye gerekli belgeler ilave edildikten sonra yapılır.
Ancak bazı kanunun öngördüğü durumlarda tescil, kendiliğinden (re’sen) ya da ilgili makamın bildirisi üzerine de yapılabilir.
Sicil Memurunun Görevleri;
• Tescili listelenen konuları tescil eder.
• Bir mevzunun tescili, var olan bir kaydın değiştirilmesi veya silinmesi gibi konuların kanuna uyumluluğunu inceler.
• Sicil memuru; tescil talebinde bulunan kişinin kimliğini, ehliyetini, yetkisini, talebin kanuni koşullara uyup uymadığını, lüzumlu belgelerin talebe ekli olup olmadığını, tescili talep edilen mevzunun kanunca tescili lüzumlu konulardan olup olmadığını inceler.
Sivil Memurun İnceleme sonuçları;
• İnceleme sonucu talebe, kabul, red yada geçici tescil kararlarından birini verir. Kabul halinde tescil yapılır. Red halinde ilgililer 8 gün içerisinde mahkemeye başvurup itiraz edebilir.
Bu mahkemenin verdiği karara itiraz ise 15 gün içerisinde temyiz yoluna başvurularak yapılır.
Temyiz; İlk aşama mahkemesinin kanuna aykırı karar vermesi, yetkili olmaması, yargılama yöntemine aykırı karar vermesi durumlarında sonucun bozulması için yüksek dereceli mahkemeye başvurulmasıdır.
Çözümü mahkeme kararına bağlı konular geçici tescil olur. Ancak mahkemede 3 ay içinde sonuç alınamazsa geçici kayıt silinir.
Tescil Zorunu; Tescil zorunludur. Yapılmazsa yaptırımlar uygulanır ve kendiliğinden (re’sen) ilgili makamın emri ile tescil yapılır.
İlan; İlan, Ankara’da yayımlanan bütün Türkiye’deki sicil kayıtları, ilana özgü Türkiye tecim Sicil Gazetesi ile yapılır. Tescil edilen her konunun bununla beraber ilanı gerekmez. İlan 3. Kişilere karşı, ilanın çıkmasını izleyen ilk iş gününden itibaren geçerli olur.
TESCİLİN SONUÇLARI
1- Açıklayıcı kalite; Bir mevzu tescilinden önce doğmuş ve yargı ifade etmişse, bu tecim sicilinin açıklayıcı niteliğidir. Örneğin ticaret unvanı tescilden önce de vardır. Kanunlarımıza göre tecim sicili açıklayıcı niteliktedir.
2- Yaratıcı nitelik; Tescilden önceki hiçbir işlemin varlığını kabul etmeyen hüküm, tecim sicilinin yaratıcı niteliğidir. Yani bir işlemin tescil ile doğması ve hüküm ifade etmesi tescilin yaratıcı niteliğinin bir sonucudur diyebiliriz. Örneğin tescilden önce tüzel kişilik yoktur. Tescil ile oluşmuştur.
Tüzel birey; başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş birey toplulukları yada belli bir amaca özgülenmiş mal topluluklarıdır.
Tecim Sicilinin pozitif yönde tesiri
ticaret siciline tescil edilmiş konularda 3. Kişiler bu konuları bilmediklerini ileri süremezler. Kısaca ticaret siciline tescil 3. Kişilerin iyi niyetini ortadan kaldırır.
Ticaret Sicilinin olumsuz etkisi
Tescil yada ilanı gerekmeyen konularda meydana getirilen tescil ve ilanlarda, 3. Kişiler merhametli kabul edilir.
Tescili gerekip de tescil edilmemiş konularda da 3. Kişiler iyi niyetli kabul edilmektedir.


ÜNİTE 5 – HAKSIZ REKABET


Haksız Rekabet; Aldatıcı hareket yada iyi niyet kurallarına aykırı başka davranışlarla ekonomik rekabetin her türlü kötüye kullanımıdır.
Haksız rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet Hakkı’dır.
Bu tanımlamadan haksız rekabetin üç unsuru olduğu ortaya çıkar.
A) Ekonomik rekabet,
B) Aldatıcı davranış ve başkaca suretle dürüstlük kurallarına aykırı hareket,
C) Rekabet hakkının fenaye kullanılması.
Ekonomik Rekabet; ekonomik yaşamda müşteri çekmek için meydana getirilen yarıştır.
Rekabet Hakkının kötüye Kullanılması; sınırları dürüstlük kuralları ile belli olan rekabet özgürlüğünün sınırları aşılmış ise, burada kötüye kullanma vardır.
Aldatıcı Hareket ve Dürüstlük Kurallarına Aykırı Davranış; Rekabet bir haktır. Sadece kişilerin bu rekabette kullanacakları enstrumanlar meşru olmalıdır. Rakibi kötülemek, alan kişi çevresini aldatıcı davranışlarla kandırmak, haklarını ve borçlarını yerine getirirken dürüst olmamak benzer biçimde davranışlar meşru ve dürüst olmayan aldatıcı davranışlara örnektir.
Not: Haksız Rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet Hakkı’dır. Serbest rekabet hakkının sınırları Dürüstlük Kuralları ile belirlenmiştir.
Türk ticaret Kanunumuza göre Özel Haksız Rekabet Halleri
• Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, yanlış yanıltıcı veya gereksiz yere incitici beyanlarla kötülemek.
• Başkasının ahlaki veya mali gücü hakkında gerçeğe aykırı informasyon vermek.
• Kendi kişisel durumu, malları, iş ürünleri yada ticari işleri hakkında yanlış yada yanıltıcı bilgiler vererek 3. Kişiler karşısında kendisini rakiplerine oranla üstün duruma getirmek. Ör. Aldatıcı reklamlar.
• Yanlış unvan, meslek adı kullanmak. Derece, belge yahut ödül almadığı halde bunlara sahipmiş şeklinde göstermek.
• Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işletmesi ile karışıklık (iltibas) oluşturmaya çalışmak. Başkasının kullandığı ad, unvan, marka, işaret benzer biçimde tanıtma çalgılarını kullanmak benzer biçimde.
• Üçüncü kişilerin yardımcılarını, vekillerini görevlerini ihlale yönlendirmek suretiyle onlara vaatlerde bulunarak haksız çıkar sağlamak veya onlara ticaret sırlarını açıklatmak.
• Elde ettiği veya öğrendiği üretim ve ticaret sırlarından dürüstlük kurallarına aykırı olarak haksız yerde yararlanmak ve bunları yaymak.
• 3. Kişileri mağdur edebilecek gerçeğe aykırı iyi niyet ve yeterlilik belgeleri vermek.
• Rekabet piyasasındaki kanun, tüzük, sözleşmelere, mesleki veya mahalli adetlere bakılırsa belirlenmiş iş hayatı koşullarına uymamak.


HAKSIZ REKABETİN SONUÇLARI
Haksız rekabet nedeni ile açılabilecek hukuk davaları
• Ortada bir haksız rekabetin olup olmadığını belirlemek için açılan Tespit Davası
• Haksız rekabetin durdurulması ve önlenmesi için açılan Önleme Davası
• Haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kalkması ve haksız rekabette yanlış ve yanıltıcı beyanlar yapılmışsa bunların düzeltilmesi için Düzeltme Davası
• Haksız rekabette bulunanın kusurlu olması halinde, uğranılan ziyanın giderimi amacını taşıyan Maddi Giderim (Tazminat) Davası
• Kanundaki koşullar gerçekleşmiş ise tinsel Giderim Davası
Davacı ve Davalı olma Ehliyeti
Davacı olma ehliyeti ; Haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi ve öteki ekonomik çıkarları zarar gören yada böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan rakip, tüm haksız rekabet davalarını açabilir.
Müşterilerin dava açabilmeleri, ancak fiilen zarar görmüş olmaları ile mümkündür.
Haksız rekabete uğrayanların dahil oldukları mesleki birlikler ve odalar (Borsalar, ticaret ve endüstri Odaları şeklinde) üyelerinin karşılaştığı haksız rekabet nedeniyle tespit, önleme ve maddi durumun düzeltilmesi davlarını açabilirler.
Davalı Olma Ehliyeti; Davalı haksız rekabette bulunan rakiptir. Haksız rekabet eylemine dolaylı yahut dolaysız olarak katılan 3. Kişilerde davalı olabilir.
İşçilerin gerçekleştirmiş olduği haksız rekabete karşı oluşturulan dava, işveren aleyhine açılır.
Haksız rekabet basın kanalıyla işlenmiş ise, dava yazı sahibine veya ilanı verene karşı açılır.
Haksız rekabet sonucu mahkemece verilen hüküm, davalı ve davacıya etkili olabildiği gibi 3. şahıslara karşı da etkilidir.
Haksız rekabet sonucu oluşan hüküm, davacının isteği üzerine, gideri davalıya ilişkin olmak üzere ilan da ettirilebilir.
Haksız rekabet nedeniyle tinsel tazminat davası açılabilmesi için, BK. M.49’daki koşulların gerçekleşmesi ve davalının kusurlu olması şarttır.
Zaman Aşımı; Kanunun belirlediği şartlar altında, belli bir vakitın geçmesi üzerine bir hak kazanma veya bir yükümlülükten kurtulma yoludur. Davaya hakkı olan tarafın aleyhine olan durumu öğrendikten sonrasında 1 yıl içinde dava açmaya hakkı vardır.
Sadece rekabeti oluşturan durumun doğumundan itibaren 3 yıl geçmişse vakit aşımına uğramış anlamına gelir.
Haksız rekabete ilişkin cezai yapmış oldurımlarda 1 yıla kadar hapis cezası verilebilir.


ÜNİTE 6 – TİCARİ DEFTERLER


Ticari defterler, tecim kanununda düzenlenmiştir.
Ticari defter tutmak, tacir için hem mesuliyet aynı zamanda bir ihtiyaçtır.
Ticari Defter Tutmanın Faydaları;
• Ticari defterler verginin doğru bir halde saptanmasını sağlar.
• Kanıt olarak önem taşır.
• İflas halinde tacirin taksirli yada müflis olup olmadığını saptamaya yarar.
Müflis: Mahkemece hakkında batkı kararı verilen kişidir.
Defter tutma yükümü, tacir ödatının hayata merhaba dediğu anda başlar, bu ödatın yitirilmesi ile biter. Ancak bu ödat sona erse dahi, tutulan defterler 10 yıl saklanmalıdır.
Defter tutma yükümünü, tacir gruplarına nazaran ayrı ayrı ele almak gerekir.
Gerçek birey Tacirlerin Defter Tutma Zorunu:
Tutulması zorunlu Defterler ve İsteğe Bağlı (ihtiyari) Defterler olmak üzere 2’ye ayrılmıştır. Tacirler, işletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri tutmakla yükümlüdürler.
Kanunda İsmen Sayılmış (Onamaya doğal olarak) Defterler
• Büyük Defter
• Yevmiye Defteri
• Envanter ve Bilanço Defteri
Bu defterler noterce veya tecim sicili memurunca onaylanması gerekli olduğundan bu üç defter, onamaya tabi defterlerdir.
Kanunda İsmen Sayılmayan (Beyana tabi) Defterler
Tacir, yukarıdaki 3 defterden başka, isteğe bağlı olarak kendisine ihtiyaç duyulan defterleri de tutabilir. Ek tuttuğu defterleri her yılbaşında ticaret siciline beyan eder. Bu yüzden bunlar beyana doğal olarak defterlerdir. Bundan dolayı bunlar beyana tabi defterlerdir. Örneğin; Senetler Defteri, stok Defteri
Özel Hükümlere göre Tutulması zorunlu Defterler
Kanun, bazı mesleklerde bazı özel defterlerin tutulmasını emreder. Örneğin; tellalların tutmak zorunda olduğu Tellal Günlük Defteri.
Saklanması gerekli Evrak
Ticari işletme ile ilgili belgeler; tacirlerin ticari işletmeleri ile ilgili işler dolayısıyla aldıkları mektup, yazı, telgraf, satmaca, senet şeklinde belge ve kağıtlarla, mahkeme ilamları gibi belgelerdir.
Gerçek fert Tacirlerin Tutmakla Yükümlü Oldukları Defterler
• Onamaya tabi defterler
• Beyana doğal olarak defterler
• Özel Hükümlere göre tutulması zorunlu defterler
İsteğe Bağlı Defterler
Tacir, tutmakla yükümlü olduğu defterlerden başka defterler de tutabilir. Bu defterdeki kayıtların kanıt niteliği taşıması için tecim siciline kaydı gereklidir. Ancak İsteğe bağlı defterlerin kanunen geçerli olabilmesinin bir diğer koşulu da, mecburi defterlerin tümünün tutulmuş olmasıdır. İsteğe bağlı defterlere örnek olarak; Alacak Defteri, Borç Defteri gösterilebilir.
Tüzel kişi tacirlerin kanunen tutmak zorunda olduğu defterler; Yevmiye Defteri, Büyük Defter (Defteri Kebir) ve Envanter Defteri’dir.
DEFTER TUTMA USULÜ
Defterler usulüne uygun olarak tutulmamış ise, özellikle kanıtlama hukuku yönünden tacir, bazı yapmış oldurımlarla karşılaşabileceği gibi, batkı halinde taksirli müflis sayılabilir.
Taksirli Müflis; Kusuru sebebiyle iflas etmiş kişidir. TTK’ da öngörülen defterleri tutmama, kusurlu hareket olarak kabul edilmektedir.
Kanunda ismen bulunan tutulması zorunlu defterlerin açılışları noterce onaylanmalı, beyana tabi defterlerde iki nüsha beyanname ile ticaret siciline, her yılbaşında beyan edilmeli ve onaylanmalıdır.
Onama; Sicil memuru veya noter defterlerin kaç sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son sayfaya yazarak resmi mühür ve imzası ile tasdik eder. Noterce tasdik edilen defterlerin nitelik ve adetleri ve bunların kime ilişik olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicil memurluğuna bildirilir.
• Şirketlerin kullanılması zorunlu olan defterleri, vergi usul kanununun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine gore tasdik olunur.
• Onamaya tabi defterlerin bazıları takvim yada iş yılı nihayetinde kapanış onamasına tabidir.
• Günlük Defterin, Ocak ayı sonuna kadar, Envanter Defterinin, iş yılını izleyen 3 ayın sonuna kadar, kapatılıp onanması gereklidir.
• Günlük Defter yıl içinde dolarsa, dolduğu tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde noterce kapanış onaması yapılması gerekir.
• Büyük Defterin kapanış onaması yoktur.
Beyan; Defterlerin her birinin türü, niteliği ve sayfa sayısı belirtilerek her yılbaşında, iki nüsha beyanname ile ticaret siciline beyan edilmeleri, usulüne uygun tutulmuş olmasını sağlar. Sicil memuru, beyannamenin bir nüshasını tacirin sicil dosyasına koyar, diğerini onaylayarak tacire geri verir.
DEFTERLERE GEÇİRİLECEK KAYITLAR
Yasamıza gore tacirler kendilerine en uygun gelen muhasebe sistemini seçmekte serbesttirler.
Ticari defterlere geçirilecek kayıtların dili Türkçe, işletme hesabı TL cinsinden olmalıdır.
Günlük Defter (yevmiye defteri) ; Belgelerden elde edilir. Kaydı ihtiyaç duyulan işlemler oluştuklarından itibaren 10 gün içinde yevmiye defterine geçirilmelidir.
Büyük Defter; Kayıtlar Yevmiye Defterinden, Büyük Deftere aktarılır. Buraya geçirilecek kayıtlar için bir süre yoktur.
Envanter Defteri; Envanter Defterine, işletmenin açılış gününde ve bundan sonraki her iş yılı sonunda çıkarılan envanter ve bilançoları kayıt olunur.
Karar Defteri; Karar defterini, tüzel fert tacirler tutar. Bu deftere ortaklık organlarının yönetim haklarını kullanırken aldıkları kararlar geçirilir.
Özel Hükümlere bakılırsa Tutulması zorunlu Defterler; Hükümdeki kayıt ve şartlar uyarınca yapılması gereklidir. Örneğin, tellalın tutacağı Tellal Günlük Defteri’ne kayıtlar günü gününe geçirilmelidir.
İsteğe Bağlı Defterler; tacir bu defterleri, dilediği sistemle tutabilir.
TİCARİ DEFTERLERİN KANIT KUVVETİ
Anlaşmazlığın Niteliği; Taraflardan birisi tacir değil veya ihtilaf bir taraf için ticari iş durumunda değilse, ticari defterler tecim Kanunu anlamında kanıt niteliği kazanmaz.
Kanıt: Uyuşmazlığa yol açan eylem veya hukuki vakasın ispatı için kullanılmasına usul hukukunun izin verdiği her türlü şeydir.
Ticari defterlerin sahibi lehine kanıt olabilmeleri için, usulüne uygun tutulmuş olması ve tüm kayıtların birbirini doğruluyor olması gerekir.
Ticari defterlerin sahibi aleyhine kanıt olabilmesi için; Bir kimsenin kendi hazırladığı belge veya yazının kendi aleyhine kanıt olarak kullanılması, usul hukuku kurallarına uygundur. Yalnız onamanın yapılması yeterlidir.
Defterler usulüne uygun tutulmadığı takdirde sadece aleyhine olan kayıtlar dikkate alınır, lehine olan kayıtlara bakılmaz.
TİCARİ DEFTERLERİN TESLİM VE İBRAZI
Teslim (mahkeme emri ile); ticari defterlerin ve ilgili belgelerin hepsinın, incelenme amacıyla mahkemeye verilmesi anlamına gelir. Çok ağır bir işlem olması sebebiyle ancak üç biçimde çıkan anlaşmazlıklarda kanunda öngörülmüştür. Bunlar; miras, batkı ve ortaklıktır.
İbraz; Ticari defterlerin kanıt kuvvetine sahip olduğu diğer anlaşmazlıklarda defterlerin tamamı teslim edilmez, sadece ihtilaf mevzusu kayıtların sureti çıkarılmak, yada bir tek ilgili sayfalar üzerinde incelemeler yapılmak üzere defterler ibraz olunur.
Teslimi gereken haller dışında ibraz, tacir için mecburi olamaz. Tacir isterse defterlerini ibraz eder, istemezse etmez.
Ticari Defterlerle kanıtlamada yemin; Ticari defterler yazılı kanıt durumunda olmakla birlikte sahipleri lehine kanıt olacaklarsa, ek olarak bir yeminle kuvvetlendirilmeleri şarttır. İki tip yemin vardır. Tamamlayıcı Yemin, kati Yemin.
Tamamlayıcı Yemin: Ticari Defterlerin yazılı kanıt niteliğini kuvvetlendirmek için verilen yemindir.
Kesin Yemin: Hukuk davasında, taraflardan birinin asıl davanın çözümüne etkili olan bir eylemin ispatlanması için diğerine önerdiği yemindir.
TİCARİ DEFTERLERİN HİÇ yada GEREĞİ GİBİ TUTULMAMASININ YAPTIRIMI
Hukuki yaptırım; Defterlerin sahibi lehine kanıt niteliğini yitirmesi, aleyhine kanıt olmasıdır.
Cezai yapmış oldurımlar; Para cezası, vergi cezaları, batkı halinde tacirin taksirli veya hileli müflis sayılması.
Hileli Müflis: İflasından önce yada sonra alacaklarını zarara sokmak kastıyla hileli işler icra eden kimsedir.
DEFTERLERİN SAKLANMASI VE YİTİRİLMESİ
Tacir, tüm ticari defterlerini ve saklanması mecburi evraklarını son kayıt tarihinden sonra 10 yıl süre ile saklamakla yükümlüdür.
Eğer doğal bir afetle, ticari defter ve belgelerini yitirmişse 15 gün içinde işletmesinin bulunduğu yerin tecim mahkemesinden zayi belgesi verilmesini istemelidir.


ÜNİTE 7 – TÜCCAR YARDIMCILARI


Ticari işletmenin başında, çoğu zaman işletmeyi işleten ve tacir sıfatını kazanan birey bulunur.


Sadece minik ve kısıtlılarda, işletme kendi nam ve hesabına işletilmez. İşletme onların adına kanuni temsilcisi olma ödatıyla veli ve vasilerce işletilir. Bu kanuni temsilci ödatını taşımalarından dolayı, veli ve vasiler tüccar yardımcısı sıfatı taşımazlar.


İradi Temsil; Bir kimsenin öteki bir kimseye, kendi ad ve hesabına hukuki işlemler yapmak üzere yetki vermesine iradi temsil denir.

TÜCCAR YARDIMCILARI


Büyük işletmelerin tacirleri, iş büyük olduğundan kendilerine yardımcı seçmek zorundadır. Tacirin bu yardımcılarına Tüccar destekları denir. Tüccar destekları ikiye ayrılırlar: bağımlı Tüccar yardımcıları, bağlarımsız Tüccar destekları.


Bağlarımlı Tüccar destekları; İşletme sahibinin verdiği talimata uymaya mecburdurlar, onun denetim ve gözetimi altındadırlar. Bağımlı Tüccar yardımcıları, Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan üç gruba ayrılırlar.


• Ticari Mümessil
• Ticari Vekil
• gezici Tüccar Memuru


Ticari Mümessil: İşletmenin işlerini yürütmek ve işletme ile ilgili hukuki işlemleri tecim unvanına vekaleten veya benzeri bir kelime ilave ederek, tacir yerine imza atmak suretiyle gerçekleştirmeye yetkili kılınan fert olarak tanımlanır. Tüccar desteklarının en geniş yetkilisidir. Tacir tarafınca işletmeyi yönetmek veya temsil etmek üzere yetkili kılınmıştır. Geniş yetkilere haizdir.


İşletme sahibi ile ticari mümessil arasındaki ilişki, hizmet yada vekalet sözleşmesinden kaynaklanır. Bu sözleşme iki taraflı olup 3. Kişileri bağlamaz.


Ayrıca B.K.’nda Ticari Mümessil, işletme sahibine (tacire) karşı bir rekabet yasağı içindedir.
Ticari Mümessil, açık veya üstü kapalı (zımni) olarak atanabilir. Atanan ticari mümessilin ticaret Sicili’ne tescili zorunludur.


Yasalı Sınırlamalar
Ticari Mümessilin yetkilerindeki sınırlama, ya kanun tarafından çizilmiş olmalı (yasal sınırlama) yahut tacirin iradesi ile çizilip tescil ve duyuru ettirilmiş olmalıdır. (iradi sınırlama)
Ticari Mümessil işletmenin öz benliği ile ilgili temel işlemleri yapamaz. Örneğin; işletmeye ortak alamaz, işletmeyi devredemez, ticaret unvanını değiştiremez. İşletmenin mevzusu alım satım olmadıkça, işletmeye ilişik taşınmazları devredemez veya ayni bir hakla (eşya üzerindeki mutlak hak) sınırlandıramaz.
Tacir, ticari mümessili iki sebeple iradi olarak sınırlandırabilir:
1- Ticari Mümessilin temsil yetkisinin, bir şube veya merkez ile sınırlandırılması.
2- Birden çok kişiyi ticari mümessil atayarak, bu tarz şeylerin beraber atacakları imza ile taciri temsil edebilmesi.
Ticari Mümessilliğin Sona Ermesi; Ticari Mümessil her süre istifa edebileceği benzer biçimde, işletme sahibi de kendisini her zaman azledebilir. Sebepsiz azil ve zamansız çekilme bazı karşılıklı giderim talepleri gerektirebilir.
Azil: Verilen temsil yetkisinin geri alınması.
Ticari mümessil atanması tescil edilmemiş olsa bile, her koşulda temsil yetkisinin kaldırılması tescil ve duyuru edilmelidir. Aksi halde iyiniyet sahibi üçüncü kişilere bu yetki var sayılır.
Ticari Vekil; Ticari mümessil ödatına haiz olmaksızın, tacir tarafından işletmenin bütün işleri yada belirli bazı işlemleri için temsil yetkisi verilen kişidir. Ticari Vekil, açık yada zımni irade beyanı ile ,tacir ya da ticari mümessil tarafınca atanır. Ticaret siciline tescil olunmaz. Taraflar arasındaki ilişki çoğu zaman hizmet sözleşmesidir. Ticari vekillerin işletmenin işyeri haricinde temsil yetkisi yoktur. Burada da işletme duvarına asılan ilanlardaki yetkilerle sınırı olandır.
Seyyar Tüccar Memuru; Bir ticari işletmenin merkez yada şubelerinin bulunduğu bölgeler dışındaki yerlerde, işletme adına iş yapan yardımcılara seyyar Tüccar destekları denir.
Seyyar tüccar desteklarının yetkileri, tacir veya ticari mümessil tarafından düzenlenen bir yetki belgesinin imzalanıp, gezici tüccar memuruna verilmesi ile belirlenir. Üçüncü kişiler bu belgeye bakıp yetkisini anlayabilirler. Bu belgeyi elinde tutan gezici tüccar memurunun; alıntı vermek, satılan malın bedelini almak, borçluya belli bir süre tanımak yetkileri vardır.
BAĞIMSIZ (TABİ OLMAYAN) TÜCCAR YARDIMCILARI
bağlarımsız tüccar yardımcıları, tacirin emir ve kumanda zincirinde yer almakla beraber, faaliyetinde ona yardımcı olan, sadece bu yardımları kendi bağımsız uğraşları içinde yerine getiren kişilerdir. Bağlarımsız tüccar yardımcıları üç gruba ayrılırlar:
• Acenta
• Komisyoncu
• tecim İşleri Tellalı
ACENTALIK; ikiye ayrılır.
1- Aracı Acentalık
2- Sözleşme Yetkisine haiz Acentalık.
1-Aracı Acentalık;
bağlarımlı ödatı bulunmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belli bir yer veya bölgede, sürekli surette bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi meslek edinen kimseye Aracı Acentalık denir.
Aracı acentalığın unsurları
• Bir sözleşmenin varlığı: Acentalık sözleşmesi tacir ile sözlü yada yazılı yapılır.
• Etkinlik alanı: Acentanın belli bir bölgesi olmalıdır.
• Etkinlikte süreklilik: Devamlı aracılık yapmalı, iş bağlamalıdır.
• Meslek edinme: Aracı acenta, acentalığı meslek edinmelidir.
• Tacire bağlarımlı olmama: Tacirin talimatlarına uymalı ancak onun denetimi ve nezarete altında olmamalıdır.
Müvekkil: Bir başkasını kendisine vekil olarak seçen kimse.
İcazet: Temsil yetkisi bulunmadan başkası adına meydana getirilen işlemi, adına işlem icra eden kimsenin onaylamasıdır.
Aracı acentayı bağlayan özel hükümler; Aracı acenta, yetkisini aşıp müvekkili adına sözleşme yaparsa, müvekkil durumu öğrenince icazet vermediğini hemen karşı tarafa bildirmediği takdirde, icazet vermiş sayılır.
2-Sözleşme Yapma Yetkisine haiz Acenta; bağımlı bir ödatı olmaksızın, yazılı bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer yada bölgede, daimi olarak işletmeyi ilgilendiren sözleşmeleri, o işletme adına yapmayı meslek haline getiren hiç kimseye, sözleşme yetkisine sahip acenta denir.
Sözleşme yapma yetkisine sahip acentanın yetki sınırı tacir tarafından istenildiği benzer biçimde çizilebilir. Ancak bu sınırlamaların tescil ve ilanı gereklidir.


Her iki acentanın borç ve yükümleri
• Rekabet yasağı; Rekabet eden iki işletmenin acentalığını üstelenemez.
• Müvekkilin işlerini görme ve çıkarlarını korumadan mesuldür. Müvekkili adına sakladığı mal ve eşyalardan da sorumlu tutulur.
• Haber verme ve uyarma borcu vardır.
• lüzumlu önlemleri almak zorundadır.
• Ödeme Yükümü; müvekkiline ilişik olup, kendi zilyetliğine geçmiş paranın teslim edilmesi gerektiği anda işlemi yapmakla yükümlüdür. (Zilyetlik: Bir şey üzerinde fiilen tutum yetkisine haiz olmaktır.)
• Üçüncü kişilerin beyanlarını kabul ve müvekkilini temsil borcu vardır.
Acentanın hakları
• Tekel Hakkı; Müvekkil, acentasının yazılı izni olmaksızın, bulunduğu bölgede başka bir acenta atama edemez ve kendi başına satışta bulunamaz.
• Ücret İsteme Hakkı; Acentanın ücreti komisyon şeklinde ödenir. Bir ücret belirlenmemişse, mahkemece hizmetin önemine göre bir fiyat belirlenir. Ücretin ödenme zamanı taraflar arasında kararlaştırılmamışsa, üç ayda bir kez ve her şekilde yılsonunda veya acentalık sözleşmesi sonlanmış olduğinde ödenmesi gereklidir.
• Hapis Hakkı; acenta alacaklarını alamazsa, hapis hakkını kullanabilir.
• Olağanüstü Giderler; Acentanın müvekkilinden faaliyet gideri için ödeme istemesi, yalnızca olağanüstü bir gider halinde ya da üçüncü kişilere avans vermesi gerçekleşebilir.
Not: Acentalık işini yapanlara ticari işletmelerde acenta, bayi, genel dağıtıcı benzer biçimde isimler verilmektedir. Bunların gerçek niteliğini anlamak için sözleşme hükümleri incelenmelidir.
KOMİYONCU
Alım ve satım işlerinde komisyoncu, ücret karşılığında kendi adına yada müvekkili hesabına, kıymetli evrak ve göç eder eşya alım satımını meydana getiren kimsedir.
Komisyonculuk, komisyoncu ve müvekkil içinde tek bir iş için yapılan sözleşmelerdir.
Komisyoncu, kıymetli evrak yada taşınır eşyayı, kendi adına ve müvekkili hesabına satın alır ve satar. Bu yüzden komisyon sözleşmesinde üçlü bir ilişki vardır. Komisyoncu ve müvekkil arasındaki ilişkiye iç ilişki, komisyoncu ve üçüncü kişiler arasındaki ilişkiye de dış ilişki denir.
‘’Adına’’ ifadesi ilişkiden doğan hak ve yükümlülüklerin kim tarafından yerine getirileceğini, ‘’hesabına’’ deyimi ise yapılan sözleşmenin neticelarının kime ilişkin olacağını gösterir. Komisyoncu işlemi kendi adına, müvekkili hesabına yapar. Doğrusu sözleşme hükümleri gereği sözleşme, komisyoncu ve üçüncü birey arasında doğar, sadece komisyoncu elde ettiklerini müvekkiline devretmek zorundadır.
Komisyoncunun borç ve yükümleri
• Sözleşmenin yapılması ve uygulanması
• Özen gösterme, talimata uyma, müvekkilin çıkarlarını koruma
• Hesap verme borcu
Komisyoncunun yaptığı sözleşmenin karşı tarafça uygulanmaması komisyoncuyu bağlamaz. Ancak bu durumda komisyoncu, komisyon sözleşmesinden doğan ücret isteme hakkını yitirir. Yani komisyoncunun para alması için, sözleşmeden sonrasında işin gerçekleşmesi gerekir.
Müvekkil bir tek iş bitiminde değil, her aşamasında hesap ve data isteyebilir. Komisyoncu, müvekkiline ödemede geciktiği paranın faizini de vermek zorundadır.
Komisyoncunun Hakları
• Ücret; Ücretin miktarı ve ödeme şekli sözleşme ile kararlaştırılır. Önceden kararlaştırılmamışsa teamüle göre, o da yoksa mahkemece belirlenir.
Teamül: Ticari hayatta kullanılan, örf ve adet kuralı niteliğini kazanmış adetlerdir.
• Hapis Hakkı; Alacakları için hapis hakkı vardır.
• Malı açık arttırma ile sattırma; Müvekkil kendi hesabına satın alınan malı, uygun süre içinde komisyoncudan almazsa, komisyoncu; malı, bulunmuş olduğu yer mahkemesi aracılığı ile açık arttırma ile sattırabilir.
• Komisyon sözleşmesinin sona ermesi; Komisyon sözleşmesi, komisyoncuya verilen işin görülmesi ile sonlanmış olur. Azil veya çekilme da sözleşmeyi bitirir. Sadece sebepsiz azil ve zamansız istifa karşılıklı giderim talepleri gerektirebilir.
TİCARET İŞLERİ TELLALLIĞI
tecim işleri tellallığı; taraflardan aslabirisine doğal olarak olmaksızın, ücret karşılığında, ticari işlere ilişkin sözleşmelerin yapılması mevzusunda taraflar içinde aracılığın meslek edinilmesidir.
Ticaret işleri tellallığının unsurları
• Ticari işlere ilişkin tacirler arası işlerde sözleşmenin yapılması konusunda aracılık yapmalıdır. Bir bireyin ticari işler tellalı sayılması için, aracılık ettiği işlerin ticari iş niteliğinde olması ve iki tacir arasında olması esastır. Bu yüzden esnaflar içinde yapılan aracılık buna dahil değildir.
• Meslek edinmelidir.
• bağlarımlı olmamalıdır; Taraflardan birisiyle devamlı sözleşmesi olmamalıdır.
• Ücret almalıdır.
Ticaret işleri tellalının borç ve yükümleri
• Aracılık; tarafsız bir aracılık yapmalıdır. Taraflı olması halinde ücret hakkını kaybeder.
• Bordro düzenlenmesi; ticaret işleri tellalı bordro düzenlemelidir. Bu bordroda taraflardan her birine, sözleşme yapıldıktan sonrasında tarafların ad ve soyadlarını, unvanlarını, sözleşmenin konu ve şartlarını, mal fiyatını, teslim zamanını gösterir bir bordro düzenler, imzalar ve verir.
• Tellal belgelerin örneklerini saklamalıdır.
• Tellal günlük defteri tutmalıdır. Buradaki kayıtları tarih sırasına nazaran yapmalıdır. Bunlar bordrolara geçirilen belgeleri de içermelidir. Anlaşmazlık halinde taraflardan biri bu defterin ibrazını isteyebilir. Ek olarak tellalın ölmesi halinde bu defter notere teslim edilir.
Tellalın Hakları
• Tellala ücret ödenmesi için yalnızca sözleşme yapılması yeterlidir, ayrıca sözleşmenin uygulanmasına gerek kalmamıştır. Tellal tarafsızlıktan ayrılırsa ücret hakkını yitirir.
• Tellal yaptığı giderleri isteyemez.
Tellallığın sona ermesi; Tellallık, müvekkil tarafınca verilen işin herhangi bir nedenle sona ermesi, müvekkil yada tellalın ölümü, çağdaş hakları kullanma ehliyetini yitirmesi, iflası, süre öngörülmüşse bu sürenin geçmesi ile son bulur. Azil ve çekilme da olanaklı olup, gereksiz azil ve zamansız çekilme karşılıklı giderim talebi gerektirir.


ÜNİTE 8 – CARİ HESAP


Aralarında devamlı ilişki bulunan iki fert arasında alıcı ve satıcı sıfatları sık sık yer değiştirebilir. Bu şeklinde durumlarda alacakları takas etmek, belki gereksiz ödemelerin önüne geçebilecektir. İşte ekonomik yönden cari hesap nakit para dolaşımını önleyen özel bir takas rejimidir. Bu rejimde taraflar alacaklarını karşılıklı olarak tek tek istemekten vazgeçip, bunları ortak bir hesaba kalem kalem kaydederler. Belirli süreler sonunda –ki bunlara hesap devresi denir- kaydedilen bu alacaklar takas edilir ve bakiye saptanır.
Takas: Karşılıklı, birbirine benzer ve muaccel olan iki alacağın (borcun) denkleştikleri oranda sona ermesidir.
Cari hesap: İki kimsenin para, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacakları ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem borç ve alacak şekline çevirerek, hesabın kesilmesinde çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan anlaşmadır.
Cari hesap sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması şarttır. Burada yazılı şekil geçerlilik şartıdır. şu demek oluyor ki yazılı şekilde yapılmazsa yargı ifade etmez.
Geçerlilik Şekli; Bir hukuki işlem kanunlarda öngörülen şekle uygun olarak yapılmadıkça geçerli olmayacak ise bu şekle geçerlilik şekli adı verilir.
Kambiyo Senedi; Poliçe, bono ve çekten oluşan ticari senetler için kullanılan bir diğer addır.
Paradan başka vadesi vardığında öğrenim edilmesi koşuluyla kambiyo senetleri de (çek, poliçe, bono) cari hesaba geçirilebilir.
Cari hesaba geçirilmeyenler
• Takası olanaklı olmayan alacaklar
• Belli bir yere sarfedilmek veya emre amade tutulmak üzere teslim olunan para ve mallardan doğmuş alacaklar.
Alacağın yenilenmesi (yenilenme) : Eski borcun ortadan kalkması amacıyla yeni bir borç ilişkisinin kurulmasıdır. Yenileme de borçlu, alacaklı ile anlaşarak eski borcun yerine yeni bir borç altına girmekte, alacaklı da eski alacağından vazgeçerek yeni bir alacak kazanmaktadır.
Cari hesabın bölünmezliği, üçüncü kişilere devrinin olmamasıdır.
Cari hesapta takas; her hesap devresi sonucunda, borç kalemleri ve alacak kalemlerinin tutarlarının karşılaştırılıp, yeni devreye ilk kalem olarak yazılması ile olur.
Cari hesapta faiz; Cari hesaba geçirilen kalemler için faiz işler. Bu faiz borç ve alacak kalemleri için farklı olabilir. Taraflar, üç aydan azca olmamak üzere, devreler saptayıp, her devre sonucu oluşan faizin, yeni kalem olarak cari hesaba alınmasını kararlaştırabilirler.
Cari Hesapta süre aşımı; Hesap hataları, haksız olarak cari hesaba geçirilmiş kalemler, ikinci kere yapılan kayıtlara ilişkin davalar cari hesap sözleşmesinin bittiği tarihten 5 yıl sonra süre aşımına uğrar.
Cari hesapta anlaşma süresi; cari hesap sözleşmesi süre belirterek, veya müddetsiz yapılabilir. Cari hesap sözleşmesi boyunca borçlu-alacaklı ilişkisi olmaz. Bu ilişki yalnız anlaşmanın sona ermesi ile gerçekleşir ve alacaklı alacağını talep edebilir.
Hesap devresi; Belirli devreler sonucunda borç-alacak farkı belirlenir ve devreye tek kalem olarak geçirilir.
Hesap devresi günü sözleşmede belirtilmemiş ise 31 Aralık olarak kabul edilir.
Cari hesap anlaşması nihayetinde hesaplanan bakiyeyi taraflardan biri kabul etmezse 1 ay içerisinde noter, taahütlü mektup veya telgraf aracılığı ile itirazda bulunmalıdır.
Cari hesap sözleşmesini sona erdiren haller
• Taraflardan birinin feshi ile
• Taraflardan birinin batkıı ile
• Taraflardan biri ölür yahut kısıtlanırsa her iki taraf halefleri 10 gün önceden haber vererek feshedebilirler
• Taraflardan birine haciz gelirse, haciz gelen taraf 15 gün içinde haczi kaldırmalıdır. Yoksa öteki taraf sözleşmeyi feshedebilir.




ÜNİTE 9 – ORTAKLIK KAVRAMI VE KOLLEKTİF ORTAKLIK


Kanunumuzda ticaret şirketleri başlığı altında ticaret ortaklıkları; Kollektif, adi komandit, anonim, sermayesi paylara bölünmüş komandit, kooperatif ve limited ortaklıklar düzenlenmiştir.


Ticaret Ortaklıkları
• Kollektif
• Komandit
• Anonim
• Limited


ticaret ortaklıkları tüzel kişiliğe haizdir. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği yoktur. Bunlar adi şirketler olarak borçlar kanunumuzda düzenlenmiştir.


Sözleşme: Birden fazla ferdin bir hukuki ilişki kurmak yada mevcut bir hukuki ilişkiyi değiştirmek yahut ortadan kaldırmak üzere karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini beyan etmeleridir.


Ortaklaşa iş sözleşmesinin unsurları


• işbirliği iki veya daha çok kişi içinde meydana getirilen bir sözleşmedir. Ancak anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklıklar için minimum 5 kişinin varlığı şarttır. Limited ortaklıklar en fazlaca 50 kişidir.


• Türk ticaret Kanunu’nda düzenlenen ticaret ortaklıklarının tümünün kurumu yazılı şekle ve imzaların noterce onaylanmasına bağlıdır.


• İki taraflı sözleşmelerde, tarafların amaç ve çıkarları birbirine karşıttır. Oysa ortaklık sözleşmesinde tarafların çıkar ve fakatçları ortaktır.


• İki taraflı sözleşmelerde, tarafların edimleri içinde azca çok bir eşitlik olması gerekir. Oysa ortaklık sözleşmesinde tarafların edimleri arasında eşitlik yoktur.


Edim: Bir borç ilişkisinde alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranıştır.


• ortaklaşa iş sözleşmesinde edimler, ortak amacın elde edilmesine özgülenir, iki taraflı sözleşmelerde bir tarafın yaptığı edim, diğer tarafın mülkiyetine geçer.


• işbirliği sözleşmesi süreklidir, diğer sözleşmelerin çoğu devamlı değildir.


• işbirliği sözleşmesi sonucu kurulan ortaklık, üçüncü kişilerle taraflarından bağlarımsız olarak ilişkiler kurar, haklar kazanır, borçlar yüklenir. Diğer sözleşmelerde bu şekilde bir vaziyet yoktur.


Gerçek ve tüzel kişilerin haiz oldukları bir ortaklıkta taraf olma hakkının kullanılması medeni kanun hükümlerine tabidir.


Ortaklaşa iş sözleşmesinin amacı kazanç sağlamak ve bunu ortaklarla paylaşmaktır.


Say: Emek. Ortaklıklarda ana para hisseı olarak emek, ortağın çalışmasını ortaklık işlerine özgülemesi ve mesleki bilgilerini işbirliği emrine vermesi anlamına gelir.


Her türlü iktisadi değer ortaklığa sermaye olarak katılabilir. Ortaklaşa iş sözleşmesinde konulacak sermaye belirlenmemişse B.K’ na göre sermaye yükümleri eşit olmalıdır.


Ortaklık Sözleşmesi: ortaklaşa iş, iki veya daha çok ferdin, kazanç sağlamak ve bunu paylaşmak niyet ve amacı ile ekonomik ve mali yarar sağlayan ve bu amacın gerçekleşmesine yeterli edimlerini bir araya getirip, bu amaca özgüleyerek kurdukları çok taraflı bir sözleşmedir.


Tüzel kişilik; tecim Ortaklıkları tüzel kişiliği ticaret siciline tescil anında kazanırlar. Donatma iştiraki ve adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur.


Sınırlı yeterlik; tecim ortaklıkları hak ve ehliyetlerini sözleşmeli bir işletmenin varlığı ile kazanır.


Kollektif işbirliği; gerçek kişiler içinde kurulan ortaklık borç ve yükümlülüklerinden dolayı ortakların sorumu sınırsız ve zincirleme olan bir ortaklık olarak tanınabilir.


Kollektif Ortaklığın Unsurları
• Ticari işletme olması
• ticaret unvanı olması
• Ortakların gerçek fert olması
• Ortakların sınırsız görevli olması ;Bu ortaklığın üçüncü kişilere karşı üstlendiği borç ve yükümlerden, neden olduğu haksız fiillerden, ortakların tüm mal varlıkları ile sınırsız ve zincirleme görevli olmalarıdır.
• Tüzel kişiliğe haiz olması


Kollektif ortaklıklara sırayla uygulanacak hükümler
1- Emredici hükümler
2- işbirliği sözleşmesi hükümleri
3- tecim kanununun Kollektif ortaklıklara özgü ikinci fasıl hükümleri
4- ticaret kanununun ticaret ortaklıklarına ilişkin genel hükümleri
5- Adi işbirliği hükümleri
6- Ticari hükümler
7- Ticari örf ve adet
8- Genel hükümler


Emredici kural: Kanun, tüzük veya yönetmeliklerde yazılı olup, uyulması zorunlu kurallardır. Kişiler bu kuralları iradeleri ile değiştiremez.


Kollektif ortaklık sözleşmesi, yazılı olmalı ve imzalar noterce onanmalıdır. Bu sağlanmazsa adi işbirliği hükümlerine tabi olur.


Kollektif oraklıklara sadece gerçek kişiler ortak olur.


Kollektif ortaklık sözleşmesi TTK m.155’te sayılan hususları mecburi olarak içermelidir. Kanuna aykırı olmamak kaydıyla başka hükümler eklenebilir.


Kollektif ortaklık sözleşmesinde bulunması zorunlu hususlar
• Ortakların ad ve soyadları, yerleşim yerleri ve uyrukları
• Sözleşmede kesinlikle geçmesi gereken Kollektif sözcüğü
• ortaklaşa iş merkezi ve ortakların tecim unvanları (merkez nerdeyse ortaklığın uyruğu orasıdır. Tüm davalar merkezin bulunmuş olduğu yerdeki mahkemelerde açılabilir.)
• Ortaklığın (ticari işletmenin) mevzusu belirtilmelidir.
• Ortakların koyduğu sermayenin ve miktarının belirtilmesi gereklidir.
Not: sermaye koyma açısından en serbest olan ortaklaşa iş Kollektif ortaklıktır. Ortaklığa ana para olarak para, alacak, kıymetli evrak, marka, taşınmaz mal, emek, ticari saygınlık, ticari işletme konulabilir. Sermaye miktarı açısından bir eşitlik aranmaz.
• Ortakların yalnız başlarına mı yoksa birlikte mi imza koyacakları belirtilmelidir.
Kollektif ortaklıklar tüzel kişiliğini ticaret siciline tescil ile kazanır. Tescil talebi, işbirliği merkezinin bulunmuş olduğu yer ticaret sicili memurluğuna, ortaklığı kuranlar tarafından, sözleşmenin düzenlenmesinden itibaren 15 gün içinde yapılır. Tescil edilen ortaklaşa iş Türkiye ticaret Sicili Gazetesi’nde duyuru edilir.
Kuruluş işlemlerinde eksiklikler olursa Kollektif işbirliği değil adi ortaklaşa iş sayılır. Ancak ortaklar her türlü sorunda direkt doğruya ve zincirleme sorumludurlar.


ÜNİTE 10 – KOLLEKTİF ORTAKLIKTA ORTAKLAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER


Ortakların Hak ve Borçları


Yönetim Hakkı; Kollektif ortaklığın üçüncü kişilerle işleme girişmeden düşünmesi ve karar almasına denir.
Kollektif ortaklıklar üçüncü kişilere karşı temsilcilerinin beyanları ile bağlı olur. Beyanlar ortakların iradesine aykırı olsa bile bu üçüncü kişileri etkilemez.


Yönetim hakkının sahibi ortaktır. Ortağın bu ortaklığı yönetmesi hem bir hak hem de bir borçtur.


Ortaklaşa iş sözleşmesi ile yönetim hakkı, ortaklardan birisine yada bir kaçına verilmiş olabilir. Ancak yönetim hakkı bulunmayan bir ortak da üçüncü kişilere karşı işlemlerinden dolayı sorumludur.


Ortaklaşa iş sözleşmesinde yönetim hakkının kimde olduğu belirtilmemiş ise her ortak yönetim hakkına sahiptir.
Yönetim hakkı sınırı olarak öncelikle geçerli olan işbirliği sözleşmesidir. Yönetim hakkının içinde ne olduğu ve sınırı işbirliği sözleşmesinde özgürçe belirlenebilir.


Yönetim hakkı sınırı


Olağan iş kapsamına giren her mevzuda yönetim hakkına haiz ortaklar, karar alma yetkisine sahiptir. Sadece olağanüstü işlemlerde bütün ortaklar oybirliği ile karar alırlar.
Ortaklığı yönetenler, ortaklaşa iş çıkarlarına uygun görmüş oldukleri takdirde, barış, feragat, kabul ve tahkim kararı da alabilirler.


Barış: Usul hukukunda tarafların kendi istekleriyle taleplerinden vazgeçmeleri, belli bir konuda uyuşmalarıdır.


Feragat: Usul hukukunda taraflardan birinin talebinden vazgeçmesidir.


Tahkim: Usul hukukunda uyuşmazlıkların hakim yerine hakem tarafından çözülmesidir.


Kabul: Usul hukukunda taraflardan birinin, diğerinin talebini benimsemesidir.


İtiraz Hakkı; Yönetim hakkına haiz bir ortak, öteki yönetim hakkına sahip ortağın yaptığı işlemin ortaklaşa iş yararına olmadığını beyan ederek, işlemin üçüncü kişi ile yapılmasını önleyebilir. Bu itiraz hakkıdır ve olağan işlemlerde söz mevzusudur. Sadece itiraz hakkı işlemin üçüncü kişilerle hemen hemen yapılmadığı zamanlarda kullanılmalı, çünkü işlem gerçekleşirse bu hak düşer. İtiraz hakkı kullanıldığında işlem durur ve konu kurula gelir. Kurulda oy çoğunluğu işlemin yapılıp yapılmamasına karar verir. Yalnız yönetim hakkı olanların itiraz hakkı vardır.


Oy ve Karar; Hukuki açıdan oy, bir önerinin leh veya aleyhinde karar alınmasını sağlamak yada kararın doğumuna engel olunmak için iradenin açıklanmasıdır. Karar açıklanıncaya kadar ortak verdiği oydan geri dönebilir.


İrade Bozukluğu; İrade ile iradenin açıklanması arasında istenmeyerek veya dış etkenler altında meydana gelen uygunsuzluktur.


Karar alındıktan sonrasında oy işlemi yalnız iradeyi bozan hata, hile tehdit benzer biçimde sebeplerden iptal edilebilir.


Alınan kararlar yasa uyarmanca bir karar defterine geçirilir.


Oy şahsen verilir. Ancak ortaklaşa iş sözleşmesinde aksi yargı olmadıkça, temsilci ortak yerine oy kullanabilir.


Denetleme hakkı; her ortaklığın iş ve işlemlerini araştırma ve denetleme hakkı vardır.


Ortak ödatı dünyaya geldiğu andan itibaren her ortak denetleme yetkisine sahip olur.


Denetleme hakkının kapsamı
• ortaklık işlerinin gidişi hakkında data edinmek
• Ortaklığın evrak ve işlerini incelemek
• Kendisi için ortaklığın mali durumunu gösterir bir hesap belgesi düzenlenmesini istemek.


Denetleme hakkını kullanma biçimi; Denetleme hakkı bizzat ortak tarafından kullanılır. Ortak minik veya kısıtlı ise yasal temsilci yahut uzmanlık gerektiren mevzularda bir uzman denetim yapabilir.


Sadakat Borcu; Ortaklar birbirine sadakatle yükümlüdür. Sadakat borcuna aykırılığın yaptırımı ortaklığın feshi veya ortaklıktan çıkarımdır.


Rekabet Yasağı; TTK’na bakılırsa ortakların birbiriyle rekabet etmesi yasaktır. Sadece rekabet yasağı ortaklaşa iş sözleşmesi ile kaldırılabilir, hafifleştirilebilir yada ağırlaştırılabilir. Ağırlaştırma halinde sınır ortağın kişilik haklarıdır.
Kanunda düzenlenen rekabet yasağının kapsamı, ortaklığın fiilen yaptığı ticari işlerdir.


Rekabet yasağı, yer bakımından, ortaklığın iş ve çıkar çevresi ile sınırlıdır.


Rekabet yasağı kapsamına giren işler;
Bir ortak, ortağı bulunduğu Kollektif ortaklığın yaptığı türden bir işi;
• Kendi ad ve hesabına yapması imkansız.
• Başkası hesabına yapması imkansız.
• Aynı tür işlerle uğraşan bir ortaklığa sınırsız sorumlu ortak olarak giremez.
• Bu işleri kendi hesabına başkalarına da yaptıramaz.


Rekabet yasağına aykırılığın yapmış oldurımı, diğer ortaklara ortaklığın feshini isteme hakkının verilmesidir.


Ortaklığa tanınan olanaklar
• ortaklık, rekabet yasağına aykırı hareket eden ortaktan giderim isteyebilir.
• Ortağın kendi hesabına yapmış oldurdığı işleri, ortaklaşa iş hesabına yapılmış sayabilir.
• İş, ortak tarafından üçüncü kişilerin hesabına yapılmış ise, ortağın bundan edindiği karşılığın ortaklığa bırakılmasını isteyebilir.
• Rekabet yasağına aykırı hareket eden ortak, ortaklıktan çıkartılabilir.


Vakit aşımı; Rekabet yasağına aykırı davranmaktan dünyaya gelen talep hakkı, yasağa aykırılığın öğrenildiği anda 3 ay ve her biçimde işlemin yapıldığı tarihten itibaren 1 yıl içinde zaman aşımına uğrar.


Fesih: Ortadan kaldırmadır.


İnfisah: Kendiliğinden ortadan kalkmadır.


Rekabet yasağının son bulma halleri
• Ortak ödatının son bulması
• Ortaklığın feshi
• Ortaklığın infisahı


Her ortak kendi işlerinde gösterdiği özeni ortaklıkta da göstermekle yükümlüdür.


Ortakların eşitliği ilkesi; Ortaklar yönetimde, temsilde, kar ve zarardan hisse almada birbirleri ile eşittirler.


Ortak ödatının kişiselliği; Ortaklar arasındaki kişisel nitelikteki hak ve borçlar başkasına devredilemez.


Ancak, ortağın, ortaklıktan bağlarımsız bir alacağı var ise bu durumda üçüncü kişilere devredilebilir.


ORTAKLARIN PARASAL NİTELİKTEKİ HAK VE BORÇLARI
• sermaye borcu
• Katılma payı


Ortakların koydukları sermayenin cinsel ve miktarı serbesttir.


Sermaye borcu, işbirliği tüzel kişilik kazandığı anda muaccel olur. Ortaklığın yetkili temsilcisi bu borcunu talep edebilir.


Iyelik karinesi; Bir mal yada bir hakkın kullanma hakkı da ana para olabilir. Ana para olarak mal, ortaklığa devredilmişse, bu mallar üzerindeki hakların ortaklığa ait olması hakkında karine mevcuttur. Bu karine mülkiyet karinesidir.


Mülkiyetin Nakli; ana para borcu, kimi zaman ortağın bir alacağını ortaklığa devretmesi ile de ödenebilir. Bu alacağın temliki (alacaklının borçlusundan alacağını 3. Kişiye devretmesi ) ile mümkündür. Alacak öğrenim edilmedikçe, ortağın ana para koyma borcu bitmez.


Ana para borcu süresinde yahut gereği gibi yerine getirilmezse ortak, ortaklığın ziyanını öder. Sermaye borcunu hiç ödemezse fesih sebebi doğar yada ortaklıktan çıkarılır.


Ana para borcu para ise, işbirliği borcunun muaccel kazandığı andan itibaren faiz isteme hakkı kazanır.


Sermaye borcu (para, mal farketmez) gecikirse, faizin yanında bir de gecikme giderimi istenebilir.


Ortaklıktan çıkarılma, borcunu yerine getirmeyen ortak hariç diğerlerinin oy çoğunluğu ile alınır.


Ortaklığın infisah etmesi; ana para borcunun yerine getirilmesi olanaksızlaşmış ise ortaklık infisah eder. (kendiliğinden kalkar.)


Katılma hisseı; Ortağın, ortaklığa karşı haiz olduğu parasal hakların tümünü içerir.


Katılma oranının ortaklığa sağladığı haklar iki grupta toplanır:
• Ortaklığın devamı süresince gerçekleşen kar, ücret, sermaye faizi gibi talepler
• Ortaklığın fesih ve tasfiyesi yada ortağın ortaklıktan ayrılması şartına bağlı tasfiye payını talep


Ortaklığın devamı süresince Ortağın katılma payından doğmuş parasal nitelikteki hakları


Kar ve Zarar; Ortaklar, kar ve zarar paylarını işbirliği sözleşmesinde diledikleri şeklinde kararlaştırırlar.


Sözleşmede kar ve zarar oranı hakkında hüküm yoksa, ortaklar, koydukları ana para kadar mesuldür ve kar ve zarara eşit oranda katılırlar.


Kar ve zarar, ortakların ilk ve son tarihteki mal varlığının kararlaştırılması ile belirlenir.


Karı talep hakkı; Kar doğrudan doğruya çekilemez, zararın kapatılmasına özgülenir. Ancak daha önceki yıllarda zarar bile olsa, ortaklar alacakları toplu bir karar ile tüm karı çekebilir. Kar saptandıktan sonrasında çekilmezse, ortağın ortaklıktan bir alacağı olarak kalır.


Zararı karşılama; işbirliği zarar etmiş olsa dahi, ortaklar oy birliği ile karar almadıkça zararı karşılamaya zorlanamaz.


Ücret, faiz ve öteki talepler; Sözleşmede tersi bir hüküm olmadıkça, ortaklar, kişisel emeklerinden dolayı ücret isteyemez ve koyduğu sermayeye karşılık faiz alamaz.


Tasfiye payı; Ortaklığın tasfiyesi sonucu, tasfiye bakiyesi üzerinde ortağın talep hakkına tasfiye payı denir. Sözleşmede tasfiye oranının dağıtımı istenildiği şeklinde serbestçe düzenlenir.


Tasfiye sonucu elde edilmiş bakiye, ortakların ortaklığa koyduğu sermayeler ile gerçekleşen, fakat vakitında dağıtılmayan kar yada karşılanmayan zararın toplamından ibarettir. Bu durumda her ortak ortaklığa koyduğu sermayeyi geri alır.
 
Üst